Geri Dön

Theorizing authoritarian party structures: The case of Turkey

Otoriter parti yapılarını kuramlaştırmak: Türkiye örneği

  1. Tez No: 250480
  2. Yazar: PELİN AYAN
  3. Danışmanlar: YRD. DOÇ. DR. ZEKİ SARIGİL
  4. Tez Türü: Doktora
  5. Konular: Siyasal Bilimler, Political Science
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2009
  8. Dil: İngilizce
  9. Üniversite: İhsan Doğramacı Bilkent Üniversitesi
  10. Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Siyaset Bilimi Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 328

Özet

Varolan çalışmalar, otoriter parti örgütlerini parti liderlerinin yerel parti aktörlerine egemen olduğu değişmez ve tek tip yapılar olarak kabul etmektedir. Ayrıca, otoriter parti örgütleri ile ilgili çalışmalar, daha çok makro düzeydeki etkenlere (örn. demokratik sistemlerin geçirdiği evrim, siyasi kültür ve kurumsal yapılanma) ve bu etkenlerin parti liderlerinin stratejilerine nasıl etki ettiğini incelemektedir. Yerel parti aktörlerinin bu süreçlerdeki rolü ise çok fazla irdelenmemektedir. Bu çalışma, otoriter parti yapılarının mikro düzeydeki etkenlerini ve dinamizmini anlamaya yönelik bir girişim olup, şu sorulara dikkat çekmektedir: Otoriter parti yapılarını ne oluşturur? Otoriter parti örgütleri varsayıldığı gibi değişmez ve tek tip yapılardan mı meydana gelir? Eğer farklı yapılar söz konusuysa, bu değişime sebep olan etkenler nelerdir? Böyle bir analiz, parti içi demokrasinin gelişimi ve parti içi yönetişim mekanizmaları ile ilgili ne tür teorik ve siyasi çıkarımlar ortaya koyar?Bu çalışma, Türkiye'nin siyasal sisteminde etkili dört parti yapısını (Adalet ve Kalkınma Partisi ? AKP, Cumhuriyet Halk Partisi ? CHP, Milliyetçi Hareket Partisi ve Demokratik Toplum Partisi ? DTP), birbirinden coğrafi ve siyasi anlamda farklılık gösteren dört ilçede (Karşıyaka, Ümraniye, Diyarbakır-Merkez ve Tarsus) inceleyerek, otoriter parti yapılarının dört ayrı tipten meydana geldiğini vurgulamaktadır: Kollamacı (benign), gizli (clandestine), sorgulanan (challenged) ve baskıcı (coercive) otoriter parti yapıları. Bu farklılığı açıklamak üzere, bu çalışmada asil-vekil (principal-agent) teorisinden yararlanılmakta ve bu teorinin kullanımına iki farklı yenilik kazandırılmaktadır: Birincisi, parti içi demokrasisi gelişmiş partilerin aksine, otoriter parti yapılarında, asil roldeki aktörün yerel parti çalışanları değil, parti liderleri olduğu gösterilmektedir. Yerel parti çalışanları ise vekil konumunda bulunmaktadır. İkincisi, asiller ve vekiller arasındaki çıkar yapılarının (interest configurations) sadece güç elde etmeye yönelik faydacı çıkarlara değil; ideolojik bağ, politika oluşturma, veya lider sadakati gibi sosyal çıkarlara da dayandığı vurgulanmaktadır. Çıkar türlerindenki bu farklılıktan dolayı (faydacı ve sosyal türler), parti içi çıkar yapılarının, değişik biçimler alabilebileceği ileri sürülmektedir. Parti liderleri ile yerel parti çalışanları arasındaki