Marketing electricity: Ameli elektrik magazine (1925-1934) and the introduction of electricity as a mass consumption item in the interwar period
Elektriği pazarlamak: Ameli elektrik dergisi (1925-1934) ve elektriğin iki savaş arası dönemde bir tüketim nesnesi olarak sunulması
- Tez No: 725448
- Danışmanlar: DR. ÖĞR. ÜYESİ BURAK BARUTÇU, DOÇ. DR. HASAN KARATAŞ
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Tarih, History
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2022
- Dil: İngilizce
- Üniversite: İstanbul Teknik Üniversitesi
- Enstitü: Lisansüstü Eğitim Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Bilim ve Teknoloji Tarihi Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Bilim ve Teknoloji Tarihi Bilim Dalı
- Sayfa Sayısı: 133
Özet
Bu tez, elektrik teknolojisini topluma benimsetmek amacıyla, 1925-1934 yılları arasında yayınlanmış Ameli Elektrik dergisinin, sosyal tarih yöntemiyle incelenmesini ve kapsamlı monografisini çıkarmayı amaçlamaktadır. Araştırmada yöntem olarak kapsamlı monografi yöntemi kullanılmıştır. Çalışmanın birincil kaynağı olan Ameli Elektrik dergisi ülkede posta yoluyla gönderilmiş ilk dergidir. Derginin ilk sayısı 35.000 nüsha basılmış, İstanbul ve çevresindeki elektrik abonelerine elektrik faturalarıyla birlikte ücretsiz olarak dağıtılmıştır. Araştırma, 67 sayı olarak yayınlanan derginin 55 sayısı ile yapılmıştır. Derginin sayıları çeşitli arşivlerden toplanmış olsa da on iki sayısına ulaşılamamıştır. Dergi mikro ve makro ölçekte ele alınarak yayınlandığı dönemin tarihsel izdüşümü içerisinde incelenmiş ve dönemin baskın ideolojileri ile derginin içeriği arasındaki ilişki değerlendirilmiştir. Örneğin, derginin Erken Cumhuriyet döneminde yayın hayatına başlamış olması, yeni rejim ve modernite projesi ile birlikte değerlendirilmesini gerekli kılmıştır. SOFINA şirketler grubu bünyesindeki Türk Anonim Elektrik Şirketi tarafından yayınlanan Ameli Elektrik dergisi, Aralık 1925 tarihli ilk sayısından başlayarak, elektriği tanıtma ve elektrikli aletleri pazarlama görevini üstlenmiştir. Ameli Elektrik dergisi bilimsel içerik üreten bir dergi değildi. İstanbul toplumuna öncelikle elektriği tanıtmak, elektrik hakkında bilinmeyenleri anlatmak ve elektrik kullanımını ve tüketimini özendirmek amaçlı, renkli ve eğlendirici bir içeriğe sahipti. Dokuz yıl boyunca yayın hayatına devam eden dergi, aynı zamanda dönemin sosyal, ekonomik ve siyasi konjonktürünü de yansıtmaktaydı. İçeriğinde hikayeler, karikatürler, moda tavsiyeleri, yemek tarifleri ve elektrikli alet tanıtımları bulunan derginin, elektriğin Türkiye'deki tarihsel gelişimi hakkında birincil bir kaynak olduğunu söylemek mümkündür. Ameli Elektrik, dönemin ilk ve tek elektrik dergisi oluşuyla da diğer dergi ve gazetelerden ayrılmaktadır. Derginin, elektrik teknolojisiyle gündelik hayatta başlayan köklü değişimi ortaya koyması ve teşvik etmesi bu araştırmanın ana motiflerinden biri olmuştur. Elektrik teknolojisi, 1914 yılında Silahtarağa Elektrik Santrali'nin elektrik dağıtımına başlamasıyla Osmanlı Devleti'ne resmi olarak girmiş oldu. Öncelikle sokaklarda ve endüstride kullanılmaya başlanan elektrik teknolojisi, 1920'li yılların başına gelindiğinde yavaş yavaş hanelerde de kullanılmaya başladı ve birçok sosyal ve ekonomik değişimi de beraberinde getirdi. Elektriği tanıtan bir dergiyi anlayabilmek için, elektriğin ülkemize görece geç gelişinin sebeplerini, sonuçlarını ve elektrifikasyon sürecinin gelişimini irdelemek gerekiyordu. Bu nedenle çalışmada İstanbul'un elektrifikasyonu, dünyadaki elektrifikasyon trendleri ile birlikte ele alınmıştır. Elektrifikasyonun temel olarak İstanbul üzerinden ele alınmasının bir diğer nedeni de, elektriğin resmi olarak – şehir bazlı ve kesintisiz olarak - İstanbul'da kullanılmaya başlanmış olması ve bu tezin ana