Geri Dön

CALL ve HNC–II skorlama sistemlerinin COVID–19 hastalarında tanısal değerlilik test performanslarının incelenmesi

Evaluation of diagnostic test performances of call and NCL–II scoring systems in COVID–19 patients

  1. Tez No: 734737
  2. Yazar: UĞUR YASİN AKGÜN
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. GÖKHAN AKSEL
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Acil Tıp, Emergency Medicine
  6. Anahtar Kelimeler: SARS–CoV–2, COVID–19, CALL skoru, HNC–LL skoru, Hastalık şiddeti, Risk skorlama sistemleri
  7. Yıl: 2022
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Sağlık Bilimleri Üniversitesi
  10. Enstitü: İstanbul Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi
  11. Ana Bilim Dalı: Acil Tıp Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 100

Özet

Giriş ve Amaç: Aralık 2019'da ortaya çıkan koronavirüs hastalığı (coronavirus disease [COVID–19]), kısa sürede tüm dünyayı etkisi altına almış; Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından Mart 2020'de pandemi ilan edilmiştir. Gerek tedavi yaklaşımları gerekse hastane yatış ihtiyacı, enfeksiyonun klinik seyrine göre farklılık göstermektedir. Pandeminin sağlık sistemleri üzerinde oluşturduğu kayda değer baskı, COVID–19'un klinik seyri ve progresyonun yüksek doğrulukta ve erken dönemde öngörülebilmesi ihtiyacını beraberinde getirmiş; kötü klinik sonlanımı tahmin edebilmek adına pek çok tahmin modeli geliştirilmiştir. CALL (komorbidite, yaş, lenfosit, laktat dehidrogenaz [comorbidity, age, lymphocyte, lactate dehydrogenase]) ve HNC–LL (hipertansiyon, nötrofil, C-reaktif protein, lenfosit, laktat dehidrogenaz [hypertension, neutrophil, C-reactive protein, lymphocyte, lactate dehydrogenase]) skorları, COVID–19'da ağır hastalık tablosunun öngörülebilmesi adına dizayn edilmiş skorlama sitemleri arasında yer almaktadır. Çalışmamız, her iki skorlama sistemine ilişkin tanısal test performanslarının değerlendirilmesini amaçlamaktadır. Hafif veya orta COVID–19 kliniği gözlenen olgularda; ağır veya kritik hastalık tablosu veya 30 günlük mortalite gelişimi çalışmamızın kompozit primer sonlanım noktasını, kritik hastalık tablosu veya 30 günlük mortalite gelişimi ise çalışmamızın sekonder sonlanım noktasını oluşturmaktadır. Gereç ve Yöntem: Tanısal değerlilik çalışmamız, prospektif ve gözlemsel olarak tasarlandı. Hastanemiz acil servisine, 01.12.2020 ile 01.06.2021 tarihleri arasında ayaktan veya ambulans hizmetleri aracılığı ile başvuran hastalar, dahil etme ve dışlama kriterleri neticesinde çalışmamızda yer aldı. Acil servis başvurusunda, tanısı gerçek zamanlı ters transkripsiyon – polimeraz zincir reaksiyonu (rRT–PCR) testi ile doğrulanan ve hafif veya orta şiddette hastalık tablosu (solunum sayısı < 30/dk; pulse oksimetre ile ölçülen oksijen satürasyonu [SpO2], oda havasında > %93; akciğer görüntülemesi gerekli görüldü ise, görüntülemede tipik hafif veya orta [parankimde < %50 tutulum] COVID–19 tutulumu) gözlenen COVID–19 olguları çalışmaya dahil edildi. Tanı anında sekonder enfeksiyon eşlik eden; ilk 24 saat içinde kötü klinik sonlanım gözlenen veya takip süresi içerisinde COVID–19 ile ilişkisiz kötü klinik sonlanım gelişen olgular çalışmadan çıkartıldı. Tanı anında olguların CALL ve HNC–LL skoru hesaplandı; tanısal değerlilik test performans sonuçları, 30 günlük takip süresi sonunda değerlendirildi. Çalışmamızda ayrıca temel tanımlayıcı hasta özellikleri ve laboratuvar parametrelerinden oluşan