güç ilişkisinin temelini oluşturan bu çıkar yapıları farklılık gösterdiğinden, otoriter parti yapılarının da yere ve zamana göre değişebileceği savunulmaktadır. Ayrıca, `seçim yenilgileri' ve `aday belirleme süreçlerinin beklenmeyen sonuçları' gibi birtakım dışsal ve içsel tetikleyicilerin (exogenous and endogenous triggers) parti içi çıkar yapılarını değiştirebilecek potansiyelleri de göz önüne alınmakta, bu tetikleyicilerin yeni bir otoriter parti yapısına yol açabileceği veya demokratik parti yönetişimine geçişi mümkün kılabileceği savunulmaktadır.Ampirik veriler göstermektedir ki, faydacı çıkarlara sahip olan vekiller - yerel aktörler - bireysel kazançlar karşılığında otoriter parti yapısına boyun eğmektedir (kollamacı otoriterlik). Sosyal çıkarlara sahip olan vekiller ise, parti liderine veya parti ideolojisine bağlılıklarından ötürü otoriter parti yapısına boyun eğmektedir (gizli otoriterlik). Bunun yanında, asilleri ile ? dışsal veya içsel tetikleyiciler sonucunda ? bir çıkar çatışması içine giren vekiller, asillerin otoritesinden sapmaya başlayıp, otoriter parti yapılarına karşı gelirler (sorgulanan otoriterlik). Otoriterilerini sürdürmek isteyen asiller ise kendilerine meydan okuyan vekillere baskı uygulama yöntemini seçerler (baskıcı otoriterlik). Vekillerin asillere karşı olan mücadelesinin başarıya ulaşması, bir başka deyişle otoriter yapının sona ermesi, vekillerin sahip olduğu güç kaynaklarının niteliğine ve büyüklüğüne bağlıdır (örn. bilgi, sosyal ve ekonomik statü, meşruiyet, diğer vekillerle iletişim ve güç ağı oluşturma).Bu çalışma, böylelikle göstermektedir ki, otoriter parti yapılarının zamana ve yere göre değişim gösteren, dinamik ve çok türlü yapılar olduğunu göstermektedir. Bu yapıları daha iyi anlamak için mikro düzeydeki etkenlere daha fazla dikkat etmek gerekmektedir (örn. asiller ve vekiller arasındaki çıkar yapıları ve güç ilişkileri). Bu çalışmanın temel teorik çıkarımı, otoriter parti örgütlerinde asil-vekil ilişkisinin farklı bir şekilde kurgulanması gerektiğidir: Alışılagelmiş anlayışın aksine, otoriter parti örgütlerindeki güç yapılarını anlayabilmek için, asil rolünü parti liderlerine, vekil rolünü ise yerel parti çalışanlarına atfetmek daha yararlıdır.Bu çalışmanın bir diğer çıkarımı, otoriter parti yapılarından demokratik parti yapılarına geçiş olasılığının her zaman var olduğudur. Bu olasılığın gerçekleşmesi sadece parti liderlerinin seçimine değil, yerel parti aktörlerinin güç kaynaklarına ve kendi aralarında oluşturdukları güç ağlarına bağlıdır. Ancak, bu olasılık sadece asiller ve vekiller arasında bir çıkar çatışması doğduğunda ortaya çıkmaktadır. Bu durumda, otoriter parti yapılarının dinamiklerini anlamak açısından, parti içi çıkar çatışmalarını doğuran etkenleri (örn. seçim yenilgileri, aday belirleme süreçlerinin sürpriz sonuçları) ve engelleyen etkenleri (örn. bireysel kazançlar, liderlik sadakati ve ideolojik bağlar) daha fazla irdelemek gerekmektedir.

