Acil servise başvuran akut böbrek yetersizliği hastalarında laktik asit seviyesi ile kötü klinik sonlanım arasındaki ilişki
The relation between poor prognosis and serum lactic acid levels in patients with acute kidney failure who admit to the emergency department
- Tez No: 482927
- Danışmanlar: PROF. DR. ERSİN AKSAY
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: İlk ve Acil Yardım, Emergency and First Aid
- Anahtar Kelimeler: Akut böbrek yetersizliği, laktat, mortalite, Acute renal failure, lactate, mortality
- Yıl: 2017
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Dokuz Eylül Üniversitesi
- Enstitü: Tıp Fakültesi
- Ana Bilim Dalı: Acil Tıp Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 46
Özet
Giriş ve Amaç: Akut böbrek yetersizliği böbrek fonksiyonunun ani ve geri dönüşümlü bir azalması olarak tanımlanır. Literatürde akut böbrek yetersizliği ile acil servise başvuran hastalarda, laktat düzeyi ile mortalite arasındaki ilişki incelenmemiştir. Bizim çalışmamızın birincil amacı acil serviste akut böbrek yetersizliği tanısı konulan hastalarda laktat düzeyi ile 7 günlük mortalite arasındaki ilişkiyi ortaya koymaktır. Gereç ve Yöntem: Acil servise akut böbrek yetersizliği sebebiyle başvuran 18 yaş ve üstü hastaların alındığı geriye yönelik kesitsel bir çalışmadır. Çalışmada; 01.07.2016 ile 01.07.2017 tarihleri arasında Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Erişkin Acil Servisi'ne başvuran, serum kreatinin değeri 1.2 mg/dL'nin üzerinde olup akut böbrek yetersizliği tanısı konulan ve acil servis başvurusunda arteriyel veya venöz kan gazı tetkiki yapılmış olan hastaların dosyaları geriye yönelik olarak tarandı. 694 hasta çalışmaya dahil edildi. Hastaların laktat düzeyi ve diğer laboratuvar parametrelere göre yedi günlük sağkalımları incelendi. Ölen ve yaşayan hasta gruplarında değerlendirilen parametreler karşılaştırıldı. Bulgular: Çalışmaya dahil edilen 694 hastanın yaş ortalaması 72.2± 14.4, erkek oranı %58.4 idi. Hastaların %11.4 KBY öyküsü vardı. Hastaların yedi günlük sonlanımları incelendiğinde 354'ünün (%51) acil servisten taburcu edildiği, 139'unun (%20) yedinci günün sonunda halen serviste yattığı, 84'ünün (%12.1) halen yoğun bakımda yattığı ve 117'sinin (%16.9) öldüğü saptandı. Taburcu olan hastaların laktat değerinin 2.1±1.71 mmol/L, servise yatırılan hastaların 2.68±1.91 mmol/L, yoğun bakıma yatırılan hastaların 5.52±5.5 mmol/L, ölen hastaların 6.62±6.21 mmol/L idi. Başvuru anında laktat düzeyi normal sınırlarda olan 204 hastanın 42 (%20,6)'sinin kontrol laktat düzeyleri yüksekti Çalışmamızda hastaların vital bulguları ve laboratuvar değerleri incelendiğinde ölen gruptaki hastaların, yaşayan gruba kıyasla SKB, DKB, oksijen saturasyonu, pH, baz açığı ve bikarbonat değerlerinin daha düşük olduğu ve nabızlarının, solunum sayılarının, sodyum, laktat ve kontrol laktat değerlerinin anlamlı olarak daha yüksek olduğu saptandı. Laktat değeri, laboratuvar cutoff değeri olan 2.5 göz önüne alınarak, 2.5 altı ve üstü olarak değerlendirildiğinde ölen hastaların %8.1'sinin laktat değeri 2.5 mmol/L'nin altında, %30.4'inin laktat değeri 2.5 mmol/L'nin üzerinde saptandı. Yaşayan hastaların laktat değeri 2.5 mmol/L'nin altında olanlardan %65.1'inin taburcu edildiği, %19.5'inin serviste yattığı, %7.4'ünün yoğun bakımda yattığı saptandı; laktat değeri 2.5 mmol/L'nin üzerinde olan hastalardan %29.3'ünün taburcu edildiği, %20.9'unun serviste yattığı, %19.4'ünün yoğun bakımda yattığı saptandı. Laktat değeri 2.5 mmol/L'nin üzerinde olan hastalarda SKB, DKB, oksijen saturasyonu, pH, baz açığı ve bikarbonat değerlerinin daha düşük olduğu ve nabızlarının ve solunum sayılarının anlamlı olarak daha yüksek olduğu saptandı. Çalışmamızda laktat düzeylerini kategorik olarak incelediğimizde ölen hastaların laktat düzeylerinin en sık %51.2 ile 6 mmol/L'nin üzerinde, daha sonra sırasıyla %27.5 ile 4-6 mmol/L arasında, %14.4 ile 2-4 mmol/L arasında, %7 ile 2 mmol/L'nin altında olduğu saptandı. Yaşayan hastaların kategorik olarak laktat değerine göre klinik sonlanımları incelendiğinde; laktat değeri 6 mmol/L'nin üzerinde olan hastaların %11.9'unun taburcu edildiği, %9.5'inin serviste yattığı, %27.4'ünün yoğun bakımda yattığı saptandı. Sonuç: Acil servis akut böbrek yetersizliği ile başvuran hastalarda başvuruda alınan yüksek laktat seviyesinin hastalarının yedi günlük kısa dönem mortaliteleri ile ilişkili olduğu ve laktat düzeyi arttıkça mortalitenin de arttığını ortaya koyduk.
