Geri Dön

Play it all!: String ensembles in the Turkish music industry

Hepsini çal!: Türkiye müzik endüstrisinde yaylı grupları

  1. Tez No: 765173
  2. Yazar: SERKAN ŞENER
  3. Danışmanlar: PROF. DR. FATMA BELMA OĞUL, DOÇ. DR. ROBERT FRANKLIN REIGLE
  4. Tez Türü: Doktora
  5. Konular: Müzik, Music
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2022
  8. Dil: İngilizce
  9. Üniversite: İstanbul Teknik Üniversitesi
  10. Enstitü: Lisansüstü Eğitim Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Müzik Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Müzik Bilim Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 274

Özet

“Hepsini Çal!: Türkiye Müzik Endüstrisinde Yaylı Grupları”isimli bu tez, 1960'lı yıllardan itibaren Türkiye müzik endüstrisinin önemli bileşenlerinden biri olan yaylı grubu olgusunu muhtelif yönleri ile ele almaktadır. Araştıma bir etnografik çalışmanın ürünüdür; katılımcı gözlem ve derinlemesine görüşmeler vasıtası ile elde edilen bilgilerin yanı sıra, etnomüzikolojik literatür ve Türk müziği kayıt tarihinden seçilen ticari kayıtlar da çalışmaya kaynaklık etmiştir. Çalışma ilk etapta Türkiye müzik endüstrisinde yaylı gruplarının kuruluş dönemini ele almaktadır. Kronolojik açıdan 1960'ların sonlarından 1980'lere kadarki zaman dilimi içesinde yaylı grubunun piyasadaki müzik üretim süreçlerinin önemli bir parçası haline geldiği öne sürülmektedir. Ayrıca Türk müzik endüstrisinde yaylı grubu olgusunun, arabesk müzik türünün (yahut Orhan Gencebay'ın deyimi ile“serbest çalışmalar”ın), faklı müzikal arkaplanlara sahip müzisyenlerin ortaya koyduğu alternatif bir modernizasyon yaklaşımı olduğu ortaya koyulmuştur. Geleneksel müzik kültürünün bir sentez elde etme ümidi ile modernleştirilmesi ve hibritleştirilmesi Türkiye müzikal sahnesinin hemen her yerinde görülmektedir. Arabesk müziğin de bir modernleşme çabası olduğu, ancak diğer modernleşme çabalarından nispeten ayrılan referansları olduğu söylenebilir. Dahası, yaylı grubu müzikal stilin temel bileşeni olarak birçok yerli ve yabancı müzikal elementin temsilcisi; bunun da ötesinde alternatif bir modernizasyon yaklaşımının alameti farikası olarak yorumlanabilir. Bu bağlamda arabesk müziğin önemli aktörlerinin çalışmaları ve denemeleri, yaylı grubunun kurulması sürecine katkıları bakımından incelenmiştir. Yapılan araştırmalar sonucu arabesk müzik ve onun taşıyıcısı olan yaylı grubunun birbirinden oldukça faklı müzikal arkaplana sahip müzisyenlerin katılımı ve vizyonu ile kurulduğu ve geliştirildiği tespit edilmiştir. Makam müziğinin iç içe geçen iki kanadı olan halk müziği ve sanat müziği kökenli müzisyenlerin yanısıra, senfoni orkestralarında istihdam edilen klasik batı müziği kökenli müzisyenlerden cazcılara kadar geniş bir yelpazede konumlanan aktörlerin sürece önemli katkı sağladıkları görülmektedir. Suat Sayın, Orhan Gencebay, Vedat Yıldırımbora ve Mustafa Sayan gibi bazı aktörlerin süreçte etkin müzisyenler olarak öne çıktığı görülse de arabesk müziğin üretim süreçlerinde literatürde vurgulanandan daha geniş bir toplum kesiminin katkısı ve dahli olduğu söylenebilir. Bu yönüyle çalışma etnografik veriler ışığında mevcut literatürde mitleşmiş bazı anlatılara karşı çıkmakta ve yeni anlatılar ortaya koyma iddiası taşımaktadır. Diğer taraftan, yaylı grubunu merkeze alarak yapılan müzikal incelemeler vasıtası ile iddia edilen alternatif modernizasyonun müzikal açıdan nasıl hayata geçirildiği ele alınmaktadır. Elde edilen bulgular, yaylı grubu ile birlikte popüler makam müziklerinin ses sahası, tını, melodik yapı, form