Vasküler tutulumu olan Behçet hastalarının özelliklerinin belirlenmesi ve venöz trombozu olan hastaların geç dönem sonuçlarının incelenmesi
Başlık çevirisi mevcut değil.
- Tez No: 142495
- Danışmanlar: PROF. DR. AHMET GÜL
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Romatoloji, Rheumatology
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2004
- Dil: Türkçe
- Üniversite: İstanbul Üniversitesi
- Enstitü: Tıp Fakültesi
- Ana Bilim Dalı: İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 63
Özet
7.0ZET Behçet hastalığı ilk olarak oral mukozada ve genital bölgede tekrarlayan aftöz ülserler ile hipopiyonlu üveitten oluşan üçlü semptom kompleksi olarak tanımlanmıştır. Ancak günümüzde hastalığın deri, mukoza ve göz dışında birçok doku ve organı etkileyen sistemik inflamatuar bir hastalık olduğu anlaşılmıştır. Behçet hastalığının farklı lezyonlarında görülen temel patolojik bulgu vaskülittir. Çok değişik tipte, çapta ve lokalizasyonda kan damarını tutabilir. Damar tutulumu erkeklerde belirgin olarak daha fazladır ve genç erkek hastalarda en önemli mortalite nedenidir. Venöz tutulum arter lezyonlarına göre çok daha sık görülür. En sık görülen venöz tutulum tipi yüzeyel tromboflebittir. Derin ven trombozu alt ekstremiteler dışında vena kava inferior ve superior, hepatik venler ve serebral venlerde görülmektedir. Arterlerin tutulması damarlarda tıkanma ya da anevrizma oluşumuna neden olmaktadır. Aort ve dalları ile orta boy arterler, arterioller ve vazo vazorumlar tutulabilir. Pulmoner arterlerde, aort ve dallarında gelişen anevrizmalar ve mural trombüsler önemli mortalite sebeplerindendir Behçet hastalığında gelişen vasküler tutulumun venöz sistemi daha çok etkilemesi dışında, bir diğer önemli özelliği de tromboza yatkınlığa neden olmasıdır. Bu çalışma ile vasküler tutulumu olan Behçet hastalarının demografik ve klinik özelliklerinin belirlenmesi, derin ven trombozu olan hastaların uygulanan tedavi ve prokoagülan mutasyonların varlığına bağlı olarak, trombozun tekrarlaması ve posttrombotik sendrom gelişmesi yönünden geç dönem sonuçlarının incelenmesi hedeflenmiştir. İstanbul Tıp Fakültesi, İç Hastalıkları Anabilim Dalı, Romatoloji Bilim Dalı'nda takip ve tedavi edilen vasküler tutulumlu 113 Behçet hastasının verileri retrospektif olarak değerlendirildi ve venöz tutulumu olan Behçet hastalarının geç dönem sonuçları ve bunlara etki eden faktörler incelendi. Vasküler tutulumu olan 113 hastanın 95'inde venöz tutulum, 40'ında arter tutulumu, 22 hastada ise hem arter hem ven tutulumu vardı. Erkek hastalarda follikülit, arter tutulumu, akciğer tutulumu, yüzeyel tromboflebit, venöz trombozun tekrarlaması ve posttrombotik sendrom gelişme sıklığı 46kadınlardan daha fazla bulundu. Bunlardan sadece follikülit sıklığının erkeklerde daha fazla görülmesi istatistiki anlamlılık sınırına ulaştı (P = 0.03). Venöz tutulumu olan hastaların 50'sinde (% 53) tek tromboz atağı görüldü. Hastaların 44'sinde (%47) venöz trombozun tekrarladığı görüldü (n= 23 bir kez tekrarlama; n= 8 iki kez tekrarlama, n= 13 üç veya daha çok tekrarlama). Venöz trombozu olan hastalardan 82 tanesinde faktör V Leiden ve protrombin gen mutasyonlarına bakılmıştı. Faktör V Leiden heterozigot olarak 17 hastada (%20.7) pozitif bulundu (P = 0.045, OR = 2.3, %95 güven aralığı 1.0-5.2). Protrombin geni G20210A mutasyonu ise 14 hastada heterozigot (%17.1), 1 hastada homozigot olarak (%1.2) bulundu (P < 0.001, OR = 7.9, %95 güven aralığı 2.8-22.7). Venöz trombozu olan hastaların %35.4'ünün faktör V Leiden ve/veya protrombin geni 3' 2021 0A mutasyonunu taşıdıkları görüldü. Staz dermatiti olan hastalarda bu oran %50'ye, venöz ülserli hastalarda %57'ye, trombozu â2 kez tekralayan hastalarda %63'e çıkmaktaydı. Venöz trombozu olan hastaların 21 tanesinde (%22.1) staz dermatiti ve/veya venöz ülser şeklinde posttrombotik sendrom bulgusu vardı. Bu has taların tamamında (%22.1) staz dermatiti, 8 tanesinde de (%8.4) venöz ülser geliştiği görüldü. Ayrıca, 52 hastada (%54.7) alt ekstremite venöz trombozu sonrasında baldırda devam eden şişlik ve 34 hastada (%35.7) venöz kolla- terallerin olduğu saptandı. Posttrombotik sendrom gelişen hastalardan, 6 tane sinde (%28.6) tek venöz tromboz atağı, 2 hastada (%9.5) iki atak, 13 (%61.9) hastada