Küçük ve orta boy işletmeler ve bölgesel kalkınma: Türkiye örneği
Small and medium size enterprises and regional development: The case of Turkey
- Tez No: 66811
- Danışmanlar: PROF. DR. FULİN BÖLEN
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Şehircilik ve Bölge Planlama, Urban and Regional Planning
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 1997
- Dil: Türkçe
- Üniversite: İstanbul Teknik Üniversitesi
- Enstitü: Fen Bilimleri Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Şehir ve Bölge Planlama Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 192
Özet
KÜÇÜK VE ORTA BOY İŞLETMELER VE BÖLGESEL KALKINMA: TÜRKİYE ÖRNEĞİ ÖZET Bu çalışmada Türkiye örneklemi üzerinde küçük ve orta boy işletmelerin (KOBİ) oluşumunda rol oynayan etkenlerin ortaya konulması hedeflenmiştir. Her ne kadar Türkiye için yeni gündeme girmiş ve oldukça popüler bir konu olsa da, dünya üzerinde gelişmiş ya da gelişmekte olan ülkeler arasında bir ayırım yapılmaksızın önemlerine dair yapılmış birçok çalışma, ekonomiye ve sosyal hayata katkılarını artırmak için geliştirilen belirli politikalar mevcuttur. öncelikle, KOBİ'lerin tanımı için dünya üzerinde genel olarak kabul edilen tek bir tanım yoktur. Hatta bazen bir ülkede farklı sektörler arasında bile farklı KOBİ tanımları geçerli olabilmektedir. Her ülkede kullanılan ölçüt, o ülkenin ekonomik gelişmişlik düzeyiyle yakından ilgilidir. Yapılan tanımlar KOBİ'lerin niteliksel ve niceliksel özelliklerine göre gruplanmasından ibarettir. Genel olarak kullanılan ölçüt ise çalışan kişi sayısı ve sermaye büyüklüğüdür. KOBİ'ler aslında üretim aşamalarının her döneminde mevcut olabilecek işletmelerdir. Fakat dünya üzerinde önemlerinin artmasına sebep olan gelişmeler 1970'lerden itibaren ortaya çıkmıştır. Bu dönemde yaşanan enerji fiyatlarındaki artışlar birçok büyük işletmenin kapanmasına yol açmış; devletin bu denli bir değişimi sübvanse edememesi ile o güne kadar süregelen sosyal refah devleti anlayışı sorgulanmaya başlanmıştır. Aslında o dönemde yaşanan krizin sebpleri olarak hızla artan teknolojik yenilikler, talepteki çeşitlenme gibi daha farklı birçok gelişmeden sözetmek mümkündür. Fakat önemli olan nokta o dönemde gelişmiş ülkeler arasında sadece ABD'nin bu yapıya uyum sağlamada diğer gelişmiş ülkelerden daha az oranda problem yaşamış olmasıdır. Bunun sebebi ise 1960'lardan sonra ABD'de KOBİ'lerle ilgili olarak kurumsal ve ekonomik düzeyde yapılan düzenlemeler ve politika düzeyinde geliştirilen yaklaşımlardır. ilk olarak 1979'da Amerikalı araştırmacı David Brich, ABD'de son dönemde istihdamda yaşanan gelişmelerin birçoğunun KOBİ'ler tarafından meydana getirildiğini saptamıştır. Her ne kadar daha sonraları onun tahminlerinin gerçek değerin üzerinde olduğu anlaşılmışsa da, bu konudaki ilk çalışmaları o başlatmıştır.Temel olarak KOBİ'lerin bu yeni sisteme uyum sağlamalarına olanak veren özellikleri şöyle sıralanabilir:.Esnek yapılarından dolayı kolaylıkla yeni durumlara adapte olabilir, en son yenilikleri hemen üretim sistemine katabilirler..Yönetim açısından daha yakın işçi-işveren ilişkisi ve daha fazla motive olmuş işçilerin varlığı sözkonusudur..İstihdamı etkileyici yönleri vardır..Yeni firmaların oluşumu yoluyla ekonomik ve sosyal hayata canlılık katarlar. Buna karşılık onların küçüklükleri diğer firmalara oranla birtakım dezavantajlar kazanmasına sebep olmaktadır. KOBİ'lerin başlıca dezavantajları şunlardır:.Yönetimsel açıdan yetersizlikleri..Finansman açısından yetersizlikleri..Danışmanlık ve teknik hizmetlerden faydalanmada karşılaşılan problemler..Yeterli araştırma ve pazarlama birimlerinin olmamasından kaynaklanan problemler. Yapılan çalışma neticesinde KOBİ'lerin ya kendi aralarındaki ilişkileri neticesinde ortaya çıkan ağlar (network), kümeler (cluster) ya da endüstriyel bölgeler (industrial districts) yoluyla ya da büyük firmalara taşeronluk (subcontracting) yaparak ekonomik ve sosyal sistem içinde varlıklarını