Early diagnosis of acute myocardial infarction using ECG signals with explainable artificial intelligence
Akut Miyokard Enfarktüsü'nün EKG sinyalleri üzerinden açıklanabilir yapay zekâ ile erken tanısı
- Tez No: 962328
- Danışmanlar: DOÇ. DR. İLKAY ÖKSÜZ
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Bilgisayar Mühendisliği Bilimleri-Bilgisayar ve Kontrol, Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisi, Computer Engineering and Computer Science and Control, Thoracic and Cardiovascular Surgery
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2025
- Dil: İngilizce
- Üniversite: İstanbul Teknik Üniversitesi
- Enstitü: Lisansüstü Eğitim Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Elektronik ve Haberleşme Mühendisliği Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Biyomedikal Mühendisliği Bilim Dalı
- Sayfa Sayısı: 101
Özet
Akut Miyokard Enfarktüsü (AMI), kalbe giden kan akışının azalması veya tamamen kesilmesi sonucu ortaya çıkan ve dünya genelinde önde gelen ölüm ve hastalık nedenlerinden biri olan ciddi bir kardiyovasküler durumdur. AMI, ST Yükselmeli Miyokard Enfarktüsü (STEMI), ST Yükselmesiz Miyokard Enfarktüsü (NSTEMI) ve Tıkayıcı Miyokard Enfarktüsü (OMI) gibi alt türleri içerse de, klinik karar alma süreçlerinde öncelikli olan, miyokard enfarktüsünün genel olarak hızlı ve doğru tespit edilmesidir. Erken teşhis, reperfüzyon terapisi gibi hayat kurtarıcı müdahalelerin zamanında uygulanabilmesi için kritik öneme sahiptir. Ancak, elektrokardiyogram (EKG) sinyallerinin klinik yorumlarına dayanan geleneksel tanı yöntemleri uzmanlık gerektirir, değişkenlik gösterebilir ve özellikle OMI gibi daha sinsi seyreden ya da NSTEMI'nin atipik görünümlerini içeren vakaları gözden kaçırabilir. Bu çalışmanın klinik çerçevesini ve motivasyonunu şekillendiren literatür taraması, AMI'nin patofizyolojisini, alt türlerinin ayrımında yaşanan zorlukları ve mevcut tanı yaklaşımlarının sınırlılıklarını detaylı bir şekilde ortaya koymuştur (Bkz. Bölüm 2). Bununla birlikte, sadece klinik literatürle sınırlı kalınmamış; yapay zeka tabanlı tanı sistemlerinin gelişimi, tıp alanında model açıklanabilirliğinin önemi ve karar destek sistemlerinde karşıolgusal düşünme yaklaşımları da kapsamlı bir şekilde ele alınmıştır. Bu doğrultuda, karşıolgusal açıklamaların tıbbi karar alma süreçlerine katkısı hem teknik hem de felsefi düzlemde tartışılmış; açıklanabilir yapay zeka modellerinin güvenilirliği ve pratik kullanımı üzerine yapılan güncel çalışmalar bu tezin teorik zeminini güçlendirmiştir. Bununla birlikte, klinik karar destek sistemlerinin yalnızca teknik doğrulukla değil, aynı zamanda sağlık hizmeti sağlayıcılarının ihtiyaç ve beklentilerine uygun olarak tasarlanması gerekmektedir. Literatürde sıkça vurgulanan bir gerçek, yapay zekâ sistemlerinin sahada etkili olabilmesi için, geliştirilen modellerin yalnızca matematiksel başarılarına değil, kullanıcı ile kurdukları etkileşime de odaklanmaları gerektiğidir. Bu bağlamda, tıp alanındaki karar verme süreçlerinin doğası gereği açıklanabilirliğe olan ihtiyaç, yalnızca teknik bir zorunluluk değil, aynı zamanda etik