Türkiye'nin siyasi sistem arayışı üzerine başkanlık sistemi, ABD - Türkiye kıyaslaması ve cumhurbaşkanlığı sistemi
Presidential system upon the political system pursuit of Turkey, USA-Turkey comparison and presidential system
- Tez No: 511931
- Danışmanlar: DOÇ. DR. İSMAİL BURAK KÜNTAY
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Siyasal Bilimler, Political Science
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2018
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Bahçeşehir Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Küresel Siyaset ve Uluslararası İlişkiler Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 161
Özet
Türkiye'de siyasi sistem arayışına ilişkin tartışmalar 1960'lı yıllardan beri devam etmektedir. Bu tartışmalarda ana odak nokta, belirleyici unsur; yaşanan hükümet krizleri üzerinden ülkenin“yönetilebilirlik”sorunudur. Özelikle son yıllarda ülkemiz siyasetinin en yoğun gündem maddelerinden birisi siyasi sistem tartışmaları olup, ülkemiz gerçekleri doğrultusunda hangi sistemin en uygun ve doğru olduğu, hangi yönetim sistemi uygulanır ise Türkiye'nin daha istikrarlı, daha demokratik ve daha etkin bir şekilde yönetileceği hususu, hem politikacılarımız hem akademik çevreler hem de diğer kesimlerce tartışılmaktadır. Siyasal sistemin değişmesi gerektiğini söyleyerek, dönem dönem gündeme getiren ve bu yönde çaba gösteren siyasi aktörler genellikle Türkiye siyasetinde sağ siyasal parti ve bu partilerin yöneticileri olmuştur. Değişim talebinin sağ siyasal partilerce gündeme getirilmesi ve savunulmasının temel sebebi ise; Türk tipi vesayetçi parlamenter yapıda kolayca iktidar alanı bulan vesayet odaklarından kurtulma ve sistemin kriz çıkaran yönlerini aşarak, darbelerin yaşanmadığı daha istikrarlı bir demokratik yönetimi hâkim kılma çabası olduğu görülmektedir. Sistemin değişimine yönelik yapılan talepler, güya sistemin koruyuculuğu vazifesini üstlenen ve ideolojik olarak aynı kesimde yer alan sivil-asker bürokratik yapılar ve bunlarla birlikte hareket eden iş, medya vb. çıkar grupları tarafından yakın zamana kadar kolayca manipüle edilerek etkisizleştirilmiştir. 1970'li yıllarda Erbakan liderliğinde ki MNP, MSP ve Türkeş liderliğinde ki MHP tarafından, yaşanan krizlerin yarattığı gerilimden kurtulma gerekçesi ile başkanlık modeli tartışması açılmış ve Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi gerektiği belirtilmiştir. Darbe dönemi ile birlikte 1982 Anayasasının yapımı aşamasında başkanlık modeli tartışmaları yapılmış olmakla birlikte Anayasayı yapan irade, Cumhurbaşkanını halkın seçmesi durumunda, yukarıda bahsettiğimiz blok olarak hareket eden vesayet yönetiminin zarar göreceği düşüncesiyle bu talepleri dikkate almamıştır. Anavatan Partisi lideri Turgut Özal ise ülkede gerekli reformların daha hızlı yapılması ve icra organının daha hızlı, daha etkin yönetilebilmesi için“değişim anahtarı”olarak başkanlık sistemini görmüş ve Türkiye için en uygun model olduğunu belirtmiştir. 