sürdürebildikleri ve bölgesel kalkınmaya katkı sağlayabildikleri görülmüştür. Küçük firmalar arasında yatayda ilişkilerin yoğun olduğu sistem Avrupa'da görülürken, taşeronluk sistemi Doğu Asya ülkelerinde yaygındır. Ağ oluşumunda fiziksel mekandan bağımsız olarak firmalar ilişki kurarken; kümelerde sektörel ve mekansal olarak bir yığılma sözkonusudur. Sanayi bölgelerinde ise, kümelerin oluşumuna ilave olarak gerek kurumsal düzeyde gerekse bireysel ilişkiler açısından sosyal ilişkiler oldukça önemlidir. Bu yatay sistemde her firma bir konuda uzmanlaşmakta ve üretim sürecinin farklı aşamalarında görev almaktadırlar. Taşeronluk sisteminde ise, küçük firmalar büyük firmalar için belli üretimleri gerçekleştirmektedirler. Aslında her iki sistemde iki temel özellik göze çarpmaktadır: İş görme maliyetleri ve bireysel ilişkiler. Her ikisi de firmaların belli bir konuda uzmanlaşarak sürekli yeniliğe açık olmalarında yardımcı olmaktadır. KOBİ'ler belirtilen bu özellikleri sayesinde gerek bölgesel gerekse yerel kalkınmaya katkı sağlamaktadırlar. Bu katkı temel olarak iş oluşumu (business XIformation) ve istihdam sağlanması, yenilik, kırsal kalkınma, başlıkları altında gruplanabilir. İş oluşumu için öne sürülen 3 hipotez vardır: Büyük çeşitlenmiş yığılmalar (conurbations) daha yüksek firma oluşumuna sahiptir. Kırsal alanlarda da toplamda sayısal olarak az olsa da yüksek işi oluşum oranları vardır. Eski endüstriyel bölgelerde -madencilik, ağır sanayi gibi- daha düşük iş oluşum oranı vardır. İstihdam yaratımı açısından ise KOBİ'ler, kolaylıkla kuruldukları ve yöredeki işgücünü kullandıkları için önemlidirler. KOBİ'ler ve yenilik arasındaki ilişkide üç nokta önemlidir: Yeniliklerin kaynağı olarak, yenilikleri kullanmak ve yeniliklerin KOBİ'ler üzerindeki etkisi. Yenilikler iki grupta toplanabilir: ürün ve süreç yenileme. Yeniliklerin kullanıcısı olarak ise KOBİ'ler büyük firmalara göre biraz daha dezavantajlı bir durumdadır. Yapıları ve bünyelerinde sahip oldukları birimler sınırlı olduğu için, yenilikleri izlemeleri ve bunları satın alabilmeleri oldukça güçtür. Diğer yandan teknolojik gelişmeyle beraber artan yenilikler, birçok yeni firmanın doğmasına da sebep olmaktadır. Ürünlerde ve tüketim alışkanlıklarında meydana gelen değişmeler yeni bir iş alanı yaratmaktadır. Bu noktada, yeniliklerin olmasının yeni firmaların oluşumunu ne ölçüde etkilediği önem kazanmaktadır. KOBİ'ler yeniliğin 2 tütü olan ürün ve süreç yenilemede de önemli rolleri vardır. Kırsal kalkınma için bugüne kadar geliştirilen politikalar iki başlık altında değerlendirilebilir: Modernizasyon ve kırsal sanayileşme politikaları. Büyüme kutupları, kutuplar teorisi gibi farklı stratejilerin geliştirildiği modernizasyon politikaları ile kırsal alanlarda, şehirsel alanlara alternatif olarak sanayinin desantralizasyonun gerçekleştirilmesi hedeflenmiştir. Fakat kırsal üretime dayanan içsel süreçleri harekete geçirememesi bu politikanın en önemli dezavantajıdır. Kırsal sanayileşme politikalarında modernizasyondan farklı olarak KOBİ'ler bölgesel ekonomide tarımı tamamlayıcı bir rol üstlenmiştir. Teori, tarıma yapılan yatırımların ekonominin başka sektörlerini de harekete geçireceği temeline dayanır. Tarım dışı sektörler, tarımda meydana gelecek verimlilik ve gelir artışıyla ilişkili olarak bölge ekonomisinde önemli bir rol oynayabilirler. Fakat dışsal ilişkileri zayıf ve rekabet gücü olmayan bir kırsal sanayileşme politikasının günümüzün uluslarası pazarlarında pek bir değeri olmayacağı açıktır. Globalleşme, kalite ve rekabete dayalı esnek üretim sistemi yeni bir politikayı gerektirmektedir: Dışa dönük, uzmanlaşmış kırsal kalkınma. Temel olarak daha önce değinilen kümeler ya da sanayi bölgeleri ile taşeronluk sistemine dayanan bu yeni politikada firmalar, dolayısıyla da yerleşmeler arası ilişki ve iletişim olanakları XIIoldukça önemlidir. İleri iletişim (advanced communications) olanaklarının fiziksel mekana olan bağlılığı