Geri Dön

Okul öncesi çocukların ve ailelerinin televizyon ilintili etkileşimleri

Television related interactions of preschool children and their parents

  1. Tez No: 122353
  2. Yazar: MELİKE TÜRKAN BAĞLI
  3. Danışmanlar: PROF. DR. İPEK GÜRKAYNAK
  4. Tez Türü: Doktora
  5. Konular: Eğitim ve Öğretim, Education and Training
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2002
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Ankara Üniversitesi
  10. Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Eğitimde Psikolojik Hizmetler Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 250

Özet

Bu çalışmada, okulöncesi çocukların ve anababalarının televizyon-İlintili etkileşimlerinin aracılık gizilgücü, niteliksel bir yaklaşım izlenerek -gözlemler ve görüşmeler yoluyla veri toplanarak- araştırılmıştır. Bu çerçevede, farklı aracılık türleri ve biçimleri, aile yaşamı ve ailedeki etkileşimler bağlamında ele alınmış ve anababaların aracılık uygulamalarını çevreleyen sosyal koşullar incelenmiştir. Araştırma grubunu üst sosyo-kültürel düzeyden gelen, ikisi iki çocuklu ikisi de tek çocuklu dört aile oluşturmuştur. Bulguların ilk bölümü, aracılık uygulamalarının bağlamsal çerçevesini anlamaya yardımcı olmak üzere, anababaların ve çocukların televizyonda ne izledikleri, anababaların televizyona ilişkin tutumları ve ailede televizyon kullanımının çeşitli özelliklerini ortaya koymaktadır. Çocukların, çizgi filmler ve çocuk programlarıyla birlikte yetişkinlere dönük programlan da izledikleri görülmektedir. Anababalar ise, filmler, diziler, belgeseller, haberler, müzik ve spor programlarını izlemektedirler. Anababaların televizyona ilişkin tutumları genel olarak olumsuzdur; anneler, babalara göre televizyona ilişkin daha olumsuz bir tavır sergilemektedirler. Araştırmanm bulgulan, anababalann çeşitli aracılık uygulamalarına başvurduklarını göstermektedir. Televizyon izleme süresinin, zamanının ve televizyonda izlenecek içeriğin sınırlandırılmasına ilişkin uygulamalarla ilgili olan kısıtlayıcı aracılık, anababalar tarafından çok çeşitli şekillerde gerçekleştirilmeye çalışılmaktadır. Anababaların kısıtlayıcılık için kullandıkları yolların,“doğrudan”ve“dolaylı”olarak iki ana başlık altoda değerlendirilebileceği görülmektedir. Ayrıca anababalar, mekânı ve üçüncü kişileri denetleyerek“ortamsal”bir kısıtlayıcılığa da gitmektedirler. 204Anababaların, aktif aracılık uygulamaları ile çocuklarına, televizyonda izledikleri programlara ilişkin çeşitli açıklamalar yaptıkları görülmektedir. Ek bilgi sağlamak-içeriği açıklığa kavuşturmak, olumlu değerleri aktarmak, duygusal destek sağlamak ve gerçek-fantazi ayrımının yapılmasına yardıma olmak, aktif aracılık uygulamalarının temel amaçlarını oluşturmaktadır. Anababaların, çocuklarıyla birlikte televizyon izlemek yoluyla da, özünde aktif aracılık kapsamına giren bazı amaçlan gerçekleştirdikleri görülmektedir. Örneğin, anababalar, birlikte izlemenin, çocukların izledikleri programlarda anlayamadıktan bazı şeyleri ve duygulan onlara açıklamakta kendilerine yardımcı olduğunu belirtmektedirler. Araştırma bulguları