Geri Dön

Septik şoklu hastalarda hidrokortizon gereksiniminin anjiotensin II ve anjiotensin II reseptörleri üzerine etkisi: Prospektif gözlemsel çalışma

The effect of hydrocortison requirement on angiotensin II and angiotensin receptors in patients suffering from septic shock: A prospective observational study

  1. Tez No: 659549
  2. Yazar: ŞEYMA BAYKAN
  3. Danışmanlar: PROF. DR. AYŞE BELİN ÖZER
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Anestezi ve Reanimasyon, Anesthesiology and Reanimation
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2020
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: İnönü Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Anesteziyoloji ve Reanimasyon Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 72

Özet

Amaç: Anjiotensin II, AT1 ve AT2 reseptörlerinin katekolamine yanıtlı ve katekolamine dirençli septik şoktaki rolü, hidrokortizon gereksinimi olan katekolamine yanıtsız (refrakter) septik şokta hidrokortizon tedavisinin yeri ve Anjiotensin II, AT1 ve AT2 üzerine etkisinin araştırılmasıdır. Materyal ve Metot: Çalışmamıza Sepsis 3 kriterlerine göre septik şok tanısı konulan 40 hasta dahil edildi. Ortalama arter basıncını 65 mmHg'nın üzerinde tutmak için gereken noradrenalin infüzyon hızı 0.5 µg/kg/dk'nın altında olan septik şok hastaları kontrol grubu (n=20); 0.5 µg/kg/dk'nın üzerinde olan ve hidrokortizon tedavisi başlanan septik şok hastaları hidrokortizon grubu (n=20) olarak sınıflandırıldı. Hastalardan tanı anında, bundle veya hidrokortizon tedavisinden bir saat sonra ve 3. günde plazma anjiyotensin II, AT1, AT2 düzeylerini analiz için kan örnekleri alındı ve eş zamanlı minimal invaziv devamlı kardiyak output ölçüm yöntemi ile hemodinamik parametreler kaydedildi. Bulgular: Hidrokortizon grubunda tüm dönemlerde anjiyotensin II ve AT1 düzeyinin kontrol grubundan iki kat fazla olduğu görüldü. Hidrokortizon grubunda hidrokortizon tedavisi sonrası anjiyotensin II ve AT1 düzeyi farklılaşmazken, AT2 düzeyinde anlamlı azalma gözlendi. Her iki grupta SVRI dışındaki minimal invaziv kardiyak output ölçümü değerleri benzer ve normal sınırlarda idi. SVRI değeri kontrol grubunda fizyolojik değerden anlamlı farklılık göstermedi, hidrokortizon grubunda ise hidrokortizon tedavisine kadarki dönemde fizyolojik değerin altında seyrederken, tedavi sonrası normal fizyolojik değere yaklaştı. 28 günlük mortalite hidrokortizon grubunda hastaların %70'inde, kontrol grubunda ise %35'inde görüldü. Sonuç: Anjiyotensin II ve AT1'in katekolamine yanıtsız refrakter septik şokta görülen vazoplejinin bir biyobelirteci olarak kullanılabileceği, hidrokortizonun bu hastalardaki hipotansiyonu tedavi edici etkisini AT2 düzeyini azaltarak gerçekleştirdiği, AT2'nin vazopleji kaynaklı hipotansiyonun tedavisinde terapötik bir hedef olarak araştırılması gerektiği ve minimal invaziv kardiyak output yöntemiyle ölçülen SVRI'nın vazopleji tanı ve takibinde yararlı bir parametre olarak kullanılabileceğini düşündürmektedir.