değişkenler, sonlanım grupları arasında karşılaştırılarak; primer ve sekonder sonlanımları predikte eden bağımsız değişkenler analiz edildi. Bulgular: Çalışmamızda 872 hasta istatistiksel analize dahil edildi. Hastaların 164'ünde (%18.8) primer kötü klinik sonlanım; 41'inde (%4.7) ise sekonder kötü klinik sonlanım gerçekleşti. Primer sonlanım açısından, CALL ve HNC–LL skorları Receiver Operating Characteristic (ROC) eğrisi ile analiz edildiğinde; eğri altında kalan alanlar (area under curve [AUC]), sırasıyla 0.777 (%95 GA: 0.739 – 0.815) ve 0.771 (%95 GA: 0.730 – 0.813) bulundu. CALL skorunun duyarlılığı %87.8 (%95 GA: 81.8 – 91.39), özgüllüğü %54.52 (%95 GA: 50.77 – 58.23); pozitif olabilirlik oranı 1.93 (%95 GA: 1.75 – 2.13), negatif olabilirlik oranı 0.22 (%95 GA: 0.15 – 0.33) olarak hesaplandı. HNC–LL skorunun ise duyarlılığı %82.32 (%95 GA: 75.6 – 87.83), özgüllüğü %60.17 (%95 GA: 56.46 – 63.8); pozitif olabilirlik oranı 2.07 (%95 GA: 1.85 – 2.32), negatif olabilirlik oranı 0.29 (%95 GA: 0.21 – 0.41) olarak hesaplandı. CALL ve HNC–LL skorlarının sekonder sonlanım açısından ROC eğrisi analizinde, AUC değerleri sırası ile 0.799 (%95 GA: 0.728 – 0.870) ve 0.815 (%95 GA: 0.751 – 0.879) bulundu. Sekonder sonlanımda CALL skorunun duyarlılığı %63.41 (%95 GA: 46.94 – 77.88), özgüllüğü %83.86 (%95 GA: 81.17 – 86.29); pozitif olabilirlik oranı 3.93 (%95 GA: 2.97 – 5.2), negatif olabilirlik oranı 0.44 (%95 GA: 0.29 – 0.66) olarak hesaplandı. HNC–LL skorunun ise duyarlılığı %70.73 (%95 GA: 54.46 – 83.87), özgüllüğü %78.58 (%95 GA: 75.63 – 81.32); pozitif olabilirlik oranı 3.3 (%95 GA: 2.61 – 4.18), negatif olabilirlik oranı 0.37 (%95 GA: 0.23 – 0.6) olarak hesaplandı. Çalışmamızda ayrıca univaryant analizde, sonlanım grupları arasında anlamlı farkın tespit edildiği değişkenlerin, multivaryant lojistik regresyon analizi gerçekleştirildi. SpO2 düzeyi ve komorbidite varlığı hem primer sonlanım (sırasıyla OR, 0.804 [%95 GA: 0.691 – 0.936] ve 2.770 [%95 GA: 1.658 – 4.629]) hem de sekonder sonlanım (sırasıyla OR, 0.683 [%95 GA: 0.521 – 0.895] ve 4.410 [%95 GA: 1.479 – 13.149]) açısından bağımsız risk faktörü olarak değerlendirildi. Bununla birlikte, ileri yaş (OR, 1.034; %95 GA: 1.016 – 1.053) ile lenfosit (OR, 0.596; %95 GA: 0.417 – 0.852) ve C-reaktif protein (CRP) (OR, 1.015; %95 GA: 1.008 – 1.023) düzeylerinin, primer kötü klinik sonlanımı; hemoglobin düzeyinin (OR, 0.819; %95 GA: 0.681 – 0.986) ise sekonder kötü klinik sonlanımı predikte eden bağımsız değişkenler olduğu gözlendi. Sonuç: Çalışmamızda, COVID–19 hastalarında ağır veya kritik hastalık tablosu gelişimini predikte etmek amacıyla geliştirilmiş olan CALL ve HNC–LL skorlama sistemlerinin tanısal değerlilik test performans sonuçlarının, skorlamaların geliştirildiği orijinal çalışmalarda iddia edildiği ölçüde başarılı olmadığı tespit edilmiştir. CALL ve HNC–LL skorları, COVID–19'da kompozit kötü klinik sonlanımın dışlanmasına ilişkin fayda sağlamakla beraber; klinisyenlerin ihtiyaç duyduğu ölçüde başarılı performans gösterebilmeleri adına, her iki skorlama sisteminin de geliştirilmesi gerektiğini düşünmekteyiz. Orijinal çalışmalarda yer almayan tüm potansiyel değişkenlerin (SARS–CoV–2 varyant tipleri, aşılanma durumu, kötü klinik sonlanımla ilişkili olabilecek diğer laboratuvar parametreleri gibi) de dahil edildiği çok merkezli klinik araştırmalar neticesinde; daha başarılı tanısal test performansına sahip skorlama sistemlerinin geliştirilebileceği kanaatindeyiz.

