İstanbul'da Ihlamur ve Küçüksu Kasırları
Ihlamur and Küçüksu Pavilions in İstanbul
- Tez No: 227927
- Danışmanlar: DOÇ. DR. MEHMET ZEKİ İBRAHİMGİL
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Sanat Tarihi, Art History
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2008
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Gazi Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Sanat Tarihi Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 642
Özet
Sultan I. Abdülmecid (d.1823?c.1839-ö.1861) zamanında, mimar Nigoğos Balyan tarafından yapılan Ihlamur (1849?1855) ve Küçüksu (1856?1857) kasırlarını konu alan bu tez, yapıların tarihi çevreleri, bahçe düzenlemeleri, mimari tasarımları, süsleme programları, yapı malzeme ve tekniği konularını incelemektedir.Çalışmanın amacı, günümüze dek ulaşan bu yapıların durumlarını görsel ve yazılı arşiv malzemeleri yardımıyla inceleyerek, İstanbul'da son dönem Osmanlı kasır ve köşk yapıları arasındaki yerinin belirlenmesi ve öneminin vurgulanmasına yönelik bir araştırmayı tamamlamaktır.19. Yüzyıl, ?Batılılaşma? olarak adlandırılan değişim sürecinde, toplumsal, siyasal, ekonomik askeri vb birçok alanda olduğu gibi kültür ve sanat alanında da Batı etkilerinin yoğun olarak yaşandığı bir dönemdir. Batılılaşmanın görünürdeki ilk çerçevesi, Batılı malların tüketimini, mimarî ve resimdeki Batılı biçimlerin kullanılmasını içermektedir. Burada dikkati çeken nokta, 19. yüzyıl boyunca süren, birbirini izleyen yenilik hareketlerinin saraydan kaynaklanmış olmasıdır. Saray, toplumsal değişim hareketlerinin de kaynağı olmuştur. Osmanlı sultanları ve bürokrat seçkinlerinin Batılılaşma ve devleti eski ihtişamına kavuşturma özlemleri, İstanbul kentinde yeni imar hareketlerine neden olmuş ve onlar kanalıyla İstanbul'a taşınan etkilerin mimarideki ilk uygulamaları doğal olarak saray, kasır, köşk mimarisinde kendini göstermiştir.Sultan III. Ahmed (d.1673-c.1703-ö.1736) zamanından itibaren, kentin yönetimi, kurumları ve örgütlerinin yerine Avrupa'daki örnekleri uyarlayan yenileri getirilmiş, Batılı yaşam tarzının gereklerine uygun bir dizi yeni yapı tarzı geliştirilmiştir. Böylece, 18. yüzyılla birlikte İstanbul'un siluetini, Batı etkili üslûplar ve tasarım ölçütleriyle ele alınmış yapılar belirlemeye başlamıştır. Sultanların Batılı zevklerine ve yaşam biçimine uygun saray, kasır, köşk vb isteği hem Osmanlı'nın içinden yetişen, hem de Avrupa'yı tanıyan Balyan ailesi gibi gayri-Müslim ve Avrupalı mimarlara da iş vermiştir. Mimariye giren Batılı üslûplar, yerel mimarlar tarafından da özgün bir yorumla değerlendirilmiş, fakat yeni yapı tiplerinin İstanbul'daki uygulayıcıları çoğunlukla yabancı mimarlar olmuştur.Avrupa etkilerinin yoğun şekilde hissedildiği son dönemde İstanbul'da mimari çoğulculuk egemen olmuş ve yaşanan dönüşüm bir genel tasarımın sonucu olarak değil, parçaların bir araya getirilmesiyle oluşmuştur. Yavaş ve çok uzun bir süreçte gerçekleşen mimari değişim, bir eklektik düzeni beraberinde getirmiştir. Bu dönem içinde yenilik hareketlerine paralel olarak inşa edilen Ihlamur ve Küçüksu kasırlarında izlenen de bu mimari üslûp ve tercihlerin çeşitliliğidir. Barok, rokoko, ampir, neoklasik vb üslûpların yanı sıra eklektisist üslûp, yüzyılın ortalarında bu yapılarda kendini gösteren unsurlardır. Yapıların dekorasyonunda kullanılan mobilya ve eşyalarda da Batı etkileri sezilmektedir. Dekorasyon konusunda yabancı sanatçılara başvurulmuş ve Avrupa'dan mobilya getirtilmiştir. Batı etkisiyle uygulanan değişimler, cephe ve iç mekân dekorasyonu ile bezemelerde görülmektedir. Onları eski örneklerinden ayıran esas fark, dekorasyon düzeyinde ve mimari düzlemde veya binaların dış yüzeyinde binayı bir kabuk gibi saran bezeme düzeyinde kalmıştır. Bunun nedeni bu yapılardaki