Bolu yöresi asma (Vitis vinifera L.) genetik kaynaklarının biyokimyasal ve moleküler tanımlanması
Biochemical and molecular characterization of vine (Vitis vinifera L.) genetic resources of Bolu region
- Tez No: 662110
- Danışmanlar: PROF. DR. TURAN KARADENİZ
- Tez Türü: Doktora
- Konular: Ziraat, Agriculture
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2021
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi
- Enstitü: Lisansüstü Eğitim Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Bahçe Bitkileri Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 170
Özet
Bu tez çalışması Bolu ilinde uzun yıllardır yetiştirilmekte olan asma genetik kaynaklarının değerlendirilmesi amacıyla yürütülmüştür. Çalışmada yöre asmlarının pomolojik özellikleri (salkım ve tane özellikleri), biyokimyasal içerikleri (fenolik madde ve organik asit içerikleri) ve akrabalık ilişkileri belirlenmiştir. Genotiplerin ortalama tane ağırlıkları 2,21 g (Ü34) – 6,49 g (Ü12), tane uzunlukları 15,11 mm (Ü34)- 29,30 mm (Ü33), tane enleri 13,15 mm (Ü2) - 22,01 mm (Ü12) arasında belirlenmiştir. Çalışılan genotiplerin tamamında çekirdek varlığı tespit edilmiş ve bölgede çekirdeksiz üzüm yetiştirildiğine dair bulguya ulaşılmamıştır. Genotiplerin ortalama pH değerleri ise 2,99 (Ü3) – 3.69 (Ü12) arasında tespit edilmiştir. SÇKM içeriği %11,40 (Ü3) – %20,10 (Ü8) aralığında bulunmuştur. Ortalama salkım ağırlığı bakımından Ü34 (60,57 g) ve Ü29 (96,96 g) genotipleri 100 g'ın altında kalarak son sırayı alırken, Ü22 (413,86 g), Ü19 (431,42 g), Ü15 (463,13 g) ve Ü16 (466,38 g) genotipleri 400 g'ın üzerinde salkım ağırlıklarıyla bu özellik bakımından en yüksek olarak tespit edilmiştir. Genotiplerin ortalama TEA miktarları %2,45 (Ü18) ile %7,40 (Ü9) aralığında belirlenmiştir. Moleküler analizlerde Bolu ili asmaları standart çeşitlerden büyük olçüde ayrılarak ayrı bir grup oluşturmuştur. Moleküler varyansın büyük bir kısmı (%91) popülasyon içerisinde gerçekleşmiştir. Genotiplerin meyvelerinin fenolikler ve organik asitler bakımından zengin olduğu tespit edilmiştir. Biyokimyasal içerikler bakımından genotipler birbirlerinden farklı bulunurken, meyve renginin fenolik maddelerin ve organik asitlerin çoğu üzerine etkisi önemsiz bulunmuştur. Organik asitler içerisnde tartarik asitin malik asitle kuvvetli pozitif ilişkiye (r=0,78) sahip olduğu görülmüştür. Malik asit ayrıca fumarik asitle pozitif ilişkili bulunmuştur. Fenolik asitlerden gallik asit kateşin ile pozitif korelasyona sahipken, klorojenik, ferukik ve o-kumarik asitle negatif ilişkiye sahip olmuştur. Ferulik asit ile rutin içeriği arasında kuvvetli pozitif bir ilişki tespit edilmiştir. Genotiplerin meyve özellikleri arasındaki ilişkiler korelasyonla belirlenmiştir. Meyve ağırlığı meyve boyutlarıyla, salkım ağırlığı da salkım boyutlarıyla kuvvetli ilişkiye sahip bulunmuştur. SÇKM sadece pH ile ilişkili bulunurken, asitlik değerleri (TEA ve pH) birbirleriyle ve renk değerleriyle ilişkili bulnumuştur. L değeri (parlaklık) diğer renk değerlerinin hepsiyle pozitif veya negatif kuvvetli ilişkilere sahip olarak tespit edilmiştir. Salkım sapı uzunluğu meyve renk özellikleriyle negatif ilişkili (Hue hariç) olarak belirlenmiştir. Genotipler PCA analizi sonucunda farklı bölgelere ayrılmıştır. Biyokimyasal içerikler üzerine yapılan PCA analizinde PC1 üzerine en büyük etkiyi taratarik asit (0,41), PC2 üzerine ise gallik asit yapmıştır (0,42). Pomolojik özellikler üzerine yapılan analizde ise PC1 üzerine en yüksek etkiyi salkım ağırlığı yaparken (0,36), PC2 çoğunlukla renk değerleri tarafından tanımlanmıştır. Pomolojik özelliklerle yapılan kümeleme analizinde genotipler dört farklı gruba ayrılmıştır. Genotiplerin biyokimyasal içerikleri ile yapılan kümeleme analizinde de genotipler dört farklı gruba ayrılmıştır. Ancak, Ü35 genotipi tek başına üçüncü grubu oluşturarak diğer genotiplerden tamamen ayrılmıştır. Çalışma sonucunda Bolu ili asmaları içerisinde standart asma çeşitleriyle meyve ve salkım kalitesi bakımından yarışabilecek oldukça üstün genotiplerin olduğu belirlenmiştir. Asmalar üzerinde yapılacak genetik çeşitlilik analizlerinde iPBS retrotranspozon markörlerin etkili bir şekilde kullanılabileceği orta konulmuştur. Yöre halkının ürünleri adlandırmada titiz davranmadıkları görülmüş ve bu durum Bolu ilinde ve diğer yörelerde yerel çeşitlerin klon seleksiyonu yoluyla ıslahına gidilmesi, farklı genotiplerin tanımlanarak kayıt altına alınması gerektiğini göstermiştir. Yapılacak seleksiyon çalışmalarında bu araştırmada kullanılan iPBS markörleri başarıyla kullanılabilecektir. Bu çalışma, kullanılan yöntemler ve veri analizleri itibariyle yapılacak benzer çalışmalara yol gösterici niteliktedir.