kaldırmasıyla pazarlar ve yerleşmeler arası ilişkiler yoğunlaşarak dengeli bölgesel kalkınmayı gerçekleştirilebilir kılmaktadır. KOBİ'lerin ileri iletişim olanakları sayesinde yerleşmelerin yerel karakterini bozmadan uluslararası düzeyde rekabet edebilecek ürünlerin üretimine olanak verdiği birçok örnek ilgili literatürde mevcuttur. KOBİ'lerin gelişmesi ekonomik açıdan olduğu kadar sosyal açıdan da önemlidir. Yani toplumdaki girişimcilik anlayışı ve ülkenin idari, sosyal ve ekonomik özellikleri KOBİ'lerin oluşumunda belirleyici role sahiptir. KOBİ'lerin teşvik edilmesinde temel 2 yaklaşım sözkonusudur: politika ve proje bazlı yaklaşım. Temel olarak her ikisinin de farklı özellikleri ve faydaları vardır. KOBİ'lerin gelişimini teşvik etmeyi amaçlayan politikalar genel olarak onların belirtilen zayıf yönlerini güçlendirmeyi amaçlar. Bu açıdan politikalar finansman, danışmanlık ve eğitim, teknoloji transferi, özel sektör ve gönüllü kuruluşlar ile yerel bazda geliştirilen insiyatifler olarak gruplanabilir. Finansman açısından kredilerin sağlanması en temel politikadır. Fakat KOBİ'ler teminat bulma ve yüksek faiz oranları yüzünden finansal kurumlardan hedeflendiği oranda fayda sağlayamamaktadırlar ve kendi kaynaklarını kullanmayı tercih etmektedirler. Fakat yerel bankaların KOBİ'lerin gelişimi üzerinde oldukça önemli katkılar sağladığı örnerkler de vardır. Böyle bir yapıya sahip ülkelerden biri olan italya'da banka ve KOBİ işbirliğini sağlayan en önemli etken, yerel ilişkilere verilen önemdir. Merkezi sistemle çalışan ve yöredeki girişimcilerin özelliklerinin bilinmediğ bir yapıda böyle bir ilişkinin sağlanması oldukça zordur. Danışmanlık ve eğitim servisleri genelde devlet kuruluşları tarafından sağlansa da özel sektörün, özellikle de ticaret ve sanayi odalarının katılımı oldukça önemlidir. Girişimcilerin güveninin kazanılarak bu tip hizmetlere katılımının sağlanmasında özel sektörün katılımı sağlanmalıdır. Ticaret ve sanayi odaları ise kendi üyelerinin sorun ve isteklerini en iyi bilecek kuruluşlar olarak dikkate alınmalıdır. Teknoloji transferi lisans anlaşmaları, ortak girişimler vb. yollarla yapılabileceği gibi bireysel ilişkiler ya da taşeronluk sistemiyle de yapılabilir. Ayrıca uluslararası birçok gönüllü kuruluş da bu konuda KOBİ'lere yardımcı olmaktadır. Görüldüğü üzere belirtilen tüm politikaların belirlenmesinde ve uygulanmasında özel sektörün katılımı oldukça önemlidir. Bu bağlamda, çalışmada KOBİ'lerin Türkiye imalat sanayi içindeki yerleri ve onların gelişimini etkileyen faktörler incelenmiştir. Türkiye'de çok küçük (mikro) X111işletmeler sayı olarak %95'lere varan bir oranı teşkil ediyorsa da, onların istihdam ve katma değerdeki payları oldukça düşüktür. Geliştirilen politikalar ise arz merkezli olup özel sektör katılımı yok denecek kadar azdır. Ampirik çalışmada korelasyon ve regresyon analizleriyle 1985 ve 1992 yılları arasında imalat sanayinde yeni firma oluşumu incelenmiştir. Yeni firma oluşum oranı hesaplanmasında literatürde birkaç farklı metod varsa da, çalışmada bu oran yeni firma sayısının toplam ve aktif nüfusa bölünmesiyle hesaplanmıştır. Yeni firma oluşum oranının fiziksel mekanla ilişkilendirilmesi neticesinde ülke genelinde bu oranın negatif, fakat Akdeniz'den başlayıp İç Anadolu üzerinden Karadeniz'e ulaşan aks üzerinde pozitif olduğu sptanmıştır. Bu aks yanında diğer tali akslar da vardır: Marmara Bölgesi'nde Tekirdağ, İstanbul ve Kocaeli aksı ile, Ege'de İzmir, Uşak ve Denizli aksı. Yapılan istatistiksel analizlerde, toplam firmalar yanında 10 kişiden az istihdamı olan çok küçük firmaların yerseçimini belirleyen faktörler araştırılmıştır. Çalışma neticesinde imalat sanayindeki firmaların oluşumunda temel olarak illerdeki gelir artış düzeyinin, nüfusun, 50'den küçük ve 500'den büyük firmaların istihdam paylarının, kişi başına verilen yatırım teşvik değerinin pozitif; bir sektörde yoğunlaşmanın ise negatif etkili olduğu görülmüştür. Her ne kadar