Yabancı doğrudan yatırımlar ve çok taraflı yatırım anlaşması
Foreign direct investment and multilateral agreement on investment
- Tez No: 100607
- Danışmanlar: PROF.DR. NURHAN YENTÜRK
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: İşletme, Business Administration
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 1999
- Dil: Türkçe
- Üniversite: İstanbul Teknik Üniversitesi
- Enstitü: Fen Bilimleri Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 97
Özet
ÖZET Dış ticaretin artması ile, şirketler yeni pazarlara girmenin yollarını aramaya başladılar. Bazı piyasalara girmenin yolunun ise ya doğrudan yatırım yapmak yada pazarı rakiplere terk etmek olduğunu anladılar. Çokuluslu şirketlerin sınırötesine geçmelerinin başlıca nedeni karlarını maksimize etmek istemeleridir. Bu aynı zamanda, özellikle gelişmekte olan ülkelerde, yeni riskler anlamına gelmektedir. Gelişmiş ülkelerin gelişmiş piyasaları ve tüketimden yüksek üretim kapasiteleri mevcuttur. Bu nedenlerle, şirketler kar beklentilerini içeride tatmin edememekte ve yurtdışına yönelmektedirler. Yatırım akımiarındaki yukarı doğru trend uluslararası üretimin son elli yılda büyümesini desteklemiştir.- 1997 yılında, uluslararası üretim 53.000 uluslararası şirket ve onların 445.000 ortaklığı ile yapılır hale geldi ve yabancı doğrudan yatırım stoğu 3.5 trilyon $'a, bunun yanında, tahmin edilen toplam yabancı ortaklıkların satışları 9.5 trilyon $'a ulaştı. Yabancı kuruluşların toplam ihracatı yine 1997'de 2 trilyon $'l buldu ki bu rakam dünya ihracatının neredeyse 1/3'ü kadardır. Bu rakamlar dünya ekonomisi ile karşılaştırıldığında da etkileyici olmaktadır. İçeri ve dışarı YDY stoğunun dünya GSMH'sına oranı %21'e ulaşmıştır, yabancı kuruluşların oluşturduğu GSMH dünya GSMH'sinin %7'si kadardır. Yabancı ortaklı şirketlerin satışları dünya mal ve hizmet ihracatınan daha hızlı artış göstererek uluslararası üretimin genişlemesi ile dünya ekonomisini, uluslararası ticaretin başardığından daha çok birbirine bağımlı hale getirdiği söylenebilir. Dünya içeri YDY stoğunun 2/3'ünü ve dışarı stoğununda %90'ına sahip gelişmiş ülkeler hala yabancı yatırımlar konusunda üst sıralarda yeralmaktadır. Gelişmekte olan ülkeler ise paylarını yıldan yıla arttırmaktadırlar. 1990'da GOÜ'lerin içeri YDY stoğu toplamın 1/5'l idi, 1997'de İse bu oran 1/3'e çıktı. 1990'lı yıllarda GOÜ'ler içeri YDY akışlarında en yüksek artışı sağladılar. 1990'da dünya içeri doğru YDDY akımlarının %17'si olan 34 milyar $'dan, 1997'de %37'lik pay ile 149 milyar $'a çıktı. ABD'de devam eden güçlü ekonomik büyüme, batı Avrupa ülkelerinin önemli bir bölümünde yaşanan ekonomik performans'daki iyileştirmeler ve şirket birleşme ve satınalmaları 199'de gelişmiş ülkelere giden YDYjye ivme kazandıran en önemli nedenlerdir. Özellikle GOÜ'lerde devam etmekte olan serbestleşirle ve Özelleştirme çabaları YDY artışının ardındaki diğer iki önemli nedendir. Çok uluslu şirketlerin ev sahibi ülkelere birçok pozitif etkileri olmaktadır. Ev sahibi ülkeler; teknoloji transferi, yeni iş imkanları, daha yüksek yaşam standartlarına kavuşmakta, yeni yönetim sistemlerini ve pazarlama stratejilerini öğrenmektedir, ihracat hacminin yükselmesi, özellikle ödemeler dengesine katkısı, başka bir katkıdır. Sermaye sahibi ülkelerinde faydalandığı konular vardır; ihracat artışı, know- how, lisans gelirleri, ev sahibi ülkelerle ilişkileri sonucu artmaktadır. Tüm bu sebepler ve daha birçoğu için ülkeler; ikili, bölgesel veya çokyanlı anlaşmalarla YDY için daha vınolumlu koşullar yaratma çabalarını arttırmışlardır, bölgesel entegrasyonlar da ivme kazanmıştır. 