Fetal büyüme kısıtlılığı saptanan gebeliklerde olumsuz sonuçları öngören tahmin modeli
Development of a predictive model for adverse perinatal outcomes in pregnancies with fetal growth restriction
- Tez No: 957829
- Danışmanlar: DR. ÖĞR. ÜYESİ EMRE SERTEL, DR. GÖKÇE NAZ KÜÇÜKBAŞ ÖZÖNDER
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Kadın Hastalıkları ve Doğum, Obstetrics and Gynecology
- Anahtar Kelimeler: fetal büyüme kısıtlılığı, neonatal mortalite, tahmin modeli, yenidoğan yoğun bakım ünitesi ihtiyacı, fetal growth restriction, neonatal mortality, predictive model, neonatal intensive care unit requirement
- Yıl: 2025
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Sağlık Bilimleri Üniversitesi
- Enstitü: Kocaeli Şehir Hastanesi
- Ana Bilim Dalı: Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 85
Özet
Amaç: Bu çalışmada, fetal büyüme kısıtlılığı (FBK) tanısı almış gebeliklerde olumsuz yenidoğan sonuçları öngörebilecek klinik, laboratuvar ve ultrasonografi parametrelerini değerlendirmek ve bu değişkenler ile olumsuz yenidoğan sonuçlarına dair tahmin modelleri oluşturmak amaçlanmıştır. Böylece, yüksek riskli olguların tespitiyle klinik yönetimi iyileştirmek hedeflenmiştir. Yöntemler: Nisan 2023 – Eylül 2024 tarihleri arasında tek üçüncü basamak merkezde takip edilen 250 tekil FBK olgusu retrospektif olarak değerlendirilmiştir. Maternofetal özellikler, ultrasonografi ve Doppler bulguları, fetal biyometrik ölçümler, doğum ve neonatal sonuçlar analiz edilerek; FBK'lı fetüsler, neonatal ölüm ve yenidoğan yoğunbakım ünitesi (YDYBÜ) ihtiyacına göre karşılaştırılmıştır. Anlamlı çıkan parametrelerle 3 modelleme yapılmıştır. Bulgular: Çalışmamızda FBK tanısı alan olguların %53.6'sında yenidoğan yoğun bakım ihtiyacı gelişirken, neonatal ölüm oranı %4'tür. Neonatal mortalite açısından en belirgin risk faktörleri konjenital anomaliler, genetik bozukluklar, umbilikal arter Dopplerinde anormallik saptanması ve FBK'nın erken başlangıçlı olmasıdır. YDYBÜ gereksinimi ile en fazla ilişkili bulunan değişkenler ise düşük doğum ağırlığı, sezaryen doğum ve düşük 5. dakika Apgar skorudur. Erken başlangıçlı FBK grubunda morbidite ve mortalite oranlarının geç başlangıçlı gruba göre anlamlı derecede yüksek olduğu gözlenmiştir. Çok değişkenli lojistik regresyon analizinde vaka azlığından dolayı (n=10) neonatal ölüm modellemesi kurulmamış olup istatistiksel olarak anlamlı bulunan parametrelerle YDYBÜ tahmin modeli ve FBK'lı yenidoğanlarda sık gözlenen iki grup morbiditenin (kompozit olarak nekrotizan enterokolit, bronkopulmoner displazi, respiratuar distres sendromu ve intraventriküler hemoraji ile tek başına yenidoğanın geçici takipnesi) iki ayrı modeli oluşturulmuştur. Modellerin açıklayıcılıkları sırasıyla %38.7, %35 ve %23.6'dır. Sonuç: FBK saptanan gebeliklerde, olumsuz perinatal sonuçların öngörülmesine katkı sağlayan çeşitli klinik, laboratuvar ve ultrasonografik parametreler tanımlanmıştır. Ancak elde edilen modellerin sınırlı açıklayıcılığı, bu olguların modellenmesi için ek çoklu değişkenli, bütüncül yaklaşımlara ihtiyaç duyulduğunu göstermektedir. Bu doğrultuda geliştirilecek risk sınıflama sistemleri ve bireyselleştirilmiş takip stratejileri, FBK'ye bağlı morbidite ve mortaliteyi azaltmada önemli katkı sağlayabilir. Çalışmamız, bu alanda daha kapsamlı ve entegre tahmin modellerine duyulan ihtiyacı ortaya koymakta ve özgün verilerle desteklenen bir klinik değerlendirme yaklaşımı sunmaktadır.
