Geri Dön

Taksirli suçlarda iştirak ve müşterek faillik

Participation and co-perpatration in negligent offences

  1. Tez No: 963623
  2. Yazar: FAHRETTİN KIDIL
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. MAHMUT KAPLAN
  4. Tez Türü: Doktora
  5. Konular: Hukuk, Law
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2025
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Akdeniz Üniversitesi
  10. Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Kamu Hukuku Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Kamu Hukuku Bilim Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 296

Özet

Taksirli suçlarda geniş faillik kabulü, bu alanda iştirak öğretisinin gelişimine en büyük engeldir. Failliğin zikredilen yorumu; özellikle mağdurun ve üçüncü kişilerin kasten müdahil olduğu nedensellikler açısından ciddi problemler yaratmaktadır. Bu durum, genel olarak tüm suçlarda dar fail kabulünden hareket edilmesini savunan görüşlerin taraftar bulmasında etkili olmuştur. Özellikle Alman ceza hukukunda intihara kasıtlı yardım ve azmettirmenin dahi cezalandırılmaması, aynı mahiyetteki özensiz davranışları faillik sayan taksirli geniş fallik düşüncesi için oldukça zorlayıcı bir meseleye dönüşmektedir. Benzer bir problem, Türk hukuku açısından kendini kasten yaralayan kişinin eylemine yönelik özensiz iştirak katkıları açısından düşünülebilir. Dolayısıyla en temelde özgür ve kendi iradesiyle hareket eden bireylerin kendine zarar veren davranışlarına yönelik özensiz katkıların, geniş yorumla fail haksızlığı sayılması yoğun itirazlarla karşılaşmaktadır. Nedensel sürece mağdur yerine üçüncü kişinin kasıtlı müdahalesi söz konusu olduğunda ise bu sefer kasten ve doğrudan doğruya neticeyi gerçekleştiren birinin eylemine yönelik özensiz davranışla sunulan katkının, taksirli faillik için yeterli olup olmadığı sorusu ortaya çıkmaktadır. Bu iki sorun alanı taksirli suçlarda iştirak ve dar faillik için temel hareket noktası kabul edilebilir. Taksirli bir davranışın müştereken gerçekleştirilmesi ise zikredilen sorunların ne yönde çözüldüğü ile belli ölçüde ilişkilidir. Bu çerçevede izin verilmeyen tipik bir tehlikenin özensizce yaratılmasına/engellenmemesine ortak bir karar çerçevesinde iştirak eden kişilerin durumu, müşterek faillik bağlamında ele alınmaktadır. Özellikle tehlikenin kaynağını oluşturan ve birlikte gerçekleştirilen taksirli davranışlardan hangisinin neticeye sebebiyet verdiği kesin bir şekilde belirlenemediğinde veya tipik neticeye yol açan kurul kararının asgari karar yeter sayısının en az bir fazlasıyla alındığı durumlarda ceza sorumluluğunun taksirli müşterek faillik üzerinden belirlenmesi cazip bir çözüm yolu oluşturmaktadır. Ancak bunun dışında ilgili hukuki figür, kasıtlı haksızlığın uzantısı olarak da gündeme gelmektedir. Neticesi sebebiyle ağırlaşmış suçlar bağlamında TCK m. 87/4'te düzenlenen haksızlığın birlikte gerçekleştirilmesi, taksirli müşterek failliğin uzantı görünümüne örnek oluşturmaktadır. Tüm bu işaret edilen konularda taksir ve iştirak düşüncesi, monist bir yaklaşımla ve büyük ölçüde fiil hakimiyeti temelinde gelişim gösteren faillik öğretisinden kaynaklı itirazlarla karşılaşmaktadır. Dolayısıyla çalışmanın ilgilendiği konularda isabetli bir yaklaşım ortaya koymak için taksir dogmatiğiyle bilirlikte monist faillik öğretisinin de incelenmesi elzem görülmektedir. Bu incelemede yükümlülük suçları ve bizzat işlenebilen suçlara, tekçi bir faillik kriterinin yetersizliğine işaret etmesi bakımından özel bir yer ayrılması gerekir.

