Öğretmenlerin A vitaminine ilişkin bilgi ve davranışları
Teachers' knowledge and behaviours concerning vitamin A
- Tez No: 187273
- Danışmanlar: PROF. DR. MİNE ARLI
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Eğitim ve Öğretim, Education and Training
- Anahtar Kelimeler: Vitamin A, Nutrition, Knowledge of Teachers, Eating Behaviour
- Yıl: 2006
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Gazi Üniversitesi
- Enstitü: Eğitim Bilimleri Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Aile Ekonomisi ve Beslenme Eğitimi Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 198
Özet
Yapılan literatür çalışmalarında A vitamini ile ilgili bilgi ve davranışları tespitetmeye yönelik herhangi bir araştırmaya ulaşılamamıştır. A vitamini ve öğretmenler ileilgili çeşitli konularda 1976-2003 yılları arasında yapılmış olan araştırmalara aşağıdakısaca değinilmiştir.Hacıbeyoğlu (1976), Ankara merkez ilkokullarında görevli öğretmenlerinbeslenme bilgi düzeylerini saptamak amacıyla 114 erkek, 286 kadın öğretmen üzerindeyaptığı bir araştırmada; öğretmenlerin hiçbir beslenme seminerine veya kursunakatılmadıklarını, erkek öğretmenlerin %68'inin, kadın öğretmenlerin %76'sınınbeslenme kursuna katılmak istediklerini ve öğretmenlerin beslenme konusunda yeterlibilgiye sahip olmadıklarını belirlemiştir. Özellikle, öğretmenlerin besin değeri yüksekolan yiyeceklerin seçimi, yiyeceklerde bulunan vitamin ve mineraller ile çocukbeslenmesi konularında yetersiz oldukları; kadın öğretmenlerin çocuk beslenmesikonusunda erkek öğretmenlerden daha fazla bilgi sahibi olduğu belirlenmiştir.Öğretmenlerin doğru yanıt oranları incelendiğinde, en yüksek doğru yanıtı meslekitecrübesi 21-30 yıl arasında olanların verdiği ve mesleki tecrübe arttıkça bilgidüzeylerinin de yükseldiği bulunmuştur.Ünver (1979) tarafından yenilen otların karoten değerleri ve insan beslenmesinekatkıları ile ilgili iki ayrı köyde bir araştırma yapılmıştır. Bu araştırmanın amacı İçAnadolu'nun Ankara (Ortabereket Köyü) ve Batı Karadenizin Bolu (Karaisak Köyü)ilinin birer köyünde yenilen yabani otların; tüketim durumlarını, karoten değerleri vepişirmenin bu değerlere etkisini, insan beslenmesinde günlük A vitamini gereksiniminekatkısını saptamaktır. Ortabereket köyünde tüketim süresi boyunca toplam ot tüketimibirey başına 7973.7g iken Karaisak köyünde 5012.4g olarak tespit edilmiştir.Ortabereket köyünde 6 çeşit otun çiğ karoten değerleri 100 g otta 3248.95 ± 67.91 ve7662.50 ± 94.38 IU arasında değişmektedir. Karaisak köyünde tüketilen 12 otun çiğ59karoten değerleri 100 g otta 3538.95 ± 67.99 ve 10364.97 ± 96.12 IU arasında olduğubelirlenmiştir. Bu otlardaki pişirme ile oluşan kayıp Ortabereket köyünde %5-16 ikenKaraisak köyünde %5-28 arasında değişmiştir. Diyette günlük A vitaminigereksiniminin tamamı bitkisel kaynaklardan karoten olarak sağlanırsa Ortabereketköyünde otlar gereksinimin %7.5'ini, Karaisak köyünde %14.0'ünü karşıladığı tespitedilmiştir.Penner ve ark. (1981) San Diego'da Sağlık Bilgisi, Beden Eğitimi, EvEkonomisi, Fen Bilgisi ve Sosyal Bilgisi derslerine giren ortaokul öğretmenlerininbeslenme