araştırma materyali olan Ameli Elektrik dergisinin İstanbul'da yayınlanıp, dağıtımının İstanbul'da yapılmasıdır. İstanbul'da elektrifikasyonun başladığı 1914 yılından yaklaşık on bir yıl sonra yayınlanmaya başlayan Ameli Elektrik dergisi, pazarlama ve satış stratejileri açısından da dönemin anlayışını yansıtmaktadır. Elektrik ve beraberinde gelen birçok değişim ancak elektriğin tanıtılması ve dolayısı ile toplumun bilgilendirilmesiyle hayata geçirilebilecekti. Elektrik teknolojisi, başta ampul olmak üzere çeşitli elektrikli cihazlar olmaksızın işlevini yerine getiremezdi. Bu ürünlerin ithal edilmesi gerekmekteydi. SATİE şirketi bu görevi üstlenmek üzere, 1924 yılında kurulmuş, ampul ve elektrikli aletlerin ithalatı ve satışı için çalışmalarına başlamıştır. Ampul, fırın, buzdolabı, elektrikli yastık, zayıflama kemeri, vantilatörler ve saç kurutma makinaları SATİE (Tesisat-ı Elektrikiye) şirketinin getirdiği ve sattığı elektrikli aletlerden bazılarıdır. Dergide, bu ev içi elektrikli aletler dışında sınai kullanıma yönelik vinç ve motor gibi ürünler de pazarlanmıştır. Elektriğin yeni bir teknoloji olması ve bu teknolojinin yeterince bilinmeyişinin tüketicide yarattığı güvensizlik hissi, SATİE reklamları ve derginin içeriğindeki birçok yazı ve makale ile giderilmeye çalışılmıştır. Elektrik fiyatlarının, özellikle ev içi kullanım için yüksek olması ise, dergide elektriğin birincil ihtiyaç olduğu söylemini de beraberinde getirmiştir. Bu ihtiyaç kodlaması aslında elektriğin daha büyük kitlelere ulaşabilmesini ve böylece elektrik ve elektrikli alet tüketiminin artmasını amaçlamaktaydı. Dergide elektrik ve aydınlatmanın bir tasarruf mekanizması olarak sunulması da yüksek elektrik fiyatının göz ardı edilebilirliği söyleminin sıkça tekrarlanmasına yol açmıştır. Örneğin vitrinlerin doğru aydınlatılması, müşterilerin ilgisini çekecek ve dolayısıyla satışı artıracak önemli bir uygulama olarak sunulmaktaydı. Dergide doğru vitrin aydınlatması tüm detaylarıyla tanımlanmış ve bir pazarlama stratejisi olarak fiyat-performans açısından ele alınmıştır. İyi uygulanmış bir aydınlatmanın, iyi bir yatırım olduğu, bu nedenle elektriğe verilen ücretin göz ardı edilebileceği, iyi bir aydınlatmayla sağlanacak tanınırlığın diğer reklam mecralarından daha uygun fiyatlı olacağı vurgulanmıştır. Doğru aydınlatma, dergide okuyucuya sıklıkla didaktik olarak anlatılmış, aynı zamanda modern (asri) olmanın bir önkoşulu olarak da tarif edilmiş, evlerin ayrı ayrı her odasının, ofislerin ve okulların doğru aydınlatılmasının gerekliliği sıkça vurgulanmıştır. Yanlış veya yetersiz aydınlatmanın göz sağlığına vereceği zararlar üzerinde durulmuş, göz hastalıkları ve aydınlatma ilişkisi üzerine doktorlar tarafından yazılmış makalelere yer verilmiştir. Döneminde lüks tüketim olarak algılanan bu teknolojinin ihtiyaç olarak kodlanması ve etkin biçimde pazarlanması amacıyla dergide uzman görüşlerine sıkça yer verilmiştir. Aydınlatma ile birlikte, birçok elektrikli ev aletinin kullanımı da 'asrilik'le ilişkilendirilmiş, elektrikli aletler tüketiciye bir sınıf atlama aracı ve gösterişçi tüketim unsuru olarak sunulmuştur. Sınıfsal kodlarla birlikte inşa edilmeye başlanan bu teknoloji ve uzantısı olarak gelen elektrikli aletler, elektriğin İstanbul'da yaygınca kullanılmaya başlanmasına kadarki süreçte, 'modern'in ve belli bir sınıfa dahil olmanın göstergesi olarak kabul edilmiştir. Derginin hitap ettiği orta-üst sınıf İstanbul popülasyonu, önce hedef kitle, sonra da bu teknolojinin pazarlanmasında ayrıştırıcı bir konuma sahip olmuştur. Derginin doğrudan kadınlara hitap ediyor oluşu, bir kadın dergisi olarak konumlandırılması için yeterli değildir. Dergide kadına hitap, kadının satın almadaki karar ve teşviki nedeniyledir. Hatta kadın, evdeki Elektrik kullanımın sorumlusu olarak