Türk hukukunda yangın rizikosunun sigorta himayesine alınması
Assurance protection of fire risk in Turkish law
- Tez No: 959924
- Danışmanlar: DOÇ. DR. Ü. OĞUZ CANER
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Hukuk, Sigortacılık, Law, Insurance
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2025
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Bursa Uludağ Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Özel Hukuk Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 219
Özet
İnsanlık, tarih boyunca büyük felaketler ve beklenmedik olaylarla karşılaşmış; bu durumlara karşı bir önlem olarak sigorta kurumunu geliştirmiştir. Sigorta, rizikoların yol açabileceği zararları teminat altına alan bir güvence mekanizmasıdır. Yangın sigortası ve teminat kapsamındaki yangın rizikosu, 1666 yılında Londra'da meydana gelen büyük yangının ardından modern anlamda şekillenmeye başlamıştır. 1870'teki Beyoğlu yangını ise benzer bir etkiyi Osmanlı coğrafyasında ve devamında Türkiye'de yaratmıştır. Türk sigorta hukukunda yangın sigortası genel şartlarının kapsayıcılığı ve teminat genişliği bakımından özel bir öneme de sahiptir. Ancak yangın rizikosunun ve teminat kapsamında yer alan yıldırım, patlama gibi hâllerin genel şartlarda tanımlanmamış olması önemli bir eksikliktir. Ayrıca, yangın sigortası sözleşmesine kar ağırlığı, sel ve su baskını gibi ilgisiz rizikoların ek sözleşme ile eklenebilmesi, yangın sigortasının doğasıyla çelişmektedir. Yangın sigortasıyla birçok risk teminat altına alınabilmekteyse de genel şartlarda savaş, ihtilal ve isyan gibi risklerin teminat dışı tutularak teminat kapsamı sınırlandırılmıştır. Ayrıca, yangın rizikosu menfaat, yer ve zaman bakımından da sınırlandırılabilecektir. Söz konusu sınırlandırmaların dışında kalan durumlar için rizikonun ağırlaşması veya hafiflemesi mümkündür ve bu değişimlerin etkisi önem arz etmektedir. Yangın rizikosuna ilişkin bir diğer husus, rizikonun sözleşme ile teminat altına alınması öncesinde, sözleşme esnasında ve gerçekleşmesi sonrasında hem eski ve hem yeni Türk Ticaret Kanunu 'nda hem de genel şartlarda sigortacı ve sigorta ettirene çeşitli yükümlülükler getirilmiş olmasıdır. Ayrıca taraflar, sözleşmeye getirecekleri özel hükümler ile farklıca yükümlülükler de üstlenebilecektir. Rizikoya ilişkin yükümlülükler çoğunlukla sigorta ettirene aittir. Sigorta ettirenin yükümlülükleri yerine getirmemesi halinde sigortacıya cayma, fesih veya prim farkı talep etme gibi belirli süre içerisinde kullanabileceği, seçimlik haklar tanınmıştır.
Özet (Çeviri)
Throughout history, humanity has faced major disasters and unforeseen events, leading to the development of insurance as a preventive mechanism. Insurance serves as a system of protection against potential losses caused by risks. Fire insurance, along with the peril it covers, began to take modern form after the Great Fire of London in 1666. The 1870 Beyoğlu fire had a similar impact in the Ottoman Empire and later in Turkey. In Turkish insurance law, fire insurance has special importance due to the scope of its general terms. However, the lack of definitions for fire and related perils such as lightning and explosion is a significant gap. Additionally, including unrelated risk like snow load or flood through supplementary clauses conflicts with the nature of fire insurance. While it can cover many risks, certain ones such as war, rebellion, and civil unrest are excluded, narrowing the coverage. Fire risk may also be limited by interest, location, and time. Outside these limits, the risk may increase or decrease, and such changes have legal consequences. Another notable point is that both the current and former Turkish Commercial Codes, along with general terms, impose duties on both insurer and insured before, during, and after the contract. Parties may also introduce specific provisions that create further obligations. Most duties concerning risk lie with the insured. If these duties are not fulfilled, the insurer may exercise certain rights such as rescission, termination, or premium adjustment within a specified period.