bilgileri ile tutumlarını ve beslenme uygulamalarını değerlendirmişlerdir. Evekonomisi öğretmenlerinin beslenme bilgi puanlarının diğer öğretmenlerden dahayüksek olduğu, ayrıca beslenme öğretimine karşı Ev Ekonomisi öğretmenlerinin pozitiftutumlara sahip olduğu belirtilmiş, ancak öğretmenlerin kendi beslenmelerine karşı olantutumlarının değerlendirilmesinde öğretmenler arasında farklılık bulunmamıştır.Saliah ve ark. (1983) Kansas'ta ilkokul öğretmenlerinin beslenme bilgi, davranışve uygulamalarının saptanması amacıyla bir araştırma yapmışlardır. Sonuç olaraköğretmenlerin beslenme bilgi puanları arasında sınıf seviyesine, bir veya daha fazlaüniversite eğitimi almalarına ve üniversite eğitimi süresince beslenme dersi alıpalmadıklarına ve o anda beslenme dersi verip vermediklerine göre önemli farklılıklarbulunmuştur. Ayrıca beslenme davranışları ve beslenme uygulamaları puanlarıarasındaki farklılıkların da sınıf seviyesine, öğretmenin beslenme dersi alıp almamadurumuna ve o anda beslenme dersi verip vermediğine bağlı olabileceği belirtilmiştir.Sürücüoğlu (1986), aile beslenmesinde kadının rolünü belirlemek amacıylaAnkara ilinde bazı bakanlıklarda çalışan 215 evli kadın üzerinde yaptığı çalışmada;kadınların %46.5'inin iyi ve çok iyi %43.2'sının yeterli, %10.3'ünün yetersiz düzeydebeslenme bilgisine sahip olduğunu bulmuştur. Kadınların eğitim durumları ile beslenmebilgi düzeyi arasındaki ilişkinin önemli olduğu belirlenmiştir. Kitle iletişim araçlarından60radyo, gazete ve dergilerde yayınlanan beslenme hakkındaki bilgileri izleme açısındaneğitim grupları arasındaki fark önemli bulunmuştur. Kadınların eğitim seviyesiyükseldikçe günde üç öğün yemek yiyenlerin oranında yükselme olduğu belirlemiştir.Tekgül ve ark. (1986) Ankara ilinde Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığınabağlı 6 ilkokulda öğretmenlerin ve öğrencilerinin beslenme bilgileri ve uygulamalarıüzerine yaptıkları bir araştırmada; iki ilkokulda (Kubilay ve Abdi ipekçi ilkokulu)bulunan öğretmenlerin ve öğrencilerin beslenme bilgilerinin iyi düzeyde olduğu,öğretmenlerin kendi bilgilerini öğrencilere aktarabilmeleri ve uygulamaları arasındakiilişkinin de önemli olduğunu belirlemişlerdir. Ayrıca, öğretmenin bilgi düzeyiyükseldikçe bunu öğrencilere verebilme ve uygulatabilmenin de o düzeyde yükseldiğigörülmüştür.Anaokulu ve anasınıflarındaki öğretmenlerin beslenme uygulamalarını vebeslenme bilgi düzeylerini ortaya koymak amacıyla, Van ilinde düzenlenen Hizmet-İçiEğitim kursuna katılan 220 öğretmen üzerinde bir araştırma yapılmıştır. Hizmet-içieğitim kursuna katılan öğretmenlerin %87.6'sı bu kurslarda Beslenme dersialmadıklarını belirtmişlerdir. Öğretmenlerin, genel beslenme bilgilerine ilişkin temelnitelikteki soruları %75.9 oranında doğru cevapladıkları ve ilde görev yapanların busoruları doğru cevaplama oranının daha yüksek olduğu saptanmıştır. Öğretmenlerintemel beslenme bilgilerinin iyi olduğu düşünülmekle beraber, beslenme uygulamalarınıistenilen nitelikte gerçekleştiremedikleri vurgulanmıştır (Poyraz, 1987).Köksal ve Kırlı (1988) ilkokul öğretmenlerinin beslenme bilgi düzeyleri