Geri Dön

Kalp yetersizliği hastalarında menopozun hastalığın seyri üzerine olan etkisi

The effect of menopause on the course of the disease in heart failure patients

  1. Tez No: 728589
  2. Yazar: EMİNE TUĞÇE BAN ŞAHİN
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. MEHMET ÖZEN
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Aile Hekimliği, Family Medicine
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2022
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Sağlık Bilimleri Üniversitesi
  10. Enstitü: Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi​
  11. Ana Bilim Dalı: Aile Hekimliği Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Aile Hekimliği Bilim Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 67

Özet

Giriş: Kalp yetersizliği (KY) artan yaşla birlikte belirgin mortalite ve morbidite sebebi olan, çok farklı nedenlerle ortaya çıkabilen bir klinik tablodur. Son zamanlarda gelişen tedavi yöntemleri ile kalp yetersizliği hastalarında yaşam beklentisi belirgin derecede artmıştır. Ancak yine de hastalığın seyri; yaş, hipertansiyon, diyabetes mellitus, diyet uyumsuzluğu gibi birçok faktörden olumsuz etkilenir. KY hastalarının izleminde ek komorbiditelerin akılcı yönetiminin hastalığın prognozunu belirgin derecede iyileştirdiği bilinmektedir. Menopoz, başta kardiyovasküler sistem olmak üzere, çeşitli organ ve sistemleri etkileyen fizyolojik değişikliklerle karakterize bir süreçtir. Başta östrojen olmak üzere hormonal değişikliklerin kardiyovasküler sistem üzerine olan etkileri kısmen bilinmektedir. Menopoz sonrası oluşan östrojen eksikliği, kadınları KY risk faktörlerine yatkın hale getirir. Menopozal dönemde oluşan hormonal değişikliklerin KY olan hastalardaki etkileri net olarak bilinmemektedir. Bu çalışmanın birincil amacı; kalp yetersizliği olan kadınlarda perimenopazal sürecin fonksiyonel kapasitede ve N-terminal pro-B tipi natriüretik peptid (NT-proBNP) düzeylerinde değişiklik yapıp yapmadığını belirlemektir. İkinci amacı ise menopozun KY hastalarında kardiyak nedenli hastaneye yatışa ve tedavi ihtiyacında herhangi bir değişikliğe etkisinin olup olmadığını saptamaktır. Yöntem: Çalışmaya Sağlık Bilimleri Üniversitesi Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kalp Yetersizliği Polikliniği'nde izlenen 40-60 yaş arası, sol ventrikül (LV) ejeksiyon fraksiyonu (EF) ≤%50 olan, kayıtlarda son adet tarihi verileri bulunan, son adet tarihinden itibaren en az bir yıldır takipte olan 26 kadın hasta alındı. Hastaların demografik bilgileri (KY etiyolojisi, eşlik eden hipertansiyon, diyabetes mellitus, kronik obstruktif akciğer hastalığı gibi komorbidite varlığı), New York Heart Association (NYHA) fonksiyonel sınıfı, fizik muayene bulguları (boy, kilo, nabız, kan basıncı, KY semptom ve bulguları), ekokardiyografik bulguları (LV-EF, LV sistolik ve diyastolik çapları, sol atrium boyutu) KY izleminde kullanılan rutin laboratuvar parametreleri (hemogram, sodyum, potasyum, kreatinin, troponin, NT-proBNP, kan