Geri Dön

Herıcıum erınaceus miselinin gelişimine bazı orman ve meyve ağaç türlerinden elde edilen odun tozunun etkilerinin araştırılması

The investgation of the effects of wood dust obtained from certain forest and fruit tree species on the mycelium development of hericium erinaceus

  1. Tez No: 965299
  2. Yazar: KUMRU ÜRÜN
  3. Danışmanlar: DR. ÖĞR. ÜYESİ SİNAN ALKAN
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Biyoloji, Biology
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2025
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Selçuk Üniversitesi
  10. Enstitü: Fen Bilimleri Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Biyoloji Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 242

Özet

Bu çalışmada; Hericium erinaceus'un besi yerinde büyüme ve gelişimine bazı orman (akçaağaç (Acer campestre L.), gürgen (Carpinus betulus L.), kayın (Fagus orientalis Lipsky), meşe (Quercus cerris L.), kavak (Populus alba L.) ) ve meyve ağaçlarının (karadut (Morus nigra L.), elma ( Malus pumila Mill.), fındık (Corylus avellana L), ceviz (Juglans regia L.), trabzon hurması (Diospyros kaki Thunb.)) dal parçalarının laboratuvardaki yüksek devirli değirmen kullanılarak toz haline getirilip, hazırlanan malt ekstrat agar (MEA) besi yerine 5g, 7.5g ve 10g miktarlarında ilave edilip, kontrol grubuna ise hiç ekleme yapılmadan hangi ağaç türünün misel gelişiminde daha etkili olduğu araştırılmıştır. Orman ve meyve ağaçlarından elde edilen dal parçaları laboratuvardaki yüksek devirli değirmen kullanılarak toz haline getirilmiş, 250ml olarak saf su ile hazırlanan malt ekstrakt agar (MEA) besi yerlerine sırasıyla 5g, 7.5g ve 10g miktarlarında ilave edilmiştir. Kontrol grubu besi yeri hazırlanmış ve hiçbir ilave katkı yapılmamıştır. Deneyde 9 cm çapında petri kapları kullanılmış olup petriler Pastör fırınında 180oC de 2 saat tutularak sterilize edilmiştir. Hazırlanan besi yerleri önce manyetik karıştırıcıda karıştırılıp daha sonra otoklavda 1atm basınçta 121oC'de 15 dakika steril edilmiştir. Steril edilmiş petriler biyogüvenlik kabini içerisinde 15 dakika UV ışık altında bırakılıp sonrasında aynı güvenlik kabini içerisinde petrilere steril edilmiş besi yerleri eşit bir şekilde dağıtılmıştır. Besi yerleri petrilere döküldükten sonra UV lambası altında 15 dakika bekletilip ve kabin içerisinde donmaları beklenmiştir. Katılaşan besi yerleri iki gün biyogüvenlik kabini içerisinde bekletilmiş ve bu süre içerisinde petrilerde herhangi bir kontaminasyon olup olmadığı gözlemlenmiştir. Yaptığımız çalışmalarda Selçuk Üniversitesi Mantarcılık Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürlüğünün üretim odalarında geliştirilen Hericium erinaceus örneklerinin basidiokarplarından doku kültürü metoduyla geliştirilen miseller kullanılmıştır. Önceden geliştirilen taze miseller biyogüvenlik kabini içerisinde mantar deliciler kullanılarak, 0.7 cm2 misel ihtiva eden yuvarlak parçalar şeklinde önceden hazırlanan besi yerlerine ekimi yapılmıştır. Ekimi yapılan petriler daha sonra 22-24oC arasında inkübasyona bırakılmıştır. 