Geri Dön

Güneydoğu Avrupa ülkelerinde iktisadi dönüşüm süreçleri: Bulgaristan ve Romanya örnekleri

Başlık çevirisi mevcut değil.

  1. Tez No: 144767
  2. Yazar: ERHAN TURBEDARI
  3. Danışmanlar: PROF. DR. MUHTEŞEM KAYNAK
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Ekonomi, Uluslararası İlişkiler, Economics, International Relations
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2004
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Gazi Üniversitesi
  10. Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: İktisat Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 212

Özet

196 ÖZET“İktisadi dönüşüm”kavramı, eskiden merkezi planlı ekonomi sistemine sahip olup, günümüzde piyasa ekonomilerini oluşturmaya çalışan ülkeler için kullanılmaktadır. Birçok iktisatçı iktisadi dönüşümün kolayca tamamlanacağına inanmış, ancak uygulamadan çıkan sonuçlar bu sürecin oldukça sancılı olduğunu ortaya koymuştur. Günümüzde bazı eski merkezi planlı ülkeler iktisadi dönüşüm konusunda önemli aşamalar katetmiş iken, diğerleri oldukça geride kalmaktadır. Güneydoğu Avrupa ülkelerinden özellikle Batı Balkanlar yapılması gereken reformları önemli ölçüde geciktirmişlerdir. Bu ülkeler 1990'h yıllarda savaş serüvenleri ve iç çatışmalar ile meşgul olurken, Bulgaristan ve Romanya kendini önemli ölçüde reform etmeyi başarmıştır. Uzun süre değişik imparatorlukların bir parçası olarak yaşamış olan Güneydoğu Avrupa, günümüzde de barış ve güvenliğini etkileyen gelişmelere gebedir. Bu durum, özellikle Batı Balkan ülkelerindeki iktisadi dönüşüm sürecine olumsuz etki yapmaktadır. Aslına bakılırsa, Bulgaristan ve Romanya'daki reform süreci de 1996 yılına kadar önemli ölçüde geciktirilmiştir. Bu yüzden her iki ülke de reform konusunda Orta Avrupa ve Baltık ülkelerinin gerisinde kalmıştır. Reformların geciktirilmiş olması aynı zamanda bu ülkelerdeki makroekonomik istikrarsızlıkların da temelini oluşturmuştur. İktisadi dönüşüm sürecinin başında Bulgaristan şok terapiyi, Romanya ise aşamalı stratejiyi benimsemiştir. Ne var iki her iki ülke de benimsediği istikrar programlarına pek fazla uymamış ve genel olarak birbiriyle çelişen politikalar izlemiştir. Örneğin, hiperenflasyonla mücadele çerçevesinde bir taraftan sıkı para politikaları izlenmiş, diğer taraftan kayıpla çalışan şirketlerin ayakta tutulması maksadıyla genişletici maliye politikalarına yer verilmiştir. Özellikle eski197 komünist partilerin bir uzantısı olan siyasi partilerin iktidar dönemlerinde, bu tarz tutarsız politikalara daha çok yer verilmiştir. 1997 yılından itibaren hem Bulgaristan, hem de Romanya reformlara daha çok yer vermeye başlamıştır. Bulgaristan'ın bu konuda daha başarılı olduğu ortadadır. İşsizlik oranı yüksek kalmaya devam ediyor olması hariç, son birkaç yıldan beri makroekonomik istikrarını korumaya başarmış olan Bulgaristan, 2002 yılının sonlarında“işlevsel piyasa ekonomisi”statüsünü kazanmıştır. Diğer taraftan Romanya böyle bir statüye sahip olamadığı gibi, makroekonomik istikrara da henüz tam anlamıyla kavuşmuş değildir. Her iki ülke de özelleştirme sürecinin sonlarına yaklaşmış iken, bazı yasal reformlar konusunda hala sıkıntı yaşanmaktadır. Ayrıca her iki ülkenin finansal sistemleri de yeterince gelişememiştir. Ekonominin daha çok büyümesi için diğerleri arasında finansal sistem de geliştirilmelidir. Bölgesel işbirliği ve AB ile entegrasyon da bu ülkelerin daha çok büyümesine zemin oluşturacaktır. 2007 veya 2008'de Bulgaristan ve Romanya'nın AB üyeliğine kabul edilmesiyle, bu ülkelerin iktisadi dönüşümünün sembolik olarak da tamamlanmış olacağı söylenebilir. Ancak söz konusu ülkelerdeki refah seviyesinin yükselmesi için, ekonomi alanında daha çok çabanın sarfedilmesi gerekecektir.

