Osmanlı arşiv belgelerine göre Avusturya'nın Akdeniz-Karadeniz ticareti (1800-1830)
The Mediterranean-Black Sea trade of Austria according to Ottoman archival documents (1800-1830)
- Tez No: 967512
- Danışmanlar: PROF. DR. GÜVEN DİNÇ
- Tez Türü: Doktora
- Konular: Denizcilik, Tarih, Marine, History
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2025
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Akdeniz Üniversitesi
- Enstitü: Akdeniz Uygarlıkları Araştırma Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Akdeniz Yeni ve Yakınçağ Araştırmaları Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 358
Özet
Osmanlı Devleti, 15. yüzyıldan itibaren kendi kontrolünde bir iç deniz olarak gördüğü Karadeniz'i uluslararası ticarete kapalı tutmuştur. Karadeniz'in bu statüsü 18. yüzyılın son çeyreğindeki siyasi gelişmelerin sonucunda değişmiştir. 1768–1774 Osmanlı–Rus Savaşı bu süreçte önemli bir kırılma noktası olmuştur. Savaşın sonunda akdedilen Küçük Kaynarca Antlaşması kapsamında Osmanlı Devleti Rusya'ya ilk kez Karadeniz'de ticaret yapma hakkını tanımak durumunda kalmıştır. Bu gelişmeyi takiben, 1784 yılında benzer bir imtiyaz Rusya'nın desteğiyle Avusturya Devleti'ne de verilmiştir. Yüzyılın son çeyreğindeki bu gelişmelerle Karadeniz, Osmanlı Devleti'nin yanında Rusya ve Avusturya'nın da bulunduğu devletler arasında önemli bir jeopolitik sahaya dönüşmüştür. Söz konusu statü, Rusya'nın Akdeniz'e erişiminin önünü açarken Avusturya'nın da Akdeniz–Karadeniz güzergâhındaki ticari faaliyetleri açısından güvenli bir koridorun şekillenmesini sağlamıştır. Avusturya, imtiyaz elde ettiği yüzyılın sonlarındaki ticari faaliyetlerini 19. yüzyılda da sürdürmüştür. Özellikle Trieste ve Fiume gibi Avrupa pazarlarına açılan stratejik limanlara sahip olması, Avusturya'yı Osmanlı ve Rus limanlarından sağlanan ürünlerin Avrupa ve Akdeniz'e; Akdeniz'den temin edilen ürünlerin ise Rus limanlarına transferinde merkezi bir aktör konumuna getirmiştir. Avusturya'nın bu ticareti, yüzyılın belirli dönemlerinde kendisinin de taraf olduğu bazı siyasi sorunlar ve bununla birlikte gelişen eko-politik hamlelerden etkilenmiş olsa da bir şekilde canlılığını korumuştur. Akdeniz–Karadeniz koridorundaki bu ticari trafiğin aynı eksende akmadığı, Akdeniz'in hemen her bölgesindeki istasyonlara erişerek oldukça geniş ve dinamik bir ağ kurduğu görülmektedir. Bu bağlamda Marsilya, Venedik, Trieste, Messina, Tunus, Trablus, Girit, Selanik, İzmir, İskenderiye, Dimyat, Beyrut, İstanbul, Şam, Bodrum ve Balyabadra gibi birçok liman bu ticaret ağında yer bulmuştur. Bu çeşitlilik, Avusturya Devleti'nin söz konusu koridordaki ticaretiyle Akdeniz, Karadeniz ve Avrupa arasında kayda değer oranda bir etkinlik gösterdiğini işaret etmektedir.
Özet (Çeviri)
From the 15th century on, the Ottoman State considered the Black Sea as an inland sea under its control and kept it closed to international trade. This status of the Black Sea changed as a result of political developments in the last quarter of the 18th century. The Ottoman–Russian War of 1768–1774 was a significant breaking point in this process. As part of the Treaty of Küçük Kaynarca concluded at the end of the war, the Ottoman State was forced to grant Russia the right to trade in the Black Sea for the first time. Following this development, a similar concession was granted to Austria in 1784 with the support of Russia. With these developments in the last quarter of the century, the Black Sea became an important geopolitical arena between the Ottomans and the states including Russia and Austria. This status paved the way for Russia's access to the Mediterranean, while shaping a secure corridor for Austria's commercial activities on the Mediterranean–Black Sea trade. Austria continued its commercial activities of the late 18th century, when it obtained concessions, into the 19th century. The strategic ports of Trieste and Fiume, which opened to European markets, made Austria a central actor in the transfer of goods from Ottoman and Russian ports to Europe and the Mediterranean, and from the Mediterranean to Russian ports. Although Autria's trade was affected by some political problems and the accompanying eco-political moves in certain periods of the century, it somehow maintained its vitality. This commercial traffic in the Mediterranean–Black Sea corridor did not flow along the same axis, but established a wide and dynamic network, reaching stations in almost every region of the Mediterranean. In this context, many ports such as Marseille, Venice, Trieste, Messina, Tunis, Tripoli, Crete, Thessaloniki, Izmir, Alexandria, Dimyat, Beirut, Istanbul, Damascus, Bodrum and Balyabadra found a place in this trade network. This diversity indicates that Austria's trade in this corridor was significantly active between the Mediterranean, the Black Sea and Europe.
Benzer Tezler
- İngiliz arşiv belgelerine göre Birinci Dünya Savaşı'nda Goeben/ Yavuz ve Breslau/ Midilli gemileri
Goeben/ Yavuz and Breslau/ Midilli war ships on British documents at the start of WWI
IRMAK KARABULUT
- Arşiv belgelerine göre XX. yüzyıl başlarında Rum çetelerinin Türklere karşı faaliyetleri
Activites of Greek guerrillas againts Turks at the beganning of the 20 th century acceding to archive documents
AZMİ YILDIRIM
- Osmanlı arşiv belgelerine göre Hilâl-i Ahmer Cemiyeti'nin Birinci Dünya Savaşı'nda müttefik ülkelerdeki faaliyetleri
The activities of the Red Crescent Society in allied countries during World War I according to Ottoman archival documents
TUBA İŞLER GÜRSU
Doktora
Türkçe
2024
TarihAnkara Hacı Bayram Veli ÜniversitesiTarih Ana Bilim Dalı
PROF. DR. İHSAN ŞERİF KAYMAZ
- 1.Dünya Savaşı ve sonrasında Rusya'daki Türk esir kampları (Sibirya örneği)
Turkish slavers camps in Russia during and after the 1 st World War (Example of Siberia)
MERVE ÜNER
- Yabancı ülkeler tarafından Osmanlı coğrafyası'nda açılan okullar
The schools built by foreign countries on the land of the Ottoman empire
EBRU ESENKAL
Yüksek Lisans
Türkçe
2007
Eğitim ve ÖğretimTrakya ÜniversitesiTarih Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. İBRAHİM SEZGİN