Özet (Çeviri)

The assumption of the extensive concept of perpetrator in negligent offences poses the biggest obstacle to the development of the doctrine of participation in this field. This interpretation causes serious problems, especially where the victim or third parties intervene intentionally in the chain of causation. Consequently, it has helped strengthen positions that, in all offences, argue for a restrictive concept of perpetrator. In German criminal law, the very fact that even intentional assistance or inducement to suicide is not punishable becomes a highly challenging issue for the theory of extensive negligent perpetration, which classifies equivalent careless conduct as perpetration. A comparable problem may arise in Turkish law with respect to careless participatory contributions to a self-inflicted injury. Thus, at the most fundamental level, classifying negligent contributions to self-harm by free and self-determining individuals as perpetration through an expansive interpretation is met with strong objections. When a third party, rather than the victim, intentionally intervenes in the causal process, the question then arises whether the careless contribution directed at the deliberate act of someone who directly produces the result suffices for negligent perpetration. These two problem areas can be regarded as the starting points for analysing participation and the restrictive concept of perpetrator in negligent offences. The joint commission of a negligent act is also connected, to a certain extent, with how these issues are resolved. Within this framework, the situation of persons who, by a common decision, join in creating or failing to prevent a prohibited, typical danger through careless conduct is examined under the heading of joint perpetration. Traditionally, when it cannot be determined with certainty which of the individual negligent acts that formed the source of danger actually produced the result, or when the decision that led to the typical result was adopted by at least one vote more than the statutory minimum quorum, determining criminal liability via negligent joint perpetration offers an attractive solution. Beyond such scenarios, the relevant juridical figure also emerges as an extension of intentional wrongdoing. Article 87(4) of the Turkish Penal Code, which addresses offences aggravated by result, provides an example of negligent joint perpetration as an extension of collectively committed wrongdoing. In all the issues highlighted above, the notions of negligence and participation face objections stemming from a theory of perpetration that has developed on a monistic basis and largely rests on“control over the act.”Therefore, to arrive at a sound approach to the matters addressed in this study, it is essential to examine both the dogmatics of negligence and the monistic theory of perpetration. In this examination, special attention should be given to obligation-offences and personally-commited offences, insofar as they demonstrate the inadequacy of a single, unitary criterion of perpetration.

Benzer Tezler

  1. Türk ceza hukukunda dolaylı faillik

    Indirect perpetration in Turkish criminal law

    ÖZGÜN ÖZYÜKSEL

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    HukukGalatasaray Üniversitesi

    Kamu Hukuku Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. PINAR MEMİŞ KARTAL

  2. Yeni Türk Ceza Kanunu'nda taksir

    Negligence issue in the new Turkish Criminal Code

    YASEMİN FİLİZ SAYGILAR

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2011

    Hukukİstanbul Kültür Üniversitesi

    Hukuk Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. BAHRİ ÖZTÜRK

  3. Şahsi cezasızlık sebepleri

    Personal reasons for impunity

    ESRA BULUT

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2021

    HukukAnkara Hacı Bayram Veli Üniversitesi

    Kamu Hukuku Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. NESLİHAN GÖKTÜRK

  4. İslam Ceza Hukukunda suça iştirak

    The Act of participation in committing an offense in the Islamic Criminal Law

    ALEM HAMMAD

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    1997

    DinAnkara Üniversitesi

    Temel İslam Bilimleri Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. İBRAHİM ÇALIŞKAN

  5. Kasten yaralama suçu

    Deliberate injury

    ZÜMER AYDIN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2017

    HukukYaşar Üniversitesi

    Kamu Hukuku Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. MUSTAFA RUHAN ERDEM