üç veya daha fazla atak gelişmişti. Venöz tromboz gelişen Behçet hastalarının 62'si tromboz geliştiği sırada herhangi bir tedavi almıyordu. Tromboz geliştiği sırada tedavi almakta olan 33 Behçet hastasının kullandığı ilaçlar: Kolşisin 29, kortikosteroid 12, immunosupresif 4 ( Azatiyoprin 1, Siklofosfamid 3 ), aspirin 10, antikoagülan 0 Diğerleri 1. Venöz trombozu olan Behçet hastalarının 44'ünde derin ven trombozu tekrarlamıştı. Bu hastaların 16'sı tromboz tekrarlaması sırasında te davi almıyordu, 28'inde ise tedavi altında venöz tromboz tekrarlamıştı. Antikoagülan ilaç ve immünosüpresan kullanımının posttrombotik send rom gelişimine etkisini incelendiğinde immünsüpresif alan hastalarda, post trombotik sendrom gelişime riskinin anlamlı olarak azalıdığı görüldü (OR = 0.19, %95 güven aralığı 0.04-0.88, P = 0.03). Oysa, antikoagülan kullanımı ile post- 47trombotik sendrom sıklığı azalmakla beraber, istatistiki anlamlılık sınırına ulaşmıyordu (OR = 0.6, %95 güven aralığı 0.15-2.2, P = 0.5). Posttrombotik sendrom bulgularına benzer şekilde, immünsüpresif ilaç kullanılması venöz trombozun tekrarlama riskini düşürüyordu (OR = 0.3, %95 güven aralığı 0.09-0.9, P = 0.026). Antikoagülan kullanılması ile gözlenen trom- boz tekrarlamasındaki azalma ise anlamlılık sınırına ulaşmıyordu (OR = 0.6, %95 güven aralığı 0.19-1.9, P = 0.4). Ayrıca 17 hastanın immünosüpresan tedavi kullanmadığı dönemde venöz trombozlarının tekrarladığı, immünosüpresan tedavi kullanmaya başla dıktan sonra ise bir daha venöz tromboz atağı olmadığı görüldü. Sonuç olarak, Behçet hastalarında görülen venöz trombozların sıklıkla tekrarladığı ve yaklaşık beşte birinde posttrombotik sendrom geliştiği görülmüştür. Eşlik eden prokoagülan mutasyonların varlığı trombozda tek rarlama, staz dermatiti ya da venöz ülser gelişme riskini artırmaktadır. Retrospektif veriler, immünsüpresif tedavinin bu komplikasyonları önlemede etkili olabileceğini göstermektedir. Venöz trombozlu hastalarda en uygun tedavinin belirlenmesi amacıyla prospektif çalışmalara ihtiyaç bulunmaktadır ve bu çalışmanın verileri, prospektif kontrollü tedavi çalışmalarının planlanmasında gerekli olabilecek önemli bilgileri sağlamaktadır. 48
Özet (Çeviri)
Özet çevirisi mevcut değil.
Benzer Tezler
- Behçet hastalığının demografik ve klinik özellikleri
Demographic and clinical characteristics of Behçet disease
BİLAL SULA
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2009
DermatolojiDicle ÜniversitesiDermatoloji Ana Bilim Dalı
PROF. DR. SEDAT AKDENİZ
- Behçet hastalığında immünsüpresif kullanımının yeni majör organ tutulumu gelişimine etkisi
The effect of immunosuppressive use on the development new major organ involvement in behcet's disease
TUĞÇE BOZKURT
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2020
RomatolojiMarmara Üniversitesiİç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. FATMA ALİBAZ ÖNER
- Behçet hastalığının kardiyak ve vasküler tutulumunda klinik özelliklerin, laboratuvar sonuçlarının, tedavi yanıtlarının ve mortalitenin değerlendirilmesi
Clinical features, laboratory results, treatment responses and mortality evaluation in cardiac and vascular involvement of behçet's disease
NURÇİN ÖĞRETEN YADİGAROĞLU
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2020
Allerji ve İmmünolojiKaradeniz Teknik Üniversitesiİç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. REFİK ALİ SARI
- Behçet hastalığında ileri yaş tutulumunun özellikleri, juvenil ve erişkin tutulum gösteren behçet hastaları ile farklılıkların araştırıldığı, retrospektif kontrollü bir araştırma
The characteristics of late-onset behçet's disease: a retrospective case-control study evaluating the differences with juvenile and adult-onset behçet's disease
KÜBRA NURSEL BÖLÜK
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2023
Dermatolojiİstanbul ÜniversitesiDeri ve Zührevi Hast. Ana Bilim Dalı
PROF. DR. AFET AKDAĞ KÖSE
- Behçet Sendromu'na bağlı vasküler tutulumun güncel değerlendirilmesi
Current evaluation of vascular involvement in Behçet Syndrome
ÖZGE KARA AVCİ
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2023
İç Hastalıklarıİstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşaİç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. EMİRE SEYAHİ