Gender equality and post crisis transformation: Case of Damascus city
Toplumsal cinsiyet eşitliği ve kriz sonrası dönüşüm: Şam şehri örneği
- Tez No: 559936
- Danışmanlar: DOÇ. DR. TURGAY KEREM KORAMAZ
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Mimarlık, Şehircilik ve Bölge Planlama, Architecture, Urban and Regional Planning
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2019
- Dil: İngilizce
- Üniversite: İstanbul Teknik Üniversitesi
- Enstitü: Fen Bilimleri Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Kentsel Tasarım Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Kentsel Tasarım Bilim Dalı
- Sayfa Sayısı: 101
Özet
Kadınların deneyimlerini kentsel tasarıma dahil etmek, kentli nüfusunun artışı ve beraberinde cinsiyet eşitsizliğinin oluşmasıyla mücadele etmek gerekliliğiyle önem kazanmıştır. Toplumsal cinsiyete duyarlı stratejileri desteklemek ve eşitsizlik açığını gidermek için, sürdürülebilir kalkınma hedefleriyle uyumlu yeni planlama ve kentsel tasarım politikaları oluşturulmalıdır. Ancak, cinsiyet eşitliği sorunu, Suriye'deki gibi insani bir kriz altında bulunan coğrafyalarda daha da tehdit edici engellerin oluşumuna neden olabilmektedir. Sekiz yıl süren çatışmalar ile Suriyeli kadınların hakları için savaşmak ve hayallerini gerçekleştirmek için mücadele etmek konusunda, ne yazık ki kadınları daha da kırılganlaştırmıştır. Suriyeli kadınların güçlendirilmesi ve toplumsal cinsiyet eşitliğinin iyileştirme safhasına öncelik verilmesi, gelecekte güçlü bir toplum inşa etmek için hayati bir yaklaşım olarak değerlendirilmelidir. Sosyal sürdürülebilirliği birincil kılavuz olarak benimseyen politikalar, yalnızca toplumun temel ihtiyaçlarını karşılamamakta, aynı zamanda daha iyi yaşam koşulları yaratmaktadır. Bu nedenle; kentsel tasarımcıların, planlamacıların ve politikacıların kadınların sorunlarına öncelik veren stratejileri geliştirmelerini, iyileşme süreçlerine yardımcı olacak çözümleri sunmalarını ve aynı zamanda sosyal sürdürülebilirlik kavramını benimsemelerini gerektirir. Bu araştırma, savaşın Suriyeli kadınların şehirdeki toplumsal cinsiyet eşitliğini engelleyen sosyal sürdürülebilirlik koşullarının oluşumundaki temel zorlukları araştırmaktadır. Bu çalışma; kadınların özel ihtiyaçlarını anlamak için bir karma yöntem yaklaşımı sunmaktadır. Öncelikle niteliksel ardından da niceliksel yöntemlerle kadınların karşılaştığı sorunların belirlenmesini amaçlamaktadır. Her iki yöntem de bir araya getirilecek, sonuçların nüfusu daha iyi temsil edebilecek şekilde yansıtılabileceğini savunmaktadır. Ayrıca, elde edilen veriler ile kadınların maruz kaldıkları dezavantajlı koşulları vurgulamak ve toplumsal cinsiyete duyarlı politikalar üretmek için toplumsal cinsiyet konusunu incelenmiştir. Literatür taramasında, sosyal çevre faktörlerini içeren kavramsal çerçeve üç ana başlıkta analizi edilmektedir. Bu başlıklar geniş anlamıyla hizmetlere erişim, yapılı çevre özellikleri ve toplumsal sürdürülebilirliktir. Çalışma, Suriye'de, Şam şehir merkezinde ve çeperinde yaşayan kadınların görüşlerine dayanan saha arşatırmasına dayanmaktadır. Araştırmada önceliklefarklı profile sahio 6 kadın ile derinlemesine görüşmeler yapılmış ve bu görüşmelerde, Şam'ın kriz sonrası dönüşümü konusunda görüşleri yukarıda verilen üç ana başlıkta toplanmıştır Görüşme yapılan kadınlar şehirdeki farklı hizmetlere erişimde engellerle karşılaştıklarını dile getirmiştirler. Kadınların günlük yaşamındaki en önemli sorun olan hizmetlere erişim, günlük etkinliklerden ve kentsel hizmetlerden mahrum kalmaya da bu etkinliklerin ve kentsel hizmetlerin niteliksel kalitesinin zayıflığıyla ilgili olduğu tespit edilmiştir. İş olanaklarına ulaşılabilirlik en önemli erişim engeli iken kadınların iş ortamında daha az liderlik pozisyonuna getirilmesi diğer bir sorun olarak tespit edilmiştir. Ancak gençlerin mevcut dengesiz ekonomik ortamda iş bulma konusunda daha fazla avantaja sahip olduğu görülmüştür. Öte yandan, kadınlar için liderlik işlerine bağlı veya kendi özel girişimlerini açmak kriz ortamında