belirlenmiştir. Dergide cinsiyet rollerinin net bir şekilde vurgulanması, kadına biçilen“elektriğin pazarlamacısı”rolüyle bağlantılıdır. Bu anlayış, elektrikli ev aletlerinin toplumsal cinsiyet anlamında kodlanmasına ve cinsiyet rollerinin yeniden inşasına yol açmıştır. Bütün ev aletleri reklamlarında kullanıcı olarak kadınların resmedilmesi ve kadınlara hitap edilmesi de bu durumu kanıtlar niteliktedir. Kadınların cinsiyet rolleri elektrikli aletler ile pekiştirilmiş, elektrikli aletleri kullanan kadınların ailelerinin mutluluğu ve huzurunu sağlayacakları anlatılmıştır. Eşine ve çocuklarına vakit ayırabilen kadının elektrikli aletlerle olan ilişkisi huzur, boş zaman ve mutluluk gibi kavramlarla ilişkilendirilmiş olsa da, geleneksel ev içi rollerini değiştirmeye yönelik bir önermede bulunulmamıştır. Dahası, elektrikli aletlerin ev işlerini neredeyse kendi kendine yapıyormuş gibi gösterilmesi kadınların ev içi emeğinin görünmez kılınmasını da beraberinde getirmiştir. Dergide elektriğe aynı zamanda, zaman zaman doğaüstü bir nitelik atfedilmiş; elektrik bir peri, bir kurtarıcı olarak konumlandırılmış ve resmedilmiştir. Bu peri, evdeki hizmetçi ile kıyaslanmış ve hizmetçiye göre her koşulda çok daha iyi bir çalışan olduğu anlatılmıştır. Sihirli değneği olan, yorulmayan, sızlanmayan, insani ihtiyaçları olmayan ve gerçek hizmetçilere kıyasla belki de daha az ücret yükü olan bu 'elektrik perisi', elektriği topluma benimsetmek için kullanılan bir strateji olarak yorumlanmaktadır. Dergi aynı zamanda birçok toplumsal ve siyasi değişime de tanıklık etmiştir. Dokuz yıllık yayın hayatı boyunca iki farklı alfabede yayımlanan bu dergide, dildeki değişimleri ve erken Cumhuriyet reformlarını izlemek mümkündür. Siyasi arenada olmama sözünü okuyucularına vermiş olsa da, Cumhuriyet'in ilk yıllarının ulus-devlet inşası ve erken Cumhuriyet dönemi ideolojisine dair söylemleri barındırmaktadır. Örneğin, Cumhuriyet'in 10. yılı dergide kutlanmıştır. Aynı şekilde, harf devriminden sonra, Farsça ve Osmanlıca kökenli kelimelerin Türkçe'den ayıklanmasına dair yapılan çalışmaları duyurmuş ve okuyucularını yeni kelimeler bulmaya ve bu kelimelerle şiir yazmaya teşvik etmiştir. Bu konuda bir yarışma da düzenleyerek okuyucularını bu sürece dahil etmiştir. Dünyadan haberlere de sık sık yer veren Ameli Elektrik, elektrik teknolojisini daha erken kullanmaya başlamış ülkelerden örnekler ile okuyucuyu elektrik hakkında bilgilendirmiştir. Elektrik hakkında öğretici ve özendirici içeriği dışında aynı zamanda edebiyat ve karikatür gibi alanlara da yer veren dergi, bu içerikleri sıkça yabancı yazarlardan elde etmiştir. Paul Reuter, Tristan Bernard ve Alexandre Dumas gibi dönemin ünlü yazarlarının hikayelerine yer vermiştir. Dergi ilerleyen yıllarında, Ahmet Haşim, Yusuf Ziya ve Uşaklızade Halit Ziya gibi Türk yazarların yazılarına da yer vermeye başlamıştır. Çalışmada, 1925-1934 yılları arasındaki elektrik tarihini, Elektriğin inşa edilen algısını ve pazarlanmasını renkli bir içerikle sunan dergi, dönemi yansıtan birincil bir kaynak olarak incelenmiştir. Toplumsal cinsiyet rollerinden, bir teknolojinin gelişiminin ve tarihinin izlenmesine, tanıtım ve pazarlanmasına, dildeki değişimden dönemin reformlarına birçok önemli değişime tanıklık etmiş olmasıyla dergi, yayımlandığı dönem içerisinde eşi benzeri olmayan bir yere sahiptir. Derginin renkli ve dönemin grafik tasarımı kültürüne göre yenilikçi görsel içeriği de, bu derginin görsel kültür ve matbaacılık açısından önemli bir kaynak olduğunu göstermektedir. Dergide sık sık kullanılan ikili karşıtlıklar ile birlikte oluşturulan söylemler elektrik teknolojisine bir kimlik yaratmıştır. Dolayısıyla, bu araştırma, elektrik teknolojisi ve İstanbul'daki tarihsel gelişiminde inşa edilen kimliğini ve bu kimliğin tezahürlerini ele almaktadır.