Özet (Çeviri)

Aim: This study aims to evaluate the role of angiotensin II, AT1, and AT2 on catecholomine responsive and catecholomine resistant septic shock, and the effect of hydrocortisone traetment on catecholomine resistant septic shock and angiotensin II, AT1, and AT2. Material and Method: This study was enrolled 40 patients diagnosed with septic shock according to Sepsis 3 criteria. The patients with septic shock who needed a noradrenaline infusion rate of up to 0.5µg/kg/min to maintain MAP>65 mmHg were classified as control group (n=20) and the ones who required a noradrenaline infusion rate above 0.5µg/kg were classified as hydrocortisone group (n=20). Blood samples were taken for analysis of plasma angiotensin II, AT1, AT2 levels at the time of diagnosis, one hour after and on the 3rd day of the bundle and the hydrocortisone treatment. Hemodynamic parameters simultaneously obtained by continuous minimal invasive cardiac output measurement method were recorded. Results: It was observed that angiotensin II and AT1 levels in the hydrocortisone group were two times higher than the control group. In the hydrocortisone group after hydrocortisone treatment, angiotensin II and AT1 levels didn't differ, while AT2 level decreased significantly. Except for SVRI, all minimally invasive cardiac output measurement values were similar and within normal limits in both groups. SVRI value did not differ significantly from the physiological value in control group. In the hydrocortisone group while it was below the physiological value before the hydrocortisone treatment, it approached to the normal value after the hydrocortisone treatment. The 28-day mortality was seen in 70% of the patients in the hydrocortisone group and in 35% of the patients in the control group. Conclusion: Angiotensin II can be used as a biomarker of vasoplegia observed in refractory septic shock unresponsive to catecholamine. In these patients; therapeutic effect of hydrocortisone on hypotension was performed by decreasing AT 2 level, AT2 should be investigated as a therapeutic target in the treatment of vasoplegia-induced hypotension and SVRI measured by minimally invasive cardiac output method suggests that it can be used as a useful parameter in the diagnosis and follow-up of vasoplegia

Benzer Tezler

  1. Septik şoklu hastalarda serum troponin I ve myoglobin düzeyleri ile sol ventrikül ejeksiyon fraksiyonunun karşılaştırılması

    Comparison of LVEF and serum troponin I, myoglobin levels in patients with septic shock

    ASUMAN ALKAYA

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2001

    Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıDicle Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DOÇ.DR. FUAT GÜRKAN

  2. Septik şoklu hastalarda plazma malondialdehit,nitrat,nitrit düzeylerinin ölçülmesi

    Plasma levels of malondialdehyde, nitrate, nitrit in the patients with septic shock

    DİLEK PARMAKSIZ (AYTEN)

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2005

    BiyokimyaGazi Üniversitesi

    Biyokimya Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. NURTEN TÜRKÖZKAN

  3. Sepsis ve septik şok hastalarında kan ve kan ürünleri transfüzyonunun prospektif olarak incelenmesi

    Prospective evaluation of blood and blood products transfusion in patients with sepsis and septic shock

    ŞEYMA YILDIZ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2017

    HematolojiErciyes Üniversitesi

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. MURAT SUNGUR

  4. Sepsisli ve septik şoklu hastalarda serum supar (soluble urokınase-type plasmınogen actıvator receptor) , presepsin, ima (iskemi modifiye albumin), mr-proadm (mıd-regıonal proadrenomedullın) düzeylerinin incelenmesi

    Investigation of serum supar (soluble urokinase-type plasminogen activator receptor), presepsin, ima (ischemia modified albumin), mr-proadm (mid-regional proadrenomedullin) levels in patients with sepsis and septic shock

    BAYRAM ŞEN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2018

    BiyokimyaGazi Üniversitesi

    Tıbbi Biyokimya Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. HATİCE PAŞAOĞLU

  5. Sepsis ve septik şoklu hastalarda tedavi öncesi ve tedavi sonrası plazma fibrinojen, D-dimer, protein C, protein S ve antitrombin III düzeylerinin değerlendirilmesi

    Evaluation of plasma fibrinogen, D-dimer, protein C, protein S and anti thrombin III levels in the patients with sepsis and septic shock at the begining and end of the treatmnet

    HASAN BODUR

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2004

    Klinik Bakteriyoloji ve Enfeksiyon HastalıklarıCumhuriyet Üniversitesi

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DOÇ.DR. MEHMET ŞENCAN