1997 yılı boyunca, YDY'ye yönelik rejimlerde 76 ülke tarafından 151 değişiklik yapılmıştır. Bunların %89'u YDY için daha uygun koşullar yaratmaya yöneliktir. YDY üzerine yapılan birçok çalışmada, ev sahibi ülkelerin en önemli etkenlerinin politik, sosyal ve ekonomik istikrar, potansiyel pazar büyüklüğü ve pazarın büyüme hızı, bölgenin tüketici tercihleri ve kaynak maliyetinin olduğu anlaşılmıştır. Özet olarak, YDY'yi çekmede makroekonomik indikatörler çoktaraflı politika yapısından çok daha önemlidir. Ülkelerarası YDY performansındaki farklılıkları açıklamak ve firmaların neden yatırım yaptıkları yerlerde bulunduklarını anlamak için çok uluslu şirketlerin yatırım yerini nasıl seçtiklerini kavramak çok önemlidir. Genel olarak, çok ululslulaşma ile firmaların sahip olmadan kaynaklanan avantajları, bölgeye özel avantajlarla birleştirmesi ile YDY oluşmaktadır. Çok uluslu şirketlerin nerede yatırım yapacaklarını 3 faktör belirler; ev sahibi ülkenin uyguladığı politikalar, ülkelerin yatınmları çekmek ve teşvik etmek için adapte ettikleri ölçütler ve ekonomilerinin özellikleri. Farklı yerel YDY belirleyicilerinin göreli önemi yatırımın tipine ve amacına, ilgili endüstri kolu, yatırımcının büyüklüğü ve stratejilerine göre değişkenlik gösterir. YDY politika yapılarını gerekli ama yeterli olmadığı çünkü yatırım yerinin, serbestleşme ve kreselleşme ile birlikte göreli olarak daha az önemli olduğu ortaya çıkmıştır. Çok Taraflı Yatırım Antlaşması (ÇTYA) YDY üzerine çoktaraflı bir yapının müzakereleri OECD'de neredeyse 3 yıllık bir süre ile görüşüldü ancak çevre, işgücü ve büyüme ile ilgili bazı sivil toplum kuruluşlarının karşı çıkması ve bazı ülkelerin geri çekilmesi, müzakerelerin 1998 Ekiminde sona ediriimesine neden oldu. Görüşmeler sürerken değişik gruplardan değişik tepkiler yükseldi. Bunların bazıları ÇTYA ve küreselleşmenin izlediği sürece taraftarken bazıları karşıt görüştelerdi. ÇTYA'nın temel amacı serbestleşme ve yatırımların korunması ile ilgili yüksek standartlar içeren ve anlaşmazlıkların çözümünü sağlayan bir mekanizma oluşturan, anlaşılabilir çok taraflı bir yapı oluşturmadır. ÇTYA'nın en temel kavramları aşağıdaki gibidir. - Ulusal Tavır Kuralı: ÇTYA tarafları yabancı yatırımcılara ve yatırımlarına yerli yatırımcılardan farklı davranmama konusunda fikir birliğindedir. - En Çok Kayırılan Ülke Kuralı: Farklı ÇTYA tarafı ülkelerin yatırımcı ve yatırımları arasında ayırım gözetilmeyecektir. Anlaşmanın diğer önemli maddeleri; - Geniş Tanım: ÇTYA çok geniş bir tanım içindeki yatırımlara uygulanacaktır; bunlar arasında yabancı doğrudan yatırımlar.portföy yatırımları ve kontratlarla kazanılmış haklar ile uluslararası fikri mülkiyet haklarıda vardır. - Yatırım ve Yatırımcılara Davranış: Yabancıların kontrolündeki yeni kurulmakta olan ve daha önceden kurulmuş olup faaliyeti devam eden işletmelere tüm yatırım aşamalarında farklı davranmama ilkesi uygulanacaktır. Yatırımcı ve anahtar konumdaki personelin giriş, kalış ve çalışmasında kolaylık sağlanacak, yabancı yatırımcıların kamu işletmelerinin özelleştirilmesine katılma hakkı verilecek, monopollerin davranış biçimleri ve yatırımcılara uygylanacak IXperformans istekleri ve muhtemel yatırım teşviklerine özel disiplinler uygulanacaktır. - Anlaşmazlıkların Çözümü: Devletler ve yatınmcılar ile devletler arasında olabilecek anlaşmazlıklara yaptırımı olan çözüm mekanizmaları oluşturulmuştur. Sivil toplum kuruluşları, bu tarz bir müzakerenin varlığından haberdar olunca, anlaşmaya karşı bir Hareket Planı organize etmeye başladılar. Sadece sivil toplum kuruluşlarının değil kimi ekonomistlerin de yatırımcılara sonsuz haklar tanıyan ancak çevre ve işçi stanartlarına hiçbir koruma getirmeyen böyle bir anlaşma hakkında ciddi kaygıları vardır. Aynı zamanda, ulusal egemenliğin kaybolması ile ilgili ciddi endişeler oluüşmuştur çünkü anlaşma; performans istekleri, yerli sanayilerin korunması gibi birçok ekonomi aracını ev sahibi ülkelerin elinden almaktadır.
Özet (Çeviri)
SUMMARY FOREIGN DIRECT INVESMENT AND MULTILATERAL AGREEMENT ON INVESTMENT With the expansian of foreign trade, companies began to search for ways to get into new markets. They found out that in some markets they have to make a direct investment or they leave the market to competitors. The main reason, of the multinational companies to go abroad is to maximize the profits. This also means new risks especially in developing countries. The developed countries who has grown markets and a production capacity over consumption. So, the companies could not satisfy their profit expectations inside and go outside. The -upward