Özet (Çeviri)
This thesis study was carried out to evaluate the genetic resources of the grapevines that have been grown in Bolu for many years. In the study, pomological properties (cluster and berry properties), biochemical contents (phenolics and organic acid contents) and kinship relations of the local grapevines were determined. Average berry weights of genotypes were determined between 2.21 g (Ü34) - 6.49 g (Ü12), berry length 15.11 mm (Ü34) - 29.30 mm (Ü33), berry width 13.15 mm (Ü2) - 22, 01 mm (Ü12). The presence of seeds was detected in all of the studied genotypes and there was no evidence that seedless grapes were grown in the region. The average pH values of the genotypes were determined between 2.99 (Ü3) - 3.69 (Ü12). The TSS content was between 11.40% (Ü3) - 20.10% (Ü8). In terms of average cluster weight, Ü34 (60.57 g) and Ü29 (96.96 g) genotypes remained below 100 g, while Ü22 (413.86 g), Ü19 (431.42 g), Ü15 (463, 13 g) and Ü16 (466.38 g) genotypes were found to be the highest in terms of this feature, with cluster weights over 400 g. The mean TA amounts of the genotypes were determined between 2.45% (Ü18) and 7.40% (Ü9). In molecular analysis, Bolu province's vines separated from standard varieties to a large extent and formed a separate group. Most of the molecular variance (91%) occurred within the population. It has been determined that the fruits of genotypes are rich in phenolics and organic acids. While the genotypes were different from each other in terms of biochemical contents, the effect of fruit color on most of the phenolic substances and organic acids was found to be insignificant. It has been observed that tartaric acid has a strong positive relationship (r = 0,78) with malic acid among organic acids. Malic acid has also been positively associated with fumaric acid. One of the phenolic acids, gallic acid was positively correlated with catechin, while it had a negative relationship with chlorogenic, ferucic and o-coumaric acid. A strong positive relationship was found between ferulic acid and routine content. Relationships between fruit characteristics of genotypes were determined by correlation. Fruit weight had a strong relationship with fruit size and cluster weight with cluster size. While TSS was only related with pH, acidity values (TEA and pH) were associated with each other and color properties. The L value (brightness) was determined to have strong positive or negative relationships with all other color properties. The peduncle length was negatively correlated with fruit color characteristics (except Hue). Genotypes were divided into different regions as a result of PCA analysis. Tarataric acid (0.41) had the greatest effect on PC1 and gallic acid on PC2 (0.42) in PCA analysis on biochemical contents. In the analysis on pomological properties, while the cluster weight made the highest effect on PC1 (0.36), PC2 was mostly defined by color values. Genotypes are divided into four different groups in cluster analysis with pomological characteristics. In the cluster analysis made with the biochemical contents of the genotypes, genotypes were divided into four different groups. However, the U35 genotype alone constituted the third group and completely separated from other genotypes. As a result of the study, it was determined that there are quite superior genotypes that can compete with the standard vine varieties in terms of fruit and cluster quality in Bolu province vines. It is stated that iPBS retrotransposon markers can be used effectively in genetic diversity analysis to be performed on vines. It was observed that the local people were not meticulous in naming the products, and this situation showed that local varieties in Bolu and other regions should be breeded by clone selection and different genotypes should be identified and recorded. iPBS markers used in this research can be used successfully in selection studies. This study guides similar studies to be conducted in terms of the methods used and data analysis.
Benzer Tezler
- Bolu yöresi geleneksel müzik uygulamalarında dilli kaval
Dilli kaval in traditional music practices in the vicinity of Bolu
BARIŞ YAŞAYANCAN
- Bolu yöresi kadın başlıklarının göstergebilimsel açıdan incelenmesi
Investigation of women's headwear from Bolu region from a semiogical perspective
CANAN YAZICI
Yüksek Lisans
Türkçe
2023
Giyim Endüstrisiİstanbul Ticaret ÜniversitesiTekstil ve Moda Tasarımı Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. IRMAK BAYBURTLU ÇETİNSOY
- Bolu yöresi ballarının bazı fizikokimyasal özelliklerinin Türk Gıda Kodeksi'ne uygunluğunun incelenmesi
A study of some physicochemical properties of local bolu honey with respect to The Turkish Food Codex
HASAN KARTAL
Yüksek Lisans
Türkçe
2012
Gıda MühendisliğiAbant İzzet Baysal ÜniversitesiGıda Mühendisliği Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. MEHMET ŞAMİL KÖK
- Bolu yöresi türkülerinin güzel sanatlar liseleri keman dersinde kullanılabilirliği
The availability of the Bolu region folk songs in the violinclasses at fine arts high schools
SENA EYÜPOĞLU
Yüksek Lisans
Türkçe
2019
Eğitim ve ÖğretimGazi ÜniversitesiGüzel Sanatlar Eğitimi Ana Bilim Dalı
PROF. ŞEYDA ÇİLDEN
- Seben (Bolu) yöresi armut genotiplerinin pomolojik ve morfolojik karekterizasyonu
Pomological and morphological characterization of pear genotypes in Seben (Bolu) region
SİNAN YAYLA
Yüksek Lisans
Türkçe
2019
ZiraatBolu Abant İzzet Baysal ÜniversitesiBahçe Bitkileri Ana Bilim Dalı
PROF. DR. FERHAD MURADOĞLU