Geri Dön

Elementer kemik lezyonlarında SWI (susceptibility weighted image) sekansının tanıya olan katkısı ve bulguların değerlendirilmesi

The contribution of SWI (susceptibility weighted image) sequence to diagnosis and evaluation of findings in elementary bone lesions

  1. Tez No: 960483
  2. Yazar: TURGAY ÖZTÜRKCİ
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. OKAN DİLEK, DOÇ. DR. BURÇAK ÇAKIR PEKÖZ
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Radyoloji ve Nükleer Tıp, Radiology and Nuclear Medicine
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2025
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Sağlık Bilimleri Üniversitesi
  10. Enstitü: Adana Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi
  11. Ana Bilim Dalı: Radyoloji Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 111

Özet

Amaç: Bu çalışma, Duyarlılık Ağırlıklı Görüntüleme/Susceptibility Weighted Imaging(SWI) sekansının, elementer kemik lezyonlarında kalsifikasyonların, hemorajilerin ve çeşitli periost reaksiyonlarının tespitindeki etkinliğini konvansiyonel görüntüleme yöntemleriyle karşılaştırarak, ayırıcı tanıya katkısını değerlendirmeyi amaçlamıştır. Gereç ve Yöntem: Bu retrospektif çalışma, 20.07.2024-20.11.2024 tarihleri arasında Adana Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde ekstremite Manyetik Rezonans Görüntüleme (MRG) yapılan ve elementer kemik lezyonu şüphesi olan 104 hastayı (57 erkek, 47 kadın; yaş ortalaması 39.61 yıl) içermektedir. Lezyonlar, histopatolojik tanıya göre benign (n=69) veya malign (n=35) olarak sınıflandırılmıştır. Kalsifikasyonların, hemorajilerin ve periost reaksiyonlarının varlığı ve özellikleri Bilgisayarlı Tomografi (BT), direkt grafi, konvansiyonel MRG sekansları ve SWI kullanılarak analiz edilmiştir. Benign ve malign lezyonları ayırt etmedeki görüntüleme bulgularının anlamlılığını belirlemek için istatistiksel analiz yapılmıştır. Bulgular: SWI, hem kalsifikasyonlar hem de hemorajiler için BT, direkt grafi ve konvansiyonel MRG'ye kıyasla üstün saptama oranları göstermiştir. Özellikle, SWI benign vakaların %76.81'inde ve malign vakaların %74.28'inde kalsifikasyonları tespit ederek diğer modaliteleri önemli ölçüde geride bırakmıştır. Makrokalsifikasyon (p < 0.018), makrohemoraji (p < 0.001) ve periferal yerleşimli hemoraji (p < 0.01) malign lezyonlarda anlamlı düzeyde daha sık görülmüştür. Periost reaksiyonu varlığı malignite ile anlamlı derecede ilişkili bulunmuştur (p < 0.01). Ayrıca, disorganize, kompleks kombine, spiküle ve Codman üçgeni gibi spesifik periost reaksiyon tipleri, malign lezyonlarda tek başına veya ağırlıklı olarak gözlenmiş olup, tanısal değerlerini ortaya koymuştur. Sonuç: SWI sekansı, elementer kemik lezyonlarında kalsifikasyonların ve hemorajilerin tespitini, ayrıca agresif periost reaksiyonlarının karakterizasyonunu önemli ölçüde iyileştirerek, konvansiyonel görüntüleme yöntemlerinde sıklıkla gözden kaçan kritik bilgiler sağlamaktadır. SWI aracılığıyla bu özelliklerin doğru bir şekilde tanımlanması, ayırıcı tanı listesini belirgin şekilde daraltabilir ve klinik karar alma süreçlerine rehberlik ederek, bazı durumlarda invaziv prosedür ihtiyacını azaltabilir. Kemik tümörü şüphesi olan hastalarda SWI'nin rutin MR protokollerine entegre edilmesi, kas-iskelet sistemi onkolojisinde tanısal etkinliği ve doğruluğu artırma açısından büyük potansiyele sahiptir.

