Yeniden önce eskiden sonra perdedeki İstanbul
Before 'new' after 'old' iIstanbul on screen
- Tez No: 563582
- Danışmanlar: DOÇ. DR. ÖZHAN ERTEKİN
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Mimarlık, Sahne ve Görüntü Sanatları, Şehircilik ve Bölge Planlama, Architecture, Performing and Visual Arts, Urban and Regional Planning
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2019
- Dil: Türkçe
- Üniversite: İstanbul Teknik Üniversitesi
- Enstitü: Fen Bilimleri Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Kentsel Tasarım Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Kentsel Tasarım Bilim Dalı
- Sayfa Sayısı: 165
Özet
Kenti oluşturan iki katman vardır. Bunların ilki fiziksel, maddesel gerçekliği, diğeri ise kentin hikâyelerinin toplamı olan kurgusal karşıtıdır.' Modern zamanlardan beri kentin kurgusal katmanına en büyük katkıyı kuşkusuz ki sinema sanatı yapmaktadır. Kent ve sinema hareketlilik, görsel ve duyumsal hisler açısından birbirine benzer. Sinema tıpkı kent gibi hem fiziksel mekânın hem de hikâyelerin bütünüdür. Sinemada kent, söylemler ve görseller ile temsil edilir. Görselliğin üzerine giydirilen anlatılar ile bütüncül bir kent temsili ortaya koyar. Bu nedenle kentin, zaman – mekan düzleminde çok boyutlu temsilinde sinema en güçlü araçtır. Sinema ve kent arasındaki bağı Türk filmlerinde en çok İstanbul ile hissederiz. İstanbul, film sektöründe hem yapımlara mekan açarken, hem de anlamın üretip tüketildiği yer olur. Sinema perdesine yansıyan kent mekanının görsel ve sözlü aktarımları seyircide bütüncül bir kent algısı oluşturur. Filmlerde anlatılan yaşantılar örneğin Ataköy'de lüks bir apartman dairesinde veya Beyoğlu'nda bir hayat kadının evinde geçse de; genellikle semte vurgu yapılmaz ve İstanbul için bütüncül bir hafıza yaratımına hizmet eder. Kent temsilleri ile perdeden seyirciye doğru gerçekleşen fiziksel çevreye dair aktarımlar, toplumsal bellekte İstanbul algısının parçalarını oluşturur. Kent hafızada sıklıkla birbirine dönüşen cennet ve cehennem algısını çokça sinemaya borçludur. İstanbul için ortak algı, 1960'ların Yeşilçam sinemasında 'taşı toprağı altın şehir' olurken, 1990 sonrasında yerini sıklıkla hapishane şehir metaforuna bırakır. Yeniden önce eskiden sonra, İstanbul kentsel mekanı sinemada nasıl temsil buldu? tezin temel araştıma sorusudur. Bu soruda 'yeniden önce eskiden sonra' araştırmanın zaman aralığını İstanbul kentsel mekanı, coğrafi çerçevesini ve bu coğrafyayı hangi açıdan ele alacağını; sinema ise aracını belirler. Çalışmada 'yeniden önce eskiden sonra' İstanbul'unun kentsel mekânına dair olgu ve kavramlarının sinema perdesindeki yansımasının analiz edilmesi amaçlanır. 2010 sonrasında popüler olan 'yeni Türkiye' kavramı akıllara 'eskisi nedir?' sorusunu getirir. 'Eskisinin nerede bitip yenisinin nerede başladığına' dair bilinmezlik araştıma sorusunun zamansal boyutunu belirler. 1990'ların ikinci yarısında uzaklaşılan 'eski'den, 2000'lerin ortalarında ancak varılan 'yeni'ye geçen yaklaşık 10 yıllık zaman dilimi tezde 'yeniden önce eskiden sonra' olarak tanımlanır. Bu sınırları keskin olmayan dönem aralığı başta kişisel gözleme dayalı belirlense de literatür araştırmasında karşılığını bulur. Çalışma yeniden önce eskiden sonra olarak tanımladığı dönemin sınırlarının belirsizliğine rağmen karakteristik özellikler taşıdığını bu açıdan araştırmalarda belirli bir zaman aralığını nitelediğini literatür taraması ile ortaya koymayı amaçlar. Yeniden önce eskiden sonra olarak tanımlanan dönemde İstanbul kent mekanındaki değişim ve dönüşümlerin merkezinde metropolleşme olgusu vardır. Metropolleşme kentin fiziksel çevresinde; gecekonduların varoşlaşması, banliyöleşme ve gökdelenler olmak üzerre üç temel dönüşüm çevresinde anlamını kazanır. 