Geri Dön

Trombolitik tedavi verilen st yükselmeli miyokart enfarktüslü hastalarda trombolitik tedavi sonrası anjiyografik kan akımı derecesi ilepaı-1 4g/5g gen polimorfizminin ilişkisi

Pai-1 4g/5g gene polymorphism is associated with angiographic patency in st-elevation myocardial infarction patients treated with thrombolytic therapy

  1. Tez No: 501778
  2. Yazar: BUĞRA ÖZKAN
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. MURAT ÇAYLI
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Kardiyoloji, Cardiology
  6. Anahtar Kelimeler: EİA açıklığı, PAI-1 4G/5G polimorfizmi, trombolitik tedavi, PAI-1 4G/5G polymorphism, IRA patency, fibrinolytic therapy
  7. Yıl: 2011
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Sağlık Bakanlığı
  10. Enstitü: Adana Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi
  11. Ana Bilim Dalı: Kardiyoloji Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 76

Özet

Amaç: Plazma plazminojen aktivatör inhibitör-1 (PAI-1) seviyesi, kısmen PAI geninin promoter bölgesindeki 4G/5G polimorfizmi tarafından belirlenir. PAI gen polimorfizmi olan kişilerde plazma PAI-1 düzeyinin artmasına bağlı olarak fibrinolitik aktivite bozulur ve trombotik olaylara yatkınlık oluşur. Çalışmamızda trombolitik tedavi uygulanan ST yükselmeli miyokart enfarktüsü (STYME) hastalarında PAI-1 4G/5G polimorfizmi bulunması ile, trombolitik tedavi sonrası enfarkt ile ilişkili arterin (EİA) açıklığı arasındaki ilişkiyi araştırdık. Metod: Çalışmaya göğüs ağrısının ilk 12 saati içerisinde STYME nedeni ile hastanemize başvuran ve birincil perkutan koroner girişim (PKG) yapılamayıp trombolitik tedavi uygulanan 61 hasta dahil edildi. Hastalar yapılan ayrıntılı fizik muayene sonrası risk faktörleri ve trombolitik tedavi kontrendikasyonları açısından sorgulandı. Bütün hastalardan trombolitik tedavi öncesi periferik venöz kan örneği alınarak PAI-1 geninin promoter bölgesindeki delesyon/insersiyon polimorfizmi (4G/5G) Taqman analizi yöntemi ile çalışıldı. PAI-1 4G/5G gen polimorfizmi olanlar Grup I, olmayanlar ise Grup II olarak kabul edildi. Göğüs ağrısının başlangıcından trombolitik tedavi uygulanana kadar geçen süre trombolitik tedavi uygulama zamanı (TTUZ) olarak adlandırıldı. Çalışmaya dahil edilen hastaların tamamına trombolitik tedavi sonrası 24 saat içerisinde koroner anjiyografi yapıldı. Trombolitik tedavi sonrası EİA açıklığı TIMI (The Thrombolysis in Myocardial infarction) akım derecelendirilmesi ile yapıldı. TIMI 0-1 akım görülmesi durumu enfarkt ile ilişkili arterde (EİA) akımsızlık, TIMI 2 akım görülmesi yavaş akım, TIMI 3 akım görülmesi de normal akım olarak değerlendirildi. Bulgular: Tüm hastalarda kapı-iğne zamanı 30 dakinanın altında idi. Grup I ve Grup II arasında demografik veriler açısından fark izlenmedi. Her iki grupta da trombolitik tedavi uygulama zamanı (TTUZ) benzer olduğu halde Grup I'deki hastalarda fibrinolitik tedavi sonrası akımsızlık oranı daha yüksek iken, Grup II'deki hastalarda normal akım oranı daha yüksek idi. Tüm hastalar incelendiğinde 20 hastada akımsızlık, 14 hastada yavaş akım ve 27 hastada ise normal akım gözlendi. Hastalar EİA akımına göre gruplandırıldığında demografik veriler açısından fark izlenmezken, akımsızlık gelişen grupta PAI-1 4G/5G polimorfizmi oranı ve TTUZ daha fazla bulundu. Lojistik regresyon analizi yapıldığında, PAI-1 4G/5G polimorfizmi (OR: 4.6, GA=1.39-15.26, p=0.01) ve TTUZ (OR: 0.99, GA= 0.982-0.997, p=0.004) trombolitik tedavi sonrası EİA'de akımsızlık gelişmesi ile diğer faktörlerden bağımsız olarak ilişkili bulundu. Sonuç: Trombolitik tedavi uygulanan STYME hastalarında TTUZ ile birlikte PAI-1 4G/5G polimorfizmi trombolitik tedavi sonrası akımsızlık gelişmesi ile bağımsız ilişkilidir. Çalışmamız; PAI-1 4G/5G polimorfizmi ile EİA'nın anjiografik olarak açıklığının ilişkisini inceleyen ilk çalışmadır.

