Geri Dön

Trakya tümülüsleri ve lokalizasyonu

Thracian tumuli and their localizations

  1. Tez No: 122389
  2. Yazar: ŞAHİN YILDIRIM
  3. Danışmanlar: PROF. DR. ORHAN BİNGÖL
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Arkeoloji, Archeology
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2002
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Ankara Üniversitesi
  10. Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Klasik Arkeoloji Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 219

Özet

XIII. ÖZET. Türkiye sınırları içerisinde kalan Doğu Trakya, tümülüs yoğunluğunun oldukça fazla olduğu bir bölgedir. Bu yörede tümülüsler Geç Tunç Çağından Roma Çağı'na kadar tarihlenmektedir. Çeşitli tipte ve teknikte yapılmış 800 civarında tümülüs 1/25.000 ölçekli askeri haritalardan çıkarılarak, 1/250.000 ölçekli büyük Trakya haritasına işlenmiştir. Ayrıca bu ana haritaya 120 civarında dolmen ve Trakya'da varlığı bilinen antik kentler ve kaleler de yerleştirilmiştir. Haritalarda yer almayan ama varlığı yörede çalışan araştırmacıların raporlarından ve birtakım belgelerden dolayı bilinen tümülüsler de ana haritaya işlenerek lokalize edilmiştir. Bölgenin coğrafyası ve tarihi kronolojisi de bu çalışmada göz önünde tutulmuş, yörede yaşamış eski Trak kavimleri ve bu kavimlerle ilgili olarak çeşitli bilgiler veren antik kaynaklara da konuya yardımcı olmaları için burada yer verilmiştir. Türkiye Trakyasında Ord. Prof. Dr. Arif Müfid Mansel'le başlayan sistemli tümülüs kazılarına değinilmiş ve yörede bu konu üzerine yapılan araştırmalar özetlenerek belirli bir sonuca ulaşılmaya çalışılmıştır. Genel olarak Trakya tümülüsleri komşu ülke Bulgaristan tümülüsleri ile paralel özellikler göstermektedir. Tümülüsler Dolmen adı verilen megalitik bir protipin gelişmesi sonucu oluşmuşlardır. Henüz kesin olmamakla birlikte, tümülüs tipi ölü gömme adetinin Anadolu'ya Trakya üzerinden Frigler vasıtasıyla geçtiği yolunda, aralarındaki benzerliklerden dolayı, oluşmuş bir teori bulunmaktadır. Bu mezar tipi özellikle Klasik, Hellenistik ve Roma dönemlerinde oldukça yaygın bir hale gelmiştir. M.S. IV. Yüzyıl ile birlikte Hristiyanlığın yayılması sonucu tümülüs tipi ölü gömme adeti ortadan kaybolmuştur. 122Bu harita çalışmasıyla Trakya'da bulunan tümülüslerin antik kentlerle ve yollarla olan bağlantıları gözler önüne serilmiş, ve bunların yoğun halde bulunduğu yerlerin çoğunun, bir antik yerleşim birimi içinde ya da yakının da olduğu görülmüştür. Özellikle bölgenin kuzeyinde önemli bir yer işgal eden dolmenleri ve menhirleri üretenlerin, Demir Çağı başlarındaki büyük göçlerle bu yöreye geldikleri ve buralarda önemli yerleşim merkezleri kurdukları anlaşılmaktadır. 123

Özet (Çeviri)

XHI. SUMMARY. The Eastern Thracheia within the boundaries of Türkiye is a region with a high density of tumuli. The tumuli in this region are dated to a period from the late Bronze Age to the Roman Age. Nearly 800 tumuli of various types and techniques have been taken from the 1/25.000 scaled military maps and plotted on the 1/250.000 scaled big Thracheia map. Moreover, nearly 120 dolmens and the antique settlements and castles known to have existed in Thracheia are added to this main map. The tumuli that do not exist in the maps but which are known from the reports of the researchers in the region and from some documents are also located on the main map. The geography and the historical chronology of the region is studied as well as the antique sources which give information about the old Trak tribes in the region. The systematic excavations in the Turkish Thraceia which began with Prof. Dr. Arif Müfit Mansel is mentioned and the researches on this subject are summarized in order to make an interpretation. Generally the Thraceia tumuli are parallel to the neighbouring country, Bulgaria, tumuli. The tumuli are the evolution of a megalithic prototype called Dolmen. Although not certain, the tumuli type burial customs are thought to have come to Anatolia from Thraceia by the help of Phyrigians owing to the similarities. This type of tomb was particularly common in the Classical, Hellenistic and Roman Periods. With the spread of Christianity in the IV. century AD the tumuli type of burial customs disappeared. With this map study, the relationship of the tumuli with the antique cities and the ancient roads are revealed and most of the points where the tumuli are dense are recognized as within the borders of an antique settlement or in the neighbourhood. Especially the people who produced the dolmens and the menhirs in the northern 124Thraceia are thought to have migrated to this region in the beginning of the Iron Age and to have founded important centers. 125

Benzer Tezler

  1. Hayrabolu Hacıllı Tek Höyük Tümülüsü buluntuları

    The Findings of Hayrabolu Hacıllı Tek Höyük Tumulus

    AYŞE ERDOĞDU AYGÖR

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    1999

    ArkeolojiAnkara Üniversitesi

    Klasik Arkeoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. CEVDET BAYBURTLUOĞLU

  2. Hadrianopolis (Edirne) ile yakın çevresi tümülüsleri ve buluntuları

    Tumulus and findings in Hadrianopolis (Edirne) and its vicinity

    GİZEM BATUR

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2021

    ArkeolojiTrakya Üniversitesi

    Arkeoloji Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ ERGÜN KARACA

  3. Trakya Tümülüsleri, buluntuları ve kültürel açıdan değerlendirilmesi

    Tumuli Thrace, and cultural history of the findings in terms of evaluation

    NURAN AKYAY

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2010

    ArkeolojiGazi Üniversitesi

    Tarih Bölümü

    PROF. DR. İLHAMİ DURMUŞ

  4. Hierapolis güney nekropolü

    The Southern necropolis at Hierapolis

    CELAL ŞİMŞEK

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    1997

    ArkeolojiSelçuk Üniversitesi

    Arkeoloji ve Sanat Tarihi Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. RAMAZAN ÖZGAN

  5. Yunanistan'ın Evros Bölgesi Dolmen, Çistler ve Kaya Mezarları

    Greek Thrace, Area of Evros Dolmen, Cysts, Rock Tombs

    STAVROS KIOTSEKOGLOU

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2016

    ArkeolojiTrakya Üniversitesi

    Görsel Kültür Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ENGİN BEKSAÇ