Geri Dön

Kızılay arşiv belgelerine göre İkinci Dünya Savaşı'nda Türk Kızılayı'nın yabancı savaş esirlerine yaptığı yardım faaliyetleri

According to the Kızılay archive documents, the help activities of the Turkish Red Crescent to the foreign prisoner of war in the Second World War

  1. Tez No: 724681
  2. Yazar: ÖZLEM KILINÇÇEKER
  3. Danışmanlar: DR. ÖĞR. ÜYESİ SELAHADDİN GÖK
  4. Tez Türü: Doktora
  5. Konular: Kamu Yönetimi, Tarih, Public Administration, History
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2022
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Adıyaman Üniversitesi
  10. Enstitü: Lisansüstü Eğitim Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Tarih Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 330

Özet

Türk Kızılayı, Osmanlı İmparatorluğu'nun en zor dönemlerinde kurulmuş, 154 yıllık geçmişe sahip bir yardım kurumudur. Cemiyet, 1868 yılında sadece savaşlarda yaralanan askerlere yardım için kurulmuş olsa da uluslararası misyonuyla temelde çağın şartlarına uygun olarak tüm insanlığa karşılıksız yardım ilkesini benimsemiştir. Bu bağlamda savaşta ve barışta ayrım gözetmeksizin insan hayatını ve sağlığını korumayı ilke edinmiştir. Aynı zamanda sevgi, saygı ve iş birliği içerisinde çalışmalarını yürüten bu yönüyle de evrensel bir kuruluştur. Türkiye Kızılay Cemiyeti gerek Osmanlı'da gerek Cumhuriyet döneminde savaşların sebep olduğu ekonomik zorluklar sonunda meydana gelen salgın hastalıkların tedavisinde en çok ihtiyaç duyulan yerlerde imdat heyetleri oluşturmuş, hastane ve dispanserler açmıştır. Örnek olarak 1935-1947 yılları arasında meydana gelen doğal afetlerde binlerce insanın hayatını kaybettiği ve binlercesinin de mağdur olduğu anlarda muhtaçların yardımına koşmuştur. Bu kapsamda açtığı seyyar ve daimî hastaneler, aşevleri, düşkünler yurdu ve sanatsal faaliyetleriyle“yurtta barış dünyada barış”çerçevesinde“kara gün dostu”olarak günümüze kadar bu bilinçle çalışmalarına devam etmektedir. Aynı zamanda hem Birinci Dünya Savaşı hem de İkinci Dünya Savaşı'nda yardıma ihtiyacı olan farklı cephelerde esir düşmüş, asker ve sivillere vatandaşı oldukları devletlere bakılmaksızın tarafsız bir politikayla gıda maddeleri ve sağlık malzemelerinin gönderilmesi için de önemli çalışmalar yapmıştır. Türkiye Kızılay Cemiyeti, İkinci Dünya Savaşı yıllarında Türkiye gibi savaş yanlısı olmayan devletlerin durumlarını korumak için askeri ve ekonomik alanda seferberlik ilan ettikleri zamanlarda da her konuda devletin yardım eli olmuştur. Türk Hükümeti, savaş yıllarında ekonomik sıkıntılar sebebiyle halktan aldığı yardımları toplama görevini de Türkiye Kızılay Cemiyeti aracılığı ile sürdürmüştür. Cemiyet bu bağlamda pek çok yardım kampanyasında aktif görev almıştır. Bu yardım kampanyalarından birisi de 1940-1943 yılları arasında Türk askerlerine ve ailelerine ihtiyaç duydukları yardımları toplama işidir. Türkiye Kızılay Cemiyet, İkinci Dünya Savaşı süresince Türkiye'de bulunan Avrupalı devletlerin temsilciliklerinin talepleri üzerine Türk Hükümeti'nin izniyle Cenevre Sözleşmesi'nin 38. maddesi gereğince yabancı savaş esirlerine mektup, para, eşya ve posta kolilerinin gönderilmesinde önemli rol oynamıştır. Bu kapsamda belirli miktarlarda hazırlanan gıda maddeleri, önceden künyesi ve adresleri belirlenen esirlerin olduğu listeler ışığında Almanya ve İtalya'daki esir kamplarına gönderilmiştir. Türkiye Kızılay Cemiyeti'nin, İkinci Dünya Savaşı yıllarında Türkiye'de yaşanılan zorluk ve olumsuzluklara rağmen yaptığı bir başka insani yardım ise; Cenevre Sözleşmesi'nin 68. maddesi kapsamında 1942-1943 yıllarında Türk Hükümeti'nin izniyle Afrika'da savaşan ülkelerin aralarında yaralı, hasta ve malul durumdaki Alman, İtalyan ve İngiliz savaş esirlerinin İzmir ve Mersin Limanlarındaki esir değişimi çalışmasıdır. Türk karasularında beş kez yapılan bu mübadelelerde Cemiyet hem değişimi koordine etmiş hem de ihtiyaç anında hastane ve dispanserlerinde esirlerin tedavilerini yapmıştır. Ayrıca posta hizmetleri, yiyecek, içecek ve barınma gereksinimlerini de karşılamıştır. Savaş esirlerine mevsime uygun hediyeler dağıtılarak en uygun şartlarda ülkelerinin yetkililerine teslim edilmelerine aracılık etmiştir. Bu doktora tez çalışmasında Kızılay Arşiv belgeleri ışığında Cemiyetin İkinci Dünya Savaşı boyunca hem yurt dışındaki esir kamplarına yardım paketlerinin ulaştırılması hem de Türk karasularında İzmir ve Mersin'de yapılan esir değişimlerindeki özverili rolü ortaya konulmuştur.

