Geri Dön

The State Oil company of The Azerbaijan Republic (SOCAR) and its European regional partnerships: 1992-2015

Azerbaycan Devlet Petrol Şirketi (SOCAR) ve SOCAR'ın Avrupa bölgesel yatırımları: 1992-2015

  1. Tez No: 399917
  2. Yazar: CEMİLE ASKER
  3. Danışmanlar: PROF. DR. OKTAY FIRAT TANRISEVER
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Enerji, Uluslararası İlişkiler, Energy, International Relations
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2015
  8. Dil: İngilizce
  9. Üniversite: Orta Doğu Teknik Üniversitesi
  10. Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Uluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Uluslararası İlişkiler Bilim Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 141

Özet

Bu tez Azerbaycan Devlet Petrol Şirketi'nin, bundan sonra SOCAR olarak adlandırılmak üzere, bir devlet petrol şirketi olarak benimsediği yatırım strajesini ve Azerbaycan'a komşu bölge ülkeler ile Avrupa ülkelerine yaptığı yatırımları incelemeyi amaç edinmektedir. Buna göre, bu tez boyunca yapılan tüm araştırmalar sonucunda SOCAR'ın %100 bir devlet petrol şirketi olduğuna dair oluşturulan hipotezi desteklemektedir. Tez boyunca ana vurgunun Azerbaycan ve Azerbaycan'ın enerji politikası olmasından ziyade SOCAR üzerine odaklanmasının iki temel sebebi vardır. Bunlardan ilki, devlet petrol şirketlerinin karlılığı hakkında süregelen tartışmalara istinaden özellikle enerji zengini ve eski Sovyet coğrafyasında konumlanan ülkelerin enerjideki hakimiyetlerini kurdukları devlet petrol şirketleri ile göstermeleridir. Bu duruma en iyi örneklerden birini bu tez boyunca devlet petrol şirketi özelliklerini yaptığı ululslararası yatırımlar ile geliştirmeyi amaçlayan SOCAR'dır. Diğer örnekler de sırasıyla Rusya devlet petrol şirketi Rosneft ve Kazakistan devlet petrol şirketi Kazmunaygaz oluşturmaktadır. İkinci neden olarak da, özellikle SOCAR hakkında daha once tez düzeyinde herhangi bir araştırmanın yapılmamış olmasıdır. Böylece araştırmacı, yeni bir araştırma konusunun bulgularını paylaşabilmektedir. Devlet petrol şirketleri özellikle 1970'lerde yaşanan petrol krizi ve ardından fiyatların ani artışının ardından güçlenmeye başlayan ve dünya enerji haritasında önemli bir rolü üstlenen kurumlar olmuşlardır. Tez boyunca incelenen çalışmalarda ve özellikle Daniel Yergin'in Petrol- Para ve Epil Güç Çatışmasının Epik Öyküsü adlı kitabında da belirttiği üzere bugün dünya petrollerinin yaklaşık %80'lik kısmı devlet petrol şirketleri tarafından enerji piyasasına aktarılmaktadır. 2013 yılında Christopher Helman tarafından yapılan bir araştırmaya göre de dünyanın en büyük 10 petrol şirketinden 7 tanesi devlet petrol şirketi olma özelliğini taşımaktadır. Bu tez boyunca SOCAR'ın devlet petrol şirketi olarak faaliyetlerini geliştirebilmesi ve büyümesi adına yaptığı yatırımlar konu edilmiştir. Buna göre, devlet petrol şirketlerinin kurulmasının arkasında yer alan ve Accenture'nin yapmış olduğu araştırmaya göre; kar amacı güden amaçlar, itibar arttırmayı hedefleyen amaçlar ve son olarak devletlerin ulusal amaçlarını maksimizasyonuna hedeflemeleridir. Bu bölümün son kısmında SOCAR'ın hangi amaçlara hangi ölçüde ulaştığı konusundaki bulgular paylaşılacaktır. Bu tez SOCAR hakkında yayınlanmış olan çalışmaların kısıtlılığına ve kar amacı güden bir şirket olarak faaliyetlerine devam ederek, karlılık oranlarını kamuoyu ile paylaşılmamasına rağmen gerek devlet petrol şirketleri hakkından özellikle 1970'lerden sonra yapılan çalışmalar gerekse enerji sektöründe faaliyet gösteren