Geri Dön

The impact of the use of educational drama on speaking anxiety among EFL learners

Eğitici drama kullanımının İngilizceyi yabancı dil olarak öğrenenlerin konuşma kaygısı üzerindeki etkileri

  1. Tez No: 952478
  2. Yazar: ZEYNEP DEMİR
  3. Danışmanlar: DR. ÖĞR. ÜYESİ FERDANE DENKCİ AKKAŞ
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Eğitim ve Öğretim, Education and Training
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2025
  8. Dil: İngilizce
  9. Üniversite: İstanbul Medeniyet Üniversitesi
  10. Enstitü: Lisansüstü Eğitim Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Yabancı Diller Eğitimi Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: İngiliz Dili Eğitimi Bilim Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 135

Özet

Bugün İngilizce'nin dünya çapında bir iletişim aracı haline geldiği ve yabancı dil olarak hem Türkiye'de hem de birçok ülkede öğrenildiği ve öğretildiği bilinmektedir (Aydın ve Zengin, 2008). İngilizce aynı ana dili veya hatta ikinci dili paylaşmayan insanlar arasında iletişim için çoğunlukla kullanılan bir dil olma yolunda ilerlemektedir (Harmer, 2007). Bu nedenle Türkiye'de de İngilizce yabancı dil olarak ilkokul ikinci sınıftan lise 12. sınıfa kadar zorunlu bir ders olarak okutulmaktadır. Ancak yabancı dil öğretmenleri çeşitli sebeplerden dolayı genellikle geleneksel öğretim yöntemlerine yönelmektedir. Genellikle öğrencinin edilgen, öğretmenin etkin olduğu yabancı dil derslerinde öğrencilerin yabancı dilde konuşurken kaygılı hissetmesi olağan bir durumdur. Kaygı, otonom sinir sisteminin uyarılması sonucu görülen öznel gerginlik, endişe, tedirginlik ve kaygı hissi olarak ifade edilmektedir (Horwitz vd., 1986). Bir başka ifade ile kaygı“tehdit edici ancak belirsiz bir olgunun gergin ve rahatsız edici beklentisi; huzursuz edici bir gerilim hissi”olarak tanımlanabilir (Rachman, 2004, s. 3). Dil kaygısı ikinci bir dil öğrenme ve o dilde konuşma çabası ile ilişkili bir tür kaygıdır (Ellis, 1994). Yabancı dil kaygısı ise“dil öğrenme sürecinin benzersizliğinden kaynaklanan sınıf içi dil öğrenimiyle ilgili kişiye özgü algılar, inançlar, duygular ve davranışlardan oluşan karmaşık bir yapı”(Horwitz vd., 1986, s. 128) olarak tanımlanmaktadır. Yabancı dil öğrenme kaygısı üç ana unsurdan oluşmaktadır. Bunlar olumsuz değerlendirilme korkusu, iletişim kaygısı ve sınav kaygısı şeklinde sıralanır (Aydın ve Zengin, 2008). Bu unsurların ilki iletişim kaygısı“insanlarla iletişim kurma konusunda duyulan korku ya da kaygı ile karakterize edilen bir çeşit utangaçlığı”ifade eder. Olumsuz değerlendirilme korkusu ise“başkalarının değerlendirmeleri hakkında duyulan endişe, değerlendirici durumlardan kaçınma ve başkalarının kendisini olumsuz değerlendireceği beklentisi”şeklinde tanımlanmaktadır. Son olarak sınav kaygısı“başarısızlık korkusundan kaynaklanan bir tür performans kaygısı”dır (Horwitz vd., 1986, s. 127-128). Yabancı dil kaygısının yanı sıra, konuşma kaygısı ise“bir bireyin başka bir kişi ile gerçek veya beklenen iletişimi ile bağlantılı olarak korku ya da kaygısının derecesi”olarak tanımlanmaktadır (McCroskey, 1977, s. 78). Drama insan yaşamının, yaştan ve toplumdan