Geri Dön

Allerjik rinit ve nonallerjik rinopatili hastaların tanısında histamin H1/H4reseptör oranları ve IL31 düzeyi ile ilişkisi.

Investigation of diagnostic value of H1/H4 receptor ratios in patients withallergic rhinitis and nonallergic rhinopathy and its association with IL31 levels

  1. Tez No: 677314
  2. Yazar: İLKAY KOCA KALKAN
  3. Danışmanlar: PROF. DR. AYŞE FÜSUN KALPAKLIOĞLU
  4. Tez Türü: Tıpta Yan Dal Uzmanlık
  5. Konular: Allerji ve İmmünoloji, Allergy and Immunology
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2013
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Kırıkkale Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: İmmünoloji Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: İmmünoloji ve Allerji Bilim Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 140

Özet

GiriĢ: Rinit burnu döşeyen mukozanın inflamasyonu olarak tanımlanır ve etyolojik olarak Allerjik Rinit (AR) ve Nonallerjik Rinopatili (NAR) olarak 2 tipte incelenir. Bu çalışmanın amacı;“ AR ve NAR‟li hastaların nazal mukozasında histamin 1 reseptör (H1R) ve histamin 4 reseptör (H4R) varlığının ve oranlarının hastalığın patofizyolojisinde ve ayırıcı tanısında yeri olabileceği, H4R aktivasyonunun sonucu olarak arttığı öne sürülen nazal IL31 düzeyinin rinitli hastalarda hastalık aktivasyon belirteci olarak kullanılabileceği”hipotezini test etmektir. Yöntem: Dermatophagoides pteronyssinus duyarlı AR (15), NAR (15) ve sağlıklı gönüllülerden (15) oluşan toplam 45 kişi çalışmaya alındı. Hastaların anamnezleri alınıp, fizik muayeneleri yapıldıktan sonra D.pteronyssinus antijeni ile nazal provokasyon testi (NPT) yapıldı. Katılımcıların test öncesi ve sonrası semptom skorları, nazal inspiratuvar tepe akımı (NIPF) ve akustik rinometre ölçümleri, nazal lavaj (IL-31) ve nazal kazıntı (İmmünhistokimya: H4R ve H1R) örnekleri değerlendirildi. Bulgular: Nazal provokasyon testi, tüm AR‟lilerde ve NAR‟li grubun %80‟ninde (12/15) pozitif sonuçlanırken, kontrol grubunda pozitiflik izlenmedi. H1R ve H4R ile yapılan immünhistokimyasal boyamalarda reseptör pozitifliği açısından NPT öncesi ve 24 saat sonrasında gruplar arasında oran ve yoğunluk açısından değerlendirildiğinde AR grubunda provokasyon sonrası H4R düzeyinde NAR ve kontrol grubuna göre anlamlı yükseklik saptandı (p=0.04). NPT sonrası değişikliklere baktığımızda H1R ve H4R boyanan hücre sayısındaki artış AR hastalarında ve H4R‟lerindeki artış NAR hastalarında izlendi, ancak sadece AR grubunda diğer gruplara göre H4R boyanan hücre sayısında istatistiki anlamda artış mevcuttu (p=0.002). Olgular nazal provokasyon testi sonucuna göre (+) veya (-) diye gruplandırılarak, H1R ve H4R‟ün başlangıçta ve 24. saatte boyanma oranları gruplara göre karşılaştırıldı. Buna göre, sadece H4R‟ün 24. saatteki boyanma oranı, NPT‟si (+) olan olgularda (-) olanlara göre anlamlı derecede yüksek tespit edildi (p=0.03). IL31 AR grubunda test öncesi ve 24 saat sonrasında diğer gruplardan istatistiksel fark olmaksızın daha yüksekti (sırasıyla, p=0.45 ve p=0.78). Grup içi vii değişiklikler değerlendirildiğinde IL31 düzeyi her 3 grupta da test öncesi değerlere göre düşüktü ve bu düşüş AR ve kontrol grubunda istatistiksel anlamlılığa ulaştı (sırasıyla, p=0.009 ve p=0.01). Sonuç: H4R düzeyinin nazal provakasyon testi sonrasında hem AR‟li hem de NPT (+) olan hastalarda anlamlı düzeyde yüksek tespit edilmiş olması, IgE aracılı mekanizmada H4R‟ün AR patofizyolojisindeki önemini ortaya koymaktadır

Özet (Çeviri)

