Dirençli temporal lob epilepsili ve juvenil myoklonik epilepsili hastalarda Glutamik Asit Dekarboksilaz (GAD) otoantikor varlığının araştırılması
Investigation of autoantibodies against Glutamic Acid Decarboxylase in patients with resistant temporal lobe epilepsies and juvenil myoclonic epilepsies
- Tez No: 282338
- Danışmanlar: DR. AYTEN CEYHAN DİRİCAN
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Nöroloji, Neurology
- Anahtar Kelimeler: Epilepsi, MTLE, JME, anti-GAD, Epilepsy, MTLE, JME, anti-GAD
- Yıl: 2011
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Sağlık Bakanlığı
- Enstitü: İstanbul Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Has. Eğt. ve Arş. Hastanesi
- Ana Bilim Dalı: Nöroloji Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 78
Özet
AMAÇ: Merkezi sinir sisteminin (MSS) majör nörotransmitteri olan GABA'nın sentezinde rol alan glutamik asit dekarboksilaz (GAD) enzimi GABAerjik nöronal sitoplazmada ve salgı veziküllerinde bulunur. GAD enzimine karşı gelişen antikor glutamattan inhibitör etkili GABA oluşumunu engeller ve eksitatör olan glutamat miktarının artmasına neden olur. Epilepsi patogenezinde GAD antikorlarının rolü tam olarak anlaşılamasa da bazı çalışmalarda tedaviye dirençli epilepsili hastalarda yüksek anti-GAD seviyeleri bildirilmiştir. Bu olgularda immünmodülatuvar tedaviye olumlu yanıtlar alınmıştır. Bu çalışmada anti-GAD antikorlarının dirençli epilepsi etiyopatogenezindeki rolünü araştırmak ve bu fizyopatogenez üzerinden, dirençli MTLE'ye yönelik yeni tedavi stratejilerinin belirlenmesine yardımcı olmak amacıyla, parsiyel epilepsiler grubundan ilaca dirençli MTLE'li hastalar ile tedaviye iyi yanıtı ile bilinen jeneralize epilepsiler grubundan juvenil myoklonik epilepsili (JME) ve sağlıklı kontrol grubunun serumlarında anti-GAD seviyeleri bakıldı.YÖNTEM: Çalışmaya 1992-2010 tarihleri arasında Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi 2.Nöroloji Kliniği Epilepsi Polikliniğine başvuran, ILAE (Uluslararası Epilepsi ile Savaş Derneği) 1989 epileptik sendrom sınıflamasına göre tanı almış 15'i kadın 11'i erkek olmak üzere toplam 26 tedaviye dirençli MTLE, 22'si kadın 6'sı erkek toplam 28 JME ve 16'sı kadın, 10'u erkek toplam 26 sağlıklı kontrol alındı. Tüm olgulardan alınan venöz kan örneklerinin serumlarında anti-GAD düzeyinin belirlenmesinde IRMA (immunoradiometric assay) yöntemi uygulanarak kantitatif olarak çalışıldı. Çalışmada elde edilen bulgular değerlendirilirken, istatistiksel analizler için NCSS (Number Cruncher Statistical System) 2007&PASS 2008 Statistical Software (Utah, USA) programı kullanıldı.BULGULAR: Serum anti-GAD değerleri MTLE, JME ve sağlıklı kontrol grupları arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık göstermedi. 26 MTLE'li hastaların tümünde anti-GAD düzeyi normal sınırlar içerisinde idi. 28 JME'li hastanın üçünde ve 26 sağlıklı kontrol grubundan bir kişide serum anti-GAD düzeyi düşük titrede pozitif bulundu. Anti-GAD düzeyi ile hastaların demografik özellikleri, özgeçmiş vesoygeçmiş özellikleri, hastalık süresi, nöbet tipleri, nöbet sıklığı, antiepileptik ilaç kullanım özellikleri, status öyküsü, EEG bulgusu ve JME'li hastalarda ilaca dirençlilik arasında istatistiksel olarak anlamlı ilişki saptanmadı.SONUÇ: Çalışmamızda anti-GAD düzeyleri gruplar arasında anlamlı bir fark göstermemiş olsa da bu molekülün spesifik epitoplarına yönelik yapılacak çalışmaların daha anlamlı olacağını düşünmekteyiz. Diğer otoantikorların da dahil edilerek daha spesifik ve daha geniş hasta serileriyle yapılacak çalışma sonuçlarının epilepsi ve otoimmünite açısından yol gösterici olacağını düşünmekteyiz.