veeğitim durumlarını belirlemek amacıyla yaptıkları araştırmada; Milli Eğitim Gençlik veSpor Bakanlığı'nın ilkokul programında beslenme konularına geniş yer vermiş olmasınarağmen okullarda beslenme eğitiminin iyi yapılmadığı görüşünde olan öğretmenlerinoranının %84 olduğu görülmüştür. Araştırma sonucunda, öğretmenlerin %82.0'sininbeslenme ile ilgili hizmet içi eğitim, seminer ya da kurs görmedikleri ve beslenme ile61ilgili bilgilerinin de yetersiz olduğu, ancak öğretmenlerin bu eksikliğin farkındaoldukları ve bu konuda eğitim almak istediklerini belirttikleri saptanmıştır. Genel olaraksoruların yanıtlanmasında doğru yanıt verenlerin oranı yüksekken, birbirini tamamlayanve birbirleriyle ilgili olan sorularda alınan yanıtların değerlendirilmesi, öğretmenlerinbilgilerinin köklü ve birbirleriyle bağlantılı olmadığını, başka bir ifadeyle ?kulaktandolma bilgiler? olduğunu ortaya çıkarmıştırTaşdemir (1990), ilkokul öğretmen ve öğrencileri ile birinci basamak sağlıkhizmetlerinde görevli ebelerin; beslenme konusunda bilgi tutum ve davranışlarınısaptamak için 272 öğrenci, 56 öğretmen ve 56 ebe üzerinde yaptığı bir araştırmada:öğretmenlerle ebelerin bilgi düzeylerinin çok farklı olmadığı sonucuna varmıştır. Hizmetyılı 11-20 yıl arası olan öğretmenlerin beslenme tutumunun en iyi olduğu, hizmet yılı 10yılın altında ve 21 yıldan fazla olan öğretmenlerin beslenme tutumu olumlu olanlarınoranının azaldığı belirlenmiştir. Öğretmenlerin %2.0'sinin yüksek, %29.0'nun iyi,%57.0'sinin orta ve % 12.0'sinin de yetersiz düzeyde beslenme bilgisine sahip olduklarıgörülmüştür. Bu hususlar göz önüne alınarak, öğretmenlerin beslenme eğitimi görmelerive bu alanda yetiştiren kurumların öğretim programlarına beslenme dersininkonulmasının önemi vurgulamıştır. Öğretmen, ebe ve öğrencilerin kitle iletişimaraçlarındaki besinlerle ilgili reklamlardan önemli ölçüde etkilendiği ve buna göre,öğrencilerin %73.0'ünün, öğretmenlerin %55.0'inin, ebelerin %55.0'inin reklamlardanetkilenerek beslenmelerinde değişiklik yaptıkları saptanmıştır.Goshtasbpour (1990) hipotiroidli bireylerde serum retinol ve β karoten düzeyleriile troid hormonları arasındaki ilişkileri incelemiş ve troid yetersizliğinin serum βkaroten ve retinol düzeylerine etkisini değerlendirmiştir. Hipotroid ve multinodülerguatrlı oldukları belirlenmiş 15 hasta ve normal sağlıklı bireyin serum beta karoten veretinol düzeyleri saptanmıştır. Normal sağlıklı bireylerle karşılaştırıldığında, hipotiroidve multinodüler guatrlı bireylerin serum β karoten düzeylerinin yükseldiği ve retinoldüzeylerinin düştüğü bulunmuştur. Her iki durumda istatistiksel açıdan anlamlı olarak62ortaya çıkmıştır. Bu araştırmada karoten düzeyinin yükselmesine neden olabilecekfaktörler, mekanizması bilinmesi de TĞ·, T4 ve TSH hormonlarının etkili olabildiğibildirilmiştir (Alınmıştır; Çakıroğlu, 1990).