Geri Dön

Family context and children's learning-related behaviors and competency in math in turkish and german contexts

Aile bağlamı ve çocukların matematikte öğrenmeyle ilgili davranışları ve yeterlikleri

  1. Tez No: 751410
  2. Yazar: WENKE NİEHUES
  3. Danışmanlar: PROF. DR. AYŞE BİLGE SELÇUK
  4. Tez Türü: Doktora
  5. Konular: Psikoloji, Psychology
  6. Anahtar Kelimeler: matematiksel yeterlik, aile uyumu, özerklik desteği, psikolojik kontrol, ebeveynlerin okul ödevlerine müdahalesi, öğrenme ile ilgili davranışlar, Türkiye, Almanya, kültür, God, Evil, Love, Theodicy, Yûnus Emre
  7. Yıl: 2022
  8. Dil: İngilizce
  9. Üniversite: Koç Üniversitesi
  10. Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Psikoloji Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 110

Özet

Pek çok çocuk ilkokul kadar erken bir dönemde bile okulun matematik gereksinimlerine yetişmekte güçlük çekmekte ve matematiğe karşı anksiyete geliştirmektedir. Erken matematik becerileri, çocukların ileri dönem akademik yeterliklerinin ve okuldaki başarısının temel bir öngöstergesi olduğu ve giderek daha fazla meslekte gerekli olduğu için bu durum sorun teşkil etmektedir. Her çocuğun matematiksel gelişim potansiyeline ulaşmasını sağlamak için bu yetkinliklerin ilk kolaylaştırıcılarını belirlemek önemlidir. Literatür, çocukların matematik becerilerini geliştirmeleri için anaokullar ve okullar ile birlikte ailelerin önemini vurgulamaktadır çünkü aileler, çocukların okula başarılı bir şekilde geçişi ve ardından matematik öğrenimi için erken bilişsel ve davranışsal beceriler kazandıkları birincil sosyalleşme ortamını oluşturur. Böylece aile ortamının farklı yönleri halihazırda çocukların matematiksel yeterlikleriyle ilişkilendirilir. Ancak bu tez, aile bağlamının ve ailenin sosyo-ekonomik statüsünün (SES) çocukların matematik becerileri geliştirmesiyle nasıl bağlantılı olduğunun altında yatan mekanizmaları daha iyi anlamak için ebeveynlerin ve öğrencilerin eğitim ile ilgili inançları (ebeveynlerin ve öğrencilerin görev değeri ve yeterlik inançları) ve aile içindeki uyumun (aile üyeleri arasındaki yakınlık düzeyi, duygusal bağ ve destek) yanı sıra ebeveynlerin matematik ödevlerine olan müdahalelerinin kalitesi (özerklik desteği ve psikolojik kontrol uygulamaları) gibi aile ortamının süreç odaklı yönlerinin rolüne odaklanmıştır. Aile ortamları ve okul sistemleri ülkeler arasında farklılık gösterdiğinden aile bağlamının çocukların matematik becerileriyle nasıl bağlantılı olduğuna dair temel mekanizmalar da ülkeler arasında farklılık gösterebilir. Bu nedenle tez, Türkiye ve Almanya gibi iki farklı ülkeden gelen verilerden yararlanmaktadır. İlk çalışma, aile SES'inin Türkiye'deki çocukların matematik performansıyla olan bağlantısına dair temel süreçleri incelemiştir. Okulların ortalama performans düzeyi ile ebeveynlerin ve öğrencilerin eğitimle ilgili inançlarının ailenin sosyo-ekonomik statüsü (SES) ile öğrencilerin matematik başarısı arasındaki ilişkideki rolünü araştırmak için 4742 öğrenciden (Myaş = 15,8 yıl) elde edilen veriler kullanılmıştır. İkinci çalışmada aile içindeki uyumun, öğrencilerin ilkokula geçişte matematik ve matematik yeterliğindeki öğrenmeyle ilgili davranışlarıyla olan ilişkisini araştırmak için 357 öğrenciyle (Myaş anaokulunda (T1) = 60,22 ay) Almanya'daki boylamsal verilerden yararlanılmıştır. Üçüncü çalışmada annelerin matematik ödevlerine olan müdahalelerinin