Geri Dön

Spontan preterm doğum açısından asemptomatik, yüksek-riskli hasta grubunda amniyotik mai çamuru (Amniotic fluid sludge) varlığının klinik önemi

Clinical significance of the presence of amniotic fluid 'sludge? in asymptomatic patients at high-risk for spontaneous preterm delivery

  1. Tez No: 272104
  2. Yazar: İLKNUR ADANIR
  3. Danışmanlar: PROF. DR. LÜTFÜ SABRİ ÖNDEROĞLU
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Kadın Hastalıkları ve Doğum, Obstetrics and Gynecology
  6. Anahtar Kelimeler: amniyotik mai `çamuru, spontan preterm doğum, transvajinal ultrason
  7. Yıl: 2010
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Hacettepe Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 72

Özet

Preterm doğum, tamamlanmış 37. gebelik haftasından (veya 259 gün) önce olan doğumları kapsamaktadır. Preterm doğumlar neonatal mortalitenin en sık nedenidir. Preterm doğum insidansı yıllardır tüm canlı doğumların %12.8'ni oluşturmaktadır. Preterm infantların major problemleri organ immaturitesinden kaynaklanmakta olup, bu problemlerin (respiratuar distress sendromu (RDS), patent duktus arteriozus, nekrotizan enterokolit (NEC), hiperbilirubinemi, intraventriküler kanama (IVH), retinopati, prematurite ve neonatal sepsis) insidansı ve şiddeti gebelik haftası ile ters orantı göstermektedir .Preterm doğumun önlenmesi ulaşılması zor bir hedef olarak görülmektedir. Teorik olarak, preterm doğum açısından asemptomatik, yüksek-riskli hasta grubunun belirlenmesi, obstetrisyene etkili bir şekilde preterm doğumu önleme veya neonatal morbidite ve mortaliteyi azaltma şansı verecektir. Buradan yola çıkarak, preterm doğum açısından yüksek riskli hastaları belirlemek için yeni bir tarama testi ? amniyotik mai `çamuru' ? üzerinde çalışılmaktadır. Amniyotik mai çamuru (amniotic fluid sludge ) internal servikal os'a yakın partiküllerden oluşan yoğun yapının sonografik görünümüdür. Asemptomatik, preterm doğum açısından yüksek-riskli grupta ve zarları sağlam olan preterm eylemle başvuran gruptaki klinik önemi bazı retrospektif çalışmalarda değerlendirilmiştir.Biz bu çalışmamızda; prospektif olarak, asemptomatik, preterm doğum açısından yüksek- riskli hasta grubunda amniyotik mai `çamuru' varlığının klinik önemini ortaya koymayı amaçlıyoruz.Çalışma kapsamında, preterm eylem açısından yüksek riskli grupta yer alan toplam 99 gebe prospektif olarak, transvajinal USG ile amniyotik mai çamuru varlığı açısından 20-22. ve 26-28. ve 32-34. gebelik haftaları arasında belirli aralıklarla değerlendirildi. Daha sonra bu gebeler doğum haftası ve gebelik sonuçları açısından takip edildi. 2 gebe, doğum haftası ve gebelik sonucuna ulaşılamadığı için; 5 gebe ise çalışmadan çıkarılama kriterini (medikal veya obstetrik endikasyonlarla preterm doğum kararı alınan gebeler) taşıdığı için çalışmadan çıkartılarak analizlere alınmamıştır. Analizlere toplam 92 gebe dahil edilmiştir. Toplam 18 hastada çamur izlenmiştir.Çalışma grubunda amniyotik mai `çamuru' prevalansı % 19,6 (18/92) olarak bulunmuştur. 37. gebelik haftasının altında spontan preterm doğum, çamur olan grupta % 66,7 (12/18), çamur olmayan grupta ise % 27,0 (20/74) olarak bulundu. Çamur varlığı ile preterm doğum arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunmuştur (p=0,002). Çamur olan grupta % 50 (9/18), olmayan grupta ise % 24,3 (13/74) oranında neonatal morbidite izlenmiştir. Bu istatistiksel açıdan oldukça anlamlıdır (p=0,044). Benzer şekilde, çamur olan grupta perinatal mortalite oranı, olmayan gruba göre daha yüksek bulunmuştur [ sırasıyla % 27.8 (5/18) ve % 5.4 (4/74), P = 0.013] . Preterm doğum yapan hastalar içinde de, çamur olan grup (ortalama 30,6 hf ± 5,4), olmayana (ortalama 34,4 hf ± 2,4) göre daha erken doğum yapmıştır ve bu fark istatistiksel olarak anlamlıdır (p=0,037). Çamur varlığını ve servikal uzunluk < 25 mm'yi preterm doğum açısından yüksek-riskli hasta grubunda tarama testi olarak kombine ettiğimizde preterm doğumu yakalama şansımız artmıştır. Çamur ve servikal uzunluğu kombine ettiğimizde, preterm doğum yapmış olan 32 hastanın 18'ini (% 56,3) yakalayabildik(p=0,000, odds ratio: 7,286 %95 CI;2,694-19-705). Çamur varlığını servikal uzunluk ile kombine ettiğimizde duyarlılığımız (sensitivite) artmış, özgüllüğümüz (spesifite) ise çok değişmemiştir.Sonuç olarak, çamur varlığı preterm doğumu öngörebilen bağımsız bir faktör olarak ortaya çıkmıştır.Literatüre baktığımızda çamur varlığı ve klinik önemi ile ilgili hiçbir prospektif çalışmaya rastlamadık. Bizim çalışmamız, preterm doğum açısından yüksek riskli hasta grubunda çamur prevalansını ve preterm doğum ile olan ilişkisini ortaya koyan ilk prospektif çalışma olacaktır. Çalışmamızdaki bulguların etkinliğini göstermek için prospektif, kontrollü, büyük ölçekli çalışmalara ihtiyaç vardır. Bu açıdan da çalışmamızın benzer çalışmalara ışık tutacağına inanmaktayız.

