Geri Dön

Bipolar depresif bozukluk, majör depresif bozukluk ve sağlıklı kontrol arasında BDNF düzeyinin çocukluk çağı travmaları ve mizaç özellikleri ile karşılaştırılması

Comparison of bdnf levels between bipolar depressive disorder, major depressive disorder and healthy control with childhood trauma and temperament trait

  1. Tez No: 466945
  2. Yazar: AHMET İNEL
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. İBRAHİM TAYMUR
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Psikiyatri, Psychiatry
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2017
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Sağlık Bilimleri Üniversitesi
  10. Enstitü: Bursa Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi
  11. Ana Bilim Dalı: Psikiyatri Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 100

Özet

Giriş ve Amaç: Bipolar bozukluk depresif nöbet (BD) ve majör depresif nöbet (MDB), klinikte sık karşılaşılan, hem tedavi hem de prognoz yönüyle farklılık göstermeleri nedeni ile ayırt edilmeleri kritik iki durumdur. Bu çalışmada BD ve MDB hastalarının serum Beyin Kaynaklı Büyüme Faktörü (BDNF) düzeyleri arasında fark olup olmadığı, varsa bu farklılığın mizaç, klinik özelliklere, travmatik yaşantılara ve disosiyatif etkenlere bağlı olup olmadığını araştırmayı amaçladık. Materyal ve Metod: Bu araştırma, Sağlık Bilimleri Üniversitesi Bursa Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi Psikiyatri Kliniği'ne Kasım 2015 ile Haziran 2017 tarihleri arasında başvuran 18-65 yaş arası, DSM V tanı ölçütlerine göre BB tip I Depresif Nöbet tanısı alan 17 hasta ve Majör Depresif Nöbet tanısı alan 22 hasta ile geçmiş psikiyatri başvurusu olmayan 26 sağlıklı gönüllünün incelendiği kesitsel bir çalışmadır. Araştırmaya alınan bireyler, sosyodemografik özellikler, geçirilmiş atak sayıları, hastane yatış sayıları, intihar öyküleri, eşlik eden bedensel hastalıklar ve aile öyküleri açısından değerlendirildiler. Bütün deneklerin klinik belirti şiddeti Beck Depresyon Ölçeği ve Young Mani Ölçeği ile değerlendirildi. Bunun yanı sıra her bir deneğe Memphis, Pisa, Paris ve San Diego Mizaç Değerlendirme Anketi, Çocukluk Çağı Travmaları Ölçeği, Disosiyatif Yaşantılar Ölçeği de uygulandı. Bulgular: BD grubunun yaş ortalaması 41 ± 11.4 (min 21, max 59), MDB grubunun yaş ortalaması 35.5 ± 8.2 (min 22, max 54) ve kontrol grubunun yaş ortalaması 37.6 ± 6.7 (min 27, max 53) idi. BD grubu 17 (8 kadın 9 erkek), MDB grubu 22 (15 kadın 7 erkek) ve sağlıklı kontrol grubu 26 (20 kadın 6 erkek) katılımcıdan oluşmakta idi. BDNF düzeyleri üç grup arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık saptanmadı. Üç grup arasında afektif mizaç ve BDNF arasında anlamlı ilişki saptanmadı. BD grubunda BDNF düzeyleri ilk atak dönemindeki hastalarda çoklu atak geçiren hastalara göre anlamlı ölçüde yüksek bulundu (p=0,041). MDB grubunda hastaların serum BDNF düzeyleri ile çocukluk döneminde yaşantılanan duygusal istismar (p=0.017), fiziksel ihmal (p=0.003), duygusal ihmal (p=0.007) puanları arasında pozitif yönde anlamlı korelasyon saptandı. Sonuç: BD ve MDB patofizyolojisinde, psikopatolojisinde ve etyolojisinde BDNF'nin önemli bir rol oynadığına dair kanıtlar olmasına rağmen bu konuda çelişkili sonuçlar da mevcuttur. Çalışmamızda BDNF düzeyleri BD, MDB ve sağlıklı kontroller arasında anlamlı fark göstermemiştir. Bununla birlikte literatürde depresif bozuklukların atak sayısı ile BDNF düzeylerinin düşme eğiliminde olduğu bildirilmiş olsa da bizim çalışmamızda depresif bozukluk grubunda atak sayısı ile BDNF düzeyi arasında anlamlı ilişki saptanmamıştır. Buna ragmen BD grupta çoklu depresif atak geçirenlerde BDNF düzeyleri istatistik olarak anlamlı düzeyde düşük bulunmuştur. Literatürde çocukluk çağı travmları ve beraberinde gözüken disosiyatif belirtiler ile BDNF düzeyleri arasındaki ilişki hakkında bilgimiz sınırlı düzeyde bulunmakta olup çalışmamızda yalnızca MDB grubunda çocukluk çağı travması ve BDNF düzeyleri arasında pozitif yönde anlamlı sonuç saptanmıştır. Bu çalışma afektif mizaç ve serum BDNF düzeyleri arasındaki ilişkiyi değerlendiren ilk çalışma özelliği taşımaktadır. Çalışmamızda üç grup arasında affektif mizaç ve serum BDNF düzeyleri arasında anlamlı bir sonuç bulunmamıştır.