kalitesi (anne özerklik desteği ve psikolojik kontrol) ile çocukların matematik öğrenmeyle ilgili davranışları arasındaki bağlantı araştırılmıştır. Daha da önemlisi, bu çalışma 107 Alman-Türk (Myaş = 40,65 yıl), 426 Türk (Myaş = 40,56 yıl) ve 140 Alman ailede (44,83 yıl) anne-çocuk ilişkisinin kalitesinin rolünü (matematik ödevi konusunda anne-çocuk çatışmasının düzeyi) değerlendirmiştir. İlk çalışma, okulların performans düzeyi ve öğrencilerin yeterlik inançları aracılığıyla ailenin sosyo-ekonomik statüsünden öğrencilerin matematik yeterliğine uzanan güçlü dolaylı etkiler ortaya koymuştur. Bu dolaylı etki, ebeveynlerin eğitimle ilgili inançları veya öğrencilerin matematiğe olan ilgileri yoluyla oluşan dolaylı etkiden daha güçlüdür. Böylelikle ilk çalışmanın sonuçları, okulların performans düzeyinin ve öğrencilerin yeterlik inançlarının Türk öğrencilerin matematik yeterlikleri için önemli rolünü vurgulamaktadır. İkinci çalışma, Alman öğrencilerin birinci sınıfta öğrenme ile ilgili davranışlarının, anaokulunda aile içindeki uyum ile öğrencilerin ikinci sınıftaki matematik yeterlikleri arasındaki ilişkiye önemli ölçüde aracılık ettiğini göstermiştir. Bu sonuçlar, matematik konusunda gelecekteki okul başarısı için okula başlamadan önce olumlu ve geliştirici bir aile ortamının önemini vurgulamaktadır. Üçüncü çalışma, Türk ve Alman-Türk gruplarında annelerin matematik ödevlerine olan müdahalelerindeki özerklik desteği ile öğrencilerin matematik ile ilgili öğrenme davranışları arasında doğrudan pozitif bir ilişki olduğunu ve tüm örneklemlerde annelerin matematik ödevlerine olan müdahalelerindeki psikolojik kontrol ile öğrencilerin anne-çocuk çatışması düzeyi üzerinden matematik ile uğraşmaları arasında dolaylı bir ilişki olduğunu ortaya koymuştur. Bu sonuçların araştırma ve uygulama için önemli etkileri olmuştur. İlk çalışmanın sonuçları, okulların performans düzeyinin Türk öğrencilerin yeterlik inançları ve matematik yeterliğindeki önemli rolünü vurgulamış ve böylece Türkiye'deki matematik alanında bireysel farklılıkları araştıran çalışmaların, aile etkenlerinin ve öğrencilerin motivasyonel inançlarının yanında devam ettikleri okulun özelliklerini de analizlerine dahil etmesi gerektiğini öne sürmüştür. İkinci çalışma, aile için olumlu bir yön olan uyumlu aile ilişkilerinin Alman öğrencilerin erken öğrenmeyle ilgili davranışları ve matematikteki yeterlikleri için faydalı rolüne işaret etmiştir. Böylelikle gelecekteki müdahaleler, çocukların erken öğrenme ile ilgili davranışlarını ve matematik yeterliklerini okula başlarken bile güçlendirmiş olmak için Alman aileleri içindeki uyumu geliştirmeyi hedefleyebilir. Üçüncü çalışma, kültürel gruplar arasında çocukların akademik işleyişi için ebeveyn özerklik desteğinin olumlu rolünü ve ebeveynlerin psikolojik kontrolünün olumsuz rolünü vurgulamaktadır. Sonuçlar, Türk ve Alman-Türk annelerin matematik ödevlerine olan özerklik destekleyici müdahalelerini artırmaları ve her üç gruptaki annelerin de (Alman-Türk, Türk ve Alman) psikolojik kontrol uygulamalarından kaçınmaları gerektiğini göstermektedir. Çalışmalar çoğunlukla, örneğin sosyo-ekonomik statü veya göç geçmişi gibi aile bağlamının yapısal yönlerinden daha her yöne çekilebilir olan aile bağlamının süreç odaklı göstergelerine odaklandığından bulgular, öğrencilerin matematik yeterliklerini iyileştirmek için tasarlanmış gelecek müdahaleler için önemli çıkarımlar gösterebilir.