Özet (Çeviri)

Preterm birth (PTB) refers to a birth that occurs before 37 completed weeks (less 259 days) of gestation. PTB is by far the leading cause of infant mortality. The incidence of preterm birth is 12.8%. The major diseases of preterm infant result from organ immaturity, and the incidence and severity of disease are inversely related to gestational age. These conditions include respiratory distress syndrome (RDS), patent ductus arteriosus, necrotizing enterocolitis (NEC), hyperbilirubinemia, intraventricular hemorrhage (IVH), retinopathy of prematurity, and neonatal sepsis.Prevention of preterm birth has been an elusive goal. Theoretically, identification of asymptomatic women at risk for preterm delivery would allow obstetricians to effectively prevent delivery or to decrease neonatal morbidity and mortality in preterm neonates. There is a new screening test - amniotic fluid `sludge?- to identify women at high risk for preterm delivery. Amniotic fluid `sludge? is defined as the presence of dense aggregates of particulate matter in close proximity to the internal cervical os. It is of clinical significance in asymptomatic patients at high risk for spontaneous delivery, and in patients with preterm labor and intact membranes.In our study, we try to determine the clinical significance of the presence of amniotic fluid `sludge? among asymptomatic patients at high risk for spontaneous preterm delivery, prospectively.In our study, 99 patients at high risk for spontaneous preterm delivery were evaluated for the presence of amniotic fluid sludge with transvaginal ultrasonography at 20-22., 26-28. and 32-34. gestational weeks. And, these patients were followed up for their delivery weeks and pregnancy outcomes. 7 patients were excluded the study; because , we couldn?t reach pregnancy outcomes of two patients and 5 patients were delivered before completed 37. gestational weeks because of medical and obstetrical indications. A total 92 patients were included the analysis. There was a total 18 patients with sludge.The prevalence of amniotic fluid `sludge? in the study population was 19,6 % (18/92). The rates of spontaneous preterm delivery at

Benzer Tezler

  1. Preterm bebeklerde patent duktus arteriozus tedavisinde oral ibuprofenin yeri

    The role of oral ibuprofen in the treatment of patent ductus arteriosus in preterm infants

    MÜJGAN ARSLAN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2009

    Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıSağlık Bakanlığı

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. FÜSUN ATLIHAN

  2. Servikal uzunluğun spontan preterm doğumu ön görmede yetersiz kaldığı durumlarda uteroservikal açıdan faydalanabilir miyiz?

    Is uterocervical angle beneficial in cases where cervical length is insufficient to predict spontaneous preterm delivery?

    İLGİ ESEN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    Kadın Hastalıkları ve DoğumSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. RAHİME NİDA BAYIK

  3. Gebelerin serviks uzunluğunun transvajinal ultrasonografi ile değerlendirilmesi ve spontan preterm doğumun öngörülmesinde serviks uzunluğunun yeri

    Assessment of cervical length by transvaginal ultrasonography in pregnant women and the role of cervical length measurements in the prediction of spontaneous preterm delivery

    İSMAİL TANRIKULU

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2006

    Kadın Hastalıkları ve DoğumUludağ Üniversitesi

    Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı

    PROF. OSMAN H. DEVELİOĞLU

  4. Transvajinal ultrasonografı ile belirlenen uteroservikal açı ve posterıor servikal açının düşük riskli populasyonda spontan preterm eylem öngörüsünde kullanılması: Prospektif kohort çalışması

    Prediction of spontaneous preterm delivery via uterocervical angleand posterior cervical angle measured by transvaginal ultrasonography in low risk population: A prospective cohort study

    ERDEM FADILOĞLU

    Tıpta Yan Dal Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    Kadın Hastalıkları ve DoğumHacettepe Üniversitesi

    Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ÖZGÜR DEREN

  5. 26-35 hafta gebeliği olan preterm eylem olgularında nifedipin veya kontrollü salınımlı nifedipinle tokoliz tedavisinin fetal ve maternal klinik sonuçları

    Fetal and maternel clinical outcomes of niphediphine or niphediphine SR usage at the tocolytic therapy of 26-35 gestationel weeks preterm labor cases

    MEMET ALİ KILÇIK

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2007

    Kadın Hastalıkları ve DoğumCumhuriyet Üniversitesi

    Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı

    PROF.DR. ALİ YANIK