Uzun dönem rektum kanseri radyoterapisinde kemik iliği dozlarının farklı tedavi teknikleriyle karşılaştırılması
Dosimetric comparison of bone marrow doses with different treatment techniques in long term rectal cancer radiotherapy
- Tez No: 696763
- Danışmanlar: DR. ÖĞR. ÜYESİ NAZMİYE DÖNMEZ KESEN
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Fizik ve Fizik Mühendisliği, Onkoloji, Radyasyon Onkolojisi, Physics and Physics Engineering, Oncology, Radiation Oncology
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2021
- Dil: Türkçe
- Üniversite: İstanbul Üniversitesi
- Enstitü: Sağlık Bilimleri Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Onkoloji Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 95
Özet
Kolorektal kanserler dünyada ve ülkemizde en sık görülen kanserler arasındadır. Lokal ileri rektum kanserinin standart tedavi şekli preoperatif kemoradyoterapi ardından cerrahidir. Fakat, kemoradyoterapinin yan etkisi miyolesüpresyon hematolojik toksiteye neden olmaktadır. Hematolojik toksitite tedaviyi kesintiye uğratabilmekte, tedavi süresini uzatabilmekte ve tedavinin başarısız olmasına neden olabilmektedir. Kemoradyoterapi sonrası başarılı bir cerrahi operasyon geçirebilmesi ve cerrahi sonrası hematolojik komplikasyon riskinin azaltılması adına hematolojik toksititenin azaltılması önemlidir. İnsan vücudunda en önemli hematolojik yapı olan kemik iliği radyasyona karşı aşırı duyarlıdır. Rektum kanseri radyoterapisinde ışınlanacak hedef hacmin komşuluğunda bulunan pelvik kemik iliklerinin aldığı dozlar, hastalarda tedavi sonrası oluşabilecek hematolojik komplikasyonları azaltmak adına büyük önem taşımaktadır. Günümüzde rektum kanseri radyoterapisinde genellikle YART (Yoğunluk Ayarlı Radyoterapi) ve YAAT (Yoğunluk Ayarlı Ark Terapi) teknikleri kullanılmaktadır. Kemik iliği oluşturulan planlarda genellikle plan optimizasyonuna katılmamaktadır. YART ve YAAT teknikleri ile konvansiyonel tekniklere kıyasla hedef hacimde daha konformal bir doz dağılımı sağlanırken riskli organların daha iyi korunabildiği bilinmektedir. Çalışmamızda 100 rektum kanseri hastasının YART ve YAAT teknikleri (7 alan YART ve 2 ark YAAT) ile tedavi planları oluşturulmuştur. Hedef hacmin (PTV) %95'inin 45 Gy doz alması hedeflenmiştir. Oluşturulan planlarda PTV, Pelvik kemik iliği (PKİ) ve alt bölümlerinin (Sakrum, Koksal, Pubis Simfizis) dozları araştırılacaktır. Çalışmanın sonucunda YAAT tekniği ile YART tekniğine kıyasla anlamlı bir şekilde daha düşük PKİ dozları elde edilmiştir.Tedavi sürelerinin daha az olması da dikkate alındığında YAAT tekniğinin rektum kanserinde tercih edilebilir olduğu görülmektedir. Rektum kanseri ışınlamalarında hangi teknik tercih edilirse edilsin (YART veya YAAT) pelvik kemik yapılarının tedavi optimizasyonuna katılması(özellikle aktif kısımları) tedavi sonrası oluşabilecek hematolojik risklerin azalmasını sağlayacaktır.
Özet (Çeviri)
Colorectal cancers are among the most common cancers in the world. Recently, preoperative concurrent chemoradiotherapy(CRT) followed by mesorectal excision has been standart treatment for local advanced rectal cancers(LARC). However, the side effect of CRT is myelosuppression which causes hematologic toxicity(HT).HT can interrupt cancer treatments, increase overall treatment time, and cause treatment failure.In order to have a successful surgical operation and to reduce the risk of post hematological complications, reducing of HT is important. Bone marrow, which is the most important hematological structure in the human, is extremely sensitive to radiation.In order to reduce hematological complications, the doses bone marrow(BM) are significant.Recently, IMRT and VMAT have been commonly used to treat patients with rectal cancer.However, BM was generally not used as avoidance organ and not included in reverse planning in IMRT or VMAT. In this study, dose prescription to the target volume (PTV) is 45 Gy (1.8Gy per fraction). Treatments plans of 100 rectal cancer patients will be created with IMRT and VMAT radiotherapy techniques (7-field-IMRT and 2 arc VMAT), and the doses of PTV, Pelvic bone marrow(PBM) and subsections (Sacrum BM, Coxal BM, Pubis Symphysis BM) will be investigated. As a result, the lower PBM(Pelvic BM) doses were obtained with the VMAT techique. Considering the shorter treatment time, it seems that the VMAT technique is preferable in rectal cancer radiotherapy. Whichever techique is chosen in rectal cancer radiotherapy (IMRT or VMAT), the inclusion of the BM structures to treatment plan optimization will reduce hematological risks that may occur later.
Benzer Tezler
- Ekstralevator apr ile standart APR'nin uzun dönem sağkalım, intraoperatif perforasyon, çevresel rezeksiyon sınırı ve çıkarılan lenf nodu sayısı açısından karşılaştırılması
Başlık çevirisi yok
ULVI MAJIDLI
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2023
Genel CerrahiAnkara ÜniversitesiGenel Cerrahi Ana Bilim Dalı
PROF. DR. İSKENDER ALAÇAYIR
- Lokal ileri rektum kanserinde neoadjuvan kemoradyoterapiye yanıt :Pamukkale üniversitesi deneyimi
Response to neoadjuvant chemoradiation in locally advanced rectal cancer: Pamukkale University experience
GÜLNUR KAYNAR ÜNAL
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2012
Genel CerrahiPamukkale ÜniversitesiGenel Cerrahi Ana Bilim Dalı
PROF. DR. UĞUR SUNGURTEKİN
- Rektum kanserli hastalarda ameliyat öncesi ve sonrası yaşam kalitesinin değerlendirilmesi
Evaluation of the quality of life before and after the operation in rectal cancer patients
HAYDAR CELASİN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2004
Genel CerrahiAnkara ÜniversitesiGenel Cerrahi Ana Bilim Dalı
DOÇ.DR. AYHAN KUZU
- Rektal karsinomda neoadjuvan kemoradyoterapi öncesi ve sonrası tedaviye yanıtın değerlendirilmesinde difüzyon ağırlıklı mrg'de difüzyon katsayısının rolü
The role of apparent diffusion coefficient measurement in assessment of rectal cancer response before and after neoadjuvant chemoradiotherapy
DINARA MAMEDOVA
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2017
Radyoloji ve Nükleer TıpSağlık Bilimleri ÜniversitesiRadyoloji Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. DENİZ SÖZMEN CILIZ
- Rektum kanserinde neoadjuvan kemoradyoterapi ve prognoza etkileri
The role of neoadjuvan chemoradiotheraphy at the treatment of rectal cancer and it's effect on the prognosis
MUSTAFA TAHİR ÖZER