Özet (Çeviri)

Introduction and Aim: It is a critical condition for distinguishing between bipolar depressive episodes (BD) and major depressive episodes (MDD), frequently encountered clinically, and differing both in terms of treatment and prognosis. In this study, we aimed to investigate whether there is any difference in serum Brain-derived Growth Factor (BDNF) levels of BD and MDD patients and whether these differences are related to temperament, clinical features, traumatic experiences and dissociative factors. Material and Method: This is a cross-sectional study included 17 patients with bipolar disorder type I depressive episode, 22 patients with major depressive episode diagnosed according to the DSM V diagnostic criteria and 26 healthy volunteers without previous psychiatric referral, between the ages of 18 and 65, who applied to the Psychiatry Clinic of Bursa Yüksek İhtisas Education and Research Hospital, University of Health Sciences between November 2015 and June 2017. Individuals surveyed were evaluated for sociodemographic characteristics, number of past episodes, number of hospitalizations, suicide stories, comorbid physical illnesses and family history. Clinical symptom severity of all subjects was assessed by Beck Depression İnventory and Young Mania Rating Scale. In addition, Memphis, Pisa, Paris and San Diego Temperament Assessment Questionnaire, Childhood Trauma Questionnaire, and Dissociative Experiences Scale were also used in each trial. Findings: The mean age of the BD group was 41 ± 11.4 (min 21, max 59),the mean age of the MDD group was 35.5 ± 8.2 (min 22, max 54) and the mean age of the control group was 37.6 ± 6.7 (min 27, max 53). The BD group consisted of 17 participants (8 female, 9 male), the MDD group consisted of 22 participants (15 female and 7 male) and the healthy control group consisted of 26 participants (20 female, 6 male). There was no statistically significant difference in BDNF levels between the three groups. There was no significant relationship between affective temperament and BDNF among the three groups. BDNF levels in the BD group were significantly higher in patients with first episode than patients with multiple episodes (p = 0.041). In the MDD group, positive correlations were found between serum BDNF levels of the patients and emotional abuse (p = 0.017), physical neglect (p = 0.003), emotional neglect (p = 0.007) who experienced in childhood. Conclusion: Although there is evidence that BDNF plays an important role in the pathophysiology, psychopathology and etiology of BD and MDD, there are conflicting results. BDNF levels in our study did not differ significantly between BD, MDD, and healthy controls. However, in the literature, it has been reported that depressive disorders have a tendency to decrease in BDNF levels with the number of attacks, but in our study there was no significant relationship between the number of attacks and BDNF levels in the depressive disorder group. However, BDNF levels were significantly lower in patients with multiple depressive episodes in the BD group. In the literature, we have limited knowledge about the relationship between childhood traumas and the associated dissociative symptoms and BDNF levels, in our study, only significant positive results were found between childhood trauma and BDNF levels in the MDD group. This study is the first study to assess the association between affective temperament and serum BDNF levels. There was no significant relationship between affective temperament and serum BDNF levels among the three groups in our study.

Benzer Tezler

  1. Depresyon ve iki uçlu bozukluğun adet döngüsü ile ilişkisi

    The relationship of depression and bipolar disorder with menstrual CYCLE

    MEHMET FATİH YILMAZ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2012

    PsikiyatriMersin Üniversitesi

    Psikiyatri Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. AYŞE DEVRİM BAŞTERZİ

  2. Yineleyen depresif bozukluk ve bipolar bozukluk tanılı ebeveynlerin ergenlik çağındaki çocukları ve eşleştirilmiş sağlıklı kontrollerin ergenlik çağındaki çocuklarında duygusal çatışmaların çözümlenmesi ve yıkıcı duygudurum bozukluğu tanısının yaygınlığı

    Emotional conflict resolution and prevalence of disruptive mood dyregulation disorder in adolescent offspring of parents diagnosed with recurrent depressive disorder and bipolar disorder and matched healthy controls

    ZEHRA TOPAL

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2016

    PsikiyatriAbant İzzet Baysal Üniversitesi

    Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. ALİ EVREN TUFAN

  3. Major depresif bozukluk ve bipolar depresif bozukluktaki D vitamini düzeylerinin karşılaştırılması

    Comparison of major depression and bipolar depressed levels of vitamin D

    NÜKHET YİĞİTBAŞI

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2015

    PsikiyatriKahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi

    Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. FATMA ÖZLEM ORHAN

  4. Bipolar bozukluk ve majör depresif bozukluk tanılı hastaların remisyon dönemlerinde bağlanma ve zihin kuramı özelliklerinin araştırılması

    Investigation of attachment styles and theory of mind functionsin patients with bipolar disorder and major depressive disorder in remission

    MURAT CAN KAYA

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    PsikiyatriEskişehir Osmangazi Üniversitesi

    Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ÇINAR YENİLMEZ

  5. Bipolar affektif bozukluk ve major depresif bozukluk tanısı alan hastalarda dürtüsellik ve klinik özelliklerle ilişkisi

    Impulsivity in patients with bipolar and major depressive disorder ans its association with clinical features

    OKAN EKİNCİ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2010

    PsikiyatriSağlık Bakanlığı

    Psikiyatri Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ALİ ÇAYKÖYLÜ