bağımsız olarak, gerçek bir fiziksel eylem olarak veya sadece zihindeki bir düşünce olarak gerçekleşebilen dinamik ve doğal bir sürecidir (Landy, 1982). Eğitim bağlamında düşünüldüğünde ise bir öğrencinin kendini başka birinin yerine koyması ya da kendisini yaratıcı bir şekilde farklı bir duruma yansıtması gerektiği bir hayal dünyasıdır (Holden, 1981). Öte yandan eğitici drama, öğrencilere daha önce ifade etme fırsatı bulamamış olabilecekleri bireysel uygulamaları ve anlayışları üzerinde düşünme fırsatı sunan bir öğretme ve öğrenme yöntemidir (Layman, 1976). Eğitici drama öğrencilerin konuşma becerilerini geliştirmeleri ve beden, akıl, dil ve duygularını kullanarak başkalarını yeni yollarla anlamaları için onlara güvenli bir ortam sağlar (Altweissi ve Maaytah, 2022). Yabancı dil öğretiminde drama kullanımının önemli katkıları vardır. En başta öğrencilerin dili akıcı konuşması için olanak tanır (Zalta, 2006). Doğal ve gerçek yaşam benzeri bağlamlarda konuşma gerektirdiği için, eğitici drama öğrencilerin özgüvenlerini geliştirmelerini sağlar (Wagner, 1979). Drama vücut hareketleri ve yüz ifadelerini kullanarak çocukları sınırlı dil becerisi ile bile konuşmaya teşvik eder ve onlara iletişim kurma şansı tanır (Zalta, 2006). Son olarak yabancı dil öğretiminde drama kullanımı ders kitabında yer alan diyaloglar ile gerçek hayattaki kullanım arasındaki ayrımı azaltır, dinleme pratiği sağlar, dili bir bağlamda sunar ve öğrencilere gerçek yaşam durumlarında başarı deneyimi kazandırarak sınıf dışındaki dünyayla başa çıkma konusunda onlara güven kazandırır (Davies, 1990). Tüm bu katkılar göz önünde bulundurulduğunda İngilizce'yi yabancı dil olarak öğrenen öğrencilerin derslerde daha aktif rol alacağı, öğrenilenin daha anlamlı hale geleceği, yabancı dili ezber yoluyla değil iletişim yolu ile öğrenecekleri ve sonuç olarak yabancı dilde konuşurken daha az kaygılı hissedecekleri drama aktivitelerine yer verilmesi beklenir. Bu çalışma eğitici dramanın İngilizceyi yabancı dil olarak öğrenen çocukların yabancı dilde konuşma kaygısına etkilerini incelemeyi amaçlamaktadır. Bu amaca uygun olarak çalışmada yarı deneysel araştırma modeli kullanılmıştır. Çalışmanın katılımcılarını Diyarbakır ilinde bir devlet ortaokulunda öğrenim gören toplam 20 6. sınıf öğrencisi oluşturmaktadır. Eğitim ve öğretim yılının başında çalışmanın katılımcılarını oluşturan sınıflar okul yönetimi tarafından oluşturulmuş ve araştırmacı tarafından sınıflar arası rastgele öğrenci dağılımı yapmak mümkün olmamıştır. Katılımcı öğrenciler İngilizceyi yabancı bir dil olarak 2. sınıftan itibaren zorunlu bir ders olarak görmektedirler. Çalışmanın yapıldığı okulda 6. sınıf kademesinde sadece 2 sınıf bulunduğundan rastgele bir sınıf kontrol grubu diğer sınıf ise deney grubu olarak seçilmiştir. Kontrol grubunda 9 öğrenci, deney grubunda ise 11 öğrenci yer almıştır. Eğitici drama yolu ile İngilizce öğretiminin öğrencilerin yabancı dilde konuşma kaygısı üzerindeki etkilerini anlamak amacı ile Aydın ve diğerleri (2017) tarafından çocuk katılımcıların yabancı dil kaygı düzeylerini ölçmek üzere geliştirilen Çocuklar için Yabancı Dil Kaygı Ölçeği ön test ve son test olarak