kurumların rapor ve araştırmalarından sonuçlar çıkarılarak hazırlanmıştır. Buna gore SOCAR'ın kuruluş yılı 1992 yılından günümüz 2015 Mayıs ayına kadar yapmış olduğu yatırımlar bu tez boyunca konu edinilmiştir. Bu tez boyunca devlet petrol şirketleri hakkında Leslie E. Grayson tarafından yazılan ve oldukça kapsayıcı bir kitap olan National Oil Companies adlı esere sıklıkla başvurulmuş. Bunun yanında devlet petrol şirketlerinin gelirlerini düzenlemek ve petrol gelirlerinin sosyal amaçlarla birikim ve/veya yatırım fonları olark kullanılmasını sağlamak amacıyla kurulan devlet petrol fonlarını incelemek adına Dünya Bankası tarafından yayınlanan ve Silvano Tordo tarafından hazırlanan National Oil Companies and Value Creation raporu referans olarak alınmıştır. Bu kaynakların yanısıra özellikle konunun literatürde yeni olması ve SOCAR hakkında yayınlanan sınırlı sayıda kaynak olmasından ötürü, yazar tarafından Bakü'de Ocak-Şubat 2014 ayları arasında SOCAR temsilcileri, Azerbaycan Dışişleri Bakanlığı diplomatları, akademisyenler ve enerji sektöründe çalışan kurum temsilcileri ile röportajlar yapılmıştır. Ayrıca enerji sektörü ve özellikle Hazar bölgesindeki yatırımlar ile Avrupa'ya yatırımlarını inceleyen önemli raporlara da yer verilmiştir. Bu tez süresince uluslararası ilişkiler teorilerinden liberal görüş benimsenmiş ve özelinde de Avrupa enerji güvenliği tartışmalarında sıklıkla vurgulanan enerji güvenliğini açıklamak üzere tezde vurgulanmıştır. Buna göre realist görüşün temsilcilerinin görüşlerinin aksine, SOCAR bölge ülkeleri ve Avrupa ülkeleri ile yaptığı işbirlikleri sayesinde kendisine enerji piyasasında bir yer bularak, devlet petrol şirketi olarak faaliyetlerini sürdürmektedir. Ayrıca SOCAR'ın, Azerbaycan devletinin de desteği ile beraber özellikle bölge ülkeleri Türkiye ve Gürcistan üzerinde kullandığı yumuşak güç ile beraber hem kendine yeni bir alan açıyor hem de bu ülkelerin transit ülke olmasından faydalanarak yeni pazarlara açılma imkanını da değerlendiriyor. Her ne kadar Azerbaycan ülke topraklarında Ermenistan ile süregelen bir savaş hali ve toprakların %20'si işgal altında olsa da, Azerbaycan enerji devi SOCAR ilişkilerinde işbirliği kurma ve müzakere gücünü kullanmayı tercih etmektedir. Bu tezin argümanı; SOCAR'ın bir devlet petrol şirketi olarak, Azerbaycan enerji piyasasında tekelci stratejiler üzerine yoğunlaşmasını varsayan bazı yazarların aksine, bu tez SOCAR'ın bir devlet petrol şirketi olarak sahip olduğu zayıflıkları, Batılı çokuluslu enerji şirketler ile yaptığı anlaşmalar ile telafi etme stratejisi merkezine koyarak diğer devlet petrol şirketlerinden ayrılmaktadır. SOCAR bir devlet petrol şirketi olarak her ne kadar ev sahibi hükümetinden bağımsız bir kurum olarak değerlendirilemese bile, sadece Azerbaycan'ın enerji iç pazarına odaklanmayarak, faaliyetlerini ulusötesi yatırımlar şeklinde devam ettirmektedir. Özellikle yazarın 2014 Ocak ve Şubat aylarında, enerji sektörü temsilicileri, akademisyenler ve enerji alanında faaliyet gösteren sivil toplum ve düşünce kuruluşları temsilcileri ile yapmış olduğu röportajlarda, SOCAR'ın önümüzdeki on yıl içerisinde bölge ülkelerinin ve özellikle de Avrupa enerji güvenliğine önemli katkılarda bulunacağının altı çizilmiştir. 