trend in investment flows supported the expansion in international production for the last fifty years. In 1997, the value of the international production attributed to some 53.000 transnational corporations and their 445.000 foreign affiliates, was $3.5 trillion as measured by the accumulated stock of foreign direct investment (FDI) and $9.5 trillion as measured by the estimated global sales of foreign affiliates. Global exports for foreign affiliates are now some $2 trillion, accounting for nearly 1/3 of world exports. These figures are also impressive when related to the size of the global economy, the ratio of inward plus outward FDI stocks to global GDP is now 21 percent, GDP attributed to foreign affiliates accounts for 7 percent of global GDP. Sales of foreign affiliates have grown faster than world exports of goods and services and the ratio of the world inward plus outward FDI stocks to world GDP has grown twice as fast as the ratio of world imports and exports to world GDP suggesting that the expansion of international production has deepened the interdependence of the world economy beyond that achieved by international trade alone. There is no doubt that the developed countries with more than two thirds of the world inward FDI stock and 90 percent of the outward stock. Developing countries are rising their shares year to year. In 1990, the inward FDI stock of developing countries was 1/5,h of all, in 1997 this share has risen to 1/3rd. Their share of inflows have been the biggest gains over the 1990s, with their values as well as shares of global inflows increasing from $34 billion in 1990 which is 17 percent of global inflows to $149 billion in 1997, 37 percent of global inflows. Continued strong economic growth in the United States, improved economic performance in many western European countries and the mergers and acquisitions are the principal reasons for the acceleration of inflows to developed countries in 1997. The continuing efforts of liberalization and privatization especially in developing countries are the other two important reasons behind the increase of FDI. XIThere are many positive effects of the transnational corporations to the host countries. Host countries, receive technology transfer, new opportunities of employment, higher living standards and learn new management systems and marketing strategies. The increasing volume of export is another contribution especially to the balance of payments. Home countries also have some benefits; increase their exports, royalty, know how incomes by the increasing relations with the host countries. For all these reasons and many more, countries are increasing their efforts to create more favorable conditions for FDI with bilateral, regional, plurilateral treaties and the regional integration are gaining momentum. During 1997, 151 changes in FDI regulatory regimes were made by 76 countries, 89 percent of them in the direction of creating a more favorable environment for FDI. By many studies on FDI, it is understood that the main determinants of host countries are the politic, social and economical stability, potential market size and the growth rate of the market, consumer preferences of the region, the cost of resources. In summary, macroeconomic indicators are much more important than a multilateral policy framework in attracting FDI. To explain the differences in FDI performance among countries and to ascertain why firms invest where they do, it is necessary to understand how TNCs choose investment locations. In general, FDI takes place when firms combine their ownership specific advantages with the location specific advantages of host countries through internationalization. Three factors determine where TNCs invest; the policies of host countries, the proactive measures- countries adopt to promote and facilitate investment and the characteristics of their economies. The relative importance of different location specific FDI determinants depends on the motive and type of investment, the industry in question and the size and strategy of investor. The