'Çarpık' metropol hayatından kaçış ancak kentten kaçıldığında mümkün olur ve böylece banliyöleşme ivme kazanır. Kentli şehrin çeperlerine doğru kaçarken kent merkezleri boşalır, sokaklar tenhalaşır ve 'çöküntü alanları' oluşur. Bir yanda ekonomik kalkınma için yeni iş alanlarında cam kuleler yükselirken şehrin çeperlerinde de kapalı siteler, yüksek konut blokları inşa edilir. Yaklaşık olarak belirlenen dönem aralığının içerisinden kentsel aktarımı güçlü olduğu için analiz edilmek üzere 23 film belirlendi. Filmler izlenirken İstanbul kent peyzajına dair film kareleri kaydedildi. Kente dair söylemler dökümante edildi. Böylece İstanbul'a dair anlatı parçalarından hem sözlü hem görsel aktarımlar tespit edildi. Anlizlerde geliştirilmeye çalışılan yöntem, 'bir kent araştırmacısı filmler aracılığı ile kente dair nasıl veri alabilir?' sorusu temelinde şekillendi. Sonuçta da sinemanın kent çalışmları için kaynak olabilceği savunuldu ancak bir filme bakıp doğrudan kentin yapılı çevresi hakkında alacağımız verinin nesnelliği şüpheli görüldü. Bu nedenle dönemin içinden üretilen kentsel aktarımı olan yapıtlar bir bütün olarak ele alındı. İncelenen filmlerden kente dair kesişen söylem ve aktarımlar temelde dönemin atmosferini anlamada kaynak sağladığı tespit edildi. Filmlerdeki kente ait aktarımlar iki başlıkta incelendi. İlkinde filmin İstanbul'da geçtiğini göstermek için kullanılan görüntüler, ikincisinde filimin hikayesinin ana mekanı olan kentsel mekanlar ele alındı. İlki 'kent göstergeleri' olarak nitelendirildi. İkinci başlıkta filmin hikayesinin beraber örüldüğü kentsel mekanlar incelendi. Bu mekanlar anlatıya birincil katkı sağlayan ve mekanı hikayeden sildiğimizi düşündüğümüzde, anlatıda eksilmeye sebep olan kentsel aktarımlar olduğu için bunlar 'hikayedeki kentsel aktarımlar' olarak nitelendirildi. İki aktarım şeklinin de sinemada bir İstanbul temsili sunduğu açıktır. Bu durum hikayenin iki farklı biçimde değerlendirilmesi gerekliliği doğurdu. Birincisinde hikayenin destekleyicisi olan kentin pitoresk unsurları analiz edilirken, ikincisinde hikayenin özünde olan kent temsili araştırıldı. Her iki başlık için de incelenen 23 filmin tamamının olduğu ayrı birer çizegelge hazırlandı. Tezde 'kent göstergeleri' olarak nitelendirilen olgu İstanbul'u temsil için sinemanın yarttığı kolektif görsel belleği ifade eder. Filmin İstanbul'da geçmekte olduğunu bildiren görsel aktarım şeklleri olarak açıklanan kent göstergeleri tarihi simgesel yapılar, meydanlar, Boğaz ve Haliç gibi kentin coğrafi unsurları ile hikayeye daha çok fon oluşturma amacı taşır. Kahramanı İstanbul'a ilk geldiğinde veya filmlerin ilk dakikalarında kenti belirtmek için ardı ardına İstanbul'un bilindik yapılarının kullanıldığı tespit edildi. Şehre yeni ayak basan karakterler tanınırlığı yüksek yapıların, anıtların önünde karelenir. Bu görsellerin bazen İstanbul'un turist broşürlerindeki temsilleri gibi tarihi sembol yapılar olduğu bazense geniş caddeler, köprüler, meydanlar vb.gibi büyük kentlere özgü şehir unsurları olduğu gözlemlendi. Kent göstergeleri çoğunlukla; incelenen filmlerin zaman aralığı olan on iki yılda, tarihi sembol yapılarından metropolleşmiş kent morjolojisinin havadan görüntülerine doğru dönüşmüştür. Yeni Türk Sinemasında ekranda bildik İstanbul soluklaşmış ve ortaklaşa yeni bütüncül bir İstanbul temsili yaratılmıştır. İstanbul'un geçmişten, incelenen dönem de dahil olmak üzere vazgeçilmez temsili, eşsiz bir coğrafi unsur olarak Boğaz olmuştur. Kent mekanı hikayenin bir parçası olduğunda istemli veya istemsizce kente dair daha belirgin bir imge ortaya koyar. Bazen sokak çocuklarının yaşantısından yansıtılan kent sokakları olurken bazen de orta üstü sınıfın yaşadığı yüksek katlı konut blokları olarak ortaya çıkan bu imge çalışmada 'hikayedeki kentsel aktarımlar' olarak tanımlandı. Çalışılan dönemin sinemasında İstanbul; tekinsiz sokaklar, 'öteki'nin barınamadığı küreselleşen kent ve zaman zaman da geçmişi özlenen ve hala parça parça o unsurları barındıran oryantelist bir kent olarak varlık bulduğu tespit edildi. Metropolleşmenin doğal sonuçları banliyöleşme, kent merkezlerinin boşalması gecekondulaşmanın fiziksel sunumlarının doğrudan filmlerde temsil bulmadığı ancak dönemin metropolleşme kavramının sinemanın merkezinde söylenebilir. Metropol olgusunun özellikle 1990'lı yıllarda sinemada çarpık kentleşme, yoksullaşma, suç oranında artış gibi negatif anlamları ile var olur ancak 2000'lere gelindiğinde hız, çeşitlilik, çoğulculuk gibi anlamlarının da perdede yer bulabilir.
Özet (Çeviri)