2. Tezin Bölümleri Bu tez dört ana bölüm, giriş ve sonuç bölümlerinden oluşmaktadır. Ayrıca sonuç bölümünün sonunda yazar tarafından hazırlanmış ve SOCAR'ın kıyı ve açık deniz petrol ve gaz sahalarında çokuluslu petrol şirketleri ile yaptığı üretim paylaşım anlaşmalarına yer verilmiştir. Bu tezin ikinci bölümünde devlet petrol şirketlerinin dünya enerji piyasalarındaki gelişim eğilimlerine değinilmiştir. Tezin bu bölümü devlet petrol şirketleri hakkında kavramsal bir analiz yapmayı amaçlamıştır. Buna göre SOCAR'ın kuruluş aşaması ve yatırım stratejisini anlayabilmek ve de son bölümde bahsigeçen diğer devlet petrol şirketleri ile karşılaştırma yapabilmek adına devlet petrol şirketlerinin tarihi, kuruluşlarına sebebiyet veren faktörler ve son olarak da devlet petrol şirketlerinin karşılaştığı güncel sorunlar incelenmiştir. Üçüncü bölüm teze adını veren SOCAR'ın kısaca kuruluşu ve yatırım stratejisi ile birlikte komşu bölge ülkeleri Türkiye ve Gürcistan'a yaptığı yatırımları kapsamaktadır. Buna göre altı yan başlıktan oluşan bu bölümde, Bakü-Tiflis-Ceyhan petrol boru hattı, Bakü-Tiflis- Erzurum doğalgaz boru hattı ve son olarak da Trans Anadolu Projesi hakkında detaylı bilgiler verilmiştir. Tezin dördüncü bölümü, üçüncü bölümün devamı niteliğinde olup, SOCAR'ın Avrupa ülkelerine yaptığı yatırımları ve SOCAR'ın Avrupa enerji güvenliğindeki rolü üzerinde yapılan bir araştırmayı kapsamıştır. Bu bölüm, SOCAR'ın Yunanistan ve İtalya'daki yatırımları ile beraber Trans Adriyatik boru hattı ve Güney Gaz Koridoru ve SOCAR'ın Avrupa Birliği yasama ve politikalarındaki rolünü kapsamaktadır. Son bölüm, yukarıda bahsi geçtiği üzere SOCAR'ın diğer devlet petrol şirketleri ile karşılaştırılmasının yapıldığı bir bölümdür. Buna göre Kazmunaygaz ve Kazakistan Cumhuriyeti Devlet Petrol Fonu, Statoil ve Hükümet Emeklilik Küresel Fonu ve Rosneft ve Rusya Ulusal Refah Fonu bu bölüm altında incelenmiştir. 3. Bulgular Bu tezin en önemli bulgularından biri sanılanın aksine devlet petrol şirketlerinin etkilerinin azalmasından ziyade hala petrol ve doğal gaz piyasasında etkinliklerini büyük bir önemle sürdürmektedirler. Her ne kadar çokuluslu enerji şirketleri de yatırımlarına enerji sahalarında devam etseler de, günümüz enerji sektörünün %80'lik kısmı devlet petrol şirketleri tarafından domine edilmektedir. İkinci olarak, özellikle hükümetlerin devlet petrol şirketleri kurmaları ve bu şirketleri desteklemeleri yönünde önemli sonuçlara varılmıştır. Buna göre, her hükümet kendi kontrolü altında tutabileceği ve ülkenin çıkarlarını şirketin çıkarları gibi benimseyeceği devlet petrol şirketlerini, uluslararası petrol şirketlerine tercih etmektedir. Bu seçimdeki en önemli nedenlerden biri, devlet petrol şirketlerinin ev sahibi hükümete çok daha sadık olacağı düşüncesi ile beraber ayrıca finansal açıdan da devletin kimi zaman yetemediği veya kaynak bulamadığı sosyal alanlara da yatırım yapmayı teşviklemesidir. Bu tez boyunca örnekleri verilmiş olan, SOCAR'ın petrol ve doğal gaz satışından elde ettiği gelirlerini kontrol etmekle yükümlü Azerbaycan Cumhuriyeti Devlet Petrol Fondu-SOFAZ'ın Bakü-Tiflis-Kars demiryolu projesinin yapımını üstlenmiş olması, Azerbaycan'da 1980'lerin sonunda başlayan Karabağ Savaşı'ndan kaçan kaçkın ve mecburi göçgün durumuna düşmüş olan 1 milyon vatandaşın topluma entegresyonunu sağlayacak projelere ayırdığı fonlar bu duruma en iyi örneklerden biridir. Ayrıca, özellikle Ortadoğu ve Ukrayna'da devam eden çatışma ve savaş durumu nedeniyle özellikle Avrupa Birliği'ne üye ülkelerin, Rusya'ya olan doğalgaz bağımlılığını azaltma ve olası kriz durumlarında herhangi bir enerji sıkıntısı yaşamamak adına Rusya'ya alternative olabilecek yeni çözüm yolları arayışına girmeleri sonucunda Azerbaycan'ın enerji projelerine verilen önem her geçen gün daha da artmaktadır. Buna göre, Azerbaycan'ın yeni