Background: Rhinitis is defined as an inflammation of the lining of the nose. From an etiologic point of view, rhinitis has two forms; allergic rhinitis (AR) and nonallergic rhinopathy (NAR). The aim of our work is to test the hypothesis that“The presence and expression of histamine 1 receptor (H1R) and histamine 4 receptor (H4R) in nasal mucosa and nasal levels of IL31 have a role in AR and NAR pathophysiology and can be used in differential diagnosis”. Method: A total of 45 participants were assessed: 15 patients with AR with positive skin prick test to Dermatophagoides pteronyssinus, 15 patients with NAR and 15 healthy volunteers. Clinical histories of the patients were taken and physical examinations were done. Nasal provocation test (NPT) with D. pteronyssinus was assessed in terms of pre-post parameters including nasal symptom scores, visual analog scale (VAS), nasal inspiratory peak flow (NIPF), nasal acustic rhinometry, nasal lavage (IL31) and nasal scrubbing were performed (for immunocytochemistry painting of H1R and H4R). Result: In AR group all 15 patients, in NAR group 80% (12/15) and in control group none of the participants had a positive NPT. Immunohistochemical staining before and 24 hour after NPT for H1R and H4R showed that after NPT AR group had significantly higher H4R expression than other two groups (p=0.04). But within groups, in AR group both H1R and H4R and in NAR group H4R were increased, but this enhancement reached significance only in AR group for H4R (p=0.002). When cases were classified by their NPT responses, H4R was expressed at higher levels in NPT (+) group at the 24th hour of the test (p=0.03). IL31 was higher in AR group before and after NPT, with no statistical significance (p=0.45 and p=0.78, respectively). When intragroup changes were evaluated, IL31 levels were lower after NPT in all groups; however the values reached significance only in AR and control groups (p=0.009 and p=0.01, respectively). Conclusion: Histamine H4 receptor levels were found to be higher after nasal provocation test in both AR and NPT (+) patients. These findings reveal the importance of the histamine H4R in IgE mediated mechanism in pathophysiology of AR.

Benzer Tezler

  1. Çocukluk çağında allerjik rinit ve santral obezite ilişkisinin değerlendirilmesi

    Evaluation of the relationship between allergic rhinitis and central obesity in children

    MELİKE AKYÜZ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2021

    Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıSelçuk Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. HASİBE ARTAÇ

  2. Allerjik rinitli ve lokal allerjik rinitli hastaların karşılaştırılmasında serum leptin, adiponektin ve eozinofil katyonik protein düzeyleri

    The comparison of serum leptin, adiponectin and eosinophil cationic protein levels in patients with local allergic rhinitis and allergic rhinitis

    EMEL ATAYIK

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2013

    Allerji ve İmmünolojiCumhuriyet Üniversitesi

    Göğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ÖZNUR ABADOĞLU

  3. Alerji deri testinde duyarlılığı olmayan rinitli hastaların değerlendirilmesi

    Evaluation of patients with rhinitis without sensitivity in skin prick test

    HANDAN DUMAN ŞENOL

    Tıpta Yan Dal Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2012

    Allerji ve İmmünolojiSağlık Bakanlığı

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. İLKNUR BOSTANCI

    DOÇ. DR. SERAP ÖZMEN

  4. Alerjik ve nonalerjik riinitli hastalarda uyku apne sendromuna yatkınlığın, yaşam ve uyku kalitesinin değerlendirlmesi

    Life and sleep quality evaulation and sleep apnea tendency assesment in patients with allergic and non allergic rhinitis

    NEVİN AY GÜNEY

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2011

    Allerji ve İmmünolojiUludağ Üniversitesi

    Göğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. DANE EDİGER

  5. Efüzyonlu otitis media'nın eşlik ettiği perinneal alerjik rinit ve non-allerjik rinit eozinofilik sendrom(nares)'lu hastaların beslenmesinden şeker, süt ve transyağ asitlerinin kesilmesinin serum interlökin(IL-4) ve interlökin(IL-31) düzeylerine etkisi

    The effect of restriction of diet sugar, milk and trans fatty acids intake on serum IL-4 and IL-31 levels in patient's with,effusion otitis media accompanied by perinneal allergic rhinitis and nonallergic rhinitis with eoiniphilic syndrom

    ŞEHRİ BURCU ÖZTÜRK

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2018

    Kulak Burun ve Boğazİstanbul Üniversitesi

    Kulak Burun Boğaz Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. SALİH ÇANAKÇIOĞLU