Özet (Çeviri)

Turkish Red Crescent is a charity organization with a history of 154 years, which was established during the most difficult times of the Ottoman Empire. Although the Society was established in 1868 only to help the soldiers injured in wars, with its international mission, it basically adopted the principle of free aid to all humanity in accordance with the conditions of the age. In this way, it has adopted the principle of protecting human life and health without discrimination in war and peace. At the same time, it is a universal organization with a humanitarian aspect that aims to bring together the concepts of love, respect and cooperation. The Turkish Red Crescent Society formed emergency committees and opened hospitals and dispensaries in the places where it was most needed in the treatment of famine and epidemic diseases that occurred as a result of the economic difficulties caused by the wars both in the Ottoman and in the Republican period. For example, he rushed to the aid of the needy when thousands of people lost their lives in the natural disasters that occurred between 1935-1947 and thousands of them were victims. In this context, it continues to work with this awareness as a“dark day friend”within the framework of“peace at home, peace in the world”with its mobile and permanent hospitals, soup kitchens, poor hostels and artistic activities. At the same time, he made important efforts to send foodstuffs and health supplies to the soldiers and civilians who were captured on different fronts in both the First World War and the Second World War, with an impartial policy. The Turkish Red Crescent Society has been the helping hand of the state in all matters during the Second World War, when non-war states like Turkey declared military and economic mobilization to protect their situation. The Turkish Government continued its task of collecting the aid it received from the people due to economic difficulties during the war years, through the Turkish Red Crescent Society. In this context, the Society took an active role in many aid campaigns. He carried out one of these aid campaigns between 1940-1943 to collect the aid they needed for Turkish soldiers and their families. The Society, with the demands of the representatives of the European states in Turkey during the Second World War; With the permission of the Turkish Government, he played an important role in sending letters, money, goods and postal parcels to foreign prisoners of war in accordance with Article 38 of the Geneva Convention. In this context, foodstuffs prepared in certain quantities were sent to the prisoner camps in Germany and Italy in the light of the lists of the prisoners whose names and addresses were determined beforehand. Another humanitarian aid provided by the Turkish Red Crescent Society despite the difficulties and negativities experienced in Turkey during the Second World War; Within the scope of Article 68 of the Geneva Convention, it is the work of the warring countries in Africa between 1942-1943 with the permission of the Turkish Government, in the exchange of wounded, sick and disabled German, Italian and British prisoners of war in İzmir and Mersin ports. In these exchanges, which took place only five times in Turkish territorial waters, the Society both coordinated the exchange and treated the prisoners in hospitals and dispensaries when needed. The postal services also provided for food, drink and shelter. Society helped the prisoners of war to be handed over to the authorities of their countries under the most favourable conditions by giving gifts suitable for the season. In this study, in the light of the Red Crescent archive documents, the aid packages provided by the Red Crescent to the prisoners of war who were on the forgotten side of the war in the Second World War, as well as the role the selfless humanitarian exchanges in the Turkish territorial waters in Izmir and Mersin has been revealed.

Benzer Tezler

  1. Arşiv belgelerine göre Balkan savaşlarında Kızılay'ın faaliyetleri

    According to archive documents activities of the Red Crescent in the Balkan wars

    SEMANUR COŞKUN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    TarihKocaeli Üniversitesi

    İslam Tarihi ve Sanatları Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. BAHATTİN TURGUT

  2. Osmanlı Devleti'nde modern ekstremite protezleri (1890-1923)

    Modern extremity prosthetics in the Ottoman Empire (1890-1923)

    ELİF KÜSKÜ

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    Bilim ve Teknolojiİstanbul Teknik Üniversitesi

    Bilim ve Teknoloji Tarihi Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. TUNCAY ZORLU

  3. İstiklal Harbi'nde Türk askeri sağlık hizmetleri

    Military health services in the Turkish War of Independence

    FUAT İNCE

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2016

    Deontoloji ve Tıp TarihiAnkara Üniversitesi

    Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. MEHMET OĞUZ AYTEPE

  4. I. Dünya Savaşı'nda İngilizlere esir düşen Türkler ve İngiliz esaretindeki Türk esir kampları

    Turks captured to The British in World War i and Turkish captive camps

    NESRİN DİRİMEŞE

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    TarihKafkas Üniversitesi

    Tarih Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. NURHAN AYDIN

  5. Sivas'ta Hilal-i Ahmer (Kızılay) Cemiyetinin faaliyeti (1914-1932)

    The activities of Red Crescent Society in Sivas (1914-1932)

    COŞKUN DOĞAN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    TarihSakarya Üniversitesi

    Tarih Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. MUSTAFA SARI