Yenidoğan döneminde hipertansiyon tanısı ile izlenen hastalarda risk faktörleri ve prognozun belirlenmesi
Determination of risk factors and prognosis in patients with hypertension diagnosed during neonatal period
- Tez No: 506720
- Danışmanlar: PROF. DR. UMUT SELDA BAYRAKCİ
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları, Child Health and Diseases
- Anahtar Kelimeler: hipertansiyon, kan basıncı, yenidoğan, hypertension, blood pressure, newborn
- Yıl: 2018
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Sağlık Bilimleri Üniversitesi
- Enstitü: Ankara Çocuk Sağlığı ve Has. Hematoloji Onkoloji Eğt. Arş. Hastanesi
- Ana Bilim Dalı: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 99
Özet
Yenidoğan döneminde hipertansiyon tanısı ile izlenen hastalarda risk faktörleri ve prognozun belirlenmesi İlk kez 1978' de Adelman RD tarafından yapılan“ Neonatal hypertension”başlıklı çalışmada klinik bir problem olarak ele alınmış olan yenidoğanda (YD) hipertansiyon (HT) oldukça nadir görülen bir klinik sorundur. Son zamanlarda yenidoğan yoğun bakım ünitelerinin (YYBÜ) modernleşmesi, yenidoğan pratiğindeki ilerlemeler ile hipertansif YD' lerin tanınması, değerlendirilmesi ve yönetilmesinde gözle görülür gelişmeler olsa da“yenidoğanda hipertansiyon”tanımının standardize edilebilmesi için daha geniş kapsamlı çalışmalara ihtiyaç vardır. Bu çalışmada yenidoğan döneminde hipertansiyon tanısı ile izlenen hastalarda risk faktörlerinin ve prognozun belirlenmesi amaçlanmıştır. Metot: Ocak 2010 ve Aralık 2017 tarihleri arasında T.C. Sağlık Bilimleri Üniversitesi Ankara Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Hematoloji Onkoloji Eğitim Araştırma Hastanesi Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesinde yatan hastaların web tabanlı hastane bilgi sisteminden kayıtları incelenmiş ve hipertansiyon tanı kodu girilen veya izleminde antihipertansif tedavi başlanmış olduğu saptanan hastalar çalışmaya alınmıştır. Hipertansiyona neden olabilecek risk faktörleri, laboratuvar parametreleri, etiyolojiye yönelik yapılan görüntüleme tetkiklerinin raporları, verilen antihipertansif tedavi, taburculukları sonrasında hastanemiz Çocuk Nefroloji Polikliniğinde takipli olup olmadıkları, takipli olanlarda tedavinin seyri ve son organ hasarının olup olmadığı kaydedildi. Bulgular: Çalışmaya %59,3' ü (n=32) erkek, %40,7' si (n=22) kız 54 hasta dahil edildi. Hastaların %53,7' si (n= 29) matür; %46,3' ü (n= 25) prematüre idi. Gestasyonel hafta ortalaması 34,9±4,6 (min:24, max:41) hafta idi. Doğum ağırlıkları ortalaması 2515,7±970,9 (min:575, max:4750) gramdı. %14,8' inde prenatal USG'de renal patoloji tespit edilmiş olduğu görüldü. Hipertansif değerlerin başladığı postnatal yaş ortalaması 30,2± 26,2 (min:1, max:102)gündü. Tanı alıp antihipertansif tedavinin başlandığı gün sistolik kan basıncı ortalaması 107,9±7,4 (min:98, max:121); diastolik kan basıncı ortalaması 72,9±8,6 (min:58, max:88) mmHg' di. Hipertansif değerleri olan hastaların %5,6'sına (n= 3) antihipertansif tedavi başlanmayıp sadece klinik izlem yapıldığı; %94,4'üne (n=51) antihipertansif tedavi başlandığı görüldü. Hipertansif tedavi olarak %66,7 (n= 36) kalsiyum kanal blokörü (KKB); %25,9 (n=14) anjiotensin konverting enzim inhibitörü (ACEi) başlandığı görüldü. 17 hastanın ancak çoklu antihipertansif tedavi ile normotansif seyrettiği saptandı. Laboratuvar değerleri gestasyonel yaş ve doğum ağırlıkları dikkate alınarak değerlendirildiğinde ilk tetkiklerinde 12 hastada üre ve kreatinin değerlerinin referans aralığının üzerinde olduğu görüldü. Hastaların hipertansiyon tanısı aldıkları gün bakılan tetkiklerinde ise 6 hastada üre, 12 hastada kreatinin yüksekliği vardı. Taburculuk öncesi bakılan tetkiklerde ise 7 hastada kreatinin yüksekliğinin devam ettiği tespit edildi. Görüntüleme tetkikleri değerlendirildiğinde hastaların %90,7'sinin (n= 49) patolojik ekokardiyografi (EKO) bulgusu vardır. Bunlardan en sık görüleni patent foramen ovaledir (PFO). Abdominal Ultrasonografide (USG) %25,9 (n= 14) hastanın renal bir patolojisi saptandı. Patolojik bulgulardan en sık görüleni %42,6 ile pelvik stazdır. Bunu %22,2 ile ekojenite artışı takip etmektedir. 