Geri Dön

PET/BT görüntülemenin gastrointestinal kanserli hastalarda peritoneal karsinomatozis saptama ve kanser evrelemesindeki rolü

The role of PET/CT imaging in cancer staging and detection ofperitoneal carcinomatosis in patients with gastrointestinal cancer

  1. Tez No: 957560
  2. Yazar: HASAN PALA
  3. Danışmanlar: PROF. DR. ÖMER UĞUR
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Gastroenteroloji, Onkoloji, Radyoloji ve Nükleer Tıp, Gastroenterology, Oncology, Radiology and Nuclear Medicine
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2025
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Hacettepe Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Nükleer Tıp Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 119

Özet

PET/BT, onkolojik hasta grubunda evreleme ve nüks hastalık tespitinde çok önemli yere sahip olan bir görüntüleme yöntemidir. Klinik pratikte en sık kullanılan radyofarmasötik olan FDG, tümör-spesifik görüntüleme prensibine dayanmadığından tetkik hassasiyeti ve özgüllüğü değerlendirme alanlarında izlenen yüksek fizyolojik aktivite ve düşük tümör glikolizi gibi olgu özelliklerine bağlı olarak düşük olabilmektedir. Tümör stromasını görüntülemeyi hedefleyen 68Ga işaretli FAPi molekülleri, görüntülerde daha düşük zemin aktivite sağlaması ve tümöral dokulara görece özgüllüğü sayesinde FDG'den daha başarılı bir tanısal performans vaat etmektedir. Peritoneal karsinomatozis, intraabdominal metastatik yayılımı tanımlayan ve prognostik önemi bulunan bir antite olup, hastalık yaygınlığı indeks skor ile ifade edilmektedir. Gastrointestinal kanserlerde FDG için bahsedilen sınırlılıklar, özellikle peritoneal yayılımın tespit edilmesinde belirginleştiğinden PCI skorunun 68Ga FAPi PET/BT ile daha doğru bir şekilde tespit edilebileceğini düşündürmektedir. Buradan hareketle çalışmamızda evreleme ve nüks hastalık varlığı bakımından değerlendirme yapılan gastrointestinal organlardan köken alan maligniteleri bulunan hastalarda, FDG ve 68Ga FAPi PET/BT tetkiklerinin birbiriyle ve takipte görüntüleme veya histopatoloji verilerine dayalı olarak elde edilen sonuçlarla hem hasta hem lezyon bazında tanısal performanslarının karşılaştırılması hedeflenmiştir. Araştırmaya 38 hasta dahil edilmiştir. Çalışmamızın bulgularına göre; FAPi ile hem evreleme hem de nüks hastalık varlığı FDG'ye göre çok daha isabetli olarak tespit edilebilmektedir. Hesaplanan PCI skorları ve tespit edilen malign odak sayısı bakımından da FAPi anlamlı şekilde FDG'ye üstünlük sağlamıştır. Lezyon bazlı değerlendirmede takip verilerinde malign olarak tespit edilen odakların FAPi ile %86'sı doğru tanımlanırken FDG ile bu oran %34'tür. Ayrıca malign lezyonlarda FAPi tutulumu FDG tutulumundan daha yüksek ölçülmüş, FAPi ile FDG arasındaki ortalama SUVmaks farkı 3,73 olarak bulunmuştur. FAPi görüntüleme, 10. ve 60. dakikalarda çift zamanlı gerçekleştirilmiş olup malign odakların geç görüntülerde tutulum yoğunluğunda artış izlenmiş, benign tutulumlarda anlamlı artış gösterilememiş, pankreastan ölçülen fizyolojik referans tutulumlarda ise azalma tespit edilmiştir. Erken değere göre geç SUVmaks değerindeki artış yüzdesi arttıkça lezyonun malign çıkma olasılığının arttığı gösterilmiş; 10 mm'den büyük lezyonlarda bu artış küçük lezyonlara kıyasla yüksek bulunmuştur (p=0,001). Bulgularımıza göre primeri adenokarsinom olanlara kıyasla müsinöz/taşlı yüzük hücreli hastalıkta FAPi daha iyi tanısal performans göstermiştir. Ayrıca odak tipine göre (primer, lenf nodu, viseral metastaz gibi) karşılaştırmalar yapılmıştır. Sonuç olarak gastrointestinal kanserli hastaların peritoneal karsinomatozis değerlendirmesi ve evrelemesinde daha üstün tanısal performans sergilemesi; ayrıca çalışmamızdaki hastaların %63'ünde tedaviye başlama, tedavi değişikliğine yol açma veya metastaz şüphesinin ortadan kaldırılması gibi yollarla FDG'ye kıyasla hastalık yönetimine doğrudan etki etmesi nedeniyle FAPi kullanımının tanısal doğruluğu arttırarak hastalar için en uygun tedavinin seçilmesini sağlayabileceği düşünülmüştür.