süslemenin tamamen Avrupai üslûplar ve örnekler alınarak gerçekleştirilmesidir. Plan organizasyonlarında gelenekten kopmamışlar ve geleneksel Türk ev mimarisine uygun olarak ?karnıyarık? adı verilen iç sofalı-odalı plan düzenine sadık kalmışlardır.Bu yapılara baktığımızda, tüm bu parçaların her birinin arkasında bir yandan Batı'ya yönelik bir anlayış savunulurken, diğer yandan planda geleneksel Türk evinde sofalara göre düzenlenen plan tipinin uygulanmasıyla, köklü gelenekleri yaşatma çabası göze çarpmaktadır.Kısacası, Osmanlı Sarayı'nda başlayan değişim hareketleri, Osmanlı toplumunu, kentini, mimarisini ve tüm yaşamını etkilemiştir. Fakat yeni gelişen teknolojilerin etkisi altında, Batı'nın mimari imajlarının yönlendiriciliğiyle oluşan bu değişimler, mimari alanda görüntü itibarıyla ve yüzeysel bir biçimde kopya edilmiş, özünde Doğulu ve gelenekçi kalınmıştır. Bu nedenle, 19. yüzyıl mimarisi kendi tarihsel gelişimi içinde değerlendirilmelidir.Anahtar Sözcükler1.Osmanlı2.Batılılaşma3.İstanbul4.Kasır ve köşk5.Sivil Mimari
Özet (Çeviri)
This thesis on Ihlamur (1849?1855) and Küçüksu (1856?1857) pavilions, built by architect Nigoğos Balyan in the time of Sultan Abdülmecid I (b.1823?r.1839-d.1861), researches on the subject of brief environmental histories, garden arrangements, architectural designs, decoration programmes, construction material and technics of these buildings.The objective of this study by reviewing these buildings that survived current day is to complete a reseach on the determination of their positions and emphasizing their importance among Ottoman pavilions and kiosks of the last period with the aid of visual and written archive material.During the process called ?Westernization?, the 19th century was a period which witnessed interne effects of Western values on art and culture as well as social, political, economic, military fields. The first visible frame of Westernization comprised the consumption of Western goods and the use of Western forms in architecture and painting. The striking point is that the change movements, continued and ensued during the 19th century, arised from the Palace. The Palace was also the source of the movement for social changes. The desires of Ottoman sultans and bureaucrats for Westernization and making the state regain its old glory caused a set of movements improving the construction in İstanbul and early applications in architecture of effects had being moved to İstanbul through them made theirself appear in achitecture of palaces, pavilions and kiosks naturally.Since the time of Sultan Ahmed III. (b.1673-r.1703-d.1736), the administration of the city, its institutions and organizations had been replaced by their adapted European examples and a set of new building styles which were suitable for contemporary and Western lifestyle had been developed.Thus, with the arrival of the 18th century, certain types of architecture all of which were handled with a similar, specific Western orientated style and design criterion had begun to shape İstanbul?s silhouette. The wish for certain types of palaces, pavilions, kiosks etc. which would be in conformity with Western taste and lifestyle that was expressed by the sultans, had eventually caused employment opportunities for the architects of European origin and non-Muslim like Balyan family, who both knew a lot about Europe in general and being brought up in an Ottoman way. The Western styles, which were adapted, were blended in by local architects in an authentic manner, however it was the foreign architects who actually had applied the new forms of building types.During the last period European influences had been largely felt, in İstanbul architectural pluralism had become dominant and this