bir sorumluluk olarak da ortaya çıkmaktadır. Modelin neden ve nasıl bir sonuca vardığını anlaşılır kılmak, hem klinik güveni artırmakta hem de hasta güvenliğini korumak açısından önem taşımaktadır. Bu nedenle, bu tez yalnızca algoritmik doğruluğa değil, aynı zamanda insan-merkezli tasarım ilkelerine de önem vermektedir. Bu çok yönlü literatür temelinden hareketle, mevcut AI tabanlı EKG çalışmalarının büyük kısmı yalnızca izole teknik iyileştirmeleri ele almakta; klinik ortama doğrudan entegre edilebilir, uçtan uca ve yorumlanabilir iş akışları konusunda önemli bir boşluk bırakmaktadır. Bu tez tam da bu boşluğu doldurmayı amaçlayarak, nihai tek bir çözüm sunmaktan ziyade, klinik ortama entegre edilebilirliği yüksek ve yol gösterici nitelikte bir sistem yaklaşımı önermektedir. Bu kapsamda çalışmanın önemli bileşenlerinden biri, ileriye dönük klinik işleyişe entegre edilebilecek otomatik bir veri işleme hattının geliştirilmesidir. Pek çok hastanede ham XML biçimindeki EKG sinyallerine doğrudan erişim mümkün olmadığından, bu veriler çoğunlukla PDF formatında görsel raporlar olarak arşivlenmektedir. İş birliği yapılan hastanedeki klinisyenler, bu PDF dosyalarını PACS (Picture Archiving and Communication Systems) üzerinden alarak belirli bir depolama alanına aktarmaktadır. Geliştirilen özel bir yazılım, bu depolama alanını düzenli olarak izleyerek yeni hasta verilerini otomatik olarak tespit eder ve PDF tabanlı EKG görüntülerini, analiz için uygun olan derivasyon bazlı sinyal dizilerine dönüştürür. Bu otomatik süreç, veri akışının düzenli ve verimli bir biçimde sürdürülebilmesini sağlayarak yöntemin ölçeklenebilirliğini ve tekrarlanabilirliğini desteklemektedir. Önerilen sistem, retrospektif açık veri seti PTB-XL'de (≈ 21 000 kayıt) ön-eğitimden geçirilen ve kurumumuzda toplanan prospektif kohortta ince ayarlanan (fine-tuned) bir derin öğrenme modeline dayanmaktadır (Bölüm 3). Veri kısıtları nedeniyle çalışma, klinik pratikte en acil gereksinim olan miyokard enfarktüsü (MI) ile sağlıklı bireylerin hızlı ve güvenilir ayrımına odaklanmıştır; daha ayrıntılı AMI alt türlerinin güvenilir sınıflandırılması için ise ileride daha büyük, kapsamlı etiketli veri setlerine ihtiyaç duyulmaktadır. MI-sağlıklı ikili görevinde model, PTB-XL test bölümünde %96,4 doğruluk elde etmiştir. Aynı model ince ayar yapılmadan doğrudan kurum içi veriye uygulandığında doğruluk %70,9'a düşmüş, ince ayar sonrasında ise %74,2'ye yükselerek dağılım farkına rağmen başarımını artırmıştır. Daha zorlu“STEMI / NSTEMI / OMI / sağlıklı”dört sınıflı senaryoda doğruluk %46,4'ten %51,6'ya çıkmış ve transfer öğreniminin saha verisine uyarlanabilirliğini göstermiştir. Bu tez, yalnızca sınıflandırma başarısına odaklanmamaktadır. 