Özet (Çeviri)

The existing studies assume or treat an authoritarian party organization as a static and uniform structure, in which national party leaders dominate the party on the ground. Moreover, the extant explanations of authoritarianism focus on the effect of macro-level factors (e.g. the changes in the nature of democratic competition, political culture and institutional structure) over the internal strategies of the party leadership. Thus, little attention is paid to the role that local party actors play in authoritarian party structures. This study attempts to enhance our understanding of dynamics and factors behind party authoritarianism by raising the following questions: What does constitute party authoritarianism? Is it really a uniform or a static phenomenon as assumed? If not, how can we explain the variance in party authoritarianism? What might be the theoretical and policy implications of such an analysis for democratic development and party governance?By conducting a comparative case study of four political parties (AKP, CHP, MHP, DTP) in four geographically and politically distinct urban districts (Karşıyaka, Ümraniye, DiyarbakırMerkez and Tarsus) within Turkish political system, this study identifies four types of authoritarian party structures: benign, clandestine, challenged and coercive. In order to explain this variance, this study utilizes principal-agent approach, which is modified in two ways. First, as opposed to internally democratic parties, it is the national party leaders (principals) that delegate authority to local party actors (agents) in authoritarian parties. Second, the interest configurations between the principals and agents are based on not only material but also social interests. Material interests are those associated with power-seeking aims such as a desire for a position in public office. Social interests refer to the shared ideas and values such as ideological attachment, policy interests or loyalty to the leader. It is argued that interest configurations, which constitute the power structures between the national party leaders (principals) and local party actors (agents), vary across space and time. Second, the endogenous and exogenous triggers such as the outcomes of candidate selection processes or electoral defeats have the potential to cause a change in the power equilibrium between principals and agents, which might generate a new type of party authoritarianism or an exit to democratic party governance.Empirical analyses indicate that the agents motivated primarily by material interests are subordinate to party authoritarianism due to the material benefits received from the principals (benign authoritarianism). The agents motivated by social or ideational interests accept the subordination because of their loyalty to the party leader or the party ideology (clandestine authoritarianism). That been said, the agents whose interests conflict with the principals as a result of exogenous or endogenous triggers might attempt to shirk from the authority of the principals and object the authoritarian party structure (challenged authoritarianism). The authoritarian-leaning principals, in response, may exert coercion over the challenging agents (coercive authoritarianism). The success of the challenging agents over the principals depends on their power resources, such as information, social and economic status, legitimacy and networking with other agents.This work, thus, shows that party authoritarianism should be understood as a dynamic and heterogeneous phenomenon, which shows significant degree of variance across space and time. To have a better sense of this dynamic phenomenon, we need to focus on the role of micro-level factors (i.e. interest configuration and power relationships among principals and agents). With respect to broader implications, the principal-agent (PA) relationship must be understood in a different way in authoritarian party organizations where the major responsibility of the local party actors is to fulfill the tasks set by the national party leaders. Therefore, in studying the power structure of authoritarian party organizations, contrary to the conventional understanding, it is useful to assign the role of the principal to the national party leaders and the role of the agent to the local party actors.Another implication of this study is that exit from party authoritarianism is always a possibility not only because the national party leaders choose to do so, but also because the local party actors have the potential to cultivate new power resources and create power networks against authoritarian party structures. Yet, this possibility arises only when there is a conflict of interests between the agents and principals. Therefore, what causes the rise of such intra-party conflicts (e.g. electoral defeats, outcomes of candidate selection processes) and what prevents them from arising (e.g. material benefits, or social interests such as leadership loyalty, ideological attachment) must be given further recognition in studying internal dynamics of party authoritarianism.

Benzer Tezler

  1. 1930-1938 döneminde Türk inkılâbını teorileştirme ve yorumlama denemeleri

    Attempts at construction and theorizing of Turkish Revolution in the years of 1930?1938

    SEDAT GENCER

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2011

    TarihSüleyman Demirel Üniversitesi

    Tarih Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. SÜLEYMAN SEYDİ

  2. Gelenek dışı edebiyatı kuramsallaştırmak: Bir postmodern roman formu ve geç kapitalist kültürün bir yansıması olarak kült edebiyat

    Theorizing non-canonical literature: Cult literature as a postmodern genre and a reflection of late capitalist culture

    MURAT GÖÇ

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2011

    Amerikan Kültürü ve EdebiyatıEge Üniversitesi

    Amerikan Kültürü ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ATİLLA SİLKÜ

  3. Theorizing creativity in İstanbul's local electronic music scenes

    İstanbul'un yerel elektronik müzik sahnelerinde yaratıcılığı kuramsallaştırmak

    SU ODABAŞ

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2024

    Müzikİstanbul Teknik Üniversitesi

    Müzik Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. EMİNE ŞİRİN ÖZGÜN TANIR

  4. Theorizing the environmental study in drama: Ecofeminist study of Cirish Karnad's The Fire and The Rain and Henrik Ibsen's An Enemy of the People

    Tiyatroda çevreci çalışmanın kuramsallaştırılması: Cırısh Karnad'ın Ateş ve Yağmur ve Henrık Ibsen'in Bir Halk Düşmanı oyunlarının ekofeminist incelemesi

    RAHMAH SALAH HASAN AL GBURI

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2024

    İngiliz Dili ve Edebiyatıİstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi

    İngiliz Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ ADNAN BARIŞ AĞIR

  5. Theorizing trust in the economic field in the era of neoliberalism: The perspectives of entrepreneurs in Mardin

    Neoliberalizm döneminde güveni ekonomik alanda teorileştirme: Mardin'deki girişimcilerin perspektifinden

    ZEHRA NURDAN ATALAY GÜNEŞ

    Doktora

    İngilizce

    İngilizce

    2012

    EkonomiOrta Doğu Teknik Üniversitesi

    Sosyoloji Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. SİBEL KALAYCIOĞLU