Tek parti dönemi toplumsal cinsiyet anlayışı (1923-1946)
Başlık çevirisi mevcut değil.
- Tez No: 140100
- Danışmanlar: PROF. DR. KADİR CANGIZBAY
- Tez Türü: Doktora
- Konular: Siyasal Bilimler, Sosyoloji, Political Science, Sociology
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2003
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Gazi Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Siyaset ve Sosyal Bilimler Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 198
Özet
ÖZET Bu çalışma üç bölümden oluşmaktadır. İlk bölüm Cumhuriyet öncesi ve Cumhuriyet döneminde modernlik oluşumundaki toplumsal cinsiyet sorunuyla ilişkili olarak, modernite kavramsallaştınmlarıyla ilgilenmektedir. Buradaki özel vurgu, ulus-devletin oluşumu ve bu oluşumun cinsiyet sorunları üzerindeki dolaysız sonuçlandır. İkinci bölüm,“Cumhuriyet kadım”nın tarihini, bu kadınların başarısız özgürleşim stratejilerinde yer alan hikaye ve taleplerim anlatılamalarıyla, erken Cumhuriyet dönemindeki örgütlü teşebbüslerde konumlandırmaya çalışmaktadır. Bu stratejiler, hiç olmazsa Kemalist ideolojinin açık bir vaadi şeklinde, kadınların eşit ve özgür yurttaşlar olarak konumlarım hukuksallaştırmayı amaçlamışlardı. Burada, özellikle eğitimsel ve seçim pratiklerinde görülebilecek olan siyasal ve toplumsal gelişmelere yönelik bir tartışma gerçekleştirildi. Üçüncü bölüm bir anlamda, Türk kadınlarının basanları hakkındadır ve toplumsal dönüşümü modernleştirici sürecin, devrimci öznelerinden birisinin (kadınlar) özellikle, siyasal, eğitimsel ve toplumsal birimlerde nasıl gerçekleştiği incelenmeye çalışılmıştır. Bu çalışma genelde, Türk kadım, özelde, doğruyu söylemek gerekirse, erken 1930 Tarda Cumhuriyet ideolojisinin temel akidelerinden birisi olarak Türk kadımmn bitimsiz özgürleşim çabası hakkındadır. Bu dönem, kadınlar tarafından gerçekleştirilen hareket ve örgütlenmelerin, kadınların yaptıklan değil de, Türk İnkılabı'mn başansı olarak yukandan yorumlandığı dönemdir. Gazete, dergi ve diğer yayınlara baktığımızda, kadınların özgürleşimi dışandan verilmiş, garanti edilen ve eğer abartılmış sayılmazsa, müsaade edilen bir şeydir. Bu manzarayı tamamlamak üzere, kadınların yer aldığı örgüt, dernek ve hareketlerin, bütünüyle itaatkar ve“yardım faaliyeti”hüviyetinde olduğunu belirtelim. Zaten, kadın örgütleri politikayla ilgilenmeye cüret ettiklerinde hemen kapatılmaktaydılar. Ancak, buradan bütün kadınların Cumhuriyet ideolojisinin kendiliğinden güçlü savunuculan olduğuanlamı çıkanlmamalıdır. Bu dönemde eğitilmiş kadm sayısı hemen hemen hiç yok gibidir. Karakteristikleri, işsiz, köylü ve haneye bağımlı olmalarıdır. Burada Cumhuriyet inkılapları ve reformları, sadece geleneğin patriyarkal pratiklerini hukuksallaştırmada araçsal olmuştur. Kemalizm, kadınların aydınlanmış, eğitilmiş, batılılaşmış ve özgürleşmiş bireyler olmalarım vaadetmiştir. Fakat, sonuçta, bu bir vaat olarak kalmış, kadın daha çok eve bağlanmış, iyi bir eş ve sorumlu bir anne olmanın rollerine itilmiştir. Afet İnan, tarafından ifade edilecek olan Kemalizm'in kadm üzerindeki ideolojik söylemi, kadınları sahici anne, örnek yurttaş ve medeniyet taşıyıcısı olarak görür ki, bunun pratikle (hayatla) hiç bir ilgisi yoktur. Toplumsal cinsiyet sorunlarına eğilinmekle birlikte, kadınlara, besleyici bir yaratık, sadık eş ve müşfik anne rolü atfetmeksizin, kadınların haklarım bağımsız olarak savunacak, gerçek bir örgütlenme, dernek, sendika ya da kurum bulunmamaktadır. Kadınların haklan ve özgürlükleri yoktur, görevleri ve sorumlulukları vardır. Halide Edip, Nezihe Muhittin ve Suat Derviş gibi kadınlar ise Türk Cumhuriyet înkılabı'nda yer almayan kadınları temsil ederek, inkılaplardan uzak bırakılmışlardır. Denilebilirse, toplumsal hayatın ayrışık alanlarının hiçbirisinde cinsiyet farklılaşmalarına ve sorunlarına yönelik anlamlı bir gelişme olmamıştır. Hala Türk kadmlanrün, bir zamanlar varsayıldığı üzere, modernleştiği ve özgürleştiğini savunmak güçtür. Bu durum da, daha gidilecek çok yol olduğunu göstermektedir. Çalışma Türk kadınının özgürleşiminin, bitirilememiş bir proje olduğu vargısıyla sonuçlanmaktadır. (%%-
Özet (Çeviri)