Özet (Çeviri)
OBJECTIVE: Glutamic acid decarboxylase (GAD), which is one of the enzymes synthesizing GABA, one of the major neurotransmitter of central nervous system (CNS), is found in GABAergic neuronal cytoplasm and in the secretory vesicles. The antibododies against GAD inhibit the producton of GABA, which is an inhibitor and result in the increase of exitatory glutamate. Although the role of GAD antibodies in the pathogenesis of epilepsy is not completely undestood, there are some studies that demonstrate high anti-GAD levels in the treatment resistant epilepsy cases. In these cases the positive outcomes were obtained from immunomodulatory treatment regimes. In this study, our objective was to investigate the role of anti-GAD antibodies in the etiopatogenesis of resistant epilepsies and over this etiopathogenesis with the aim of setting strategies for resistant MTLE treatment, we determined the anti-GAD levels in patients with drug resistant MTLE, which is an epilepsy from partial epilepsy group and patients with juvenile myoclonic epilepsy (JME), which is known with good response to treatment and is from generalized epilepsies and in a control group.METHODS:In our study, all of the cases having admitted to Bakırköy Hospital for Psychiatric Neurological Diseases, 2nd Neurology Clinic, Epilepsy Policlinic between 1992 and 2010, were diagnosed according to ILAE ( International League Against Epilepsy) 1989 Epileptic Syndrom Classification, 26 were treatment resistant MTLE cases 15 of them being women and 11 men, 28 were JME cases 22 of them being women and 6 men and 16 healthy women and 10 men formed a control group.The sera from venous blood taken from all subjects was analyzed for anti-GAD levels quantitatively by IRMA ( Immunoradiodiagnostic Assay). The data obtained was analysed statistically with NCSS (Number Cruncher Statistical System) 2007&PASS 2008 Statistical Software (Utah, USA) program.RESULTS:Serum anti-GAD levels were not different between MTLE, JME and healthy control groups. In all 26 MTLE cases the anti-GAD levels were in normal range.From 26 JME cases in three and in one subject from the control group, anti-GAD was found positive. There was not any statistically meaningful relation betwen anti-GAD levels and demografic data, medical history, family history, disease duration,atack types, frequency, antiepileptic drug use characteristics, history of status and EEG findings of cases and in JME patients resistance to drugs.CONCLUSION: Although there was not any statistically important difference in anti-GAD levels between groups in our study, we think that the studies performed for the spesific epitops of that molecule are going to be more meaningful. We think that the studies with more spesific and wider patient series, in which other groups of antibodies are also added will give more enlightening results in aspect of epilepsy and autoimmunity.
Benzer Tezler
- Mezial temporal lob epilepsili ve juvenil miyoklonik epilepsili hastalarda psikiyatrik komorbidite ve yaşam kalitesi üzerine etkisinin araştırılması
A comparative study of psychiatric comorbidities in patients with mesial temporal lobe epilepsy and juvenile myoclonic epilepsy and effects on quality of life
DEVRİMSEL HARİKA ERTEM
- Göz kapağı miyoklonisi olan idyopatik jeneralize epilepsi olgularında klinik ve EEG özellikleri, göz kırpma refleksi ile Glut-1 mutasyonunun araştırılması
The investigation of clinical and EEG features, blink reflex findings and Glut-1 mutations in patients with idiopathic generalized epilepsy presenting with eyelid myoclonia
GÜNEŞ ALTIOKKA UZUN
- İlaca dirençli olan ve olmayan temporal lob epilepsili hastalarda irisin ve meteorin-benzeri hormon seviyelerinin değerlendirilmesi''
'evaluation of irisin and meteorin-like hormone levels in patients with drug-resistant and non-drug-resistant temporal lobe epilepsy'
ESRANUR KAYA
Yüksek Lisans
Türkçe
2024
GenetikErciyes ÜniversitesiNörobilim Ana Bilim Dalı
PROF. DR. FÜSUN FERDA ERDOĞAN
- Temporal lob epilepsili hastalarda bellek ve bellek dışı fonksiyonların nörogörüntüleme ile korelasyonu, cerrahi ve medikal tedavi sonuçlarının prognoza etkileri
The correlation between memory, extra-memorial functions and neuro-imaging, the effects of surgical and medical treatments on the prognosis of temporal lobe epilepsy patients
VECDİ CANTÜRK
- Dirençli temporal lob epilepsili hastalarda beyinde bölgesel kortikal glikoz metabolizması oranları ve kortikal/subkortikal hacim değişikliklerinin klinik ve etyoloji ile korelasyonu
The correlation between corti̇cal /subcortical volume changes and brai̇n regional cortical glucose metaboli̇sm rates in the patients with refractory temporal lobe epilepsy and clinical and etiological factors
SERHAT AKIN