keşfedilmiş en büyük doğal gaz rezervlerinden biri olan Şah Deniz sahasından çıkacak gaz ile beraber, Gürcistan ve Türkiye üzerinden Avrupa'ya uzanacak TANAP projesi, Yunanistan'dan İtalya'ya TAP projesi ile birleştirilecek ve 2019 yılında ilk gaz Avrupa'ya ulaşacaktır. Bu hem SOCAR'ın Avrupa enerji güvenliğinde artan etkisini hem de Avrupa enerji piyasasındaki müzakere gücünü ortaya koymaktadır. SOCAR'ın diğer devlet petrol şirketlerinden farklı olarak özellikle benimsediği yatırım stratejisi ile birlikte, devlet petrol şirketi olmanın getirdiği çeşitli ekonomik ve teknolojik yetersizliklerini de dengelediği görülmektedir. Buna göre, bir devlet petrol şirketi olarak tamamen bağımsız karar alma mekanizmasına sahip olmamasının yanında özellikle ev sahibi hükümetinin iyi ilişkiler geliştirdiği ülkelerin enerji pazarlarına girişte bu ikili ilişkilerin gücünden faydalanmaktadır. Ayrıca henüz 23 yıllık bir şirket olmasına rağmen kademeli olarak yatay entegrasyonunu tamamlamak üzerine hareket etmekte ve çeşitli yapısal sorunlarını çözmeye çalışmaktadır. Diğer petrol şirketlerinden farklı olarak, SOCAR şeffaflık ve hesap verilebilirlik mekanizmalarını geliştirmeyi amaçlamakla beraber hala çeşitli sıkıntıları barındırmaktadır. Bunun aksine SOFAZ, devlet petrol fonları arasında yer alan en şeffaf kurumlardanbiri olarak gösterilmektedir. Bu tezin bir diğer bulgusu da SOCAR'ın devlet petrol şirketleri arasında artan bir eğilime sahip olması olmuştur. Buna göre SOCAR, devlet petrol şirketlerinin öneminin tartışıldığı bir dönemde özellikle enerji ihraç eden ve yeni bağımsızlık kazanmış bir ülkenin temsilcisi olarak yaptığı ulusötesi yatırımlar ile sadece kendi ülkesinde faaliyet gösteren bir şirket olmadığını göstermektedir. Özellikle Kazakistan ve Türkmenistan gibi dünyanın önemli enerji rezervlerine sahip ülkeler için de iyi bir örnek oluşturmaktadır. SOCAR'ın yaptığı yatırımlar ile birlikte ileriki aşamalarda Kazakistan ve Türkmenistan gazı ile birlikte son dönemlerde tartışılan İran'ın da TANAP projesine katılabilecekleri olasılıklar arasında değerlendirilmektedir. SOCAR'ın Avrupa enerji güvenliğinin sağlanmasında aktif rol alacağına dair bulgular gerek Avrupa Birliği temsilcilerinin Azerbaycan'a yaptığı ziyaretlerde gerekse Avrupa Komisyonu'nun benimsediği enerji arzı ve güvenliği politika belgelerinde sıklıkla ve altı çizilerek vurgulanmaktadır. Özellikle Hazar Denizi'ne komşu olan ve enerji ihracatçısı ülkelerin, önümüzdeki yıllarda yapımı tamamlanacak olan ve SOCAR'ın imzasını taşıyacak Trans Anadolu Boru Hattı Projesi ile birlikte Rusya'ya olan enerji bağımlılığını azaltacakları öngörülmektedir. Diğer yandan da Azerbaycan'ın tarihi kardeşlik bağları ile bağlı olduğu komşu devlet Türkiye'nin de enerji güvenliği ve enerji arzı konularındaki konumunda önemli bir artışın yaşanacağı beklenmektedir. Buna göre, dünya enerji rezervlerinin yaklaşık %75lik kısmına komşu olan Türkiye'nin de Avrupa enerji güvenliğinde transit bir ülke olarak adından söz ettirmesi olasıdır. Bununla birlikte SOCAR'ın bölge ülkeleri Gürcistan ve Türkiye üzerinden hayata geçirdiği projelerin karşılığı olarak, bu ülkeler de kendi iç pazarlarında SOCAR'a bir hareket gücü kazandırıyor ve bunun yanında da SOCAR bu ülkelerde sosyal projelere desteğini sürdürüyordu. Bu duruma örnek olarak, Gürcistan'ın en çok vergi veren şirketi iki yıl üstüste SOCAR Gürcistan şirketi olarak seçilmiş ve ayrıca da SOCAR Gürcistan'daki ibadet mekanlarına ücretsiz doğalgaz vermiştir. Ayrıca, Azerbaycan ile Türkiye arasında yapılması kararlaştırılan