uygulanmıştır. Aydın ve diğerleri (2017) Türkiye'de yabancı dil olarak İngilizce öğrenimi bağlamında bu ölçeğin uygun bir ölçme aracı olarak 7 ila 12 yaş aralığında olan çocukların yabancı dil kaygısı için potansiyel kullanımına yönelik kanıtlara ulaşmıştır. Ölçek demografik bilgiler ve Yabancı Dil Kaygı Ölçeği olmak üzere iki bölümden oluşmaktadır. Demografik bilgi bölümünde öğrencilerin öğrenim gördüğü sınıf kademesi, cinsiyeti ve doğum tarihi sorulmaktadır. İkinci bölüm ölçeğin 18 maddesinden oluşmaktadır. Her bir maddede bir soru ile 5 adet yüz ifadesi yer almaktadır. Yüz ifadeleri sırası ile 'çok mutsuz', 'mutsuz', 'ne mutlu ne mutsuz', 'mutlu' ve 'çok mutlu' anlamlarını taşımaktadır. Çocuklar için Yabancı Dil Kaygı Ölçeği üç alt boyuttan oluşmaktadır. Bunlar iletişim kaygısı, olumsuz değerlendirilme korkusu ve sınav kaygısıdır. Ankete katılım sağlayan öğrencilerden verilen soruda nasıl hissettiklerine göre uygun yüz ifadesini seçmesi istenmiştir. Soruları anlamakta güçlük çeken öğrencilere öğretmen gerekli açıklamaları yapmıştır. Ön testin uygulanmasından sonra deney grubunda 2 Ocak - 27 Mart 2025 tarihleri arasında toplam 10 hafta İngilizce dersleri eğitici drama yoluyla işlenmiştir. Her hafta 3 ders saatinden 1 ders saati (40 dakika) drama etkinliklerine ayrılmıştır. 6. sınıf İngilizce dersi müfredatında yer alan bazı üniteler seçilmiş ve ünitelerin temalarına ve kazanımlarına uygun drama etkinlikleri tasarlanmıştır. Seçilen etkinlikler doğrultusunda ders planları hazırlanarak İngilizce dersleri drama yoluyla işlenmiştir. Deney grubunda kullanılan drama etkinlikleri arasında sessiz sinema, rol oynama, simülasyon, donmuş imaj geliştirme, kuklacılık, hikâye anlatma, dil oyunları ve doğaçlama yer almaktadır. Deney grubu ile İngilizce dersleri drama yolu ile işlenirken, kontrol grubu derslerine olağan şekilde devam etmiştir. Analiz aşamasında ölçek yolu ile elde edilen nicel veriler öncelikle SPSS istatistik programına aktarılmıştır. Ardından ilk olarak her bir grup için ön test ve son test verileri Wilcoxon Sıralı Dizinler Testi kullanılarak kendi içerisinde karşılaştırılmıştır. İkinci aşamada kontrol ve deney grubunun ön testlerinden ve son testlerinden elde edilen veriler Mann-Whitney U Testi kullanılarak birbiriyle karşılaştırılmıştır. Analizler sonucunda, kontrol grubunda ve deney grubunda yer alan öğrencilerin konuşma kaygıları arasında deney öncesinde veya deney sonrasında anlamlı bir farklılık olmadığı anlaşılmıştır. Ayrıca, deney grubunda yer alan öğrencilerin konuşma kaygıları deney sonrasında anlamlı bir şekilde farklılaşmamıştır. Bir başka deyişle, drama etkinlikleri ile yürütülen İngilizce dersleri katılımcı çocukların konuşma kaygıları üzerinde anlamlı bir etki yaratmamıştır. Ancak istatistiksel açıdan anlamlı olmasa da iki grubun da yabancı dilde konuşmaya yönelik kaygısı artmıştır. Sınav kaygısı ele alındığında deney grubunun drama aktiviteleri sonrasında kaygı seviyesi azalmıştır. Deney grubunun olumsuz değerlendirilme korkusu artarken, kontrol grubunun bu alandaki kaygısında bir miktar azalma görülmüştür. Gruplar arası karşılaştırmalar ele alındığında ise yine istatistiksel açıdan