Şimşek (1991) ortaokul öğrencilerinin beslenme bilgilerini ve alışkanlıklarınısaptamak amacıyla yaptığı araştırmada; ortaokul öğrencilerinin %48.2'sinin ortadüzeyde beslenme bilgisine sahip olduklarını belirlemiştir. Çok iyi bilgi düzeyindeolanlara sadece beslenme dersi okuyan grupta rastlanmıştır. Ev ekonomisi ya dabeslenme dersi okuyan öğrencilerin bilgi puanlarının orta düzeyde yoğunlaşması her ikiderste de verilen beslenme eğitiminin yeterince yararlı olamadığını ya da öğrencilerinkonuya gereken önemi veremediğini ortaya çıkarmıştır. Ancak beslenme konusunu evekonomisi dersi içinde ve beslenme dersini okuyanlar ile bu dersleri hiç okumayanlararasında beslenme bilgi ve alışkanlıkları yönünden az da olsa bir farklılık bulunduğunuortaya koymuştur.Akkoyun (1993) tarafından yapılan bir araştırmada, over kanserli kadınlara Avitamini ve çinko (Zn) verilmesinin, serum A vitamini, β karoten, retinol bağlayıcıprotein (RBP) ve Zn düzeyleri üzerine etkisi incelenmiştir. Bu çalışmada hastalarınbeslenme hikayeleri alınarak A vitamini ve Zn takviyesi yapılmıştır. Bir ay sonra alınanikinci kan örneklerinde serum A vitamini, β karoten, retinol bağlayıcı protein ve çinkodüzeyleri hem kendi aralarında hem de kontrolle karşılaştırılarak incelenmiştir. Ancakilk ölçümlerde bütün parametreler kontrole oranla istatistiksel yönden önemli ölçüdedüşük bulunmuştur. Vitamin ilavesinden sonra ikinci ölçümlerde serum A vitamini, βkaroten, RBP (Retinol Bağlayıcı Protein) konsantrasyonları yükselme göstermeklebirlikte kontrol seviyelerine ulaşılamamıştır. Serum Zn düzeylerinde iki ölçüm arası farkbulunmazken, kontrolle kıyaslandığında, Zn miktarları over kanserlilerde düşükbulunmuştur.63Ünlü (1993)'nün yaptığı araştırmada kanserli hastaların beslenme alışkanlıklarıve serum A vitamini, β karoten ve retinol bağlayıcı protein (RBP) miktarlarıincelenmiştir. Bu çalışmada meme ve akciğer kanserli hastalarla bunların kontrolleriolan sağlıklı bireylerin, beslenme alışkanlıklarının, günlük besin tüketimlerinin, hasta vesağlamların serum A vitamini, β karoten ve RBP miktarlarının saptanması, serummiktarları ile günlük A vitamini tüketimi arasında bir ilişki olup olmadığını belirlemekamaçlanmıştır. 16 meme kanserli kadın ile kontrol olarak seçilen benzer nitelikteki 18sağlıklı kadın ve 16 akciğer kanserli erkek ve uygun seçilmiş 17 sağlıklı erkekaraştırmanın örneğini oluşturmuştur. Bireylerin, enerji ve besin öğeleri tüketimmiktarları (kişi başına/günde) karşılaştırıldığında meme kanserlilerin enerjiyi, proteini,A, Bï±, B2, C vitamini ve niasini, demiri, çinko ve fosforu kontrol gruplarına göre anlamlıolarak daha az tükettikleri saptanmıştır. Akciğer kanserlilerin A ve B vitaminini kontrolgruplarına göre anlamlı olarak daha az tükettikleri bulunmuştur. Araştırmaya katılanbireylerin Serum A vitamini, β karoten, RBP düzeyleri karşılaştırıldığında, kanserlilerinserum düzeylerinin anlamlı olarak kontrol gruplarından düşük olduğu bulunmuştur.Karabay (1995) tarafından yapılan bir araştırmada; A vitamininin çok yüksekolmayan dozlarının gereksinim dozu ve bu dozun 3 ve 6 katlarının anne ve fetüskaraciğerini nasıl etkilediği araştırılmıştır. Bu araştırma sonucunda A vitamini dozlarınınfetüste herhangi bir malformasyon (hasar) oluşturmadığı, ancak anne ve fetüskaraciğerinin normal yapısını bozduğu, karaciğer parankim hücrelerinde organel kaybınayol açtığı saptanmıştır.Sağlam