fiber optic kabloların döşenmesi ve hızlı very aktarımı projesi de SOCAR'ın desteği ile hayata geçirilecektir. Buna göre, SOCAR sadece bölge ve Avrupa ülkeleri ile iyi ilişkiler geliştirmekte kalmıyor ayrıca bu ülkelerin iç pazarlarına da girerek, enerji sektöründe aktif rol almaya çalışıyor. Son örnek olarak, Yunanistan boru hatları şirketi DESFA'nın %66'lık kısmı SOCAR tarafından alınması gösterilebilir. SOCAR Yunanistan'a, TANAP ve TAP üzerinden doğalgaz aktarımı yaparak kalmayarak ayrıca ülke içinde de doğalgazın dağıtım rolünü üstlenecektir. SOCAR aynı zamanda bünyesinde faaliyet gösteren SOCAR Trading şirketi ile birlikte özellikle İsviçre, Birleşik ArapEmirlikleri ve Rusya'da da aktif olarak çalışmalarına devam ederek, SOCAR'ın ulusötesi işbirliklerini arttırmayı amaçlamaktadır. SOCAR'ın Azerbaycan iç pazarı haricinde, Gürcistan, İsviçre, Romanya ve Ukrayna'da dolum istasyonları ile birlikte Azerbaycan petrolünü iç pazarlara ulaştırmaktadır. Son olarak da bir devlet petrol şirketi olarak SOCAR'ın hem kar amacı güden işbirliklerine gittiğini hem de ülkenin ulusal çıkarları çerçevesinde hareket ederek ev sahibi hükümetin desteği ile yatırımlarına devam etmektedir. Bugün Azerbaycan'ın gayri safi milli hasılasında enerji sektöründen elde ettiği gelirler toplam gelirlerin %48'ne tekabül etmektedir. Bu rakamın önceki yıllarda %90'lara ulaşıp bugün neredeyse yarısına inmesindeki en önemli nedenlerden birinin SOCAR'ın enerji dışı sektörlere yaptığı büyük yatırımlar sayesinde olmuştur. Buna göre ileriki dönemlerde enerji fiyatlarındaki ani fiyat değişimlerinden etkilenmemek üzere iç piyasada tasarlanan bu system sayesinde ülke ekonomisinin de enerji sektörüne bağımlılığı azaltılmış olmaktadır. 4. Sonuç ve Öneriler Bu tez 3 yıllık bir araştırmanın sonucu olarak ortaya çıkmış ve bir devlet petrol şirketi SOCAR'ın 23 yıllık hikayesini konu almıştır. Geçen bu süre içerisinde SOCAR hem ülkenin iç hem de dış politikasında aktif bir rol üstlenerek yatırımlarını şekillendirmeye devam etmiştir. Buna göre SOCAR'ın Azerbaycan dış politikasında da önemli bir aktör olduğunu söylemek zor olmayacaktır. SOCAR'ın Türkiye'ye yaptığı cumhuriyet tarihinin en büyük yatırımlarından biri olan Star Rafinerisi, SOCAR Türkiye şirketinin kurulması ve Türkiye petrokimya endüstrisinin öncü şirketi Petkim'i ve Petlim'i SOCAR Türkiye şirketinin satın alması bu duruma en iyi örneklerden biri olabilir. Devlet petrol iirketi olarak her ne kadar hareket alanı sınırlandırılsa ve ev sahibi hükümet ile sahip olduğu yakın ilişkiler nedeniyle tam bir serbestliğe sahip olmasa da SOCAR bir uluslararası petrol şirketi olabilme yolunda, devlet petrol şirketi olmanın getirdiği avantajları lehine kullanmaktadır. Bu duruma verilecek en iyi örneklerden biri, SOCAR'ın yapmış olduğu projelerde, bir uluslararası petrol şirketine kıyasla daha rahat kararlar alarak, karlılığı ikinci plana koyarak yatırımlarına devam etmesidir. Özellikle 17 Aralık 2013 yılında Şah Deniz Konsorsiyumu'nun almış olduğu nihai yatırım kararı neticesinde, Şh Deniz II sahasından çıkarılacak olan doğalgazın Nabucco Projesi yerine, TANAP ve TAP aracılığı ile Avrupa'ya taşınması olabilir. Azerbaycan ekonomisinin hala enerji sektöründen elde ettiği gelirlere olan bağımlığının önemli bir seviyede olmasına istinaden, özellikle son iki yıl içerisinde petrol fiyatlarından düşüş yüzünden SOCAR neredeyse %49 varan bir oranda gelir kaybı yaşamış ve ülke 2015 Şubat ayında devalüasyona gitmek zorunda kalmıştı. Ancak, SOCAR fiyatlardaki ani değişiklikleri dengeleyebilmek