Geri Dön

Deri layşmanyazisinde dermoskopik derğerlendirme

Dermoscopi̇c evaluation of cutaneous leishmani̇asi̇s

  1. Tez No: 455741
  2. Yazar: ERHAN AYHAN
  3. Danışmanlar: PROF. DR. MUSTAFA ARICA
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Dermatoloji, Dermatology
  6. Anahtar Kelimeler: Deri layşmanyazisi, dermoskopik özellikler, klinik özellikler, damarsal yapılar, gözyaşı benzeri yapılar, Cutaneous leishmaniasis, dermoscopic characteristics, clinic features, vascular structures, teardrop-like structures
  7. Yıl: 2013
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Dicle Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Dermatoloji Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 78

Özet

Bu çalışmada deri layşmanyazisinde dermoskopik incelemenin tanısal bir değeri olup olmadığı araştırıldı. Çalışmaya 2012 yılının Şubat ve Ekim ayları arasında, Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Dermatoloji polikliniğine başvuran ve deri layşmanyazisi tanısı alan, yaşları 4 ile 86 arasında değişen, 55 hastanın 127 lezyonu dahil edildi. Çalışma için Dicle Üniversitesi?nden etik kurul onayı alındı. Hastaların yaşı, cinsiyeti, lezyonların anatomik lokalizasyonu, çapı, klinik tipi, çıkış zamanı, dermoskopik paternleri prospektif olarak incelendi. Veriler bağımsız örneklem T testi ve One-Way ANOVA testi kullanılarak analiz edildi. Çalışmaya 127 lezyonu olan 55 hasta dahil edildi. Hastaların yaş ortalaması 25.7±21.3 olup, yaşları 4 ile 86 arasında değişmekteydi. Hastaların 23?ü erkek (%41.8), 32?si kadın (%58.2) idi. Çalışmaya alınan 127 lezyonun 60?ı (%47.2) yüz, 50?si (%39.4) üst ekstremite, 8?i (%6.3) boyun, 8?i (%6.3) alt ekstremite, 1?i (%0.8) gövde lokalizasyonundaydı. Dermoskopik incelemede; gözyaşı benzeri yapılar 127 lezyonun 54?ünde (%42.5) saptandı. Sadece yüz ve boyundaki lezyonlarda görülmesi istatistiksel olarak anlamlıydı (p:0.00). Değerlendirilen 127 lezyonun 115?inde (%90.6) herhangi bir damarsal oluşum saptanırken, 12?sinde (%9.4) damarsal paterne rastlanmadı. Damarsal paternlerden polimorf damarlar (51, %40.2), firkete şeklinde damarlar (50, %39.4), dallanan damarlar (49, %38.6), lineer damarlar (33, %26), noktasal damarlar (31, %24.4) ve virgül şeklinde damarlar (25, %19.7) en sık gözlenenlerdi. Dallanan, lineer, virgül benzeri ve polimorf damarlar yüzde; noktasal ve firkete benzeri damarlar üst ekstremitede daha sık gözlendi. Lezyonlardaki damarsal oluşumlar düzenlenişine göre değerlendirildiğinde düzensiz dallanan ve retiküler patern yüzde, asimetrik ışınsal patern hem yüz hem de üst ekstremitede daha sıktı. Çalışmada elde edilen veriler literatürler ile birlikte değerlendirildiğinde gözyaşı benzeri yapılar olarak adlandırılan foliküler tıkaçların yüz ve boyundaki layşmanyaya spesifik bir özellik olabileceğine inanıyoruz. Asimetrik ışınsal düzendeki firkete benzeri damarlar ise yüz ve boyun dışında vücudun geri kalan alanlarında görülen layşmanyada sıklıkla gözlense de diğer ülsere lezyonlarla karşılaştırmalı dermoskopik incelemelerin yapıldığı çalışmalara ihtiyaç vardır.