ve çokseslilik bağlamında yeni icra pratikleri ile tanıştığını desteklemektedir. Muhtelif yerel ve global müzik stillerinin yanısıra, aktörlerin karar alma süreçlerini belirleyen estetiğin ve ideolojinin de muhtelif yönleri ile ortaya konulduğu söylenebilir. Çalışamanın ele aldığı yaylı grupları, ekseriyetle müzik stüdyolarında albüm prodüksiyonlarına eşlik eden elit bir müzsyen grubuna karşılık gelir. Kuruluşundan beri Roman müzisyenlerin bu topluluk içerisinde yer aldıkları tespit edilmiştir. Akabinde, yaylı grubunun müzik endüstrisinde konsolide olduğu 1980'li yıllardan itibaren ise yaylı grubu genişlemiş ve Roman müzisyenlerin grup içerisindeki etkinlikleri artmıştır. Yakından bakıldığında Roman müzisyen ailelerin geleneksel yaşantılarından kaynaklanan bazı hususiyetlerinden dolayı müzik endüstrisi için uygun emekçiler oldukları görülmektedir. Bir taraftan geleneksel müziklere olan hakimiyetleri, diğer taraftan ise servis sağlamadaki becerileri ile stüdyo müzisyenliği için güçlü bir potansiyelleri mevcuttur. Antropoloji literatüründe, göçebe bir yaşam döngüsü içerisinde geçimlerini yerleşiklere ve diğer göçebelere hizmet sağlamakla kazanan ve grup içi (endogamik) evlenmenin yaygın olduğu toplumlar peripatetik gruplar olarak adlandırılmaktadır. Zaman içerisinde bu grupların modern devirlerde yerleşikleşerek kendi geleneksel geçim alışkanlıklarını bulundukları duruma göre yeniden düzenledikleri ve bu sebeple“geç-peripatetik”gruplar haline gelebildikleri zikredilmektedir. Çalışmada Türkiye müzik endüstrisinde faaliyet gösteren Roman ailelerin de bu bağlamda ele alınmasının mümkün olduğu görülmüştür. Söz konusu süreç çok öncelere dayansa da 1980'lerden itibaren önemli bir Roman nüfusu müzik piyasasının içerisinde bir ağ oluşturmuşlardır. Çalışmanın muhtelif bölümlerinde bu ağ içerisinde bireylerin müzikal manadaki kültürlenme süreçleri, dayanışmaları ve rekabetlerinin anlatısı yapılmıştır. Makro ölçekte yaşanan iktisadi dalgalanmaların ve teknolojik gelişmelerin yaylı gruplarına önemli etkileri olmuştur. Arabesk müziğin ticari başarısı, yaylı grubunun piyasadaki yerini sağlamlaştırmış, Roman toplumundaki genç bireylerin stüdyo müzisyenliğine yönelmesi için önemli bir motivasyon yaratmıştır. Gerek müzisyen kökenli gerekse başka geçim yollarını benimsemiş ailelerden genç kuşaklarda çok sayıda yaylı icracısı yetiştiği görülmüştür. İlk başta ancak küçük bir grup müzisyeni istihdam eden alternatifsiz yaylı grubu 1990'lı yıllarda alttan yetişen nitelikli icracıların baskısı ile karşılaşmıştır. Çoğunlukla akrabalık, komşuluk veya en azından grup aidiyeti ile birbirine bağlı olan müzisyenlerin sayısı artmış, oldukça prestijli bir iş olan stüdyo yaylı grubu müzisyenliği için alternatif olmuşlardır. Mevcut grup, bir kurumsallaşma denemesi ile Kempa'yı kurarak bu baskıyla başa çıkmaya çalışsa da, piyasada ortaya çıkan iş gücü arzının gücü sebebiyle kapsayıcı bir isdihdam sağlayamamıştır. Diğer taraftan aynı devirde yaşanan dijitalleşme süreci müzik üretme prosedürünü ve tüketim alışkanlıklarını derinden etkilemiştir. Dijital kayıt teknolojileri sofistike müzisyen ihtiyacını azalmıştır. Kayıt stüdyosunda prodüksiyonu hızlı bir şekilde tamamlamak esas olduğu için stüdyo müzisyenlerinin oldukça rafine bir tekniğe ve müzikal trafiği takip yeteneğine sahip olması beklenir. Küçük hataların telafi edilebilmesi ve belirli pasajların kopyala-yapıştır yöntemi ile çoğaltılabilmesi gibi olanaklar daha çok sayıda müzisyenin sektöre girişini cesaretlendirmiştir. Ayrıca dolaşıma giren MP3 gibi dijital ses