Geri Dön

Türkiye'de özelleştirme uygulamaları ve çimento sektörü açısından incelenmesi

Başlık çevirisi mevcut değil.

  1. Tez No: 63125
  2. Yazar: MURAT DÜLGER
  3. Danışmanlar: PROF. DR. TAMER ARPACI
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: İşletme, Business Administration
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 1997
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Gazi Üniversitesi
  10. Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: İşletme Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 194

Özet

ÖZET KİT'lerin ekonomiye olan yüklerinin giderek artmasıyla ortaya çıkan özelleştirme, en geniş kapsamda devletin ekonomik faaliyetlerinin azaltılması ya da tümüyle ortadan kaldırılmasıdır. Birçok ülkede uygulanan özelleştirme politikalarının yöneldiği amaçları genel ve özel amaçlar olmak üzere iki katagoriye ayırmak mümkündür. Serbest piyasa ekonomisini güçlendirmek, ekonomide verimliliği arttırmak, gelir dağılımını iyileştirmek, sermaye mülkiyetini tabana yaymak gibi amaçları içeren genel amaçlar hem uzun vadeli hem de ekonomik politikalara bağlıdır. Daha dar ve kısa vadeli olan özel amaçlar ise rekabeti sağlamak, kamu sektörünün dış finansman ihtiyacını azaltmak, hazine ve KİT'ler için ek fon yaratmak olarak sayılabilir. Farklı şekillerde ve yaygın olarak kullanılan özelleştirme yöntemlerini şu şekilde sıralayabiliriz: Hisse senetlerinin halka satışı, blok satış, varlık satışı, yönetici-işçi ortaklığı yolu ile özelleştirme, finansal kiralama, yönetim devri, imtiyaz devri gibi. Özelleştirme, Türkiye dahil hemen tüm dünya ülkelerinde uzun zamandır üzerinde durulan ve planlı bir şekilde uygulanan bir politikadır. İngiltere, Almanya, Fransa gibi gelişmiş Avrupa ülkelerinin yanında Meksika, Arjantin, Brezilya gibi gelişmekte olan bir çok ülkede uygulaması yapılmış, yaklaşık olarak 650 kamu kuruluşu özelleştirilerek 305 milyar ABD Doları gelir elde edilmiştir. Türk özelleştirme tarihi, Cumhuriyet'in ilk yıllarına kadar uzanmakla birlikte, ilk ciddi uygulamalar 24 Ocak 1980 kararları ile başlamıştır. Türkiye'de ilk özelleştirme uygulaması 1985 yılında gerçekleştirilmiş olup, bu tarihten 1995 yılı sonuna kadar blok satış, hisse senedi satışı, varlık satışı, halka arzıda içeren blok satış ve yarım kalmış tesis satışı yoluyla yaklaşık olarak 3,6 milyar ABD Doları özelleştirme geliri elde edilmiştir. Ancak bu gelirlere karşılık, özelleştirme kapsamında bulunan kuruluşlara sermaye ödemeleri, kredi, prim ve sosyal ödemeler yoluyla 2 milyar ABD Doları fon aktarılmıştır.II Araştırmanın son bölümünde 1989 yılında Ciment Français'e satılan Afyon, Ankara, Balıkesir, Söke ve Trakya çimento fabrikalarının özelleştirme öncesi ve sonrası performans değerlendirmeleri irdelenmiştir. Yapılan inceleme sonucunda parasal açıdan yapılan değerlendirmelerde özelleştirme sonrası performansın, satış gelirlerindeki artışa ve üretim maliyetlerindeki düşüşe karşın beklenen düzeyde geçekleşmediği gözükmektedir. Fakat fabrikaların özelleştirme sonrasında sermaye yapıları güçlenmiş, üretim kapasiteleri yükselmiş ve bunlara bağlı olarak özvarlık değerleri artmıştır. Özelleştirilen beş çimento fabrikasında 1988'den 1994 yılı sonuna kadar çimento üretimi %6,78 oranında artmış, işçi sayısı %51,10 oranında azalmış, işgücü verimliliği ise %1 36,66 oranında yükselmiştir. Fakat kapasite kullanım oranları %80'e gerilemiştir. 1994 yılı sonuna kadar fabrikalara 196 milyon ABD doları tutarında yatırım yapılmıştır. Tüm bu değerlendirmeler sonucunda yapılan özelleştirme uygulamalarının başarılı olduğunu söyleyebiliriz.