Özet (Çeviri)

PET/CT has a crucial role in staging and detecting recurrent disease in oncological patients. Although FDG is the most commonly used radiopharmaceutical in clinical practice, it's not a tumour-specific imaging agent. The sensitivity and specificity of the examination may be low depending on the observed high physiological activity in the body areas and tumour-specific characteristics such as low tumour glycolysis. 68Ga labelled FAPi molecules, which aim to image tumour stroma, promise a more successful diagnostic performance than FDG due to lower background activity in images and relatively high specificity to tumoural tissues. Peritoneal carcinomatosis is an entity that defines intra-abdominal metastatic spread and an index score is used to express the extent of the disease that has a prognostic value. The abovementioned limitations for FDG in gastrointestinal cancers are particularly evident in detecting peritoneal spread, suggesting that the PCI score can be determined more accurately with 68Ga FAPi PET/CT. Based on this, our study aimed to compare the diagnostic performances of FDG and FAPi PET/CT examinations in patients with gastrointestinal malignancies evaluated in terms of staging and recurrence using histopathology data or follow-up imaging results as gold standard both on patient and lesion basis. Thirty-eight patients were included in the study. According to our findings, detecting recurrent disease and staging can be more accurately determined with FAPi than with FDG. FAPi also significantly outperformed FDG in calculating PCI scores and the number of malignant foci detected. FAPi demonstrates significantly higher accuracy in detecting malignant lesions than FDG in lesion-based assessments. Furthermore, subsequent data showed that FDG did not detect most malignant foci. In the lesion-based evaluation, 86% of the foci detected as malignant in the follow-up data were correctly identified with FAPi, while this rate was 34% with FDG. In addition, FAPi uptake was higher than FDG in malignant lesions and the mean SUVmax difference between FAPi and FDG was 3,73. FAPi imaging was performed at two-time intervals at 10 and 60 minutes. Uptake intensity at delayed images increased in malignant foci, but there was no increased uptake in benign lesions. The uptake measured as reference from the pancreas showed reduction. The likelihood of malignancy in a lesion escalates with the percentage rise in the late SUVmax value relative to the early value; this increment is more pronounced in lesions exceeding 10 mm in size compared to smaller lesions. The outcome data showed that FAPi has better diagnostic performance in mucinous/signet ring cell disease compared to primary adenocarcinoma. Comparisons were also made according to the type of lesion (primary, lymph node, visceral metastasis). In conclusion, FAPi has superior diagnostic performance in the evaluation of peritoneal carcinomatosis and in staging patients with gastrointestinal cancer and directly affects disease management compared to FDG by eliminating metastasis suspicion, initiating or changing treatment in 63% of patients in our study, suggesting that FAPi may improve diagnostic accuracy and enable more suitable therapeutic interventions for patients.

Benzer Tezler

  1. Kolorektal kanserlerin tanı ve takibinde F-18 FGD PET-BT yönteminin yeri

    The role of F-18 FDG PET-CT in detecti̇on and follow up of colorectal cancers

    MEHMET ALPER ŞAHİN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2015

    Radyoloji ve Nükleer TıpOndokuz Mayıs Üniversitesi

    Nükleer Tıp Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. OKTAY YAPICI

  2. Pozitron emisyon tomografi-bilgisayarlı tomografi ile rastlantısal olarak gastrointestinal sistemde artmış flor-18 fluoro-2-deoksi-glukoz tutulumu tespit edilen lezyonların değerlendirilmesi

    Increased flor-18 fluoro-2-DEOXY-glucose uptake in the gastrointestinal system by positron emission tomography-computerized tomography, evaluation of lesions detected

    DAMLA ÇAĞLA PATIR

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    GastroenterolojiSağlık Bilimleri Üniversitesi

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. CENGİZ CEYLAN

  3. Gastrointestinal sistem ve pankreatiko-bilyer sistem tümörlerinin karaciğer ve diğer intraabdominal metastatik lezyonlarının saptanmasında PET/CT ile MR görüntülemesinin karşılaştırılması

    Comparison of PET/CT and MRI in the determination of liver and other intraabdominal metastatic lesions of gastrointestinal system and pancreaticobiliary system tumors

    MEHMET TAHTABAŞI

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2015

    Radyoloji ve Nükleer TıpSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Radyoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ŞÜKRÜ MEHMET ERTÜRK

  4. PET/BT pozitifliği hepatoselüler karsinom nedeniyle yapılan erişkin canlı vericili karaciğer transplantasyonunda düşük sağkalım göstergesi

    Pet/ct positivity: indicator of low survival rate in adult, living donor liver transplant caused by hepatocelluler carcinoma

    BEDİ YOĞURTÇUOĞLU

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2015

    Gastroenterolojiİstanbul Bilim Üniversitesi

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. LEVENT KAMİL ERDEM

    DOÇ. DR. MURAT AKYILDIZ

  5. Plevra malignitelerinde F18-FDG PET/BT görüntülemenin rolü

    Role of F18-FDG PET/CT scanning in pleural malignancy

    ERKAN GÜLER

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2014

    Radyoloji ve Nükleer TıpUludağ Üniversitesi

    Dahili Tıp Bilimleri Bölümü

    PROF. DR. FEYZİ TAMGAÇ