çerçevesinde, birlikte izlemenin, aktif aracılık uygulamaları için önemli bir hazırlayıcı olduğu, ancak düzenli olarak gerçekleşmediği ve daha çok yetişkinlere dönük programlar sırasında oluştuğu görülmektedir. Birlikte izlemeye anababalarca yüklenen işlev, aktif aracılığın işlevleri ile örtüşür görünmektedir. Anneler, televizyon konusundaki kaygılarının ve olumsuz tutumlarının da katkısıyla, tüm aracılık uygulamalarının yönetimini daha çok üstlenmiş görünmektedirler. Ayrıca, annelerin ve babaların, aracılık uygulamalarının gerçekleştirilmesinde her zaman birbirini bütünleyici rol üstlenmedikleri ve annelerin, eşlerinin televizyon kullanımına ilişkin yalanmalarının bulunduğu da gözlemlenmektedir. Televizyon teknolojisindeki gelişmeler ve birlikte izlemeyi azaltan koşullar, aktif aracılık uygulamalarının geleceğine yönelik soru işaretleri doğurmaktadır. Bu araştırmanın sonuçlan, aracılıkla ilgili kavramsallaştırmalara dair tartışmalara katkıda bulunmaktadır. Özellikle kısıtlamayı amaçlayan aracılık uygulamalarına ilişkin gözlemler, alanyazındaki -temelde kurallarla ilgili olan- kısıtlayıcı aracılık tanımının sınırlı olduğunu ortaya koymaktadır. Oysa, aslında sorun, yalnızca 205kuralların varlığı ya da yokluğuyla değil, bunların“nasıl”uygulandığıyla da ilgilidir. Ayrıca, bu araştırmanın ve doğasal araştırma yaklaşımlarını kullanan başka araştırmaların gösterdiği gibi, kurallar, her zaman açıkça ifade edilmemekte, açıkça uygulanmamakta, bunun yerine izlemeye ilişkin bir“gizli kurallar dizisi”işlerliğini sürdürmektedir. Kısıtlayıcı aracılıkla ilgili yeni kavramsallaştırmalar, kısıtlayıcılık amacının“nasıl”gerçekleştirildiğine ilişkin açıklamalarla yeniden düzenlenmek durumundadır. Alanyazındaki kavramsal geçmişi zaten karmaşık olan birlikte izleme, kendisine, araştırmalara katılan aile bireyleri ve hatta araştırmacılar tarafından yüklenen kaygan anlamlar arasında fazlasıyla çekiştirilmiş ve yıpranmış durumdadır. Birlikte İzlemeye, anababalar tarafından, aktif aracılıkla örtüşen işlevler yüklenmesi, artık, birlikte izlemenin, kendi basma bir aracılık biçimi olarak değerlendirilmemesi gerektiğini düşündürmektedir. Birlikte izleme, bundan sonraki araştırmalarda bir ortamsal değişken olarak çok önemsenmeli, ancak çocuk ve anababa tarafından birlikte izlemeye yüklenen anlam araştırılmadan tek basma bir aracılık göstergesi olarak düşünülmemelidir. Bu araştırmada gözlemlerin ana amaçlarından olmayan bir konu aile içi iletişim örüntüleri ile ilgilidir. Chaffee ve McLeod (1972), alanyazında çocukların televizyon kullanım örüntü ve miktarının kısmen kişilerarası İlişkiler tarafından belirlendiğine ve kişilerarası etmenlerin çocuğun televizyon içeriğine ve bu içerikle bağlantılı davranışlara ilişkin yorumlarını yönlendirebileceğine ve değiştirebileceğine dair araştırmaların varlığından yola çıkarak, aileiçi iletişim örüntüleri ile televizyon kullanımı arasında bağlantı kurulan bir model geliştirmişlerdir. Aracılık olgusu, gerçekten de aile içi genel iletişim örüntülerinden yoğun bir biçimde etkilenmektedir (Lull, 1990a). Ailedeki disiplin uygulamaları, ödül-ceza