31 hastaya üriner sistem doppler USG incelemesi yapılmış olup %48,2' inde patolojik bulguya rastlanıldığı görüldü. Çalışmaya dahil edilen hastalarda en sık görülen patolojik renal doppler USG bulgusu %18,5 oranla renal akım ve dirençte artıştı. Çalışmaya dahil edilen 54 hastanın 5'i Exitus olmuş, 38'i taburcu edilmiştir. Hastaların 11'inin başka bir servise ya da hastaneye sevk edildiği saptandı. Hastaların 15'i hastanemiz çocuk nefroloji polikliniğinde takiplerine devam etmektedir. 7 hastanın antihipertansif tedavisi devam etmektedir. Bir hastada kronik böbrek yetmezliği gelişmiş olup, hemodiyaliz programında izlenmektedir. Takipte sol ventrikül hipertrofisi olan hasta sayısı birdir. Sonuç: Hipertansiyon yenidoğan döneminde nadir görülen bir klinik tablodur. Ancak neden olabileceği son organ hasarları göz önünde bulundurulduğunda erken tanı ve tedavi, morbidite ve mortalitenin azaltılması açısından önemlidir. Yenidoğan döneminde hipertansiyon tanısı için temel alınması gereken kan basıncı değerleri, etiyolojik faktörler, tedavide tercih edilmesi gereken preparatlar ve dozları, komplikasyonlar ve prognoz henüz netlik kazanmamıştır.
Özet (Çeviri)
Determination of risk factors and prognosis in patients with hypertension diagnosed during neonatal period Newborn hypertension, which was first described as a clinical problem in the study titled“Neonatal hypertension”by Adelman RD in 1978, is a very rare clinical problem. It is obvious that studies with larger groups are still needed to standardize the definition of hypertension in newborn. Modernization of neonatal intensive care units (NICU), leads to a huge progress in neonatal practice, and visible developments in recognition, evaluation and management of hypertensive neonate. In this study, it was aimed to determine risk factors and prognosis in patients with hypertension diagnosed during neonatal period. METHODS: The medical data of the patients hospitalized in Newborn Intensive Care Unit of the University of Health Sciences, Ankara Cihildren's Health and Diseases, Hematology-Oncology Research and Training Hospital were recorded between January 2010 and December 2017. Hypertensive infants were searched from electronic data base by ICD 10 code and by the list of antihypertensive drugs that had been prescribed. Risk factors that may cause hypertension, laboratory parameters, reports of imaging studies conducted for etiology and given antihypertensive treatment were recorded. The data of patients that have been followed up since then was also recorded. RESULTS: The study included 54 patients, 32 of them were (59,3%) male and 22 were (40,7%) female. Twenty-nine of the patients were term while 25 of them were born prematurely. The mean gestational week was 34,98 ± 4,57 weeks (min: 24, max: 41). The average birth weight was 2515.74 ± 970.87 grams. Renal pathology was found in 14.8% of prenatal ultrasounds. The mean postnatal age at the time of the detection of hypertension was 30,2 ± 26,2 days (min: 1, max: 102). Mean systolic blood pressure was 107,9 ± 7,4 mmHg and mean diastolic blood pressure was 72,9 ± 8,6 mmHg when the treatment was started for hypertension. Calcium channel blockers (CCB) were found to be the most commonly used antihypertensive drugs (36 patients). The second most commonly used drugs for hypertension were angiotensin converting enzyme inhibitors (ACEI) (14 patients) and it was recognized that multi-drug treatment had been needed to control hypertension in 17 patients. We found that 12 of our patients had renal failure when they were admitted to our center and when they had diagnosed as hypertension. 