şekeri, aspartat aminotransferaz, alanin aminotransferaz), 12 derivasyonlu yüzey EKG bulguları, kullandığı ilaçları ve dozları gibi geriye dönük verilerine poliklinik dosyalarından ve hastane kayıt sisteminden ulaşıldı. Ayrıca hastaların son adet tarihini takip eden 12 aylık süreçte NYHA değişimleri ve NT-proBNP düzeyleri, KY izleminde kullanılan rutin laboratuvar ve klinik verileri de kaydedildi. Çalışma başlangıcında toplanan veriler 12. ay kontrolündeki bulgularla karşılaştırıldı. Bulgular: Çalışmaya alınan 26 kadının kayıt tarihindeki yaş ortalaması 47±4 yıl olarak hesaplandı. Eşlik eden komorbiditelerden; hipertansiyon 13 (%50) hastada, diyabetes mellitus 12 (%46,2) hastada, hiperlipidemi ise 9 (%34,6) hastada saptandı. Çalışmaya alındıktan sonraki bir yıllık takip sürecinde dört hastada KY nedenli hastaneye yatış olduğu görüldü. Hastaların kalp yetersizliğine yönelik medikal tedavilerine bakıldığında, %76.92'si anjiyotensin dönüştürücü enzim inhibitörü (ACEi) veya anjiyotensin reseptör blokeri (ARB), %7.69'u anjiyotensin neprilisin reseptör inhibitörü (ARNI) kullanmaktaydı. Hastaların %92,31'i beta bloker, %80,7'si mineralokortikoid reseptör antagonisti (MRA) almaktaydı. Loop diüretiği kullanımı %76,92, tiyazid diüretik kullanımı ise %38,46 oranında saptandı. Hastaların başlangıçtaki NYHA fonksiyonel sınıfları değerlendirildiğinde yarısından fazlasının (%53,85) Sınıf I olduğu saptandı. Hastaların başlangıç ve 12. ay kontrol kilo, sistolik kan basıncı, diyastolik kan basıncı, MRA dozu, LV diyastolik çap, LV-EF, LA boyutu, kreatinin, sodyum, potasyum ve troponin değerlerinde istatistiksel olarak anlamlı bir değişim izlenmedi. Ortalama NT-proBNP değerleri başlangıçta 1990±3839 iken kontrolde 2410±4076 olarak saptandı. Ancak kontrol değerlerindeki bu artış istatistiksel olarak anlamlı bulunmadı (p: 0.058). 12 aylık takibin sonunda hastaların kullandığı günlük furosemid dozunda istatistiksel olarak anlamlı bir artış (50,50 mg'dan 72,38 mg'a) olduğu saptandı (p: 0,034). Hastaların başlangıçta ortalama kalp hızı 80,4±20,1 atım/dk iken kontrolde 69,3±10,1 atım/dk saptandı. Kalp hızındaki bu azalma istatistiksel olarak anlamlı bulundu (p: 0.008). Hastaların ekokardiyografik olarak ölçülen LV sistolik çaplarında başlangıca göre kontrolde anlamlı bir artış (41,2±7,4 mm'den 45,8±7,0 mm'ye) olduğu saptandı (p: 0,002). Sonuç: Menopoz sürecinde oluşan hormonal değişiklikler kardiyovasküler sistem üzerinde olumsuz sonuçlar yaratabilmektedir. Çalışmamızda KY tanısıyla izlenen hastalarda, menopozal dönemin hastaların tedavi ihtiyacında artışa neden olduğu saptandı. Kalp yetersizliğinde prognostik değeri olan troponin ve NT-proBNP gibi değerlerde istatistiksel olarak anlamlılığa ulaşmasa da numerik artışlar olduğu görüldü. Bu nedenle çalışmamızda elde edilen veriler; KY olan hastaların, özellikle menopoz gibi major hormonal değişikliklerin olduğu dönemde izlemlerinin daha sık yapılmasının ve tedavilerinin hasta bazlı değerlendirilmesinin gerekliliğini ortaya çıkarmıştır.