Özet (Çeviri)
Electricity was introduced to the Ottoman Empire with the establishment of the 'Silahtarağa Power Plant' in Istanbul in 1914. This new technology, like in all the other regions in the world, gradually brought massive changes in the daily lives of the İstanbul populace. Even though there were other illumination technologies and small-scale power plants before Silahtarağa, this plant offered a city-based and non-stop source of electricity to locals. Likewise, electricity with its appliances started to change many daily practices from transportation to cooking. Electricity was comparatively a late coming technology to the Ottoman Empire. Factors like the rush to modernization because of rivalry in the European periphery have pushed the Ottoman government to finally accommodate this technology. Adaptation to electricity was important for the expansion of the customer base of the electricity company. A bi-monthly free-of-charge magazine titled“Ameli Elektrik”began to be distributed in 1925 to each electricity customer and continued until 1934. This magazine, with the SATİE company, mainly aimed to promote electricity, electrical appliances, etc., and a 'new way of life' which came with those. Commercials, cartoons, recent news about electricity, recipes, and fashion advice were all included in this print medium. Its content was shaped by its target audience, which was the upper-middle class of İstanbul, who were able to reach electricity and its appliances. This study aims to examine this magazine's content as a mirror on which the mentalities, ideologies, social norms, and biases of the period were reflected. The tools and concepts of the social history of technology and discourse analyses are the basis of this study's methodology. The nine-year publication period of this magazine straddles the first years of the Turkish Republic, therefore witnessing innumerable changes. For instance, one can trace the radical political ups and downs such as the new reforms and the social change that came with them. Moreover, this magazine even reflects the impact of the alphabet reform of 1928 on print media. Similarly, we can see that gender structures and norms were both constructed, reproduced, and manipulated through this magazine. This thesis will present this magazine as multilayered evidence of technological and social change during the transition from the Ottoman Empire to the young Turkish republic. Finally, it will introduce a source that hitherto had not been examined on this scale.
Benzer Tezler
- Türkiye liberal elektrik piyasasının işleyişi ve hidroelektrik enerjinin mevcut durumu
Turkey's electricity market and present situation of hydroelectric energy
TAHA TAŞ
Yüksek Lisans
Türkçe
2011
Enerjiİstanbul Teknik Üniversitesiİnşaat Mühendisliği Ana Bilim Dalı
PROF. DR. BİHRAT ÖNÖZ
- Türkiye'de elektrik enerjisi sektöründe özel sektörden yararlanma uygulamaları
The Role of private sector in electric energy sector in Turkey
MUSTAFA KARAMAN
Yüksek Lisans
Türkçe
2003
Kamu YönetimiAnkara ÜniversitesiKamu Yönetimi ve Siyaset Bilimi Ana Bilim Dalı
PROF. TURGUT TAN
- Hane halkı elektrik tüketiminin azaltılmasında topluluk tabanlı sosyal pazarlama yaklaşımının kullanılması
Using a community-based social marketing approach to reduce household electricity consumption
EMEL HATİCE OKTAY
- Electricity consumption forecasting with artifical neural network for fast-moving consumer goods sector
Hızlı tüketim sektörü için yapay sinir ağları ile elektrik tüketim talep tahmini
GÜLFEM YEŞİL
Yüksek Lisans
İngilizce
2019
Mühendislik Bilimleriİstanbul Teknik Üniversitesiİşletme Mühendisliği Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. HÜR BERSAM BOLAT
- Türkiye'de güneş enerjisinden elektrik üretimi potansiyelinin sürdürülebilirlik çerçevesinde SWOT Analizi yöntemiyle incelenmesi
Examination of the potential of production of electricity from solar energy by SWOT Analysis method within the frame of sustainability in Turkey
GENCAY KISA
Yüksek Lisans
Türkçe
2020
EnerjiBahçeşehir Üniversitesiİşletme Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. CEYDA AYSUNA TÜRKYILMAZ