manidar olmasa da deney grubundaki öğrencilerin yabancı dil öğrenme, yabancı dilde konuşma ve olumsuz değerlendirilme konusunda kontrol grubundan daha kaygılı oldukları ortaya çıkmıştır. Ancak, deney grubunun sınav kaygısı kontrol grubundan daha az bulunmuştur. Drama aktiviteleri sonrasında öğrencilerin kaygı seviyelerinin artmasının sebepleri arasında ana dil kullanımı, utangaçlık, dramanın tahmin edilemez doğası (Alasmari ve Alshae'el, 2020) ve yabancı dildeki yetersizlik (Lee ve Kang, 2017) gibi drama ile ortaya çıkan yeni zorluklar gösterilebilir. Ayrıca, deney grubundaki öğrencilerin drama aktiviteleri boyunca İngilizceyi sınıf arkadaşları ile iletişim kurmak için aktif olarak kullanmaları gerekmiştir. Alışkın olmadıkları bu durum da öğrencilerin daha kaygılı hissetmelerine yol açmış olabilir. Ek olarak, İngilizce dersinde işlenen konuların zamanla daha çok zorlaşması da öğrencilerin kaygı seviyelerini arttırmış olabilir. Bununla beraber öğretmenin drama ve dramanın dil öğretiminde kullanımı konusunda özel bir eğitim almamış olması da bu çalışmanın sonucunda öğrencilerin kaygı seviyelerinin artmasına yol açan sebepler arasında gösterilebilir. Öte yandan deney grubu ile kontrol grubunun kaygı seviyeleri arasında istatistiki anlamda önemli bir farklılık bulunmamıştır. Her iki grubun da İngilizce derslerini aynı öğretmen ile işlemesi, öğretmenin tutumu ve yarattığı sınıf ortamı gruplar arasında kaygı seviyeleri açısından anlamlı bir farklılık çıkmamasına yol açmış olabilir. Kontrol grubu drama aktivitelerinde yer almamasına rağmen öğretmenin destekleyici ve olumlu tavrı ile oluşturduğu pozitif öğrenme ortamı öğrencilerin İngilizce derslerinde güvende ve rahat hissetmelerini sağlamış olabilir (Alnuzaili & Uddin, 2020; Young, 1991). Araştırmanın elde ettiği sonuçlara dayanarak ileride yapılabilecek benzer çalışmalara yönelik bazı önerilerde bulunulabilir. İlk olarak bu çalışma bir köy okulunda ve yalnızca 20 öğrenci ile yapılmıştır. Bu nedenle ileriki araştırmalarda daha çok yorumlanabilir veriler elde etmek için farklı şehirlerde ve okullarda öğrenim gören daha çok sayıda öğrenci çalışmaya dâhil edilebilir. Ayrıca gelecekteki araştırmalarda farklı kademelerde öğrenim gören ilkokul ve ortaokul öğrencileri ile çalışma yapılabilir. Ek olarak eğitici drama ile İngilizce öğretiminin öğrencilerin yabancı dilde konuşma kaygısı üzerindeki etkilerinin daha iyi anlaşılabilmesi için veri toplama sürecine görüşme ve günlük gibi nitel veri toplama araçları eklenebilir. Nitel veriler ile nicel veriler karşılaştırılıp daha kapsamlı sonuçlara varılabilir. Öte yandan bu araştırmada nicel olarak öğrencilerin konuşma kaygısı özelinde istatistiki anlamda önemli bir sonuç elde edilemese de alan yazında belirtilen ve özellikle genç öğrenenlere yönelik katkıları göz önünde bulundurulduğunda İngilizce öğretmenlerine derslerinde drama aktivitelerine yer vermeleri tavsiye edilmektedir. Drama etkinliklerinin daha etkili bir şekilde kullanılabilmesi için İngilizce öğretmenlerine uygulamaya yönelik eğitimler verilmesi ve drama etkinliklerinin doğasından kaynaklanan kaygıyı azaltmak üzere çeşitli stratejiler kullanılması önerilmektedir.