Özet (Çeviri)

Introduction and Aim of The Study: The coronavirus disease (COVID–19), which appeared in December 2019, then affected the whole world shortly after that; was declared a pandemic by the World Health Organization (WHO) in March 2020. Both the treatment approaches and the need for hospitalization differ depending on the clinical course of the COVID–19. The significant pressure created by the pandemic on health systems has led to the requirement to predict the clinical course and progression of COVID–19 with high accuracy at the early stage of the disease. That's why many prediction models have been developed to predict a bad clinical outcome. The significant pressure exerted by the pandemic on health systems has brought the requirement to predict the clinical course and progression of COVID–19 with high accuracy and in the early stage; many prediction models have been developed to predict the clinical outcome. The CALL and HNC–LL scores are among the scoring systems designed to predict the progression to severe disease in COVID–19. Our study aims to evaluate the diagnostic test performances related to both scoring systems. In cases in which mild or moderate COVID–19 is observed, the progression to the severe or critical disease or mortality in 30 days constitutes the composite primary outcome of our study and the progression to the critical disease or mortality in 30 days constitutes the secondary outcome. Material and Method: Our diagnostic validity study was designed as a prospective and observational study. The patients who were admitted to the emergency department of our hospital, which is a tertiary health institution, as outpatients or have brought by ambulance services between December 1, 2020 and June 1, 2020 took part in this study. The diagnosis was confirmed via real–time reverse transcription – polymerase chain reaction (rRT–PCR) test at the emergency service admission. The cases in which mild or moderate COVID–19 was observed (respiratory rate < 30/min, oxygen saturation measured by pulse oximeter [SpO2] in room air >93%; typical mild or moderate [

Benzer Tezler

  1. Black & Scholes opsiyon modeli için lineer regresyon yaklaşımı

    The linear regression approach for the Black & Scholes option model

    DEVRAN YAZIR

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2011

    MatematikKaradeniz Teknik Üniversitesi

    Matematik Ana Bilim Dalı

    PROF. ERHAN COŞKUN

  2. Home and identity as postcolonial tropes in J. J. Bola's no place to call home and Abdulrazak Gurnah's by the sea

    J. J. Bola'nın no place to call ve Abdulrazak Gurnah'ın by the sea eserlerinde postkolonyalizm mecazları olarak ev ve kimlik

    ALI RIDHA ALI AL-RUFAI

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2024

    İngiliz Dili ve Edebiyatıİstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi

    İngiliz Edebiyatı Ana Bilim Dalı

    assist. Prof. Dr. UĞUR DİLER

  3. Rastgele yürüyüş süreçleri ve bazı uygulamaları

    Random walk processes and some applications

    FATMA ZEHRA DOĞRU

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2011

    İstatistikKaradeniz Teknik Üniversitesi

    İstatistik ve Bilgisayar Bilimleri Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. ZAFER KÜÇÜK

  4. What do the option-based variables tell us about future returns?

    Opsiyon bazlı değişkenler hisse getirileri hakında ne anlatıyor?

    ÖZGÜR ŞAFAK AÇIKALIN

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2023

    İşletmeİhsan Doğramacı Bilkent Üniversitesi

    İşletme (İngilizce) Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. ZEYNEP ÖNDER

  5. Black-Scholes kısmi diferensiyel denklemin sonlu eleman ve sonlu fark yöntemleri ile çözüm analizi

    Solution analysis of Black-Scholes partial differential equation by finite element and finite difference methods

    HAYATİ ÜNSAL ÖZER

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2016

    Ekonomiİstanbul Teknik Üniversitesi

    Hesaplamalı Bilimler ve Mühendislik Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. AHMET DURAN