formatları, tüketiciye albüm satın almadan müzik dinleme olanağı sunmuştur. Bunun neticesinde müzik piyasasının en büyük gelir kaynağı olan albüm satışlarında dramatik bir düşüş yaşanmıştır. Bir yandan müzisyen sayının artması, diğer yandan ise pazarda yaşanan daralma sonucu önemli bir kriz yaşanmış, rekabet artmış ve alternatif yaylı grupları kurulmuştur. Ticari manada altın çağını 1980'lerden 1990'ların ortalarına kadar yaşayan yaylı grubunun veya ona alternatif olarak kurulan diğer grupların yeni çağa ayak uydurdukları görülür. Yaylı icracıları stilistik manada donanımlarını arttırırken müzikal sahnenin çeşitli alanlarında faaliyet göstermiştir. Genç kuşak icracıların Arap Dünyası, Balkan, Akdeniz ve Kafkasya ülkelerinin müzik piyasalarına da servis sağlayarak bir yandan ekonomik olanaklarını genişlettikleri, diğer yandan yerel pratiklerini yakın coğrafyaya ihraç ettikleri gözlemlenmiştir. Bu manada yaylı grubunun etkinliği global müzik endüstrisi içerinde de izlenebilir bir hale gelmiştir. Yerel ile küresel arasında kurduğu bağ üzerinden, kültürel pratiği farklı düzlemlerde incelemek mümkündür. Stilistik açıdan bakıldığında yaylı grubu icracılarının zaman içerisinde Türkiye'nin müzikal dokusu içerinde kendilerine mahsus bir gelenek meydana getirdikleri görülür. Bu müzikal kültürü belirleyen en önemli etken müzik endüstrisinin işleyiş dinamikleridir. Albüm prodüksiyonlarına eşlik etmekte uzmanlaşmış elit müzisyenler her şeyden önce zamana karşı bir yarış içerisindedirler. Bu sebeple hızlı nota okumak, müzikal trafiği kavramak, kusursuz bir entonasyona sahip olmak, hızlı transpozisyon yapabilmek ve stiller arası geçişler yapabilmek gibi ayırt edici vasıflara sahiptirler. Diğer bir deyişle yaylı grubu müzisyenleri her tür ve biçimdeki müziği herhangi bir ton üzerinden çok kısa bir sürede mükemmel bir teknikle çalabilirler. Bu vasıflara sahip olabilmek için bazı iletişim stratejileri de geliştirmişlerdir. Stüdyo içerisinde aranjör veya müzik yönetmeni ile yaylı grubunun liderleri arasında gerçekleşen müzakere süreci ile notasyonda kabaca belirlenmiş akışa son hal verilir. Önceden yapılan müzikal düzenlemelerin tahayyül edildikleri şekilde gerçekleşmesi görece nadir yaşanan bir durumdur. Bu manada stüdyo müzisyenleri müzikal kompozisyonların ve düzenlemelerin şekillenmesinde çok önemli bir rol oynarlar. Diğer taraftan kendi içlerinde geliştirdikleri müzikal konvansiyonlar sayesinde grubun homojen bir icra sağlaması mümkün olur. Terminoloji, özel notasyon işaretleri ve sahip oldukları birlikte çalma tecrübesi ile şekillendirdikleri müzisyenlik biçimi bunun temel araçları olarak öne çıkar. Arabesk müzikte görülen ve yaylı grubunun icrasına da taşınmış olan Arap müziği etkileri farklı boyutları ile analiz edilmiştir. Yaylı grubunun kendisinin özellikle Mısır popüler müzik ikonları olan Muhammad Abd-al Wahab, Umm Kulthum, Farid Atrash ve Abd-al Halem Hafez gibi şarkıcılara eşlik eden orkestralardan esinlenerek kurulduğu söylenebilir. Bununla beraber icra stilinde birtakım benzerlikler görülse de Türkiye'deki yaylı gruplarının tamamiyle taklit oldukları söylenemez. Aksine Türk yaylı gruplarının icrasında daha çok yerel üsluplar hakimdir. Ayrıca Arap dünyası ile kurulan ilişki iki taraflıdır; Türk yaylı gruplarının hem Arap grupları üzerinde etkileri vardır, hem de bu müzik endüstrilerine de hizmet sağlayarak etki alanlarını genişletmişlerdir. Gerek yaylı grubuplarının toplu icrasında, gerekse bireylerin icra pratiklerinde Türkiye'nin lokal müzik stillerinin izini sürmek mümkündür. Adana, İzmir, