Geri Dön

Belentepe, Nif Başpınar ve Patara topluluklarının humerus ve femur varyasyonlarının analizi

The analysis of humerus and femur variations of Belentepe, Nif Başpınar and Patara populations

  1. Tez No: 726999
  2. Yazar: HAKAN MUTLU
  3. Danışmanlar: PROF. DR. AYLA SEVİM EROL
  4. Tez Türü: Doktora
  5. Konular: Antropoloji, Arkeoloji, Genetik, Anthropology, Archeology, Genetics
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2022
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Ankara Üniversitesi
  10. Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Antropoloji Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Paleoantropoloji Bilim Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 604

Özet

Bu tez çalışması kapsamında evrimsel olarak seri homolog uzuvlar olan humerus ve femurun, iskelette benzer yük ve strese maruz kalma özelliklerinden hareketle osteolojik varyasyonları incelenmiştir. Özellikle kafa ve diş/çene varyasyonlarının toplumların birbirleri arasındaki biyolojik uzaklığın (biyouzaklık) hesaplanmasında senelerdir güvenilir şekilde kullanılıyor olmasının ve her ne kadar vücut kemikleri bu alanda diğerleri kadar kullanılıyor olmasa da güvenilir sonuçlar vermesinin ışığında bu iki kemikteki toplam sekiz varyasyon, üçü de Bizans Dönemi'ne tarihlenen ve benzer coğrafyaları paylaşan Muğla – Belentepe, İzmir – Nif (Başpınar) ve Antalya – Patara topluluklarında incelenmiş ve karşılaştırılmıştır. Aynı zamanda Belentepe'den seçilen 35 bireyin mitokondriyal DNA'ları elde edilmek ve topluluk içindeki genetik soy hattı ortaya konulmak istenmiştir. Tüm toplulukların humerusları bir arada incelendiğinde septal açıklık %15,8 ve suprakondüler çıkıntı %0 oranında gözlemlenmiştir. Septal açıklık kadınlarda daha fazla bulunmuş, yaş grupları ve topluluğa göre anlamlı bir fark gözlemlenmemiştir. Bu varyasyonun gövde ortası minimum çapı ve trochlea genişliği ile ilişkili olduğu, ulna ile de muhtemel bir ilişkisi olduğu sonucuna varılmıştır. Femurlara bakıldığında neredeyse her varyasyon transverse çap ölçümleri ve epikondüler genişlik ile anlamlı bir ilişki göstermiştir. Tüm toplulukların femurları bir arada incelendiğinde Allen çukuru %35,9, Poirier yüzeyi %13,7, plak %55,7, hipotrokanterik çukur %54,9, trokanterik çukurda ekzostoz %53,8 ve üçüncü trokanter %36,6 oranında gözlemlenmiştir. Allen çukuru, Poirier yüzeyi ve hipotrokanterik çukur cinsiyete, yaşa veya toğluluğa göre bir farklılık göstermezken plak erkeklerde, trokanterik çukurda ekzostoz ileri erişkinlerde ve üçüncü trokanter ise kadınlarda daha fazla gözlemlenmiştir. Literatürde“Tepki bölgesi”olarak birlikte anılan Allen çukuru, Poirier yüzeyi ve plaktan yalnızca son ikisi doğrusal bir ilişki göstermiş; Allen çukuru ise bu ikisinden ziyade trokanterik çukurda ekzostoz ile ters yönlü bir ilişki göstermiştir. Biyouzaklık ilişkilerine bakıldığındaysa varyasyon sayısı ve birey sayılarının tutarsızlığından dolayı beş veri seti oluşturulmuş, veri ve bulgu kaybını en aza indirgeyecek şekilde karşılaştırmalar yapılmıştır. Buna göre kimi bulgular istatistiksel olarak anlamsız çıksa da genel kümelenmelere bakıldığında coğrafî yakınlık gösteren toplumların daha yakın gruplandığı gözlemlenmiş; Belentepe, Nif ve Patara ise her karşılaştırmada aynı kolda kümelenmiştir. Bu üç topluluğun Bizans Dönemi'nin aynı zamanlarında, benzer bölgede ve benzer tarihsel/siyasî koşullar içinde yaşadıkları düşünüldüğünde birlikte kümelenmeleri beklenen bir sonuç olmuştur. Belentepe'den alınmak istenen antik DNA örneklerinin ancak bir kısmının alınmasından ve çalışmanın tamamlanamamasından dolayı bu topluluğa ait akrabalık ilişkilerine dair bir çıkarım yapılamamıştır. Bu çalışma ile genetik verilerin bulunmadığı hâllerde, doğru ve sistematik yöntemlerle kaydedildikleri sürece femur varyasyonlarının da biyouzaklık tespiti için kullanılabilecek bir seçenek olduğu sonucuna ulaşılmıştır.

Özet (Çeviri)

Because the humerus and femur are serial homologous limbs, and they are exposed to similar load and stress, this dissertation focused on the osteological variations on these two bones. Given that the cranial and dental variations are used reliably in calculating the biological distance (biodistance) between populations, and that the postcranial variations are used the same way, albeit with less extensiveness but with reputable results, eight variations on these two bones were examined and compared between three Byzantine populations from Muğla – Belentepe, İzmir – Nif (Başpınar) and Antalya – Patara, which also share a similar geography. Furthermore, 35 individuals from Belentepe were selected for mitochondrial DNA extraction to explore a potential intrapopulational lineage. Considering all the humeri of three populations, frequency of septal aperture was 15.8% and supracondylar process was 0%. Septal aperture was observed more in females, and no significant difference was found between age groups or populations. It was concluded that the septal aperture is correlated with the minimum midshaft diameter and trochlear breadth along with a possible correlation with ulna. As for the femora, almost all variations showed significant correlations with the transverse diameter measurements and epicondylar breadth. Considering all the femora of three populations, the prevalence of Allen's fossa was 35.9%, Poirier's facet was 13.7%, plaque was 55.7%, hipotrochanteric fossa was 54.9%, exostosis in trochanteric fossa was 53.8% and third trochanter was 36.6%. Allen's fossa, Poirier's facet and hipotrochanteric fossa showed no significant difference between sex, age or population, whereas exostosis in trochanteric fossa was observed more in older adults and the third trochanter was observed more in females. Only the last two of Allen's fossa, Poirier's facet, and plaque, which are collectively called“The reaction area”in the literature, showed a positive correlation, while Allen's fossa was found to be negatively correlated with exostosis in trochanteric fossa and not significantly correlated in any way with the other two traits. As for the biodistance relationships, due to the inconsistent number of individuals and traits, five datasets were created and compared with each other in order to prevent data loss. Accordingly, although some of the statistical results were insignificant, overall clusters showed that the populations with geographical proximity were also grouped together, such that Belentepe, Nif and Patara were always clustered together in the same linkage. Considering that these three populations shared the same timeline of Byzantine Period along with the same region and similar historical/political conditions, them sharing the same cluster was an expected result. No deductions could be made on the kinship structure of Belentepe since the ancient DNA study could only been partially completed with incomplete extractions. This study concludes that in cases where genetic information is unavailable, femur variations could be used to infer biodistances, only if they are recorded with a correct systematic methodology.

Benzer Tezler

  1. Belentepe Tunç Çağı mezarı eserleri

    Belentepe Bronz Age grave finds

    ÜMMÜGÜLSÜM YAPRAK PUSAT

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2016

    ArkeolojiGaziantep Üniversitesi

    Arkeoloji Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. ZAHİDE AYŞEN TETİK

  2. Belentepe mevkiindeki Hellenistik Dönem mezarlar

    The tombs of the Hellenistic Period in the locality of Belentepe

    SAVAŞ DURNAGÖLÜ

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2009

    ArkeolojiSelçuk Üniversitesi

    Arkeoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. AHMET ADİL TIRPAN

  3. Milas Belentepe Doğu Roma-Bizans insanlarında ağız ve diş sağlığı

    Oral and dental health in milas Belentepe East Roman-Byzantine population

    ÇİLEM SÖNMEZ SÖZER

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2016

    AntropolojiAnkara Üniversitesi

    Antropoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. AYLA SEVİM EROL

  4. Mikro konutların iç mekân tasarımının incelenmesi

    The survey of interior design in microdwellings

    AYŞENUR BELENTEPE

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    İç Mimari ve DekorasyonHaliç Üniversitesi

    İç Mimarlık Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. FÜSUN SEÇER KARİPTAŞ

  5. Beyaz önlük hipertansiyonunda uç organ hasarının değerlendirilmesi

    End organ damage in white coat hypertension

    SEDEF BELENTEPE ALTINIŞIK

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2002

    Kardiyolojiİstanbul Üniversitesi

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DOÇ.DR. AYDIN TUNÇKALE