Özet (Çeviri)

198 ABSTRACT The concept“economic transition”is used for societies, which switch from centrally planned economy to market economy. Although many economists predicted that this would be easy, in practice the transition usually proves to be painful. Today there are both successful and less successful examples of this kind of transition. In Southeastern Europe and especially in the Western Balkans the necessary reforms required were implemented late. In the 1990s when Western Balkan countries were busy with war and internal conflict, Romania and Bulgaria implemented important reform programs. Southeastern Europe was part of different empires for a very long time and is today on the verge of important developments that may affect its peace and security. This creates formidable problems for countries in the Western Balkans. In fact, reform process in Bulgaria and Romania was delayed until 1996 to an important degree and that is why they are behind Central European and Baltic countries. These delays in reforms were the main cause of the macroeconomic instability in these countries. At the beginning of the transformation process Bulgaria chose shock therapy while Romania preferred a gradual strategy. However, none of these countries persisted in their respective reform paths and they have had inconsistent records. For instance, while they fight hyperinflation with tight monetary policies on the one hand, they tried to support the unproductive public companies with inflationary fiscal policies on the other. This is especially true when the parties with communist heritage were in power. After 1997 both Bulgaria and Romania have become more consistent in their reforms. Bulgaria has been clearly more successful in this. With the exception high unemployment, Bulgaria has been able to preserve its199 macroeconomic stability, and achieved the“functional market economy status”in late 2002. Romania, however, has neither that status nor strong macroeconomic stability. Although both counties are in the final stages of privatization, they still have some problems in their legal reforms. Both countries have underdeveloped financial systems. For the economy to grow, among other things, they need to have stronger financial systems. Regional integration and European integration are the other factors for growth. When these countries become EU members in 2007 or 2008, symbolically they will have finished their economic transition. However, there will still be a lot to do to raise their economic welfare levels.

Benzer Tezler

  1. TOPSIS yöntemiyle Türk Devletleri ile Asya ülkelerinin ekonomik kırılganlık haritasının oluşturulması

    Creating an economic vulnerability map of Turkish States and Asian countries with the TOPSIS method

    HAMİT ÖZMAN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    EkonomiEge Üniversitesi

    Sosyal, Ekonomi ve Siyasal İlişkiler Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. MUSTAFA MUTLUER

  2. Azgelişmiş ülkelerde sanayileşme politikaları

    Başlık çevirisi yok

    MAMDOUH KAYALI

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    1988

    Ekonomiİstanbul Üniversitesi

    İktisat Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. NECATİ MUMCU

  3. Gümrük Birliği sonrası demir-çelik sektörünün Avrupa Birliği'ne uyumu

    The Adaptation of stel industry to European Union after Customs Union

    TÜRKAN ELİF ARIKAN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2000

    İşletmeDokuz Eylül Üniversitesi

    İşletme Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. SEMRA AYTUĞ

  4. Güneydoğu Asya ülkelerinde 'take-off' süreci

    Take-off process in the south-east Asian countries

    MERAL YİĞİT

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    1998

    EkonomiGazi Üniversitesi

    İktisat Teorisi Bilim Dalı

    PROF. DR. İSMAİL BULMUŞ

  5. تأثير الاستثمار الأجنبي المباشر على الدول النامية: العراق كنموذج

    Doğrudan yabancı yatırımın gelişmekte olan ülkeler üzerindeki etkisi: Irak örneği

    ZEYAD OBAID SABBAR AL-RAWE

    Yüksek Lisans

    Arapça

    Arapça

    2022

    EkonomiKarabük Üniversitesi

    İktisadi ve İdari Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. SAİM KAYADİBİ