1 gün bekletildikten sonra, ilk ölçüm gününü 0. gün (ilk çizim) olarak kabul edip, 2 gün ara ile misel ölçümleri yapılmıştır. Her bir petride misel gelişimi petri kabını tamamen sarıncaya kadar ölçümler devam etmiştir. Misel gelişimleri ayrıca seyrek (miseller iplik şeklinde tek tek fark edilebilen ve misellerin altında besiyeri gözüken, yüzeysel gelişim), yoğun (miseller iplik şeklinde tek tek fark edilmeyen, yüzeysel gelişim gösteren) ve çok yoğun (miseller pamuksu şekilde gelişim gösterir) olmak üzere canlı (beyazlık çok belirgindir) ve cansız (gelişim zayıf olduğundan beyazlık çok iyi görülmez) şekilde tanımlanmıştır. Aynı zamanda her bir deneye ait tüm petrilerdeki gelişimler tek tek fotoğraflanmıştır. Petriler çizim tablası üzerinde ters çevrilerek, petri üzerine misel gelişim hatlarının çizimi yapılmış ve bütün çizimler bittikten sonra aydınger kağıtları üzerine 9 cm çapındaki daireler hazırlanmış ve bu dairelere petriler üzerine yapılan çizimler aktarılmıştır. Aydınger kağıtlarındaki çizimler bilgisayara aktarılarak Fiji isimli programda sayısal verilere dönüştürülmüştür. Daha sonra sayısal verilere göre değerlendirme yapılıp en hızlı ve en iyi misel gelişiminin hangi petrilerde olduğu ve ilave edilen odun tozunun hangi gramajlarında daha iyi gelişim olduğu tespit edilip rapor haline getirilmiştir. Kurulan deney düzenekleri 3 tekrarlı olarak yapılmış ve faklı farklı olarak kaydedilmiştir. Ayrıca sayısal veriler kullanılarak istatiksel sonuçlar da ortaya çıkarılmıştır. Bu sonuçlar SPSS ve ANOVA programlarında varyans analizi yapılarak değerlendirilmiştir. Yapılan SPSS analiz sonuçlarına göre: 1. deney analizinde hem ağaç türü hem de besi yeri miktarı değişkenlerinin alan üzerinde istatistiksel olarak anlamlı etkileri olduğu görülmektedir. Ayrıca bu iki değişkenin etkileşimi de anlamlı bulunmuştur (p=0.007). Alan üzerinde en etkili değişkenin ağaç türü olduğu ve en yüksek misel gelişimini sağlayan tür olarak meşe ağacının öne çıktığı görülmüştür. Besi yeri miktarı uygulamasında 7.5g ve 10g miktarlarında 5g'a göre anlamlı artışın olduğu fakat 7.5g ve 10g arasında belirgin farkın olmadığı bu yüzden de fazla besi yeri ilavelerinin her zaman anlamlı artış getirmeyebileceği sonucuna varılmıştır. 2. deney analizinde hem ağaç türü hem de besi yeri miktarı düzeyi değişkenlerinin alan üzerinde istatistiksel olarak anlamlı etkileri olduğu görülmüştür. Ayrıca bu iki değişkenin etkileşimi de istatistiksel olarak anlamlıdır (p=0.006). Buna göre en yüksek alan değerleri meşe ve 10g kombinasyonundan elde edildiği görülmüştür. 3. deney analizinde hem ağaç türü hem de besi yeri miktarı değişkenleri alan üzerinde anlamlı bir etki göstermektedir. Ağaç türü değişkeni çok güçlü bir etkide bulunmuş ve varyansın büyük bir kısmını açıklamıştır (F=65.94, p