evolution was not as a result of a general design, rather was formed by gathering together pieces. Architectural transformation, which occured slowly in a long time period, carried an eclectic order. What is observed in Ihlamur and Küçüksu pavilions which were built parallel to the movement of modernization in this period, is the diversity in architectural styles and preferences. In addition to the baroque, rococo, empir, neoclassical etc. styles, eclectic style was among the elements of these buildings in the middle of the century. Western influence can be felt easily also in furniture and other decorative items used in the buildings. Foreign artists were consulted for their tastes and knowledge on decorational matters, in addition various furnitures and were brought in from Europe, The enforced change with the Western effects is manifested on the front, the interior decoration and the ornamentation. The main differences allocated from the old samples remained on decoration level and architectural scale or on the other surface of buildings and the ornaments. The reason for this is that, the ornamentation in those buildings were made by improting purely European styles and examples. They didn?t broke off the tradition in their plan organization and stuck to the plan with middle sofa-room called ?karnıyarık? in accordance to the classical Turkish architecture.When these buildings are examined carefully, it is seen that one side an effort to make ancient traditions survive by applying the type of plan around to sofas in traditional Turkish house, and on the other side there was also a Western oriented manner.In conclusion, the changes which stemmed from Ottoman Palace influenced the society, the city, the architecture, in other words the whole life of Ottomans. However, these changes which were under the influence of new techologies and impact of Western architectural images had been copied superficially and remained oriental and traditional in its esence. Consequently, the 19 th century architecture must been evaluated in its own historical frame.Key Words1.Ottoman2.Westernization3.İstanbul4.Pavilion & Kiosk5.Civil Architecture
Benzer Tezler
- İstanbul'da TBMM Milli Saraylar Daire Başkanlığı'na ait tarihi saray ve kasır bahçelerinin peyzaj mimarlığı açısından değerlendirilmesi
The research from the point of landscape architecture of the historic palaces and pavillions gardens attached to The Department of National Palaces in İstanbul
AŞİRE DEVRİM İŞBECER
Yüksek Lisans
Türkçe
2004
Şehircilik ve Bölge Planlamaİstanbul Teknik ÜniversitesiŞehir ve Bölge Planlama Ana Bilim Dalı
PROF.DR. AHMET CENGİZ YILDIZCI
- Beykoz Kasrı peyzaj tasarımı
The landscape design of Beykoz Pavilion
BİLGENUR BİLİCİ
Yüksek Lisans
Türkçe
2016
Peyzaj MimarlığıAnkara ÜniversitesiPeyzaj Mimarlığı Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ELMAS ERDOĞAN
- Cumhuriyet Döneminde müzeye çevrilen İstanbul sarayları
Turned into a museum of Istanbul palaces in Rebuplican Period
HÜLYA UTKULUER
Yüksek Lisans
Türkçe
2012
MüzecilikMarmara ÜniversitesiTürk Tarihi Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. A. HALÛK DURSUN
- 19. yüzyıldan günümüze değin yazmacılık sanatında etkiler
The Effects on art of hand-painted kerchief making from 19 th century to today
ABDULMURAT ŞAM
Yüksek Lisans
Türkçe
1997
El SanatlarıMarmara ÜniversitesiGeleneksel Türk El Sanatları Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. FERYAL İREZ
- Ihlamur Kasrı'nın peyzaj mimarisi değerlerinin tarihi süreç içinde incelenmesi
A study of landscaping values of Ihlamur summer palace throughout history
PELİN YİĞİT
Yüksek Lisans
Türkçe
2006
Peyzaj Mimarlığıİstanbul Teknik ÜniversitesiPeyzaj Mimarlığı Ana Bilim Dalı
PROF. DR. AHMET CENGİZ YILDIZCI