ve devlet petrol fundunun desteğinden olabildiğince az faydalanmak adına üretimini kademeli olarak azaltma kararı almıştır. Lakin, ne Trans Anadolu Projesi'ni durdurma ne de Avrupa enerrji güvenliğindeki rolünü azaltma gibi sonuçlara yönelmemiştir. Bununla birlikte, SOCAR'ın yatırımlarının Avrupa'ya ulaşmasındaki en büyük paydaşlardan birisi olan Türkiye'nin, özellikle Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Aralık 2014'teki ziyaretinde açıkladığı ve adınıTürk Akımı koyduğu yeni projesi ile Ukrayna'yı tamamen saf dışı bırakarak, Avrupa birliği ülkelerinin Rusya'ya uyguladığı yaptırımlar neticesinde Güney Akım Projesi'ni de durdurduğunu açıklamıştır. Böylece bir enerji merkezi olmayı hedefleyen Türkiye, hem Rusya'dan hem de Azerbaycan'dan alacağı doğal gazı Avrupa'ya taşıyacak mega bir transit ülke konumuna yükselecektir. Ancak, süregelen tartışmalara istinaden SOCAR yetkilileri ve Azerbaycan Devlet Başkanı İlham Aliyev tarafından, Türk Akımı Projesi'nin Trans Anadolu Projesine bir rakip olmadığı defalarca tekrarlanmış ve TANAP projesinin SOCAR'ın altın projesi olacağı vurgulanmıştır. Sonuç olarak, yazarın yaptığı mülakatlarda da sıklıkla bahsedildiği üzere SOCAR Azerbaycan'ın başarı öyküsü ve bayrak taşıyıcı kurumudur. Bir enerji şirketi olmasının ötesinde ayrıca ülke içi yatırımları ve ülke dışında ülkenin tanıtımı için hayata geçirilen uluslararası projelere verdiği destek çok önemlidir. Hatırlanacağı üzere SOCAR, Bakü'de 2015 Haziran ayında gerçekleştirilen Birinci Avrupa Oyunları'nın resmi sponsorudur. Buna göre de hem ülke içi hem de ülke dışında bir devlet petrol şirketi olarak ülkenin ulusal çıkarları çerçevesinde hareket etmektedir. Azerbaycan'ın sahip olduğu enerji potansiyeli gereği özellikle ileriki yıllarla beraber artacak olan nitelikli personel ihtiyacını karşılamak üzere SOCAR'ın kurduğu Bakü Petrol Akademisi'nin yanısıra düşünce kuruluşlarına da verdiği değer önemlidir. İstanbul'da kurulmuş olan Hazar Stratejisi Enstitüsü(HASEN), SOCAR'ın desteği ile faaliyetlerine devam etmekte ve Hazar bölgesi ve Türkiye enerji gündemini takip etmektedir. Özellikle Türkiye gibi enerjide bir merkez olmayı amaçlayan bir ülke için de bu tür kurumların kurulması ve desteklenmesi önem arz etmektedir. Bu tezin Hazar bölgesinden Avrupa'ya uzanan bir coğrafyanın enerji güvenliği ve enerji politikaları ekseninde SOCAR odaklı yapılan bir araştırmasının sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Bu araştırma enerji jeopolitiği ile sınırlandırılmaktan ziyade, SOCAR'ın yatırım gündemine aldığı diplomatik ve kültürel bağları kullanarak benimsediği yatırım stratejisini kapsamaktadır. Yapılan mülakatlar ve araştırmalar neticesinde, SOCAR'ın önümüzdeki yıllarda büyüme ve genişleme stratejisine dahil edeceği bölge ülkeleri ve Avrupa ülkelerinin sayısının artacağı gözükmektedir. SOCAR faaliyetlerini sadece iki bölge ile sınırlandırmayarak ayrıca Afrika ve Güney Kore'de de aktif çalışmalar yürütmektedir. Buna göre de, özellikle TANAP'ın tamamlanmasının ardından SOCAR'ın ulusötesi işbirliklerine devam ederek, amaçladığı uluslararası petrol şirketi olma yolunda yatırımlarına devam edeceğini belirtmek yanlış olmayacaktır. Bu aşamada da özellikle Bakü-Tiflis-Ceyhan projesinden çıkardığı dersler ve deneyimler ile Trans Anadolu Projesinin inşasına hız kesmeden devam edeceği görülmektedir. Bir devlet petrol şirketi olarak kendini sınırlamayan ve Kazakistan, Rusya ve Türkmenistan gibi enerji zengini ülkelere göre göreceli küçük sayılabilecek rezervlere sahip Azerbaycan'ın çıkarmış olduğu devlet petrol şirketi SOCAR'ın tarihinde milat sayılabilecek en önemli yıl olan 1994 yılında imzalanan Yüzyılın Anlaşması, sadece bir şirketin değil aynı zamanda da bir ülkenin kaderini değiştirmiştir. 