Özet (Çeviri)

The problem of evil is famous for being a subject that attracts the attention of almost everyone. The problem is shaped by the possibility of the coexistence of evil with a good and omnipotent God. While metaphysical evil is defined as the limitation and finitude of the universe and its contents; moral evil refers to the evils that arise by using the choices made by human free will in favor of the wrong option. Physical evil, on the other hand, describes the evils that occur outside the will of human. The problem, which is considered as existential, logical and evidential evil, has resulted in a large theodicy literature as a result of its discussion in both Western and Islamic thought. Yunus Emre, who placed divine love on the basis of his ontology thought, included the types of the problem of evil in his poems, and accepted love as the only source for the solution of the problem of evil, as in other problems. According to him, the finiteness of the universe and its contents is not an evil, on the contrary, it expresses the real goodness as a means to reach God. Accepting that moral evil arises from the free-willed person's choosing the wrong one between good and evil, the thinker considered it necessary to surrender to God with divine love for the solution. Physical evils, on the other hand, serve as a step for the maturation of human beings, so that people will reach unity as a result of a hard journey of suffering and realize that there is no difference between good and evil. It will be understood that there is no difference between crying and laughing, birth and death for anyone who can reach divine love.

Benzer Tezler

  1. Sınıf öğretmenlerinin görüşleri doğrultusunda 21. yüzyıl eğitim becerilerine dayalı bir karakter eğitimi çerçeve programının geliştirilmesi

    Development of a character education framework based on 21st century educational skills in accordance with primary school teachers' views

    OGÜN ÇAKIR

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    Eğitim ve ÖğretimMarmara Üniversitesi

    Temel Eğitim Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. MİDRABİ CİHANGİR DOĞAN

  2. Özel eğitim öğretmenlerinin otizm spektrum bozukluğu olan öğrencilerinin dil gelişimlerini desteklemek amacıyla kullandıkları yöntemler

    The methods that special education teachers use to support language development of students with autism spectrum disorder

    ALPER GÜLAY

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2017

    Eğitim ve ÖğretimAnkara Üniversitesi

    Özel Eğitim Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. FUNDA ACARLAR

  3. Aile eğitimi kurslarının yetişkin eğitimi bağlamında etkililiğinin değerlendirilmesi

    The evaluation of the effectiveness of the family education courses in the context of adult education

    FERHAT AY

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2015

    Eğitim ve ÖğretimBartın Üniversitesi

    Yaşam Boyu Öğrenme ve Yetişkin Eğitimi Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. GÜLSÜN ŞAHAN

  4. Çocukların tüketici olarak sosyalizasyonu sürecinde sosyalleşme aracıları, bezdirme gücü ve ebeveyn satın alma davranışı ilişkisi

    An investigation of relationship among socialization agents, pester power and parental purchasing behavior in the process of children's consumer socialization

    NAZ DEMİRKILIÇ

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2021

    İşletmeÇukurova Üniversitesi

    İşletme Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. FATMA DEMİRCİ OREL

  5. Okul öncesi eğitime devam eden 48-66 aylık çocuklara yönelik bilinçli farkındalık (mindfulness) temelli akran ilişkisi programı önerisi

    Proposal for mindfulness based peer relationship program of 48-66 month old children who continue in preschool education

    MERVE YILDIRIM

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    Eğitim ve ÖğretimÇanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi

    Temel Eğitim Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. EBRU AKTAN ACAR

    PROF. DR. RAZİYE BİLGE UZUN