Özet (Çeviri)
ABSTRACT Objective: This study aimed to evaluate clinical, laboratory, and ultrasonographic parameters that may predict adverse neonatal outcomes in pregnancies diagnosed with fetal growth restriction (FGR), and to develop predictive models based on these variables. The ultimate goal was to improve clinical management by identifying high-risk cases more effectively. Methods: A total of 250 singleton pregnancies diagnosed with FGR and followed at a tertiary care center between April 2023 and September 2024 were retrospectively analyzed. Maternal-fetal characteristics, ultrasonographic and Doppler findings, fetal biometric measurements, delivery and neonatal outcomes were compared, particularly focusing on neonatal death and the need for neonatal intensive care unit (NICU) admission. Three predictive models were developed using the parameters found to be statistically significant. Results: In our study, 53.6% of fetuses diagnosed with FGR required NICU admission, and the neonatal mortality rate was 4%. The most significant risk factors for neonatal mortality were congenital anomalies, genetic disorders, abnormal umbilical artery Doppler findings, and early-onset FGR. Variables most strongly associated with NICU requirement were low birth weight, cesarean delivery, and low 5-minute Apgar score. Morbidity and mortality rates were significantly higher in the early-onset FGR group compared to the late-onset group. Due to the limited number of neonatal death cases (n=10), a predictive model for mortality could not be constructed. However, multivariate logistic regression was used to develop predictive models for NICU requirement and for two common neonatal morbidity groups: (1) a composite of necrotizing enterocolitis, bronchopulmonary dysplasia, respiratory distress syndrome, and intraventricular hemorrhage, and (2) transient tachypnea of the newborn (TTN) alone. The explanatory power (Nagelkerke R²) of these models was 38.7%, 35%, and 23.6%, respectively. Conclusion: In pregnancies complicated by FGR, various clinical, laboratory, and ultrasonographic parameters have been identified that contribute to predicting adverse perinatal outcomes. However, the limited explanatory power of the developed models highlights the need for more comprehensive, multivariable, and integrative approaches in modeling these cases. Risk classification systems and individualized follow-up strategies developed in this context may play a critical role in reducing FGR-related morbidity and mortality. Our study underscores the need for more robust and integrated prediction models and offers a clinically relevant approach supported by original data.
Benzer Tezler
- Preeklamptik anne bebeklerinde erken neonatal prognozu etkileyen faktörler
Factors affecting the prognosis in early neonatal infants of preeclamptic mothers
DENİZ GÖNÜLAL
Tıpta Yan Dal Uzmanlık
Türkçe
2012
Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıEge ÜniversitesiÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. NİLGÜN KÜLTÜRSAY
- Term gebelerde intrapartum fetal zayıflığın öngörüsünde serebroplasental oranın yeri
The importance of cerebroplacental ratio in predicting intrapartum fetal compromise at term
BURCU UÇAR
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2020
Kadın Hastalıkları ve DoğumEge ÜniversitesiKadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı
PROF. DR. M. SAİT YÜCEBİLGİN
- Tekrarlayan gebelik kaybı nedeni ile daha önce tetkik edilip, MTHFR gen polimorfizmi tespit edilen folik asit veya düşük molekül ağırlıklı heparin tedavisi alan hastaların gebeliklerinin ve gebelik sonuçlarının değerlendirilmesi
The effect of low molecular weight heparin or oral folic acid on pregnancy outcomes in patients with recurrent pregnancy loss and MTHFR mutations
HATİCE DURMUŞ
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2015
Kadın Hastalıkları ve DoğumErciyes ÜniversitesiKadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. MAHMUT TUNCAY ÖZGÜN
- Geç preterm bebeklerin erken dönem sonuçları: Mortalite ve morbiditelerin değerlendirilmesi
Early outcomes of late preterm infants: Evaluation of mortality and morbidities
KÜBRA ONATOĞLU YAPAR
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2024
Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıSağlık Bilimleri ÜniversitesiÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. SELVİ GÜLAŞI
- Fetal büyüme kısıtlılığı olan gebe hastalarda serum X box binding protein-1 seviyelerinin araştırılması
Investigation of serum X box binding protein-1 levels in pregnant patients with fetal growth restriction
SENA ÜNLÜ
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2022
Kadın Hastalıkları ve DoğumSelçuk ÜniversitesiKadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ÇETİN ÇELİK