4. Bölümde detaylandırılan ve yayımlanmış çalışmamızda doğrulanan karşıolgusal açıklamalar (counterfactual explanations) aracılığıyla modelin yorumlanabilirliğini de önceliklendirir. Sunduğumuz yenilikçi yöntemimiz, miyokard enfarktüsü vakalarını sağlıklı bireylerden ayıran tanısal özellikleri vurgulamak için karşıolgusal düşünme yaklaşımını kullanmaktadır. Karşıolgusal örnekler, modelin karar süreçlerini daha anlaşılır ve eyleme geçirilebilir hale getirerek klinisyenlerin yapay zeka (YZ) destekli teşhislere güvenmesini kolaylaştırır. Görselleştirme tekniğimiz, karmaşık yapay zeka modellerinin EKG sinyalleri alanında daha şeffaf ve güvenilir bir şekilde kullanılmasına olanak tanıyabilecek potansiyele sahiptir. İki deneyimli kardiyolog tarafından yapılan nitel incelemede üretilen 46 raporun 31'i“klinik açıdan anlamlı”bulunmuş; yüksek kaliteli raporlar için ortalama uyum skoru 0,83 ± 0,12 ölçülmüştür. Bu sonuç, YZ destekli kararların klinisyenlerce güvenle benimsenmesini kolaylaştıran, eyleme geçirilebilir sinyal-düzeyi ipuçları sunulduğunu göstermektedir. Aynı zamanda bu tez, klinik entegrasyon sürecinde karşılaşılan somut zorlukları görünür kılmayı ve bu zorluklara yönelik uygulanabilir çözüm adımları geliştirmeyi hedeflemektedir. Örnek olarak, derin öğrenme modellerinin kamuya açık veri kümelerinde yüksek performans göstermesine rağmen, gerçek klinik ortamlarda benzer başarıyı yakalamanın önemli zorluklar barındırdığını açıkça ortaya koymaktadır. PTB-XL gibi aktif kullanılan ve halka açık benchmark veri setleri, model geliştirme ve karşılaştırma için değerli olsa da, hastane ortamlarında karşılaşılan veri çeşitliliğini, gürültüyü ve karmaşıklığı tam olarak yansıtmaz. Yaptığımız deneyler bunu net biçimde göstermektedir: PTB-XL üzerinde son derece başarılı olan model, doğrudan kendi kurum içi verimize uygulandığında belirgin bir performans düşüşü yaşamıştır. Bu durum, yalnızca benchmark skorlarına bakılarak modelin sahada hazır olduğu yanılgısına düşülmemesi gerektiğini göstermektedir. Ayrıca, derin öğrenme modellerinin anlamlı EKG temsilleri öğrenebildiğini göstermemize rağmen, bu temsillerin pratik olarak işe yarayabilmesi için uygun şekilde genellenebilmesi gerekmektedir. Çalışmamızda, büyük ve görece gürültülü bir kaynak olan PTB-XL üzerinde ön eğitim yaparak, modelin geniş kapsamlı EKG örüntülerini öğrenmesini sağladık. Bu ön eğitim sayesinde model, kurum içi daha küçük ve gerçekçi veriler üzerinde doğrudan uygulandığında, ham haline göre daha iyi genelleme yapabilmiştir. Bu da transfer öğreniminin yalnızca yerel veriyle yeniden eğitim değil, aynı zamanda geniş veri temelli ön eğitim yoluyla da önemli katkılar sağlayabileceğini göstermektedir. Bu teknik bulguların ötesinde, çalışmanın genel yaklaşımı da sahaya dönük bir perspektifi benimsemektedir. Farklı senaryolarda modellenen deneysel çerçevesi, anjiyografik olarak doğrulanmış etiket kullanımı ve PDF tabanlı sinyal çıkarımı gibi pratik engellerle doğrudan yüzleşmesiyle, bu tez kardiyoloji alanında daha gerçekçi bir yapay zeka geliştirme anlayışını desteklemektedir. Elde edilen sonuçlar, yüksek benchmark skorlarının cesaret verici olsa da, nihai hedef olan klinik uygulamalarda dikkate alınması gereken gerçek koşulları göz ardı etmememiz gerektiğini hatırlatmaktadır. Gelecekte, daha geniş merkezli veri topluluklarıyla yapılacak çalışmalar, klinik metaverilerin dikkatli ve kademeli entegrasyonu ve yerel doğrulama süreçleri, bu araştırma-pratik uçurumunun kapatılmasında kritik rol oynayacaktır.
