Depresif bozuklukta repetetif transkraniyal manyetik uyarım (RTMU) tedavisine yanıt açısından öngörücü (prediktif) etkenlerin araştırılması
Investigation of predictive factors in response to repetetive transcranial magnetic stimulation (RTMS) therapy in depressive disorder
- Tez No: 693679
- Danışmanlar: DOÇ. DR. MUSTAFA MEHMET ERYILMAZ, DR. ÖĞR. ÜYESİ BUKET CİNEMRE
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Psikiyatri, Psychiatry
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2021
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Akdeniz Üniversitesi
- Enstitü: Tıp Fakültesi
- Ana Bilim Dalı: Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 109
Özet
Amaç: Depresif bozukluk (MDB) yaygınlığı her geçen yıl giderek artan; kişide hemen her alanda yüksek düzeyde işlevsellik kaybına yol açan bir ruhsal hastalıktır. Tedaviye dirençli depresyon tedavisinde öne çıkan seçeneklerden bir tanesi nöromodülatör bir yöntem olan Repetetif Transkraniyal Manyetik Uyarımdır (rTMU). Kişiselleştirilmiş tıp yaklaşımı ise son yıllarda psikiyatri alanında önem kazanmaya başlamıştır. Bu bağlamda çeşitli tedavi yöntemleriyle ulaşılan etkinlik düzeylerinin her bir psikiyatrik hastalık ve hasta için klinik ve biyolojik öngörücülerini belirlemek her geçen gün daha fala önem kazanmaktadır. Çalışmamızda depresyonun rTMU ile tedavisinde remisyon açısından farklı demografik ve klinik özelliklerin ne düzeyde öngörücü nitelikte olduğu retrospektif bir yaklaşımla incelenmesi amaçlanmıştır. Yöntem: Akdeniz Üniversitesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilimdalı Transkraniyal Magnetik Uyarım(TMU) Polikliniği'ne 01 Şubat 2019- 01 Haziran 2020 tarihleri arasında başvuran, DSM-5 tanı ölçütlerine göre depresif bozukluk tanısı ile rTMU tedavisi uygulanan hastalar çalışmaya alınmıştır (N=120). Bu hastalar, yeterli süre ve dozda uygulanmasına rağmen en az bir antidepresan ilaç tedavisine yeterli yanıt alınmadığı için TMU tedavisine yönlendirilmiştir. Çalışmada en az 20 seans rTMU tedavisini tamamlanmış olan hastalara ait tıbbi kayıtlardan elde edilen klinik ve demografik özelliklerin remisyona girme ile ikişkisi araştırılmıştır. Bunun için hastalar remisyona girenler ve girmeyenler olarak iki grtuba ayrılarak sözü edilen özellikler açısından karşılaştırıldıktan sonra oluşturulan regresyon analiz modeliyle remisyon açısından hangi özelliklerin en yüksek yordayıcılığa sahip olduğu analiz edilmiştir. Sonuçlar: TMU tedavisi almış olan depresyon hastalarında remisyona girmeyi öngörücü faktörlerin araştırıldığı bu çalışmada tedavi öncesinde depresyonun şiddetli olmasının remisyona girme olasılığını azaltığı, tedavinin ikinci haftasında depresyon şiddetindegözlenen azalmanın remisyona girme olasılığını arttırdığı gözlenmiştir. Tartışma ve sonuç: Bu bulgular kişiselleştirilmiş psikiyatride kişiselleştirilmiş tıp uygulamaları açısından önemli olabilir. Zira; remisyonu öngörücü özelliklerin bilinmesi TMU tedavisine uygun hastanın seçilmesi ve tedavi sürecinde erken dönemde tedavi etkinliğinin önceden kestirilebilmesi gibi önemli avantajlar sağlayabilir.