1994 yılı Eylül ayından itibaren ülkeye Batılı büyük şirketler tarafından yapılmaya başlanan yatırımlar neticesinde yeni petrol ve doğal gaz sahaları keşfedilmiş ve Azerbaycan petrol dünya pazarlarına satılmaya başlanmıştır. 2005 yılında tamamlanan ve Azerbaycan-Gürcistan-Türkiye arasında bir dostluk ve kardeşlik köprüsü görevini de gören Bakü-Tiflis-Ceyhan petrol boru hattı projesi ile de SOCAR zor olanı başararak dünya enerji piyasasına giriş yapmıştır. İşte bu tez boyunca da SOCAR'ın benimsediği yatırım stratejisinin diğer devlet petrol şirketlerinden farklılaşan bölümleri konu edinilmiş ve bulunan farklılıklar paylaşılmıştır. SOCAR'ın diğer petrol şirketlerinden farklılaşması konusundaki en önemli adımlardan biri, kendisine rol model olarak aldığı başarılı devlet petrol şirketlerinin gelişim ve yatırım stratejileri olmuştur. Buna istinaden, bu tezin son bölümünde konu edinilen Norveç devlet petrol şirketi Statoil bu duruma en iyi örneklerden biridir. Kuruluş aşamasında yaşadığı çeşitli sıkıntılara ve ev sahibi hükümetin baskılarına rağmen yatırım stratejisini değiştirmeyerek, şirketin yönetim aşamasında radikal kararlar alarak hükümetin şirket içindeki etkinliğini kıran Statoil, bugün dünyanın en önde gelen uluslararası petrol şirketlerinden biri olarak gösterilmenin yanısıra bünyesinde kuruduğu Norveç Emeklilik Küresel Fonu da dünyada en çok petrol ve doğal gaz geliri elde eden enerji fonunun başında gelmektedir. Ayrıca da gelişmekte olan devlet petrol şirketleri ve çokuluslu enerji şirketleri için de örnek oluşturmaktadır. Bugün SOCAR, yapmış olduğu yatırımlar neticesinde hem Avrupa enerji güvenliğinde yavaş yavaş söz sahibi bir şirket olmaya başlıyor hem de bölge ülkeleri ile geliştirdiği iyi komşuluk ilişkileri sayesinde de iç pazarlarda da önemli roller üstleniyor. Özellikle SOCAR temsilcisi Vitaly Baylarbayov ile Bakü'de SOCAR merkez ofisinde yapılan görüşmede, SOCAR'ın en büyük önceliğinin bölge ülkelerdeki enerji güvenliğinin sağlanması olduğu aktarılmıştır. SOCAR'ın on yıl içerisinde kendini nerede konumlandırdığı sorusuna, Baylarbayov bugün SOCAR olarak neredeysek yarın da orada olacağız diyerek cevap vermiş ve yatırımlarına ulusötesi işbirlikleri ile devam edeceklerinin altını çizmiştir. 1994 yılında Azerbaycan'a ilk Batılı petrol şirketleri geldiğinde SOCAR'ın tecrübesizliğinin bugünkü bilgi ve deneyimi ile karşılaştırılamaz olduğunun da altını çizmiştir. Buna göre, SOCAR bugün alanında en ileri teknolojiler ile petrol ve doğal gaz arama ve çıkarma çalışmalarına devam ederken aynı zamanda da konusunda uzman kişiler ile de çalışmaktadır. SOCAR'ın başarısı buradan gelmektedir diyerek de sözlerine devam etmiştir. Son söz olarak SOCAR, başarılması bir hayli zor olan ve devlet petrol şirketi karakteristiklerini yaptığı başarılı yatırım stratejisi ile birleştirerek, Azerbaycan'ın enerji iç piyasasına odaklanmakla kalmayıp, ulusötesi işbirlikleri sayesinde yaptığı yatırımlar ile sınırlarını aşmaktadır. SOCAR'ın yatırım stratejisi hem şirket, hem ülke hem de Avrupa bölgesel ülkelerde sonuçlarını yansıtmaktadır. Devlet petrol şirketlerinin yeniden önem kazanmaya başladığı bu günlerde, özellikle süregelen çatışma ortamları ve ekonomik krizler neticesinde, SOCAR arkasında desteğini hissettiği Azerbaycan hükümeti ile birlikte yatırımlarına hız kesmenden devam etmektedir.