Özet (Çeviri)

In this study, it was investigated whether dermoscopic investigation has any diagnostic value in cutaneous leishmaniasis. Fifty-five patients diagnosed as cutaneous leishmaniasis at the Deparment of Dermatology of Medical Faculty, Dicle University, between February-October 2012 were included into the study. The patients' age varied from 4 to 86 years, and they had a total of 127 lesions. The study was approved by the Ethics Committee of the University of Dicle. The patients were examined prospectively in terms of age, gender, anatomic localization of lesions, size, clinical type, time of onset and dermoscopic pattern of lesions. Statistical analysis of the data was performed by using independent samples T test and One-Way ANOVA methods. The mean age of the patients was 25.7±21.3 years, and their ages varied between 4-86 years. Twenty-three (41.8%) were males and 32 (58.2%) females. Of the 127 lesions included into the study, 60 (47.2%) were located on the face, 50 (39.4%) on the upper extremities, 8 (6.3%) on the neck, 8 (6.3%) on the lower extremities, 1 (0.8%) on the trunk. Teardrop-like structures were observed in 42.5% of the lesions. These structures were seen only on the face and neck (p:0.00). Vascular structures were detected in 115 (90.6%), no vascular structures were observed in 12 patients (9.4%). The most commonly observed vascular structures were polymorphic vessels (51, 40.2%), hairpin-shaped vessels (50, 39.4%), branching vessels (49, 38.6%), linear vessels (33, 26%), pin-point vessels (31, 24.4%) and comma-shaped vessels (25, 19.7%). Branching, linear, comma-like and polymorphic vessels were seen more commonly on the face; pin-point and hairpin-like vessels however, were seen more commonly on the upper extremity. When assessed according to the arrangement of the vascular pattern, irregular branching and reticular formation were observed more frequently on the face, and asymmetric radial pattern was observed more frequently on the face and on the upper extremities. When the findings obtained as a result of the study were evaluated with those of literature, we believe that follicular plugs, also called teardrop-like structures seen on the face and on the neck, may be a dermoscopic feature specific to cutaneous leishmaniasis. Although hairpin-like vessels seen in asymmetric radial arrangement were often observed on other parts of the body outside the face, further dermoscopic studies comparing cutaneous leishmaniasis with other ulcerating lesions are necessary.

Benzer Tezler

  1. Deri ve yumuşak doku enfeksiyonu etkeni olan toplum ve hastane kaynaklı staphylococcus aureus izolatlarının antimikrobiyal duyarlılık durumlarının ve panton valentıne leukocıdın toksini sıklığının araştırılması

    Investigation of panton valentine leukocidin toxin frequency and antimicrobial susceptibilities of community and hospital acquired staphylococcus aureus isolates related with skin and soft tissue infections

    TÜLİN DEMİR

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2008

    MikrobiyolojiSağlık Bakanlığı

    Tıbbi Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı

    DR. NİLAY ÇÖPLÜ

  2. Akne vulgarisli kadınlarda hiperandrojenizmin klinik ve laboratuar bulgularının araştırılması

    Akne vulgarisli kadınlarda hiperandrojenizmin klinik ve laboratuar bulgularının araştırılması

    SEVİL ALAN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2008

    DermatolojiSağlık Bakanlığı

    Deri ve Zührevi Hast. Ana Bilim Dalı

    UZMAN EROL ÇENESİZOĞLU

  3. Bazal hücreli karsinomun dermoskopik bulgularının değerlendirilmesi ve histopatolojik subtipleriyle ilişkisi

    The assessment of basal cell carcinoma's dermoscopic findings and correlation with histopathologic variants

    HÜSEYİN HIRA

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2015

    DermatolojiSelçuk Üniversitesi

    Deri ve Zührevi Hast. Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. FATMA TUNÇEZ AKYÜREK

  4. Psoriasis vulgaris hastalarında 25-hidroksivitamin D3 düzeyi: Olgu-kontrol çalışması

    25-hi̇droxyvi̇tami̇n D 3 levels i̇n psori̇asi̇s vulgari̇s pati̇ents: A case-control study

    NEJLA DİNÇER

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2015

    DermatolojiTrakya Üniversitesi

    Deri ve Zührevi Hast. Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. SÜLEYMAN PİŞKİN

  5. Adult ve jüvenil behçet hastalarının paterji testlerinin karşılaştırılması

    Compari̇son of the ski̇n pathergy tests of pati̇ents wi̇th behçet's di̇sease who are adult and juvenile

    NESLİHAN ARIKAN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2014

    DermatolojiNecmettin Erbakan Üniversitesi

    Deri ve Zührevi Hast. Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ŞÜKRÜ BALEVİ