Geri Dön

A stylistic analysis on the redefinition of the nineteenth and twentieth century long narrative poetry

Ondokuzuncu ve yirminci yüzyıl uzun anlatı şiirinin yeniden tanımlanması üzerine biçembilimsel bir çözümleme

  1. Tez No: 570957
  2. Yazar: MERVE ALTIN
  3. Danışmanlar: PROF. DR. NAZAN TUTAŞ
  4. Tez Türü: Doktora
  5. Konular: Batı Dilleri ve Edebiyatı, İngiliz Dili ve Edebiyatı, Western Linguistics and Literature, English Linguistics and Literature
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2019
  8. Dil: İngilizce
  9. Üniversite: Ankara Üniversitesi
  10. Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Batı Dilleri ve Edebiyatları Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: İngiliz Dili ve Edebiyatı Bilim Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 302

Özet

Bu tezin amacı, 19. ve 20. yüzyıl uzun anlatı şiirini lirik ve anlatı türlerine özgü nitelikler taşıyan melez bir tür olarak biçemsel özelliklerine göre yeniden tanımlamak ve incelenen eserler kapsamında bu iki yüzyıl içerisinde bu türün gösterdiği biçemsel gelişmeleri/ değişiklikleri ortaya koymaktır. Bu amaçla 19. yüzyıl uzun anlatı şiirlerinden Alfred Lord Tennyson'ın The Princess (1847), Elizabeth Barrett Browning'in Aurora Leigh (1856), Robert Browning'in The Ring and the Book (1868-1869) adlı şiirleri ve 20. yüzyıl uzun anlatı şiirlerinden David Jones'un In Parenthesis (1937), Derek Walcott'ın Omeros (1990) ve Jackie Kay'in The Adoption Papers (1991) adlı şiirleri biçembilimsel yönteme göre incelenecektir. Roman gibi anlatı türlerinin baskın olduğu 19. yüzyılda hem okuyucular, hem de yayıncılar ve eleştirmenler şiir türünün geleneksel kalıpların dışına çıkarak güncel olayları ve durumları konu edinmesi, sıradan insanın günlük mücadelesini yansıtması gerektiğini savunmaya başladılar. Şiir, bu dönemde, lirik ve anlatı türlerine özgü biçemsel özellikleri kullanmaya başlayarak bireysellikten uzaklaşmış; şairler gibi okuyucuların da bizzat tecrübe ettikleri sosyal, toplumsal ve politik konuların işlendiği, manzum biçiminde uzun hikayelerin anlatıldığı melez bir tür haline gelmiştir. Bu çalışmada, biçembilimsel yöntemler çalışmaya dahil edilen uzun anlatı şiirlerin lirik ve anlatı türüne özgü yapılarını ortaya çıkarmak ve incelemek için kullanılmıştır. Kökeni antik dönem şiir sanatı (poetics) ve retorik (rhetoric) çalışmalarına dayandırılan biçembilim, 20. yüzyılın ikinci yarısından sonra edebiyat çalışmaları alanında kabul görmeye başlanmıştır. Biçembilim yazara ve metne özgü dilsel, yapısal ve biçimsel kullanımları ortaya çıkarmaya ve hem yazarı hem de yazınsal metni nesnel ve sistematik bir biçimde değerlendirmeye olanak vermektedir. Biçembilimin, yazınsal metni oluşturan dilsel ve düşünsel yapıları ortaya çıkarmak için metindeki somut yapıları belirli bir sistem aracılığı ile incelemesi nesnel ve bütüncül yorum yapmaya olanak vermektedir. Biçembilimsel bir yaklaşım sonucunda elde edilecek nesnel sonuçlar hem yazara özgü dilsel, yapısal ve biçimsel kullanımları hem de ilgili metnin yazıldığı dönemi ve bu döneme hâkim toplumsal ve edebi düşünceyi anlayabilmemiz için de oldukça önemlidir. Bu çalışma sonucunda, incelenen eserler kapsamında, 19. ve 20. yüzyıl uzun anlatı şiirlerinin lirik ve anlatı türlerine özgü benzer biçemsel özelliklere sahip oldukları ve bu biçemsel özelliklerinin 19. yüzyıldan 20. yüzyıla doğru gidildikçe daha karmaşıklaşıp çeşitlendiği görülmüştür. Ortaya çıkarılan biçemsel özellikler doğrultusunda melez bir tür olarak uzun anlatı şiirinin tanımı yapılmıştır.