anlamlılık düzeyleri yüksekse de bu değişkenlerin toplam varyasyonu açıklayabilme gücü %35'ler civarındadır. Bu ise başka gelişmelerin bu oluşumun üzerinde etkili olduğunu göstermektedir. Yeni firma oluşumunu etkileyen bölgesel karakteristikleri belirlemek amacıyla regresyon denkleminde yer alan ya da yüksek korelasyona sahip değişkenlerin fiziksel mekan üzerinde analizi yapılmıştır. Sonuç olarak, Türkiye'de yeni firma oluşumu negatif olmasının yanında yerel koşullardan ziyade başka faktörlerle ilişkilidir. Bu konuda yapılan diğer çalışmalar ekonomideki dengesizliklerin KOBİ'ler üzerinde çok olumsuz etkileri olduğunu göstermiştir. Bu yüzden ekonomik dengenin kurularak belirli poltikalar geliştirilmesi sağlıklı bir KOBİ yapısı için temel koşullardır. Fakat geliştirilecek politikalarda özel sektörün katılımı ve bu politikaların birbiriyle entegre olacak şekilde uygulanması gerekmektedir. KOBİ'leri birimler halinde ele alan politika ve uygulamalardan vazgeçilerek tüm uygulamaların eşgüdümlü hale getirlmesi gerekmektedir. ileri araştırma konusu olarak çalışmada gözardı edilen sanayiler arasındaki farklılıkların dikkate alınarak benzeri analizlerin yapılması önerilebileceği gibi dünya üzerinde servis sektörünün oynadığı rolle ilişkili olarak benzer çalışmaların bu sektör için de yapılması oldukça önemlidir. XIV
Özet (Çeviri)
SUMMARY After the 1970s small and medium size enterprises (SMEs) have been an important tool for economic development in terms of the introduction of flexible production system. However, the adoption of this system that is based on continuous innovation (Japanese kaizen system) and more participation of multi- skilled workers at each production process is difficult to achieve for large enterprises, putting forward SMEs globally due to their flexibility in size and operations. In this context, the aim of this study is to determine the role of SMEs in the Turkish manufacturing industry. This is associated with the intention to find the determinants of new firm formation by correlation and regression analysis between 1985 and 1992. The firm formation rate is obtained by the normalization of number of new firms to both active and resident population. Mainly the data used is gathered from the State Institute of Statistics at the provincial level. To achieve this aim, firstly the nature of SMEs has been given including their advantages and disadvantages that increased their importance in the economy. Their contributions to regional development and policies to promote them are discussed in a detailed way. It has been concluded that the new firm formation in the Turkish manufacturing industry is negative in most parts of the country. This is the result of a smaller increase in the number of new firms and a higher increase in population. The regions having positive firm formation rates are on an axis and this formation is related to other factors rather than local conditions. By standing for the other studies, economic instability can be the most striking influential factor on the firm formation. XV
Benzer Tezler
- Organize sanayi bölgeleri ve Tokat Organize Sanayi Bölgesi uygulaması
Organized industrial areas and Tokat organized industrial area activities
AHMET ALPAT
- Türkiye'de KOBİ'lerin Avrupa Topluluğuna uyumlaştırılması aşamasında finansman sorunları ve çözüm önerileri
Turkish small and medium enterprises financial problems and adaption with European Community
MEHMET AKİF DENİZ
- KOBİ'lerin bölgesel kalkınma üzerine etkileri: Van ili üzerine bir uygulama
The impacts of smes on regional development: The case study of Van
ZAFER KANBEROĞLU
- Bölgesel kalkınmada küçük ve orta ölçekli işletmelerin (KOBİ'lerin) rolü ve Göller bölgesi örneği
Başlık çevirisi yok
MUSA TÜRKOĞLU
- Bölgesel kalkınmada kalkınma ajanslarının rolü : Trakya bölgesine olası etkileri
Role of the development agencies on regional development: Possible effects on Trakya region.
ALİ YILMAZ