Özet (Çeviri)

Introduction: Heart failure is a clinical condition that causes significant mortality and morbidity with increasing age and may occur due to many different causes. With the recently developed treatment methods, life expectancy in heart failure patients has increased significantly. However, the course of the disease; It is adversely affected by many factors such as age, hypertension, diabetes mellitus, and diet incompatibility. It is known that the rational management of additional comorbidities in the follow-up of HF patients significantly improves the prognosis of the disease. Menopause is a process characterized by physiological changes that affect various organs and systems, especially the cardiovascular system. The effects of hormonal changes, especially estrogen, on the cardiovascular system are partially known. Estrogen deficiency after menopause predisposes women to heart failure risk factors. The effects of hormonal changes occurring in the menopausal period in patients with heart failure are not clearly known. The primary purpose of this study is to determine whether the perimenopausal process changes in functional capacity and N-terminal pro-B type natriuretic peptide (NT-proBNP) levels in women with heart failure. The second aim is to determine whether menopause has an effect on hospitalization for cardiac reasons and any change in treatment need in patients with heart failure. Method: Twenty six female patients aged 40-60 years, left ventricular ejection fraction (LV-EF) ≤50%, who were followed in the Heart Failure Clinic of UHS Antalya Training and Research Hospital, who had last menstrual period data, and who were followed up for at least one year from the last menstrual period were included in the study. Demographic data of the patients, etiology of heart failure, presence of comorbidities such as concomitant hypertension, diabetes mellitus, chronic obstructive pulmonary disease, New York Heart Association (NYHA) functional class, physical examination findings (height, weight, pulse, blood pressure, HF symptoms and findings), echocardiographic findings (LV-EF), LV systolic and diastolic diameters, left atrium size) routine biochemical parameters (hemogram, sodium, potassium, creatine, troponin, NT-proBNP, blood glucose, aspartate aminotransferase, alanine aminotransferase), 12-lead surface ECG findings, drugs used in HF follow-up Data such as doses and doses were obtained from clinical files and hospital registry system. In addition, NYHA changes and NT-proBNP levels in the 12-month period following the last menstrual period of the patients, routine laboratory and clinical data used in HF follow-up were also recorded. The data collected at the beginning of the study were compared with the findings at the 12th month control. Results: The mean age of the 26 women participating in the study at the time of enrollment was 47±4 years. Of the accompanying comorbidities; hypertension was detected in 13 (50%) patients, diabetes mellitus in 12 (46,2%) patients, and hyperlipidemia in 9 (34,6%) patients. During the 1-year follow-up period after inclusion in the study, four patients were hospitalized due to heart failure. Considering the medical treatments of the patients for heart failure, 76,92% were using ACE-i or ARB, and 7,69% were using ARNI. 92,31% of the patients were taking beta-blockers and 80.7% of them were taking MRA. Loop diuretic use was found to be 76,92%, and thiazide diuretic use was found to be 38,46%. When the initial NYHA functional classes of the patients were evaluated, more than half (53,85%) were found to be Class I. No statistically significant change was observed in the baseline and 12th month control weight, systolic blood pressure, diastolic blood pressure, MRA dose, LV diastolic diameter, LV ejection fraction, LA size, creatine, sodium, potassium and troponin values. While the mean NT-pro BNP values were 1990±3839 at the beginning, it was found to be 2410±4076 in the control. However, this increase in control values was not statistically significant (p: 0,058). At the end of the 12-month follow-up, there was a statistically significant increase (from 50,50 mg to 72,38 mg) in the dose of furosemide used by the patients (p: 0,034). While the mean heart rate of the patients was 80,4±20,1 beats/min at the beginning, it was 69,3±10,1 beats/min in the control. This decrease in heart rate was found to be statistically significant (p: 0,008). Echocardiographically measured LV systolic diameters of the patients were found to be significantly increased from baseline (from 41,2±7,4 mm to 45,8±7,0 mm) in the control (p: 0,002). Conclusion: Hormonal changes that occur during menopause can have negative consequences on the cardiovascular system. In our study, it was found that the menopausal period caused an increase in the need for treatment in patients followed up with a diagnosis of HF. Numerical increases were observed in values such as troponin and NT-proBNP, which have prognostic value in heart failure, although they did not reach statistical significance. Therefore, the data obtained in our study; It has revealed the necessity of more frequent follow-up of patients with HF, especially in the period of major hormonal changes such as menopause, and evaluation of their treatment on a patient-by-patient basis.

Benzer Tezler

  1. Kalp yetersizliği hastalarında üst ekstremite fonksiyonel kapasite ve günlük yaşam aktivitelerinin değerlendirilmesi

    Evaluation of upper extremity functional capacity and activities of daily living in patients with heart failure

    ZELAL APAYDIN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    Fizyoterapi ve Rehabilitasyonİstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa

    Kardiyoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. RENGİN DEMİR

  2. Kalp yetersizliği hastalarında kardiyak resenkronizasyon tedavisinin nabız dalga hızı üzerindeki akut dönem etkisi

    Acute effects of cardiac resynchronization therapy on pulse wave velosity with heart failure patients

    ELVİN HÜSREVZADE

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2013

    KardiyolojiHacettepe Üniversitesi

    Kardiyoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. KUDRET AYTEMİR

  3. Kalp yetersizliği hastalarında anjiyotensin reseptör–neprilisin inhibitorü tedavisinin nötrofil-lenfosit oranı değişimine etkisi

    Angiotensin receptor-neprilysin inhibitors effect on neutrophil-lymphocyte ratio in heart failure patients

    MAHMUT BUĞRAHAN ÇİÇEK

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2021

    KardiyolojiSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Kardiyoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. RAMAZAN KARGIN

  4. Kalp yetersizliği hastalarında sağlık okuryazarlığının öz bakıma etkisi

    Effect of health literacy on self care in heart failure patients

    MERVE ERÜNAL

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2017

    HemşirelikDokuz Eylül Üniversitesi

    İç Hastalıkları Hemşireliği Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. HATİCE MERT

  5. Kalp yetersizliği hastalarında yatış pozisyonunun periferik oksijen saturasyon düzeyine etkisi

    The effect of lying position in the level of peripherical oxygen saturation in patients with heart failure

    EZGİ CESUR ÖZMEN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    HemşirelikMarmara Üniversitesi

    Hemşirelik Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ŞULE ALPAR