sorunlara meydan okunurcasına zor olduğu ifade edilmiştir. Ayrıca, evli ve çocuklu kadınların ailede daha fazla sorumluluk almak durumunda kalması nedeniyle liderlik vasıflarını kullanacakları bir iş bulması kolay olamamaktadır. Ayrıca eğitim sisteminin zarar görmesi nedeniyle iyi okulların bulunmaması kadınların iş bulma ve kendi girişimlerini gerçekleştirmesi konusunda bir sınırlama olarak göründüğü belirtilmiştir. Toplumsal gelişmenin temel özelliklerinden ilki olarak tariflenen aidiyet duygusu, genel olarak hem genç kadınlar hem de Suriye içerisinde göç eden kadınlar için olumsuz yönde etkilendiği sonucuna varılmıştır. Güvenlik duygusu da bir diğer sorun olarak belirtilmiştir. Kadınlar, toplu taşıma araçlarını kullanma veya şehir merkezi ile çeperleri arasındaki bağlantı yollarında bulunan araçlarda güvende hissetmediklerini ifade etmişlerdir. Güvensizlik hissi, özel mekan ve sokak sokakları kullanma alanlarını da etkilediği tespit edilmiştir. Görüşme yapılanlar tarafından gündeme getirilen bir başka sorun ise komşularıyla sosyal etkileşimin bozulması yönündedir. Yapılı çevre hakkında görüşme yapılanlar kentsel tasarım bağlamında da net ve kesin sorunlardan bahsetmişlerdir. Sokaklardan başlayarak, aydınlatma elemanlarının olumsuz olarak nitelendirilmiş; duraklar ve kaldırımların kötü nitelikte olduğu bildirilmiştir. Kentsel alanların temizliğinin ve yetersizliği ve çöp kutularının bulunması değinilen bir başka konudur.. Ayrıca, kamusal alanda mahremiyet sorunları ile açık ve yeşil alanların eksikliği de değinilen diğer önemli sorunlardır. Araştırmanın ikinci adımı olan, anket çalışması ile niteliksel sonuç ile niceliksel sonuç arasındaki yorumu incelemek ve daha büyük bir popülasyonda genelleştirilebilecek sorunları ve sorunları belirlemek hedeflenmiştir. Sonuçlar üzerinde cinsiyet perspektifi şehirdeki kadınlar ve erkekler arasındaki farklılıkları tanımlanabilmiş ve şehrin hem kadın hem de erkekleri nasıl etkilediği değerlendirilebilmiştir. Niceliksel sonuçların bir diğer yararı, demografik farklılıkların, kadınların Şam'da kriz sonrası dönüşümde karşılaştıkları sorunlar bağlamında değerlendirmelerin nasıl değiştiğinin incelenebilmesidir. Anket sonuçlarının incelenmesi ile kadın ve erkekler arasında pek fazla farkın bulunmadı ve hem kadın hem de erkekler için kentsel çevrenin yaşam kalitesini tehdit ettiği sonucuna varılmıştır. Ancak, kadınların kriz sonrası ortamda daha fazla mücadele etmek zorunda kaldıkları ortaya çıkmıştır. İş olanaklarının sınırlandırılması ve ulaşım yetersizliği konuları özellikle kadınların işgücüne katılma yeteneklerini olumsuz yönde etkilemektedir. Ayrıca evin ve çocukların sorumluluklarını almak zorunda olmaları nedeniyle iş hayatına katılamama veya doğru işi bulamama ve eğitimini aldıkları işi yapamama gibi zorlukları evli ve çocuklu kadınlar yaşamaktadır. Ayrıca, kadınlar kamusal alanlarda ve ulaşımda kendilerini güvende hissetmemektedirler. Bu nedenle kentsel alanlar kadınları izole etmekte ve toplumsal ağlarla olan etkileşimlerini zayıflatmaktadır şar. Evli olmayan pek çok kadın kentlilerle entegre olamayan bir sosyal ilişki ağına yeterince katılamadıkları, sonuçlarda açıkça görülmüştür. Birçok kadın, tanıdık oldukları mahallelerde bile birçok yeni yabancı ile karşılaştıklarını ve tedirgin olduklarını ifade etmişlerdir. Açık hava etkinliklerinden eğlenceye kadar sınırlı boş zaman etkinlikleri, genç kuşak için gerekli bir ihtiyacı ortaya çıkarmıştır. Topluma dahil olma anket sonuçlarında kadınlar için en önemli konulardan biri olarak tanımlanmıştır. Kadınlar topluma yeterince katılamadığında, sesleri duyulmayan ve ihtiyaçları giderilemeyen, dezavantajlı kimliklere dönüşmesine ve daha dışlanmasına neden olmuştur. Ayrıca, kente yönelik belleğin güçlü olması, özellikle ülkeyi terk edenlerde, toplumsal etkileşim hakkında olumlu görüşe sahip olmalarına neden olduğu sonucu dikkat çekmektedir. Ancak, mevcut yaşam kalitesi ve mevcut duruma ilişkin görüşlerde, Şam şehir merkezinde yaşayanlar daha olumsuz yorumlar ortaya çıkmaktadır.