Özet (Çeviri)

Objective: This study aimed to evaluate the contribution of Susceptibility Weighted Imaging (SWI) sequences to the differential diagnosis and characterization of elemental bone lesions, specifically by assessing their efficacy in detecting calcifications, hemorrhages, and various periosteal reactions compared to conventional imaging modalities. Materials and Methods: This retrospective study included 104 patients (57 males, 47 females; mean age 39.61 years) presenting with suspected elemental bone lesions in their extremities, who underwent Magnetic Resonance Imaging (MRI) at Adana City Training and Research Hospital between July and November 2024. Lesions were classified as benign (n=69) or malignant (n=35) based on histopathological diagnosis. The presence and characteristics of calcifications, hemorrhages, and periosteal reactions were analyzed using Computed Tomography (CT), X-ray, conventional MRI sequences, and SWI. Statistical analysis was performed to determine the significance of imaging findings in differentiating benign from malignant lesions. Results: SWI demonstrated superior detection rates for both calcifications and hemorrhages compared to CT, X-ray, and conventional MRI. Specifically, SWI identified calcifications in 76.81% of benign and 74.28% of malignant cases, significantly outperforming other modalities. Macrocalcification (p < 0.018), macrohemorrhage (p < 0.001), and peripheral hemorrhage (p < 0.01) were significantly more frequent in malignant lesions. The presence of periosteal reaction was significantly associated with malignancy (p < 0.01). Furthermore, specific periosteal reaction types such as disorganized, complex combined, spiculated, and Codman's triangle were exclusively or predominantly observed in malignant lesions, highlighting their diagnostic value. Conclusion: SWI sequence significantly enhances the detection of calcifications and hemorrhages, as well as the characterization of aggressive periosteal reactions in elemental bone lesions, providing crucial information often missed by conventional imaging. The accurate identification of these features through SWI can substantially narrow the differential diagnosis list and guide clinical decision-making, potentially reducing the need for invasive procedures. Integrating SWI into routine MRI protocols for suspected bone tumors holds significant potential for improving diagnostic efficacy and precision in musculoskeletal oncology.

Benzer Tezler

  1. Mandibula posterior bölgedeki litik lezyonların enükleasyonu sonrası patolojik kırığı önlemeye yönelik mini-plak uygulamalarının değerlendirilmesi

    Evaluation of mini-plate applications to prevent pathological fracture after enucleation of lytic lesions in the posterior mandible region

    UMUT CAN ŞİMŞEK

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    Diş HekimliğiEge Üniversitesi

    Ağız Diş ve Çene Cerrahisi Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. MEHMET CEMAL AKAY

  2. Elazığ-Tepecik Orta Çağ toplumu bebek ve çocuk kafataslarına yansıyan metabolik hastalıklar

    Elazig-Tepecik Medieval Society metabolic diseases reflected in infant and child skulls

    NİDANUR YILDIRIM

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    AntropolojiAnkara Üniversitesi

    Antropoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. AYLA SEVİM EROL

  3. Asetabulum posterior kolon kırıkları osteosentezinde talonlu kanüllü vida kullanımı iyi bir alternatif olabilir mi? Biyomekanik çalışma

    Başlık çevirisi yok

    KEMAL ŞİBAR

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    Ortopedi ve TravmatolojiSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Ortopedi ve Travmatoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. KADİR BAHADIR ALEMDAROĞLU

  4. Raloksifen ve risedronatın serum biyokimyasal belirteçleri üzerine olan etkilerinin karşılaştırılması

    The effect of raloksifen and risedronate therapy on serum biochemical markers

    ABDURRAHMAN YETER

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2008

    Fiziksel Tıp ve RehabilitasyonAfyon Kocatepe Üniversitesi

    Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. VURAL KAVUNCU

  5. Postmenopozal osteoporozlu hastalarda kalsitonin ve alendronat tedavilerininetkinliklerinin değerlendirilmesi

    Evaluation of the efficacy of calcitonin and alendronate in patients with postmenopausal osteoporosis

    MURAT YILDIRIM

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2003

    Fiziksel Tıp ve RehabilitasyonSağlık Bakanlığı

    Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. FİLİZ SİVAS