Özet (Çeviri)
Objective: The prevalence of depressive disorder (MDD) is increasing with each passing year; it is a mental illness that causes a high level of loss of functionality in almost every area of the person. One of the prominent options in the treatment of treatment-resistant depression is Repetitive Transcranial Magnetic Stimulation (rTMS), which is a neuromodulatory method. Personalized medicine approach has gained importance in the field of psychiatry in recent years. In this context, it becomes more and more important to determine the clinical and biological predictors of the efficacy levels achieved by various treatment methods for each psychiatric disease and patient. In our study, we aimed to examine, with a retrospective approach, to what extent different demographic and clinical features are predictive of remission in the treatment of depression with rTMS. Method: Patients who applied to the Transcranial Magnetic Stimulation (TMS) Polyclinic of the Department of Mental Health and Diseases of Akdeniz University between February 01, 2019 and June 01, 2020, who were diagnosed with depressive disorder according to DSM-5 diagnostic criteria and were treated with rTMS, were included in the study (n=120). These patients were referred to TMS treatment because they did not respond adequately to at least one antidepressant drug treatment despite being administered for a sufficient duration and dose. In the study, clinical and demographic characteristics obtained from the medical records of patients who completed at least 20 sessions of rTMS treatment with remission were investigated. For this purpose, the patients were divided into two groups as those in remission and not in remission, and after comparing them in terms of the mentioned characteristics, predictors of remission were analyzed with a regression analysis model. Discussion and conclusion: These findings may be important for personalized medicine applications in personalized psychiatry. Knowing the predictive features of remission may provide important advantages such as selecting the appropriate patient for TMS treatment and predicting the effectiveness of treatment early in the treatment process. In order to confirm the accuracy of all these results, comparative studies with larger samples and longitudinal follow-up are needed.
Benzer Tezler
- Major depresyonda tekrarlayıcı transkranyal manyetik uyarım tedavisi'nin bilişsel çarpıtmalar üzerine etkisi
Effects of repetetive transcranial magnetic stimulation on cognitive distortions in major depression
İSA KUMLU
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2019
PsikiyatriAnkara ÜniversitesiRuh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. OĞUZ ERKAN BERKSUN
- Tedaviye dirençli major depresif bozuklukta serum Zonulin,Claudin-5, I-FABPp düzeylerinin rTMS öncesi ve sonrası değerlendirilmesi
Evaluation of serum Zonulin, Claudin-5, I-FABP levels before and after rTMS in treatment-resistant major depressive disorder
EMİNE BEYZA BİLGİN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2024
PsikiyatriGaziantep ÜniversitesiRuh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. BAHADIR DEMİR
- Mehmet Akif Ersoy Göğüs Kalp Damar Cerrahisi Eğitim Araştırma Hastanesi'nde yatarak tedavi gören çocuk hastaların annelerinde travma sonrası stres bozukluğu ve majör depresif bozukluk
Post traumatic stress disorder and major deppressive disorder in mothers of inpatient children at Mehmet Akif Ersoy Cardiothoracic Surgery Training Research Hospital
ESRA ÇAKI
Yüksek Lisans
Türkçe
2020
Psikolojiİstanbul Gelişim ÜniversitesiPsikoloji Ana Bilim Dalı
PROF. DR. EMİNE ZİNNUR KILIÇ
- Bipolar bozukluk ve psikotik bozukluk erken dönemde aile odaklı terapinin etkilerinin incelenmesi
Investigation of the effects of family-focused therapy in the early period of bipolar disorder and psychotic disorder
TEVHİDE EKİN SÜT
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2023
PsikiyatriDokuz Eylül ÜniversitesiÇocuk Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. FATMA NESLİHAN İNAL
PROF. DR. İBRAHİM EMRE BORA
- Depresif bozuklukta intihar davranışını öngörmede ses analizi incelenmesi
Examination of speech analysis to predict suicidal behavior in depression
SENA YÜNDEN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2024
PsikiyatriNecmettin Erbakan ÜniversitesiRuh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. MEHMET AK