Özet (Çeviri)

Purpose: Plasminogen activator inhibitor-1 (PAI-1) plays a central role in the modulation of intravascular thrombosis and thrombolysis. The plasma level of PAI-1 is in partially determined by the 4G/5G polymorphism in the promoter region of the gene. The aim of our study is to investigate the relationship between PAI-1 4G/5G polymorphism and post thrombolytic treatment IRA patency in STEMI patient treated with thrombolytic treatment. Methods: A total of 61 patients who received fibrinolytic therapy for a first ST elevation myocardial infarction (STEMI) within 12 hours of symptom onset had been included. Coronary angiography was performed to all of the patients after termination of thrombolytic therapy; urgency depending on the success of thrombolysis. The patency of IRA had been graded according to Thrombolysis in Myocardial Infarction (TIMI) flow schedule. The descriptive variables and ejection fraction at the time of discharge had been recorded. A deletion/insertion polymorphism (4G or 5G) in the promoter of the plasminogen activator inhibitor type 1 gene had been studied in all patients. Results: Post treatment IRA patency evaluated with TIMI grading system. TIMI 0-1 condition seen in IRAevaluated as occlision, TIMI 2 as slow flow and TIMI 3 as normal flow respectively. Patients with PAI-1 4G/5G polymorphism named as group I and patient without this condition named as group II. Post fibrinolytic treatment TIMI 0-1 flow ratio is higher in patient of group I whereas TIMI 3 flow was found significantly high in group II (p=0.02). In logistic regression analysis, PAI-1 4G/5G polymorphism is associated with the succes of trombolytic treatment (OR: 4.621 [1.39-15.26 in 95 % C.I.]; p=0.01). Conclusion: Plasminogen activator inhibitor-1 4G/5G polymorphism may be associated with failure of thrombolytic therapy; which is still a reliable and widely used type of method for urgent revascularisation. Our study is the first one investigating the association of angiographic infarct related artery patency with Plasminogen activator inhibitor-1 4G/5G polymorphism.

Benzer Tezler

  1. Akut ST yükselmeli miyokard infarktüslü 65 yaş ve üstü vakalarda trombolitik tedavi ve primer perkütan koroner girişimin hastane içi ve 6 aylık mortaliteye etkilerinin karşılaştırılması

    Comparison of effects of thrombolytic therapy and primary percutaneous coronary intervention in patients aged 65 years and older with ST segment elevation myocardial infarction on in-hospital and six months mortality

    İBRAHİM KOCAYİĞİT

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2013

    KardiyolojiSakarya Üniversitesi

    Kardiyoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. HÜSEYİN GÜNDÜZ

  2. Trombolitik tedavi uygulanan akut ST yükselmeli miyokard infarktüslü hastalarda fragmente QRS kompleksinin önemi ve miyokardiyal reperfüzyon ile ilişkisi

    Significance of fragmented QRS complex in patients treated with thrombolytic therapy for acute ST elevation myocardial infarction and its relationship with myocardial perfusion

    FATMA HIZAL

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2010

    KardiyolojiGazi Üniversitesi

    Kardiyoloji Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. YUSUF TAVİL

  3. Akut ST yükselmeli miyokard infarktüslü hastalarda fragmante QRS kompleksi ve terminal ST değişiklikleri ile anjiyografik bulgular arasındaki ilişki

    The relationship between fragmanted QRS complex, terminal ST changes and angiographical findings in patients with acute ST elevated miyocardial infarction

    ZÜLKİF TANRIVERDİ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2013

    KardiyolojiDokuz Eylül Üniversitesi

    Kardiyoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. DAYİMİ KAYA

  4. Akut ST yükselmeli miyokard enfarktüsünde delta troponin-I değerleri ile hastane içi kardiyovasküler sonlanım noktalarının ilişkisi

    Delta troponin-I values correlation with in-hospital cardiovascular endpoints in acute ST-elevation myocardial infarction

    ERCAN AYDIN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2013

    KardiyolojiSakarya Üniversitesi

    Kardiyoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. NURGÜL KESER

  5. Akut koroner sendrom ile başvuran hastalarda frontal planda QRS aksı ile T aksı arasındaki açı f(QRS/T) değişiminin elektrokardiyografik ve angiografik bulgularla ilişkisi

    The relationship between alteration in frontal plane qrs AXİS/T axis angle, electrocardiographic and angiographical findings in patients with acute coronary syndrome

    İNCİ TUĞÇE ÇÖLLÜOĞLU

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2017

    KardiyolojiDokuz Eylül Üniversitesi

    Kardiyoloji Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. EMİN EVREN ÖZCAN