ve Yürükçü (1996)'nün Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesiöğrencilerinin besin tüketim durumunu, beslenme alışkanlıklarını ve beslenme bilgidüzeylerini saptamak amacıyla yaptıkları çalışmada; (49 kız ve 104 erkek toplam 153öğrenci) öğrencilerin BKİ değerlerine göre %23.5'inin zayıf, %65.4'ünün normal%10.5'inin hafif şişman ve %0.6'sının şişman olduğunu belirlemişlerdir. Öğrencilerin64%51.6'sı yurtta kalmakta, %48.4'ü evde barınmakta, %27.9'u günde 17-20 adet sigaraiçmekte, %11.6'sı haftada bir alkol almakta, %55.6'sı ise sabah kahvaltısı yapmaktadır.Sevenay (1996) Kayseri il merkezinde çalışan kadınların beslenmealışkanlıklarını, yiyecek hazırlama pişirme yöntemleri ve beslenme bilgi düzeylerinisaptamak amacıyla yaptığı bir çalışmada; kadınların %65.0'inin kötü, %30.0'unun ortave %5'inin iyi beslenme alışkanlığına sahip olduğunu belirlemiştir. Günde üç öğünyemek yiyenlerin oranı %77.7 olarak bulunmuştur. Çalışan kadınların %58.6'sının sabahkahvaltısında, %65.4'ünün öğle yemeğinde dengeli besin tüketmekte olduğu; %56.5'ininyeterli, %31.9'unun iyi, %8.8'inin yetersiz ve %2.7'sinin çok iyi beslenme bilgidüzeyine sahip olduğu saptanmıştır.Melhus ve arkadaşları (1998) yaptıkları bir araştırmada Norveç'teki kalçakırıklarının yüksek insidansının A vitamininin uzun süre fazla miktarda alınması ileilişkili olabileceğini değerlendirmişlerdir. Beden-kitle indeksi, enerji alımı, fizikselaktivite durumu, sigara içme ve östrojen kullanımı gibi değişkenlerin dikkate alındığıçalışmada A vitamini alımının lombar vertebra, femur boynu ve trakonterindeki mineralyoğunluğu aynı zamanda tüm vücut mineral yoğunluğu ile anlamlı şekilde ilişkili olduğubulunmuştur. Günde 1.5 mg'dan daha fazla A vitamini alan kişilere göre %10 daha azolduğu tespit edilmiştir. Birinci grupta kalça kırığı 0.5mg/gün dozunda A vitaminialanlara göre 2/1 şeklinde bulunmuştur.Ünal (1999) yaptığı bir araştırmada sağlıklı çocuklarda A vitamini desteğininKızamık-Kabakulak-Kızamıkçık (KKK) aşı yanıtına etkilerini ele almış ve incelemiştir.Bu araştırmada, kızamık aşısı yapılmamış 68 sağlıklı çocukta 12'inci ayda yapılankrama canlı KKK aşısı ile aynı zamanda verilen 90.000 IU A vitamininin aşıya bağlıIgM ve IgG yanıtına etkileri araştırılmıştır. Üç dönem olarak planlanan çalışmada Avitamini verilen çocuklarda aşı sonrası 2-4'üncü haftada ölçülen A vitamini değerleriartarken verilmeyen çocuklarda başlangıç değerlerine göre azalma olduğu, ancak65farkların istatistiksel olarak anlamlı olmadığı gözlenmiştir. Aşı sonrası 6-8'inci haftadaher iki grupta da A vitamini değerlerinin başlangıç değerlerine yaklaşma eğilimindeolduğu saptanmıştır. Sonuç olarak humoral yanıtın güçlendirilmesinde A vitaminiverilmesinin etkili olabileceği kanısına varılmıştır.Nepal'de yaşayan ve gece körlüğü problemi çeken gebe kadınlar üzerinde yapılanbir araştırmada çinkonun A vitamini üzerindeki etkisi incelenmiştir. Gebe kadınlarındiyetine 3 hafta boyunca günde 25 mg çinko takviyesi yapılmıştır. Araştırma sonucundayalnızca çinko tedavisi alanların serum çinko düzeyi artmış ancak tek başına gecekörlüğünü