SUMMARY The study includes three chapters. The first chapter deals with the conceptualization(s) of modernity in relation to the question of social gender in the formation of Turkish modernity in both pre-Republican and Republican periods. The special emphasis is on the constitution of nation-state and its immediate consequences on gender issues. The second chapter tries to locate history of so-called“Republican Woman”within organized attempts that took place in early Republican period as women narrate their stories and demands in their unsuccesfull emancipation strategies. Those strategies, at least aimed at legalizing women's status as equal and free citizens, which was a clearly stated promise of Kemalist ideology, a debate on political and educational developments, which one can discern especially in educative and electoral practices, is carried on. The third chapter is, in a sense, about the achievement that Turkish woman, show how one of the revolutionary subjects of modernizing process of societal transformation, had reached, especially in the political, educational and societal units, are taken into consideration in detail. This study is about Turkish woman in general, in particular it is, to tell the truth, about never-ending guest for emancipation by Turkish woman, which was one of the basic tenets of Republican ideology in early 1930s. The period in which movements and organizations carried out by women were evaluated and interpereted from above as if they are just what Turkish Revolution had accomplished, not what women had done. When we look at the periodicals, journals and newspapers in that time, emancipation (on woman) is something given from outside, something granted and if not exaggeration, permitted. To complete the picture, it is not concidental that the organizations, associations, and movements women take place were completely submissive and beneficiary. When they dare to intervene in political issues, women organizations were immediately closed down. But this does notmean that all women are spontaneously strong defenders of Republican ideology. The number of educated women are almost negligible. The characteristics of women were that they are jobless, rural and domestic. The Revolution was only instrumental in legalizing patriarchal practices of tradition. Kemalism promised to make women enlightened, educated, westernized and liberated individuals. But in the end, that was going to remain as a promise, because women were domesticized, bound with roles of a wife, a responsible mother. The ideological discourse of Kemalism on woman, which would be expressed by some influential women writers like Halide Edip, took them as genuine mother, exemplary citizen and carrier of civilization, which had nothing to do with real situaiton. Despite missionary approach to gender issues, there was no a real organization, association, labour union or instution that defend women's rights independently without ascribing them a role of nurturing existence, a faithful wife, a careful mother. They had no rights, freedoms but only duties and obligations. After all, none of the seperate fields of societal life bears a witness to a meaningfull development in relation to gender differentiations. It is still very difficult to argue that Turkish women are modernized, emancipated and liberated as once it was assumed. That means we have along way to go. The study concludes that the emancipation of Turkish woman is still a unfinished project. -
Benzer Tezler
- Educational reforms in Ethiopia: From the imperial era to the present
Etiyopya'da eğitim reformları: Emperyal dönemden günümüze
SALİH AHMED MAHAMMODA
Doktora
İngilizce
2022
Eğitim ve ÖğretimNecmettin Erbakan ÜniversitesiEğitim Bilimleri Ana Bilim Dalı
PROF. DR. İSA KORKMAZ
- 'Everything or nothing, all of us or none': Emotional articulation of different subjectivities in Gezi Park protests
'Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz': Gezi Park protestolarında farklı öznel kimliklerin duygusal ifadelendirilmesi
NURTEN ÇEVİK
Yüksek Lisans
İngilizce
2017
Sosyolojiİhsan Doğramacı Bilkent ÜniversitesiUluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. BERK ESEN
- Tarım ve gıda etiği bağlamında insan-doğa ilişkisinin yeniden kurgulanması
Reconstruction of human-nature relationship in the context of agriculture and food ethics
BURÇİN ÇOKUYSAL
Yüksek Lisans
Türkçe
2022
FelsefeMuğla Sıtkı Koçman ÜniversitesiFelsefe Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ALİ OSMAN GÜNDOĞAN
- Çağdaş Suriye nesrinde siyasî hapishane edebiyatı üzerine eleştirel bir bakış
The literature of political prisons in contemporary Syrian prose analytical prepective
ABDOLGADER MOHAMED ALİ
Yüksek Lisans
Arapça
2014
Doğu Dilleri ve EdebiyatıSelçuk ÜniversitesiDoğu Dilleri ve Edebiyatları Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. FİKRET ARSLAN
- 1930-1939 arasında Türkiye'de adab-ı muaşeret, toplumsal değişme ve gündelik hayatın dönüşümü
Rules of conduct, social change and transformation of the everyday life in Turkey between 1930-1939
TÜLİN URAL
Doktora
Türkçe
2008
SosyolojiMimar Sinan Güzel Sanatlar ÜniversitesiSosyoloji Bölümü
DOÇ. DR. MERAL ÖZBEK