sistemleri ve çocuk yetiştirmeye ilişkin 206tutumlar, aracılık uygulamalarını çevrelemektedir. Aile içi genel iletişim örüntüleri ile aracılık türleri arasındaki ilişkilerin doğasal yöntemlerle araştırılmaya devam edilmesi gerekli görünmektedir. Bugüne kadar aracılık olgusunu ele alan araştırmalarda, yalnızca anababaların uygulamaları incelenmiştir. Ayrıca, hâlâ, aracılık uygulamalarıyla, bu uygulamaların çocuklar üzerindeki etkileri arasındaki ilişkiyi açıklayacak bir model geliştirilememiş durumdadır. Bu çerçevede, aracılık uygulamalarının, çocuklar tarafından nasıl algılandığını ve anlamlandırıldığını anlamak, aracılığın çocuklar üzerindeki davranışsal sonuçlarını tam olarak değerlendirmek için son derece önemli görünmektedir. Bu yönde yeni başlamış olan araştırma çabalarının (örneğin, Nathanson, 2001c) hızlandırılması gerekmektedir. Bu araştırmada“ana-baba-çocuk”tan oluşan- çekirdek ailelerle çalışılmıştır. Alternatif aile oluşumlarının hızla çeşitlendiği ve arttığı günümüzde, genelde iletişim araştırmalarında, özelde de aracılık uygulamalarını değerlendiren çalışmalarda ailenin, bu klasik tanımının dışında da ele alınarak incelenmesi zorunluluğu ortadadır. Ayrıca bu araştırma, üst sosyo-kültürel düzeyden gelen aileler üzerinedir ve sosyo-kültürel düzey, aracılık açısından önemli bir değişkendir. Dolayısıyla, farklı sosyo-kültürel düzeyden gelen ailelerin doğasal yöntemlerle incelenerek birbiriyle karşılaştırılması gereksinimi kendini göstermektedir. Yine bu araştırmada sınırlılık oluşturan bir başka nokta, ailelerdeki çocuk sayısı ve kardeşlerin etkisi ile ilgilidir. Aracılık uygulamalarında, anababalar gibi kardeşlerin de etkili olabileceğini ortaya koyan az sayıda çalışma (Haefher ve Wartella, 1987; Wilson and Weiss, 1993) niteliksel yaklaşımla yürütülecek başka araştırmaların sağlayacağı bilgilerle daha da anlamlı hale gelecektir. Çocuklara ve ergenlere yönelik kanalların ve pazarın gelişimi ve kitle iletişim araçlarının, sözkonusu yaş gruplarındakiler tarafından giderek“yalnızlaşan”kullanımı, 207aile dışındaki kişilerin taşıdıkları aracılık değerleriyle ilgili yeni bir gündem oluşturmaya başlamış gibi görünmektedir.“Akran aracılığı”kavramı (Nathanson, 2001b), böyle bir çerçevede ortaya çıkmaktadır. Özellikle çocukluğun ileri dönemlerinde ve ergenlikte akranların artan önemi bu kişilerin“aracı”olarak gizilgüçlerinin ne olduğu üzerinde durmayı gerektirmektedir. Son söz, televizyonun gündelik yaşamla ayrılmaz bağını bir kere daha vurgulama amacını taşıyacaktır. Çocuğun televizyonla ilişkisinde anababa ve diğer aile bireyleri ile bunların içinde bulunduğu etkileşimsel çerçeve, ancak“gündelik”(daily) olgusu üzerinden kapsamlı bir biçimde anlaşılabilir ve anlamlandırılabilir. İşte bu yüzden de, televizyonun gündelik yaşamla yakın ilişkisi, hâlâ yoğun bir ilgiyi haketmektedir. Çünkü,“gündelik”, içerdiği örüntülerle, [kendi basma] gizilgücü oldukça yüksek bir sosyal yapılandırıcıdır:“Gündelik, yüzeyde yumuşak görünen, ancak aslında güçlükle yerinden oynatılabilen bir eylemsizlik durumudur, [ve] Gündelik, olayların akışının güvenliğini garantiler”