Özet (Çeviri)

In this study; some forest (maple (Acer campestre L.), hornbeam (Carpinus betulus L.), beech (Fagus orientalis Lipsky), oak (Quercus cerris L.), poplar (Populus alba L.)) and fruit trees (black mulberry (Morus nigra L.), apple (Malus pumila Mill.), hazelnut (Corylus avellana L.), walnut (Juglans regia L.), persimmon (Diospyros kaki Thunb.)) branch pieces were ground into powder using a high-speed mill in the laboratory and 5g, 7.5g and 10g of malt extract agar (MEA) was added to the prepared medium and no addition was made to the control group to investigate which tree species was more effective in mycelial development. Branch pieces obtained from forest and fruit trees were pulverized using a high-speed mill in the laboratory and added to malt extract agar (MEA) media prepared with 250 ml of pure water in amounts of 5 g, 7.5 g and 10 g, respectively. The control group media was prepared and no additional additives were made. In the experiment, 9 cm diameter petri dishes were used and the petri dishes were sterilized by keeping them in a Pasteur oven at 180 ° C for 2 hours. The prepared media were first mixed with a magnetic stirrer and then sterilized in an autoclave at 121 ° C at 1 atm pressure for 15 minutes. The sterilized petri dishes were left under UV light for 15 minutes in a biosafety cabinet and then the sterilized media were distributed equally to the petri dishes in the same safety cabinet. After the media were poured into the petri dishes, they were kept under a UV lamp for 15 minutes and allowed to freeze in the cabinet. The solidified media were kept in a biosafety cabinet for two days and it was observed whether there was any contamination in the petri dishes during this period. In our studies, mycelia developed by tissue culture method from basidiocarps of Hericium erinaceus samples developed in the production rooms of Selçuk University Mushroom Application and Research Center Directorate were used. Fresh mycelia that were previously developed were sown in previously prepared media using mushroom borers in a biosafety cabinet in the form of round pieces containing 0.7 cm2 mycelia. The sown petri dishes were then incubated at 22-24 0C. After waiting for 1 day, the first measurement day was accepted as day 0 (first drawing) and mycelia measurements were made at 2-day intervals. Measurements continued until mycelia development in each petri dish completely covered the petri dish. Mycelial developments were also defined as sparse (mycelia that can be noticed individually in the form of threads and the medium is visible under the mycelia, superficial development), dense (mycelia that cannot be noticed individually in the form of threads, superficial development) and very dense (mycelia that show cottony development), live (whiteness is very noticeable) and non-live (whiteness is not very visible since development is weak). At the same time, the developments in all petri dishes belonging to each experiment were photographed one by one. The petri dishes were turned upside down on the drawing table and mycelial development lines were drawn on the petri dish and after all the drawings were completed, 9 cm diameter circles were prepared on tracing papers and the drawings made on the petri dishes were transferred to these circles. The drawings on the tracing papers were transferred to the computer and converted into numerical data in a program called Fiji. Then, an evaluation was made according to the numerical data and it was determined in which petri dishes the fastest and best mycelial development was and in which grams of added wood dust the development was better and it was prepared as a report. The experimental setups established were made with 3 repetitions and recorded differently. In addition, statistical results were obtained using numerical data. These results were evaluated by performing variance analysis in SPSS and ANOVA programs. According to the results of the SPSS analysis: In the 1st experimental analysis, it is seen that both tree species and nutrient level variables have statistically significant effects on the area. In addition, the interaction of these two variables was also found to be significant (p=0.007). It was observed that the most effective variable on the area was the tree species and oak stood out as the species that provided the highest mycelial development. In the nutrient amount application, it was concluded that there was a significant increase in the amounts of 7.5g and 10g compared to 5g, but there was no significant difference between 7.5g and 10g, therefore, additional nutrient additions may not always bring a significant increase. In the 2nd experimental analysis, it was seen that both tree species and nutrient level variables had statistically significant effects on the area. In addition, the interaction of these two variables was also statistically significant (p=0.006). Accordingly, it was observed that the highest area values were obtained from the combination of oak and 10g. In the 3rd experimental analysis, both tree species and nutrient level variables have a significant effect on the area. The tree species variable had a very strong effect and explained a large part of the variance (F= 65.94, p

Benzer Tezler

  1. Deneysel periferik nöropatide aslan yelesi mantarının (hericium erinaceus) rejeneratif etkisinin araştırılması

    Investigation of the regenerative effect of lion's mane (hericium erinaceus) mushroom in experimental peripheral neuropathy

    MUSTAFA ADEN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2018

    FizyolojiVan Yüzüncü Yıl Üniversitesi

    Fizyoloji Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ RAMAZAN ÜSTÜN

  2. Hericium erinaceus ekstrelerinin MCF-7 hücre hattında telomeraz aktivitesine etkisinin araştırılması

    Investigating the effects of hericium erinaceus extracts on telomerase activity in MCF-7 cells

    DUYGU GENÇALP

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2015

    BiyokimyaEge Üniversitesi

    Tıbbi Biyokimya Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. HANDAN AK

  3. Anksiyeteli köpeklerde hericium erinaceus ve valeriana officinalis kullanımının etkilerinin elektroensefalografi yöntemi ile araştırılması

    Investigation of the effects of hericium erinaceus and valeriana officinalis USE in anxious dogs by electroencephalography method

    ÇAĞIN ÇEVİK

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    Biyofizikİstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa

    Biyofizik Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ALEV MELTEM ERCAN

    PROF. DR. MEHMET ERMAN OR

  4. Değişik tarımsal artıkların Hericium erinaceus mantar üretiminde kullanım olanakları

    The possibilities of using different agricultural wastes in Hericium erinaceus mushroom cultivation

    HARBİYE AKDENİZ

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2012

    ZiraatOndokuz Mayıs Üniversitesi

    Bahçe Bitkileri Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. AYSUN PEKŞEN

  5. İn vitro sinir hasarında sinir büyüme faktörü (ngf) ile aslan yelesi mantarının (Hericium erinaceus) rejeneratif etkilerinin karşılaştırılması

    Comparison of regenerative effects of lion's mane (Hericium erinaceus) mushroom and nerve growth factor (ngf) in vitro nerve injury

    PERAY AYHAN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2017

    BiyofizikYüzüncü Yıl Üniversitesi

    Biyofizik Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. RAMAZAN ÜSTÜN