Özet (Çeviri)
Acute myocardial infarction (AMI)—a life-threatening reduction or interruption of coronary blood flow that encompasses ST-elevation, non-ST-elevation, and occlusion subtypes—remains a leading cause of death worldwide. Although dozens of AI-based ECG studies exist, most highlight isolated technical advances; an end-to-end, interpretable workflow suitable for routine clinical use is still lacking. Rather than proposing a single“black-box”diagnostic device, this thesis presents a practical blueprint that spans automated signal extraction from PDF ECG reports, model training, counterfactual explanation generation, and clinical validation. The workflow begins with an automated pipeline that converts PDF ECGs into lead-specific time-series signals. A deep-learning model, pretrained on PTB-XL and fine-tuned on an in-house cohort, first distinguishes myocardial-infarction traces from normal ones. To complement this model, we introduce a fully interpretable machine-learning framework that maps salient ECG features to clinically recognised patterns and generates counterfactual explanations—offering clinicians actionable, signal-level cues and reinforcing trust. Two experienced cardiologists oversaw every stage of development: they validated the preprocessing pipeline, confirmed the diagnostic logic, and conducted a qualitative review of model outputs and counterfactuals, ensuring alignment with everyday cardiology practice. The deep-learning model achieved 96.4% accuracy on the PTB-XL test set but dropped to 70.9% on the in-house cohort, revealing a marked cross-dataset gap. The decline was sharper for the four-class task (“MI subtypes + healthy”), where accuracy fell to 46.4%. Fine-tuning with PTB-XL weights partially recovered performance, raising accuracy to 74.2% (binary) and 51.6% (four-class). Among traditional learners, XGBoost remained strongest, posting 89.4% accuracy on PTB-XL. The cardiologists' review judged 31 of 46 counterfactual reports clinically meaningful; high-quality reports averaged an alignment score of 0.83 ± 0.12. By detailing both system architecture and practical hurdles—such as extracting raw signals from PDFs and showing performance gaps between public and real-world data—this thesis underscores that high benchmark scores alone do not guarantee clinical utility. Future work should emphasise rigorous local validation, thoughtful incorporation of metadata, and multi-centre collaborations to narrow the remaining gulf between AI research and day-to-day cardiology practice.
Benzer Tezler
- Akut miyokard enfarktüsü biyogöstergelerinden homosistein, miyoglobin ve yağ asiti bağlayıcı proteinin (FABP) girişimsiz tayini için ters iyontoforez tabanlı elektrokimyasal immünosensörün geliştirilmesi
Development of a reverse iontophoresis-based electrochemical immunosensor for the noninvasive determination of homocysteine, myoglobin and fatty acid binding protein (FABP), biomarkers of acute myocardial infarction
FATMA GÜLAY DER
Doktora
Türkçe
2024
Eczacılık ve FarmakolojiEge ÜniversitesiAnalitik Kimya Ana Bilim Dalı
PROF. DR. MUSTAFA EMRAH KILINÇ
- Early diagnosis of acute coronary syndromes automatically by using features of ECG recordings
EKG kayıtlarının öznitelikleri kullanılarak akut koroner sendromların otomatik olarak erken teşhisi
MERVE BEGÜM TERZİ
Yüksek Lisans
İngilizce
2014
Elektrik ve Elektronik Mühendisliğiİhsan Doğramacı Bilkent ÜniversitesiElektrik-Elektronik Mühendisliği Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ORHAN ARIKAN
- Göğüs ağrısı nedeni ile acil servise 112 tarafından getirilen hastaların akut miyokard infarktüsü tanısı alma oranlarının retrospektif olarak değerlendirilmesi
Başlık çevirisi yok
NUR KAPLAN DEMİR
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2017
Aile Hekimliğiİnönü ÜniversitesiAile Hekimliği Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. ENGİN BURAK SELÇUK
- Acil servise göğüs ağrısı şikayeti ile başvuran hastalarda hesaplanan tei indeksinin (miyokard perfüzyon indeksi) akut koroner sendrom tanısındaki diagnostik değeri
Diagnostic value of tei index for acute myocardial infarction in patients presenting to emergency department with ischemic chest pain and correlation with hs-troponin
ASLI BAHAR UÇAR
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2016
Acil TıpSağlık BakanlığıAcil Tıp Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. TUBA CİMİLLİ ÖZTÜRK
DR. EBRU ÜNAL AKOĞLU
DR. HASAN DEMİR
- Primer perkütan koroner girişim yapılan st segment yükselmeli miyokart enfarktüsü hastalarında koroner akımsızlık ile elektrokardiyografik iskemi drade arasındaki ilişki
Başlık çevirisi yok
HÜLYA CEBE
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2018
KardiyolojiSağlık Bilimleri ÜniversitesiKardiyoloji Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. FATMA NİHAN TURHAN ÇAĞLAR