Özet (Çeviri)

In this research, television-related interactions of preschool children and their parents were studied in order to determine the mediation value of these interactions. Qualitative research techniques -participant observation and interviewing- were used for data gathering. Four families with preschool age children were visited in their homes and observed in the natural flow of their daily lives by the researcher 5 to 7 times for long periods during weekdays. In those visits, the researcher took field notes on television-related interactions of family members. After the visits were completed, the researcher conducted interviews with parents on the details of their attitudes and regulations on television viewing and other aspects of their family life. The results indicated that several mediation techniques were taking place in the families. In terms of restrictive mediation, it was clear that the parents used direct and indirect ways to restrict their children's television viewing. Forming and stating rules about viewing and restricting while explaining the reasons for restriction were among the direct restrictive mediations. It was seen that restricting without allowing children to know that they are restricted was carried out as a way of indirect restrictive mediation. The other indirect restrictive mediation ways were (a) offering alternative programs, channels or activities subsituting the actual program or channel viewed, (b) manipulating third persons other than the parent who tried to restrict. Parents sometimes tried to restrict viewing by implying that the reasons for the rules were different than the real ones. Results also showed that parents used the physical characteristics of their homes for regulating children's viewing. 209In terms of positive active mediation, parents encouraged their children to watch programs such as documentaries and children's educational programs as well as programs which entertain children. Mothers seemed to suggest educational programs more than fathers while fathers were more likely than mothers to suggest entertainment. Sexual and violent content was the main concern for parents. It was determined that most of the active mediation efforts by parents were for providing supplementary information about the programs viewed, explaining values and socialization, providing emotional support and helping children to discriminate between real and fantasy. Results of the study showed that co-viewing was occasional and occured during the programs not designed especially for children. Mothers were more likely to watch educational programs with their children while fathers were more likely to co- view cartoons and action-adventure programs. For parents, co-viewing meant physical and psychological closeness and warmth between family members. Based on parents' reports, co-viewing had the same functions as active mediation had for the children, so co-viewing can be taken into consideration as a prepatory stage for active mediation.

Benzer Tezler

  1. İzmir il merkezindeki 13-60 ay arası çocukların kitle iletişim araçlarını kullanma prevalansının belirlenmesi

    Determination of the prevalence of using mass media among children between 13-60 months in İzmir province center

    ÖZLEM IŞIN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    Aile HekimliğiDokuz Eylül Üniversitesi

    Aile Hekimliği Ana Bilim Dalı

    PROF. MEHTAP KARTAL

  2. Beş yaş altı çocuklarda ekran önü zamanının değerlendirilmesi

    Evaluation of on-screen time in children under five

    NEŞE MUTLU

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıEskişehir Osmangazi Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. MELTEM DİNLEYİCİ

  3. Okul öncesi dönem çocuklarının sosyal problem çözme becerilerinin incelenmesi

    Investigation of social problem solving skills of preschool children

    DÖNÜŞ TEMİZ

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    Eğitim ve ÖğretimTrakya Üniversitesi

    Temel Eğitim Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. ZÜLFİYE GÜL ERCAN

  4. Kültürel çalışmalar ve çizgi filmlerin çocuk izleyici üzerindeki etkileri araştırmaları

    The effects of cultural studi̇es and cartoons on children's audience

    ELÇİN SELİN HACIBEKTAŞOĞLU

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2014

    Radyo-Televizyonİstanbul Arel Üniversitesi

    Medya ve Kültürel Çalışmalar Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. FÜSUN ALVER

  5. Ankara'da üniversite anaokullarına devam eden 5-6 yaş çocuklarında psiko-sosyal gelişimlerinin incelenmesi

    Investigation of psycho-socia development attributes of five six year kindergarten children attending to Ankara Üniverstiy kindergartens

    SERAP ÇİMEN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2000

    Ev EkonomisiAnkara Üniversitesi

    Ev Ekonomisi Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. GÜLEN BARAN