Özet (Çeviri)
Incorporating women's experience in the urban design of cities has gained significant attention as the consequences of the increasing urban population are affecting gender equality. Hence, new policies are formed, which align with the sustainable development goals, to endorse gender-sensitive strategies and to address the inequality gap. Yet, gender equality faces even more threatening obstacles when women are under a humanitarian crisis such as in Syria. Eight years of conflict have left Syrian women more fragile than ever fighting for their rights and struggling to achieve their dreams. Empowering Syrian women and placing gender equality as a priority in the recovery phase is a vital approach to reconstructing a cohesive strong society in the future. Policies that adopt social sustainability as a primary guide ensure not only the basic needs of the community but also create better living conditions. This requires urban designers, planners and policy makers to design strategies that respect the issues of women, offer solutions to help their recovery process, and at the same time embrace the social sustainability concept. This research explores the main challenges to the social sustainability conditions of the Syrian women in the city, which are hindering the implementation of gender equality. The study was first initiated by a qualitative approach to identify the issues facing women and understand the specific needs. Secondly a quantitative technique. By integrating both techniques, a better comprehension of how their results can reflect on a bigger population will be presented. Moreover, all the data was examined under a gender lens to highlight the existing disadvantages of women and provide a better gender-sensitive result. Thus, in the end, the result outlines a guide to socially sustainable urban policies and post-crisis transformation that advocates gender equality in the context of Damascus city. This framework is set with the vision of fostering the integration of women's needs and challenges in future recovery policies.
Benzer Tezler
- Women's empowerment through co-operatives: The case of Women's Co-operatives in Izmir
Kooperatifler yoluyla kadınların güçlendirilmesi: İzmir Kadın Kooperatifleri örneği
KARDELEN DİLARA CAZGIR
Yüksek Lisans
İngilizce
2022
SosyolojiOrta Doğu Teknik ÜniversitesiKadın Çalışmaları ve Toplumsal Cinsiyet Ana Bilim Dalı
PROF. DR. AYÇA ERGUN ÖZBOLAT
- Sosyal sürdürülebilirlik perspektifinden toplumsal cinsiyet eşitliği ve kurumsal sosyal sorumluluk
Gender equality and corporate social responsibility from sustainability perspective
SİBEL KEYVAN
Yüksek Lisans
Türkçe
2022
Halkla İlişkilerMarmara ÜniversitesiHalkla İlişkiler Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ FİGEN ALGÜL
- Modernist İslam ekollerinde kadın-erkek eşitliği tartışmalarının temelleri
Gender equality debates in modern Islam
SAULE YUSSUPOVA
Doktora
Türkçe
2021
DinGazi ÜniversitesiTürkçe ve Sosyal Bilimler Eğitimi Ana Bilim Dalı
PROF. DR. BEYHAN ZABUN
- Toplumsal cinsiyet eşitliği duyarlılığının geliştirilmesi: İlkokul dördüncü sınıflarla yapılan bir eylem araştırması
Enhancing sensitivity to gender equality: An action research with fourth graders
ECE YOLCU
Doktora
Türkçe
2021
Eğitim ve ÖğretimÇukurova ÜniversitesiEğitim Bilimleri Ana Bilim Dalı
PROF. DR. MEDİHA SARI
- Bedenim güvende eğitim programının çocukların gelişimine etkisinin incelenmesi
Investigation of the effect of my body is safe education program on children's development
HAKAN KÖKSAL
Yüksek Lisans
Türkçe
2024
Eğitim ve ÖğretimMarmara ÜniversitesiTemel Eğitim Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. GÜLÇİN GÜVEN