Özet (Çeviri)

Considering the widespread use and importance of English, many countries like Türkiye include regulations in their language teaching policies to lower the age at which English instruction begins. However, young students often feel anxious when speaking in English in the classroom. Regarding the limited research on speaking anxiety among young learners in the Turkish EFL teaching context, this study aims to investigate the impact of using educational drama on speaking anxiety among young EFL learners. Considering the aim, a quasi-experimental research design was adopted to investigate the impact of teaching through drama on foreign language speaking anxiety. As the data collection tool for this study, the Children's Foreign Language Anxiety Scale (CFLAS), adapted by Aydın et al. (2016a), was used as a pre-test and post-test during the data collection procedure. The related data were collected from 20 students attending 6th grade in a state secondary school located in Diyarbakır province of Türkiye. There were only two 6th-grade classrooms hence, they were randomly chosen as the control and experimental groups. While the 11 students from the experimental group participated in English courses with drama activities, the nine students from the control group continued their English classes as usual. Before and after the 10-week implementation of drama activities, CFLAS was administered in both groups. Wilcoxon Signed Ranks Test was applied to compare pre-test and post-test results within each group, and Mann-Whitney U Test was used to compare pre-test and post-test scores across groups. The results revealed that the implementation of drama activities did not have a statistically significant impact on students' foreign language speaking anxiety levels. Although the difference was statistically insignificant, students in the experimental group were found to be slightly more anxious when communicating in English after the implementation of drama activities. However, they reported feeling less anxious in specific situations, such as when they did not understand what their teacher was saying in English, during English examinations, and when they experienced failure in English classes. Furthermore, compared to their peers in the control group, students in the experimental group felt slightly less anxious when speaking English in the classroom, when being called on by the teacher, and when taking English exams after receiving instruction through drama activities.

Benzer Tezler

  1. Teacher to researcher: Reflections on drama as extracurricular activity and speaking anxiety

    Öğretmenlikten araştırmacılığa: Dramanın sınıf dışı uygulanması ve konuşma kaygısı üzerine yansımalar

    KÜBRA OKANDAN

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2019

    Eğitim ve ÖğretimHacettepe Üniversitesi

    Yabancı Diller Eğitimi Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ İSMAİL FIRAT ALTAY

  2. The use of creative drama in developing the speaking skills of young learners

    Çocukların konuşma beserisinin geliştirilmesinde yaratıcı dramanın kullanılması

    GALİYA SARAÇ

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2007

    Eğitim ve ÖğretimGazi Üniversitesi

    İngiliz Dili Eğitimi Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. BENA GÜL PEKER

  3. Edebiyat eğitimi bağlamında lise öğrencileri ile Türk dili ve edebiyatı öğretmenlerinin estetik algıları (Eskişehir örneği)

    Aesthetic perceptions of high school students and Turkish language and literature teachers in the context of literary education (Eskişehir sample)

    SAMET GÖKÇELİ

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    Eğitim ve ÖğretimGazi Üniversitesi

    Türkçe ve Sosyal Bilimler Eğitimi Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ MUSTAFA TATCI

  4. أثر استخدام الدراما والمسرح في تنمية مهارتي الاستماع والمحادثة في تدريس اللغة العربية للناطقين بغيرها

    Anadili Arapça olmayanlara Arap dilinin öğretilmesinde konuşma becerilerini geliştirmek için drama ve tiyatro kullanmanın etkisi

    NORAH MOHMMED A MUDAN

    Doktora

    Arapça

    Arapça

    2024

    Eğitim ve ÖğretimGazi Üniversitesi

    Yabancı Diller Eğitimi Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. İBRAHİM ETHEM POLAT

  5. Moldova Cumhuriyeti Gagauz Yeri Özerk Bölgesinde Türkiye Türkçesi öğretimi

    Teaching Turkish language in the Gagauz Autonomous Region of Republic of Moldova

    BERKER KURT

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2017

    DilbilimGazi Üniversitesi

    Türkçe Eğitimi Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. NECATİ DEMİR