7 of them still had renal failure during discharge. Pathological echocardiography (ECO) findings were found in 90.7% of the patients (n = 49). The most common one was patent foramen ovale (PFO). Some kind of renal pathology was detected in ultrasonographic (USG) examination of 25.9% (n = 14) of patients. The most common pathological finding was pelvic stasis with 42.6%. This is followed by an increase in echogenicity by 22.2%. 31 patients had urinary system doppler USG examination and was found that 48.21% of them had pathologic findings. The most common renal doppler USG finding was increased resistance in renal arteries (18.5%). Five of the 54 patients included in the study died. 38 patients were discharged. 11 patients were referred to another hospital. 15 of the patients continue to be followed-up in our pediatric nephrology clinic. The antihypertensive treatment of 7 patients is still continuing. One patient began regular hemodialysis treatment in addition to antihypertensive treatment. The number of patients with subsequent left ventricular hypertrophy is one. CONCLUSION: Hypertension is a rare clinical disease in the newborn period. However, considering the high incidence of mortality and morbidity that may be caused by hypertension, it becomes mandatory to monitor blood pressure of critically ill newborns. Early diagnosis and appropriate treatment are important for decreasing morbidity and mortality. However, larger studies are still needed even just to define what the normal blood pressure for a newborn is.
Benzer Tezler
- Aort koarktasyonu tanısı ile izlenen hastalarda rekoarktasyon riskini arttıran faktörlerin değerlendirilmesi
Evaluation of factors that increase the risk of recoarctation in patients with coarctation of the aorta
TOGHRUL AHMADGIL
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2023
Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıEge ÜniversitesiÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. REŞİT ERTÜRK LEVENT
- Çocuk kalp damar cerrahisi yoğun bakım ünitesinde postoperatif kavşak kaynaklı ektopik taşikardi; sıklık ve risk faktörleri
Junctional ectopic tachycardia after pediatric cardiac surgery; incidence and outcome
NESLİHAN KIPLAPINAR
Tıpta Yan Dal Uzmanlık
Türkçe
2013
Göğüs Kalp ve Damar CerrahisiSağlık BakanlığıÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. ENDER ÖDEMİŞ
- Yenidoğan yoğunbakım ünitesinde portal ven tromboz tanısı alan ve çocuk gastroenteroloji poliklinik takibine alınan üç yaş altı olguların retrospektif incelenmesi
Retrospective investigation of patients under the age of three who diagnosed portal vein thrombosis in the newborn intensıve care unit and followed in the pediatric gastroenterology outpatient clinic
MUHARREM ÇİÇEK
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2022
Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıSağlık Bilimleri ÜniversitesiÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. GÖKHAN BÜYÜKKALE
- Yenidoğan yoğun bakım ünitesinde idrar yolu enfeksiyonu nedeniyle yatırılan hastalar ve izlem sonuçlarının geriye dönük değerlendirilmesi
Retrospective evaluation and follow up of the patients hospitalized in the neonatal intensive care unit for urinary tract infection
ESİN EYİCAN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2019
Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıSağlık Bilimleri ÜniversitesiÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. SEVİM ÜNAL
- Kardiyak hastalığı olan gebelerde sezaryende uygulanan anestezi yöntemlerinin retrospektif değerlendirilmesi
Başlık çevirisi yok
ÖZLEM İLHAN YILDIRIM
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2013
Anestezi ve ReanimasyonEge ÜniversitesiAnesteziyoloji ve Reanimasyon Ana Bilim Dalı
PROF. DR. VİCDAN FIRAT