Özet (Çeviri)

This thesis analyzed State Oil Company of Azerbaijan Republic's-SOCAR success story and its development process from being a national-regional energy company to become an international oil company by its investments. On the contrary to the problems that national oil companies mostly face with, Azerbaijan has took a serious step by signing Contract of the Century on the September 1994 and opened its country for the Western investors and pave the way for country's both economic and social prosperity. SOCAR is the single and the most important actor of this success story by its nature of being a national oil company and its cross the borders investment strategy with developing good relationship ties and even brotherhood with the Turkey, Georgia and European Union member states. Baku-Tbilisi-Ceyhan pipeline, Trans Anatolian Pipeline and Trans Adriatic Pipeline are the main key energy projects that sustain European future energy security, develop relations between the actors and SOCAR are studied detailed in this thesis.

Benzer Tezler

  1. Petrol sanayiinde dikey bütünleşme: Azerbeycan petrol sanayi üzerine bir inceleme

    Vertical integration in oil industry: A study on Azerbaican oil industry

    TOĞRUL MEHDİOĞLU

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2005

    EkonomiAnadolu Üniversitesi

    İktisat Ana Bilim Dalı

    Y.DOÇ.DR. BÜLENT GÜNSOY

  2. Pozitif iletişim bağlamında olumlu bakış açısının kurum içi iletişime etkisi. State Oil Company of Azerbaijan Republic (SOCAR) şirketi üzerine bir inceleme

    The effect of positive thinking on inernal corporate communication in the context of positive communiction. A review of the State Oil Company of Azerbaijan Republic (SOCAR)

    NARGIZ MURADOVA

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    Halkla İlişkilerİstanbul Üniversitesi

    Halkla İlişkiler ve Tanıtım Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. SEHER ER

  3. Petrol ve gaz arama tesislerindeki iş sağlığı güvenliği uygulamaları ve risk değerlendirilmesi(socar)

    Occupational health and safety practices and risk assessment in oil and gas exploration facilities(socar)

    FARMAN FARMANLI

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    Çevre MühendisliğiKütahya Dumlupınar Üniversitesi

    İş Sağlığı ve Güvenliği Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ HALE YILDIZAY

  4. Uluslararası pazarlara optimal giriş yönteminin seçimi

    The selection of optimal entry mode for international markets

    ELBRUS RÜSTEMLİ

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2008

    İşletmeDokuz Eylül Üniversitesi

    İşletme Bölümü

    PROF. DR. SEMRA AYTUĞ

  5. Uluslararası hedef pazar seçimi ve uluslararası pazarlara giriş stratejileri : Azerbaycan Devlet Petrol Şirketi örneği

    International target market selection and entry strategies to international markets : the example of State Oil Company of Azerbaijan Republic

    ELMADDIN MAMMADOV

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2012

    İşletmeAnkara Üniversitesi

    İşletme Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. DİLBER ULAŞ