Özet (Çeviri)
Introduction: Acute kidney failure is defined as sudden and reversible decline in renal function. In the current literature, the relation between the serum lactate and mortality have not been questioned. Primary intent of our study is to define the affiliation between serum lactate levels and mortality in 7 days. Material-Method: This is a retrospective and cross-sectional study that took patients who admit to the emergency department with acute kidney failure whom are over 18 years of age. In this study, patients who admitted to Dokuz Eylül University Emergency Department between the dates 01/07/2016 and 01/07/2017, with serum creatinine levels are over 1.2 mg/dL and diagnosed with acute kidney failure and had their arterial and venous blood gas analyses in the emergency department are taken into consideration retrospectively. 694 patients defined eligable for the study. Patients 7 days mortality examined according to lactate levels and other laboratory parameters. Evaluated parameters were compared among patient groups who are deceased and survived. Results: Median age for the 694 patients who are enlisted for the study is 72.2± 14.4, and 58,4% are male. 11,4% of the patients had history of chronic kidney insufficiency. Of these, 354 (51%) were discharged to emergency department, 139 (20%) were still in service at the end of the seventh day, 84 (12.1%) were still in intensive care and 117 (16.9%) were found dead. The mean lactate level of patients who were discharged was 2.1 ± 1.71 mmol / L, 2.68 ± 1.91 mmol / L for patients hospitalized, 5.52 ± 5.5 mmol / L for intensive care patients, and 6.62 ± 6.21 mmol / L for patients who were hospitalized. The control lactate levels of 42 (20.6%) of 204 patients were high. In our study, when the vital and laboratory findings of the patients were assessed, the patients in deceased group were found to have lower SBP, DBP, O2 saturation, pH, base defisit and bicarbonate than the surviving group on the other hand significantly higher heart rate, respiratory rate, sodium levels, lactate and control lactate levels than surviving group. Lactate level, as laboratory cut off value is 2.5 mmol/L, are assessed as more or less than 2.5 mmol/L in the deceased group 8.1% of the patients have lactate levels were less than 2.5 mmol/L, on the other hand 30.4% of the patients have lactate levels were more than 2.5 mmol/L. It was found that 65.1% of the living patients had a lactate level of less than 2.5 mmol / L were discharged, 19.5% were admitted to the ward, and 7.4% were in the intensive care unit. Patients whose lactate levels above 2.5 mmol/L, were found to have lower SBP, DBP, oxygen saturation, pH, base deficit and bicarbonate values, and significantly higher heart rates and respiratory rates. In our study, when we studied lactate levels categorically, the lactate levels of patients who deceased were found to be above 6 mmol/L at most (51.2%). Also, in this group, lactate levels are between 4-6 mmol/L in 27.5% of the patients, 2-4 mmol/L in 14.4% of the patients and below 2 mmol/L in 7% of the patients. When the clinical outcomes of the living patients categorized according to lactate levels, were assessed; 11.9% of the patients with lactate levels above 6 mmol/L were discharged, 9.5% were admitted to the ward, 27.4% were admitted to the intensive care unit. Conclusion: It is concluded that higher lactate level that is measured when patient admits emergency department is associated with increase in 7 day mortality in patients with acute renal failure and when lactate level increases, mortality rate increases as well.
Benzer Tezler
- İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp fakültesi acil serviste hemodiyaliz endikasyonu konulan hastaların demografik ve klinik özellikleri
Characteristics of patients requiring diaylsis at emergency department
MELEK AKTEPE
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2019
İlk ve Acil Yardımİstanbul Üniversitesi-CerrahpaşaAcil Tıp Ana Bilim Dalı
PROF. DR. İBRAHİM İKİZCELİ
- Acil servise başvuran COVID-19 hastalarından Curb-65 ve PSI skorları ile prognozun değerlendirilmesi
Başlık çevirisi yok
HÜSEYİNCAN ATEŞER
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2021
İlk ve Acil YardımSağlık Bilimleri ÜniversitesiAcil Tıp Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ ERTUĞRUL ALTINBİLEK
- Acil servise başvuran COVİD-19 vakalarında klinik kötüleşme ve mortaliteyi öngörmede laboratuvar biyobelirteçlerin önemi
Başlık çevirisi yok
GAMZE AKTAKKA
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2022
Acil TıpAydın Adnan Menderes ÜniversitesiAcil Tıp Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ SELÇUK EREN ÇANAKÇI
- Acil servise başvuran akut böbrek yetmezliği tanısı alan hastalarda 28 günlük mortaliteyi öngören faktörlerin tanımlanması
Definition of factors predicting 28-day mortality in patients who are admitted to the emergency service.
VEFA AÇIKGÖZLÜ
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2020
NefrolojiSağlık Bilimleri ÜniversitesiAcil Tıp Ana Bilim Dalı
UZMAN SERHAT AKAY
- Acil Servise başvuran Akut Böbrek Yetmezliği hastalarında hemodiyaliz öncesi ve sonrası serum NGAL düzeylerinin karşılaştırılması
Comparison of serum NGAL levels before and after hemodialysis in patients with Acute Renal Failure in the Emergency Department
HATİCE OĞUZ