Özet (Çeviri)

Ill SUMMARY As it is well known, privatization has become popular because of the raising burden of State Owned Enterprises (SOE) on the economy. Privatization means decline of the State's economic activities. The objectives of privatization policy could be considered as general and specific objectives in many countries. Objectives like strengthening free market economy, enhancing the productivity in the economy, adjusting of distribution of income, widening and deepening of ownership among public, depends on long term economic policy and can be describe as general objectives of privatization. Among its shorter term objectives, providing competition, reducing the needs of public foreign borrowing and creating extra funds for Treasury and SOEs, can be also considered. Privatization applications can be described as follows: Public offering, block sale, asset sale, offering for employees and employers, financial leasing, grant of operational right, grant of property right. Privatization is a policy that all countries including Turkey, have a great intention to implement for years. In addition to developed countries like United Kingdom, Germany, France some of the developing countries like Mexico, Argentina and Brazil have already done privatization implementations and approximately 650 State Owned Enterprises privatized and generated a revenue of US $ 305 billion. Although being initiated in the early years of the republic, the first serious steps in the privatization in Turkey have been taken in 1985. Total revenue so far amounting approximately US $ 3.6 billion has been realized thourgh the sale of share, asset sale, domestic and international offering and sale of uncompleted facilities.IV On the other hand, the funds transferred to the companies in the privatization portfolio amount to US $ 2 billion by way of capital increase, credit, premiums and other social payments. At the end of the research, an evaluation is made regarding pre-privatization and post-privatization performance of the Afyon, Ankara, Balıkesir, Söke and Trakya Cement Factories which were sold to a foreign core investor, namely Ciment Français. In this regard, although the sale revenues were expanded and the production costs were declined, fiscal evaluation reflects that the post-privatization performance is not as high as expected level. However, capital structures of these companies were strengthened and production capacity was upgraded resulting with an increase in the book values of the cited Companies. Few highlights in the development of the general performance of these companies can be summarized as follows between 1988 and 1994, * cement production increased by 6,78%, * employee amount decreased by 51,10 %, * labor productivity increased 136,66 %, * usage of capacity is reduced to 80 %. in the 5 Cement Factories privatized. In addition an investment of total US $ 196 million was made to these privatized Cement Factories. Finally, we can claim that, privatization implementations that have been done to date is successful.

Benzer Tezler

  1. Özelleştirmenin etkinlik ve verimliliğe yansıması: Çimento sektörü üzerine bir uygulama

    The reflection of privatization on efficiency and productivity: An application on cement sector

    ÖZLEM TOPÇUOĞLU

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2016

    EkonometriAtatürk Üniversitesi

    İktisat Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. HÜSEYİN ÖZER

  2. Türkiye'de özelleştirme ve özelleştirmenin Türk çalışma hayatına etkileri

    Privatization in Turkey and its effects on Turkish labor life

    YALÇIN RAMAZAN ERYILMAZ

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    1998

    EkonomiCumhuriyet Üniversitesi

    Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. FATİH DOĞANOĞLU

  3. Türkiye'de özelleştirme uygulamaları: Çimento sektörü örneği

    Privatization applications in Turkey: An example of the cement sector

    AYSU ESENYEL

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2006

    EkonomiGazi Üniversitesi

    İktisat Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. AZİZ KONUKMAN

  4. Dünyada ve Türkiye'de özelleştirme çimento sektörü uygulaması

    Privatization in world and Turkey a practice to cement sector

    HÜLYA KESİCİ

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2001

    Ekonomiİstanbul Üniversitesi

    İktisat Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. HAYRİ ERDOĞAN ALKİN

  5. Özelleştirme -Boyutları, seçilmiş ülkelerde deneyimler ve Türkiye uygulamaları

    Başlık çevirisi yok

    GÜLSEVİL YILDIZ

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    1994

    İşletmeAtatürk Üniversitesi

    PROF.DR. R. METİN TÜRKO