ortadan kaldırmada veya gözlerin karanlığa alışma düzeyini iyileştirmedebaşarılı olmamıştır. Ancak hem A vitamini hem de çinko takviyesi yapılan grubun gecegörüşlerinin diğer gruba göre 4 kat fazla iyileştiği görülmüştür. Bu veriler çinkonunbaşlangıçtaki serum çinko düzeyini düşük olan, gece körlüğü yaşayan kadınların gecegörüşlerini iyileştirme sürecinde A vitamininin etkisini güçlendirdiğini göstermektedir(Christian ve ark., 2001) .Akbulut (2002)'un diyetisyenlerin beslenme bilgi, tutum ve davranışlarınınsaptanmasına yönelik olarak yaptığı bir araştırmada; diyetisyenlerin büyükçoğunluğunun yeterli ve dengeli beslenme kurallarına uydukları (%66.7), yüksek yağ vekolesterol içeren besinlerin aşırı tüketiminden kaçındıkları (%70.0), sağlıklı beslenmekonusunda verdikleri önerileri kendilerinin de (%72.0) uyguladıkları belirlenmiştir.Ayrıca bu mesleğe girdikten sonra sağlıksız olan beslenme alışkanlıklarını değiştirenlerbüyük çoğunluktadır (%83.0). Bireylerin genel beslenme bilgi düzeylerideğerlendirildiğinde, bazı eksiklerin olduğu saptanmakla beraber, bilgi düzeylerininkabul edilebilir olduğu sonucuna varılmıştır.Bangladeşli 12-35 aylık rastgele yöntemle seçilmiş ve yetersiz beslenen 653çocuğa yapılan A vitamini ve çinko takviyesinin çocukların gelişimi üzerindeki etkisinibelirlemek amacıyla bir araştırma yapılmıştır. Bu araştırmada kısa süreli çinko takviyesi66ile birleştirilen tek dozluk A vitamininin 6 aydan büyük bebeklerin boy ve kilolarındakiartış üzerinde etkisinin olmadığı belirlenmiştir (Rahman ve ark., 2002).Oumachiqui (2002) tarafından Hindistan'da Gebelik ve Erken GebelikteBeslenmenin Kadınların Sağlığı Üzerine Etkileri üzerine bir araştırma yapılmıştır. Buaraştırmada kadınların beslenme durumu çok yönlü olarak ele alınmıştır. Araştırmayakatılan kadınların yaş aralığı 15-45, evli olanların oranı %93.3'dür ve bunların %66.0'sıergenlik dönemindedir (evli olanların %84.0'ü 18 yaşından önce evlenmiştir). Araştırmasonucunda araştırmaya katılan kadınların protein tüketimi günlük önerilenin (RDA) %60.0-71.0'i, enerji tüketimi (RDA) %65.0-90.0'ı, A vitamini tüketimi (RDA) oranı%50.0'sidir. Kadınlarda görülen anemi oranı %72.0-98.0, parazitik bağırsakenfeksiyonlarının görülme oranı ise %17.0-62.0'dir. A vitamininin yetersizlikdurumunun görülme sıklığı %0.3-86.0 gibi oldukça farklı oranlarda çıkmıştır. Avitamininin yetersizlik durumunu teşhis etmek için çok farklı yöntemler ve mevsimseldeğişim kullanılmıştır. Mevsimsel değişikliğin gıdaların alımında rol oynadığı raporedilmiştir.Sabbağ (2003) ilköğretim okullarında görevli öğretmenlerin beslenmeakışkanlıkları ve beslenme bilgi düzeylerini saptamak amacıyla, 128 erkek ve 253 kadınolmak üzere toplam 381 öğretmen üzerinde bir araştırma yapmıştır. Öğretmenlerin%71.9'unun beslenme konusunda ders almadıkları, %69.5'inin ilkokul programlarındakibeslenme konularını yeterli bulmadıkları saptanmıştır. Öğretmenlerin %42.5'inin sigaraiçtiği, %50.9'unun hiç alkol kullanmadığı, %54.3'ünün günde üç öğün yemek yediği, ençok atladıkları ana öğünün %24.9 ile öğle yemeği olduğu belirlenmiştir. Öğretmenlerin%46.7'sinin