The city is formed by two layers. The first of these is the physical, material reality, and the other is the sum of city's stories. There is no doubt that filmmaking has been making the biggest contribution to the fictional layer of the city since the beginning of the modern times. City and films are similar in their mobility and also with their visual and audible senses. Just like a city, films are formed with physical space and stories within. City is represented with visuals and discourses in a film. Narratives over visuals establish a holistic urban representation. For this reason, film is the most powerful tool for multi-dimensional representation of a city. Connection between film and city is mostly can be seen in movies which take place in İstanbul in Turkish cinema. İstanbul is both a filming location and a location for the production and consumption of meaning. Visual and oral representations of a city space on silver screen create a holistic city perception on audience. Events on movies, for example in a luxury apartment in Ataköy or a room of a prostitute in Beyoğlu, doesn't emphasize on a neighborhood but serves to create a whole memory of İstanbul. Expression of the physical environment via urban representations forms a significant part of the perception of İstanbul in social memory. The city owes films for its perception of heaven and hell that often transforms into each other. Common sense for İstanbul was“the city paved with gold”in the 1960's Yeşilçam cinema, but after the 1990's, it became a metaphor for a prison city.“Before the new, after the old, how is the city of İstanbul represented in cinema?”question is the main research topic of this thesis. In this question,“before the new, after the old”determines the time interval, İstanbul determines the urban space, its geographical frame and from which angle this geography is approached, and the cinema determines the tool for this thesis. Purpose of this work is to analyze the reflection of phenomenon and notion of İstanbul's urban space in“before the new, after the old”on silver screen. Discourse of“New Turkey”, which became very popular after 2010, creates a question of“What is the old one?”. The obscurity of where does“the old”end and where does“the new”begin, determines the temporal dimension of the research question. About 10 years of time from“the old”that was passed after the second half of the 90's, to“the new”which was barely reached in the mid 00's is defined as“before the new, after the old”in this thesis. Although this time period with no sharp boundary is set with personal observation, it finds its equivalent in literature review. This work aims to prove, by literature review, that even though“before the new, after the old”period has no certain start and end, it has its own characteristics and because of this it defines a specific time period. Metropolization is the core of transformation of İstanbul's urban space during the“before the new, after the old”era. Metropolization gets its meaning from three main transformations around the city's physical environment which are slums, suburbs and skyscrapers zones. Escape from a“corrupted”metropolitan life is only possible by escaping the city and this gains momentum to suburbanization. City centers start to get empty, streets get deserted and collapsed areas occur while citizens escape to urban periphery. In the center of city, glazed office towers erect and in the boundaries gated residences and high-rise apartment blocks emerge. 23 movies from the time period that approximately defined, are selected because of their power of urban discourse on the background. Frames showing urban landscape of İstanbul are captured while watching the movies. Statements about the city are documented. Thus, both visual and oral transfers about the city of İstanbul are determined. Development of the method is shaped over the question of“How could a urban researcher gets data about a city through movies?”