FDI policy framework is found to be necessary but not a sufficient determinant of FDI because location is becoming relatively less important with liberalization and globalization. Multilateral Agreement on Investment (MAI) Negotiations on a multilateral framework on FDI had took place for nearly three years in OECD but because of the resistance of some non-governmental organizations of environment, labor and growth and the increase in the number of drawbacks of some countries, the negotiations had to end in October 1998. While the negotiations were being held in the OECD, a number of debates arise from different groups. Some of them were for the MAI and the globalization process and some were against. The main purpose of the MAI is to achieve a comprehensive multilateral framework for investment with high standards of liberalization and investment protection with a dispute settlement mechanism. The core concepts of the MAI are; - National Treatment Rule: The MAI Parties will commit themselves to treatment of foreign investors and their investments no less favorable than they treat their own investors. - Most Favored Nation Treatment: Discrimination among the investors or investments of different MAI Parties. XllThe other main elements of the agreement developed are - Brode Scope: The MAI will apply to a wide range of investments, including foreign direct investment, portfolio investment and rights under contract, international property rights. - Treatment of Investment and Investors: The non discrimination principles will apply to all phases of an investment including the cross-border establishment of a new enterprise and the activities of already established enterprises under foreign control. Specific disciplines will apply to the entry, stay and work of investors and key personnel, the participation of foreign investors in the privatization of public enterprises, the behavior of monopolies, performance requirements imposed on investors and possible investment incentives. - Dispute Resolution : Binding dispute settlement procedures have been developed to allow settlement of disputes between states and between investors and states. When the NGOs learned the existence of such a negotiation, they began to organize an Action Plan against the agreement. Not only the NGOs but also some economists have serious concerns about such an agreement, which gives endless rights to investors but no protection to environmental or labor standards. Also, there were the concerns about national sovereignty because it takes many tools from the hands of host governments like performance requirements, protection of local industries. Xlll
Benzer Tezler
- Doğrudan yabancı sermaye yatırımları, Kırgızistan'daki durum
Foreign direct investments, situation in Kyrgystan
RASHİDA SUPASHEVA
- Türkiye ile Rusya arasındaki iki taraflı yatırım anlaşması çerçevesinde Rusyada yatırım
Investments in russia within the framework of bilateral investment agreement between Turkey and Russia
ARSEN TOMA
Yüksek Lisans
Türkçe
2018
Ekonomiİstanbul Ticaret ÜniversitesiUluslararası Ticaret Hukuku ve Avrupa Birliği Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. EBRU ŞENSÖZ MALKOÇ
- Rusya Federasyonu Yabancı Yatırımlar Federal Kanununun Türkiye Cumhuriyeti Doğrudan Yabancı Yatırımlar Kanunu ile karşılaştırması
Comparison of Russian Federation Foreign İnvestment Federal Law with Turkey Republic Directly Foreign İnvestment Law
ELDAR AZİZOV
- Uluslararası ticari uyuşmazlıklarda ICSID tahkiminin yargılama şekli
Jurisdiction of the ICSID arbitration in international commercial dispute form
MÜRÜVET ACAR
Yüksek Lisans
Türkçe
2015
Uluslararası İlişkilerUfuk Üniversitesiİşletme Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. MUSTAFA SERDAR ÖZBEK
- Contribution a la recherche d'un cadre juridique pour un droit international de laconcurrence plus efficace
Daha etkin bir uluslararası rekabet için hukuki çerçeve arayışı
ALİ CENK KESKİN
Doktora
Fransızca
2009
HukukGalatasaray ÜniversitesiKamu Hukuku Ana Bilim Dalı
PROF. DR. JEAN MARC SOREL
PROF. DR. HALİL ERCÜMENT ERDEM