yiyecek reklamlarından hiç etkilenmediği, %81.1'inin ürünlerdeki etiketbilgilerini okuduğu bulunmuştur. Öğretmenlerin en çok tercih ettiği içeceklerin; çay veneskafe, yiyeceklerin ise meyve ve simit olduğu görülmüştür. Diyet ürünlerinitüketenlerin oranının %28.8, en çok tercik ettikleri diyet ürünlerinin; kepekli ekmek veaz yağlı beyaz peynir olduğu, en çok gittikleri restoran tipinin; kebapçı, pideci ve67lahmacuncu olduğu belirlenmiştir. Öğretmenlerin %71.3'ünün yeterli, %24.9'unun iyive %3.7'sinin yetersiz düzeyde beslenme bilgisine sahip olduğu belirlenmiştir. Erkeköğretmenlerin beslenme bilgi puan ortalaması, 40.69±0.926, kadın öğretmenlerinbeslenme bilgi puan ortalaması ise 45.58±0.645'tir.Alexy, Kersting ve Hellert (2003) 1986-2001 yılları arasında Dortmund'dayapılan DONALD çalışmasında (Dortmund Boylamsal Tasarlanmış Besin veAntropometrik Çalışma) 2-18 yaşları arasındaki kız ve erkek çocuklarının gelişimdönemleri süresince A-E ve C vitamini alım durumlarını değerlendirilmişlerdir. Buzaman sürecinde alınan A vitamini miktarının sabit kaldığı, C vitamini miktarınındoğrusal olarak artarken E vitamini miktarının doğrusal olmayan bir trend izlediği ortayaçıkmıştır. Referans değerin bir yüzdesi olarak ifade edildiğinde, C Vitamini tüketimininen yüksek değerde olduğu (ortalama >%100) görülmüştür. Ancak, kayıtların %45.0 (15ile 18 yaş arası) ile %52.0 (4-6 yaş) arasının C vitamini tüketimlerinin önerilen değerinaltında olduğu (ortalama %48.o) belirlenmiştir. A vitamini için, kayıtların %69.0 (2-3yaşlar) ile %76.0 (13-14 yaş) arası (ortalama %73.0) olduğu; E vitamini önerilendeğerlerine erişilmediği belirtilmiştir. Sonuç olarak A vitamini ile ilgili yapılanaraştırmaların her yıl derinlik kazandığı ve değişik boyutlardan ele alındığını söylemekmümkündür. Son yıllarda yapılan araştırmalar sonucunda özellikle minerallerdenÇinko'nun A vitamini üzerindeki etkisi incelenmiştir ve çinkonun A vitaminininkullanımı ile arasında anlamlı bir ilişki olduğu ve görme bozukluklarının iyileşmesindeA vitamini ile birlikte yararlı olduğu anlaşılmıştır. Demir'in A vitamini üzerindekietkisine bakıldığında serum retinol düzeyini düşürdüğü görülmüştür ve demir takviyesiyapılan durumlarda A vitamini takviyesi yapılmasının serum retinol düzeyinindüşmemesi için gerekli olduğu sonucuna varılmıştır.A vitamininin bağışıklık sistemi üzerindeki etkisi incelendiğinde bağışıklıksistemini artırmada etkili olduğu sonucuna varılmıştır. Bebeklerdeki bağışıklığı artırmakiçin anne sütü alan bebeklerin annelerinin diyetlerine A vitamini takviyesi yapılarak68sütteki retinol oranının yükselmesini sağlamanın bebeğin bağışıklığını artırmadakiönemi vurgulanmıştır.Genel olarak yapılan araştırmalar sonucunda özellikle A vitamininin görmeüzerindeki etkileri incelenmiştir. Ancak son yıllarda araştırmaların konusu değişmiş veA vitaminin büyüme, üreme, epitel doku ve minerallerle ilişkisini konu alan araştırmalarağırlık kazanmıştır. Ancak toplumda yer alan insanların A vitamini ile ilgili çeşitlikonulardaki bilgilerini ve A vitamini tüketim davranışlarını belirlemeye yönelikaraştırmalara rastlanmamıştır.