. In conclusion, it is argued that the cinema could be a source for urban studies; however, objectivity of the data about city's built environment taken directly from a movie is found suspicious. Therefore, movies showing urban produced from that period are discussed as a whole. It is also found from these movies that crossing discourses and transfers about the city is a source for understanding the basic atmosphere of the period. Expressions of a city in movies are examined under two titles. On one hand, the visuals showing that the movie is taken place in İstanbul, on the other, urban spaces which are the main locations of stories. First title is determined as“city indicators”. On the second one, urban spaces where the story of the film was built together are examined. These places are determined as“urban transfers of the story”, considering that these places are the primary contributors to the narrative and if we subtract the place from the story, substance will change. It is clear that both titles analyse representations of Istanbul in cinema. This creates a necessity for two different types of evaluation. City's picturesque elements as a supportive of a story are analyzed on the first one; and on the other, city presentation which is the essence of a story is researched. Two charts are prepared for 23 studied movies. The phenomenon determined as“city indicators”in this thesis expresses the collective visual memory that cinema creates over the years. City indicators, as visual transferring style of showing that the movie takes place in İstanbul, such as landmarks, squares, the Bosphorus, the Golden Horn, mainly aim to create a background. It is determined that movies show variety of landmarks, one after another, to indicate the city in the first minutes of a movie or the first time the main character arrives to İstanbul. Characters that recently arrived to the city are shown in front of a memorable building or statue. It is observed that these visuals are sometimes historical buildings just as in tourism brochures and sometimes city symbols such as boulevards, bridges and squares. During the 12 year period of analyzed movies, city indicators changed from eye-level shots of historical buildings to aerial footages showing city's metropolitan morphology. In the New Turkish Cinema, familiar İstanbul vision is faded out and a new holistic İstanbul representation is created. Since earlier years, Bosphorus maintains its status as an indispensable representation of İstanbul. When an urban space becomes a part of a story, inevitably, it creates a prominent image for a city. This image, which sometimes could be seen as city streets in a story of a homeless kid or as high apartment blocks in a story of a mid-class family, is defined as“urban transfers of the story”. İstanbul in this time period is determined as a city with dangerous streets, a global city where“the others”could not live and also sometimes an orientalist city with remaining parts from its longing past. Natural and physical results of becoming a metropolitan city, such as suburbanization and marginalization of the city center isn't directly represented in these movies but the concept of becoming a metropolitan is placed at the center. In the 1990's cinema, metropolitan phenomenon is seen with its negative meanings like corruption in urbanization, impoverishment and increase in crime rates; however in the 2000's, it is possible to see speed, diversity, pluralism and so on through the silver screen.
Benzer Tezler
- Sinema ve terapi Venüs'ün Çiçek Sepeti
Cinema and theraphy the Flower Basket of Venus
CANEL BİNGÖL
Yüksek Lisans
Türkçe
2006
Güzel SanatlarMarmara ÜniversitesiSinema Televizyon Ana Sanat Dalı
PROF.DR. SEMİR ASLANYÜREK
- A new research area for intricate landscape of cities: Paradisciplinarity
Kentlerin grift peyzajı üzerine yeni bir araştırma alanı olarak paradisiplinerlik
BELİZ ARPAK
Yüksek Lisans
İngilizce
2017
MimarlıkTOBB Ekonomi ve Teknoloji ÜniversitesiMimarlık Ana Bilim Dalı
PROF. DR. TAYYİBE NUR ÇAĞLAR
- Asemptomatik dişlerde tek seansta ve farklı medikamentler kullanılarak çok seansta yapılan yeniden kanal tedavisi uygulamalarında oluşan postoperatif ağrının karşılaştırılarakdeğerlendirilmesi
Başlık çevirisi yok
YELDA ERDEM HEPŞENOĞLU
Diş Hekimliği Uzmanlık
Türkçe
2017
Diş Hekimliğiİstanbul Medipol ÜniversitesiEndodonti Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. TAN FIRAT EYÜBOĞLU
- Türkiye'de 2002 sonrası dönemde yapılan sosyal yardımlar üzerine bir araştırma
A study on social assistance in Turkey in the post 2002-period
FATMA AVCI
Yüksek Lisans
Türkçe
2023
Kamu Yönetimiİnönü ÜniversitesiSiyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. HASAN YILMAZ
- Revival Of Pakistani cinema
Pakistan sinemasının canlanması
MUHAMMAD FAHAD KHAN
Yüksek Lisans
İngilizce
2022
Radyo-TelevizyonBahçeşehir ÜniversitesiSinema Televizyon Ana Bilim Dalı
DR. ALİ ÇAĞIL ÖMERBAŞ