1990'lı yıllarda koaliasyon hükümetlerinin ortaya çıkardığı ciddi siyasi istikrarsızlıklar üzerine Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel“yönetimde istikrar”vurgusu ile başkanlık sistemi tartışmalarına katılmıştır. 2002 yılında kurulan Ak Partinin lideri Recep Tayyip Erdoğan ise neredeyse siyasi hayatının tüm dönemlerinde Türkiye için en iyi siyasal yönetim tarzının başkanlık sistemi olduğunu söylemiştir. Erdoğan ve Ak Parti yönetiminin gündeme getirdiği ve uzunca süre dillendirdiği başkanlık sistemi modelinin gerekçeleri olarak ise; i. Demokrasinin derinleşmesi, ii. Siyasi istikrarın sağlanması, iii. Yönetimde hem başbakan hem cumhurbaşkanı şeklinde olan çift başlılık sorununun aşılması, iv. Yürütmenin daha hızlı ve etkili kararlar alması gerektiği, v. Bürokratik vesayetten kurtulma, vi. Yasama ve yürütmenin birbirinden ayrılarak bu erklerin görevlerini daha iyi yapabilmesi ve son olarakta vii. Cumhurbaşkanının meclis tarafından seçilmesi sürecinde yaşanan ciddi hukuksuz uygulamalardan kaynaklı krizlerin sonlandırılması gibi söylemlerle siyasal sistemin dönüşmesi için yoğun emek harcamışlardır. Elbette bu süreçte başkanlık sistemini savunan liderler, parti yönetimleri, akademik çevreler olduğu gibi karşıt görüşlerde olan siyasiler ve gruplarda yoğun şekilde itirazlarını sürdürmüşlerdir. Yapılan itirazlara objektif olarak baktığımızda ise, itirazların genellikle talep edilen başkanlık sisteminin yapısından, sistemin yönetim karakterinden, unsurlarından ziyade farklı alanlarda yoğunlaştığı görülmektedir. İtirazların temelini uygulanan mevcut parlamenter sisteminin daha demokratik olduğu iddeası oluşturmakla ve başkanlık sistemi ile bölünme yaşanacağı, tek adamlık olacağı, otoriterliğin geleceği, iktidarın kişiselleşeği, rejimin korunması gerektiği gibi başlıklar üzerinde sürdürüldüğü görülmektedir. Çalışmamızın amacı; Bu bilgiler ışığında Türkiye'nin siyasi sistem arayışlarını, siyasal sistemin dönüşüm gerekçelerini, siyasi istikrarsızlık krizlerinin nasıl ortaya çıktığı ve neden dönem dönem sürekli başgöstererek bir türlü çözüme kavuşturulamadığını açıklamak, başkanlık sistemini dünyada uygulayan en iyi örnek olan ABD sistemini inceleyerek, bu sistemin iyi ve kötü taraflarını ortaya koymak, tartışılan başkanlık sisteminin ülkede yönetim ve istikrar için olduğu kadar, demokratikleşmenin daha ileri götürülmesi, siyasi istikrarın sağlanması, ekonomik büyüme ve kalkınma hamlelerinin devam ettirilmesi anlamında da karar alma süreçlerinde yaşanan mevcut çift başlı yönetimin Türkiye'de sistem değişikliğini zorunlu kılıp kılmadığı gibi sorulara cevap aramak olacaktır.