Özet (Çeviri)

This study aims to redefine the long narrative poetry as lyric and narrative hybrid form in the nineteenth and twentieth centuries with regard to the stylistic features of the form. From a large body of the long narrative poems, The Princess (1847) by Alfred Lord Tennyson, Aurora Leigh (1856) by Elizabeth Barrett Browning, The Ring and the Book (1868-1869) by Robert Browning, In Parenthesis (1937) by David Jones, Omeros (1990) by Derek Walcott, The Adoption Papers (1991) by Jackie Kay are going to be analysed within the confines of this study. Long narrative poetry as lyric and narrative hybrid, which can be regarded as a“deviation”from the conventional notion of narrative poetry, fully emerges as lyric and narrative hybrid in the nineteenth century. During the nineteenth century, poets consciously begin to dismantle and mingle various genres and forms, and initiate the long narrative poems as lyric and narrative hybrid form. The conscious hybridisation of poetry is partly rooted in the poets' desire to challenge the growing popularity of the novel form, and partly in their endeavour to answer the public's demand of more objective and social oriented kind of poetry. As in the case of the nineteenth century, long narrative poetry as a hybrid form finds place in the twentieth century literature, and becomes an effective way of representing the great variety and complexity of modern civilisation. The poems within the scope of this study are going to be analysed in the light of the methods and principles provided by stylistics. Stylistics, which provides specific approaches and methods for the analysis of the language of poems, plays and prose texts separately, will enhance our understanding of long narrative poetry as a lyric and narrative hybrid beginning from the nineteenth century to the twentieth century without diminishing the value of poetry in order to assert the value of narrative, or vice versa. The stylistic analysis of long narrative poems in the nineteenth and twentieth centuries is going to reveal the stylistic features of long narrative poetry as a hybrid form and the stylistic developments, differences and/or similarities of these poem in the nineteenth and twentieth centuries. The overall analysis of these six long narrative poems clearly proves that there are certain stylistic features that can be observed both in the nineteenth century and twentieth century long narrative poems as hybrid forms, and long narrative poetry as a lyric and narrative hybrid form can be defined through these common stylistic features.

Benzer Tezler

  1. A Stylistic analysis of the language of poetry in English and translation into Turkish

    Başlık çevirisi yok

    İSMET ÖZKILIÇ

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    1994

    İngiliz Dili ve EdebiyatıHacettepe Üniversitesi

    İngilizce Mütercim Tercümanlık Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. İSMAİL BOZTAŞ

  2. Ideology and gender in Bram Stoker's 'Dracula'

    Bram Stoker'in 'Dracula' romanında ideoloji ve cinsiyet

    CORİNNE STANTON

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    1999

    DilbilimHacettepe Üniversitesi

    İngiliz Dilbilimi Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. AYSU ERDEN

  3. A Stylistic study of Yeni Hayat

    Başlık çevirisi yok

    SERPİL ŞAHİN

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    1997

    DilbilimHacettepe Üniversitesi

    İngiliz Dilbilimi Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ÜNSAL ÖZÜNLÜ

  4. A stylistic analysis of selected English medical posters on covid-19

    Covid-19 üzerine seçilmiş İngilizce tıbbi posterlerin üslupsal bir analizi

    QAYSSAR HAMMADI IDAN AL-GBURI

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2022

    Eğitim ve ÖğretimKarabük Üniversitesi

    İngiliz Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. AYAD HAMEED MAHMOOD

  5. A stylistic analysis of Perihan Mağden's 'İki Genç Kızın Romanı' in the context of linguistic deviations

    Perihan Mağden'in 'İki Genç Kızın Romanı'nın dil sapmaları bağlamında biçembilimsel çözümlemesi

    FULYA GER

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2008

    DilbilimHacettepe Üniversitesi

    İngiliz Dilbilimi Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. EVREN ALPASLAN