Özet (Çeviri)
This study was planned and carried out in order to determine the knowledgeof the teachers, working at the public primary schools and high schools in the centreof Bala,- a district within Ankara - and in the towns and villages of that area, aboutthe health problems resulting from the sources of Vitamin A; storing, preparing andcooking Vitamin A; and taking inadequate or excessive amounts of Vitamin A aswell as their tendencies towards this vitamin.It was found that 72.0% of 221 teachers (54.8% female, 45.2% male)participating in the study have never taken a nutrition education course. It was foundthat the teachers? total rate of giving nutrition education was 66.5%. When the habitsof using vitamin supplements were evaluated, it was seen that 65.1% of the teachersdid not use any vitamin supplements while 33% of them sometimes or always usedthe supplements. When the genders were considered, it was found that most ofthose who use vitamin supplements were women. The percentage of the participantsusing Vitamin A supplement was found only 1.8%. 91% of the women using skincare products told that they consider the Vitamin A content when using them. Whenthe rates of answering the questions in the first part of the survey relating Vitamin Awas analysed, it was found that that the percentage of the women giving correctanswers for all the questions was higher than that of the men. In this survey, it wasseen that teachers were especially more informed on the subjects relating Vitamin Asources. It was also seen that the percentage of the participants knowing the fact thatfish oil was the best source of Vitamin A was 70.1% while the rate of those whoknew the other fact that grains were not a good source of Vitamin A was 48.9%. Theteachers who had taken nutrition education courses were more informed in answeringthe questions concerning Vitamin A than those who have never taken or who havetaken a partial nutrition education course. For all the questions, the highest rate ofanswering correctly again belonged to the teachers having taken nutrition education.When it comes to answering the questions concerning different branches of teaching,the teachers of House Economy were the most knowledgeable of all. For themultiple choice questions, when the answers of the teachers whose daily Vitamin Aivconsumption were adequate and those whose consumption were inadequate wereanalysed, it was seen that almost half of the teachers who gave correct answers wereadequately nourished and the other half inadequately nourished. When theparticipants? condition of having taken nutrition education and their ages wereconsidered, it was found that there wasn?t a significant difference in the frequency ofweekly consuming food (p>0.05) which have higher Vitamin A content. When theissue of having taken nutrition education was considered, a significant difference wasobserved in the consumption of vegetables food such as broccoli, pumpkin, carrot,green pepper and tomato which are rich sources of Vitamin A, while there was ameaningful difference in only consuming apricot and cress when the ages wereconsidered. When the teachers? food consumption in one day was analysed, it wasfound that the teachers had an unbalanced and inadequate nutrition.
Benzer Tezler
- Ankara'daki üç anaokulunda uygulanan menülerin değerlendirilmesi, çocukların yemeklere ilişkin tercihleri ve memnuniyet durumları.
Evaluation of menus in three nursery school, children's preferences of food and their satisfaction status
MUSTAFA VOLKAN YILMAZ
Yüksek Lisans
Türkçe
2011
Beslenme ve DiyetetikHacettepe ÜniversitesiBeslenme Bilimleri Ana Bilim Dalı
PROF. DR. NİLGÜN KARAAĞAOĞLU
- Edirne ili kentsel ve kırsal alanında yaşayan adolesan erkeklerde nutrisyonel durum değerlendirilmesi
Evaluation of the nutritioanal status of male adolescents, living in rural and urban areas of Edirne
ÇAĞRI TURAN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2005
Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıTrakya ÜniversitesiÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
Y.DOÇ.DR. NACİ ÖNER
- Atatürk Çocuk Yuvasında kalan ilkokul çocuklarının beslenme durumunun saptanması ve bu çocukların boy uzunluklarının ve vücut ağırlıklarının standartlarla karşılaştırılarak değerlendirilmesi
Determination of nutritional status of The Children Staying at Ataturk nursery and evaluation of their height and weight by comparing with standarts
HÜLYA YILMAZ
Yüksek Lisans
Türkçe
2008
Beslenme ve DiyetetikHacettepe ÜniversitesiToplu Beslenme Sistemleri Ana Bilim Dalı
PROF. DR. TÜRKAN KUTLUAY MERDOL
- Sınıf öğretmenlerine göre ilk okuma yazma öğretiminde kullanılan fişlerin içeriği ve fiş seçiminde dikkat edecekleri hususlar (Konya ili Çumra örneği)
According to the elementary school teachers the content of the slips used in teaching of reading-writing and the points to be paid attention for choosing slips (example for Çumra district within Konya)
FATİH GÜLŞİN
Yüksek Lisans
Türkçe
2005
Eğitim ve ÖğretimSelçuk Üniversitesiİlköğretim Ana Bilim Dalı
PROF.DR. MUAMMER MUŞTA
- Kliniğimizden dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu tanısı ile takipli çocuklarda serum D vitamini düzeylerinin değerlendirilmesi
Evaluatıon of the adhd dıagnosed chıldren's serum vıtamın D levels
İBRAHİM ADAK
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2013
Psikiyatriİstanbul ÜniversitesiÇocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. SÜLEYMAN SALİH ZOROĞLU