Özet (Çeviri)
The debates on the political system of Turkey has been continuing since 1960's. The focus and key element of these debates was the“governability”issue, grounding from the government crises. Especially in the last few years, the most popular subject on the Turkish political atmosphere was the debates about the system and the questions of which system is a better fit for Turkey and which system would make Turkey a more democratic, more stable and effectively governed were discussed among both academic and political circles. Those who are saying the political system should change and bringing the subject to top of the agenda and putting effort, were generally right-wing political parties and their executives. It is seen that the main reason for the introduction and defense of demand to change by the right political parties is to get rid of the constituents of guardianship, which easily find power in the Turkish-style parliamentary structure, and to pursue a stable democratic administration which overcomes the reasons of crises and will not experience military interference. Until recently, the demands for a change of system were easily manipulated and neutralized by the so-called guardians of the systems, who were ideologically similar civilian and military bureaucratic structures and related work and media groups etc. In 1970's MNP and MSP led by Erbakan and MHP led by Türkeş argued that the president should be chosen by the citizens in order to get rid of the tension caused by the crises and started a debate on presidency model. While there were discussions about presidential system in making of 1982 Constitution, after the coup, the decree which made the Constitution did not take these suggestions seriously, because of the assurance of guardianship that was mentioned above. Turgut Özal, the leader of Anavatan Partisi mentioned the presidency model as a“key of change”for the reforms to be done faster and the executive organs to run faster and more efficiently, therefore mentioned this model to be the ideal one for Turkey. In 1990's, because of lack of the stability due to the coalition governments, President Süleyman Demirel also joined the discussions with an emphasis on“stability in government.”Recep Tayyip Erdoğan, leader of Ak Parti, which was founded in 2002, has almost been saying the best political government system in Turkey would be the presidency model, since the beginning of his political career. Their reasons were; strengthening the democracy, maintaining political stability, overcoming the difficulties of the existence of both prime minister and president in the government, the necessity of the executive branch of the government to be faster and more efficient in decision-making, getting rid of the bureaucratic guardianship, dividing legislative and executive branches to make them work better and lastly, overcoming the seriously lawless applications that were caused by president being chosen by the national assembly. Of course, while there are leaders who advocated the presidential system in this process, the party administrations and the academic circles, there were also opposing politics and groups have continued their denials. When we objectively look at the objections made, it seems that the objections are mainly concentrated in different areas of the system rather than the management of the system, and the elements of the system. The basis of objections is that the current parliamentary system being implemented is more democratic, and it is seen that the presidential system is going to divide the country, cause a single man to reign, a possible future of authoritarianism, risk of personalization of power, and the current regime should be maintained. Our work aims to find answers to the questions about the seeking of political system in Turkey, reasons of political system to change, how the issue of political instability emerges and why cannot it be solved, listing the positive and negative sides of this system via inspecting the presidential system through the example of USA, whether further realization of democratization, ensuring political stability, continuing of economic growth and development can be experienced in the present double-headed administration of the system in Turkey and whether it is necessary to change system or not.
Benzer Tezler
- 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın siyasi biyografisi
8th President Turgut Özal's political biography
SAMİ ORÇUN ERSAY
Doktora
Türkçe
2024
Siyasal BilimlerGalatasaray ÜniversitesiSiyaset Bilimi Ana Bilim Dalı
PROF. DR. HÜSEYİN ÖZGÜR ADADAĞ
- Türkiye'de Sayıştay'ın mahalli idareler üzerindeki denetimi
Başlık çevirisi yok
İBRAHİM ÖZKARCI
Yüksek Lisans
Türkçe
1994
İşletmeİstanbul ÜniversitesiMaliye ve Mali Yönetim Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ÖNCEL TARKAN
- Humanitarian assistance policies of the European Union towards syrian refugees in Turkey
Avrupa Birliği'nin Türkiye'deki Suriyeli mültecilere yönelik insani yardım politikaları
CANSU ÇELİKER
Yüksek Lisans
İngilizce
2018
Siyasal BilimlerOrta Doğu Teknik ÜniversitesiSiyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. BAŞAK KALE LACK
- Oyun Teorisi bağlamında Türkiye'nin nükleer enerji politikalarında ulusal güvenlik boyutu ve bölgesel güç etkileri: İsrail ve İran analizi
National security dimension and regional power effects in Türkiye's nuclear energy policies in the context of Game Theory: Israel and Iran analysis
MUSTAFA KÜRŞAT ŞAHİNER
Yüksek Lisans
Türkçe
2024
Uluslararası İlişkilerAnkara Yıldırım Beyazıt ÜniversitesiGüvenlik Çalışmaları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. FATİH CEMİL ÖZBUĞDAY
- Çok partili siyasal hayata geçişte Türkiye'de devletçilik politikası
Statism policy in Turkey in the transition period to multi-party political life
ÖZKAN KARATAŞ
Yüksek Lisans
Türkçe
2010
Siyasal BilimlerHacettepe ÜniversitesiAtatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. YASEMİN DOĞANER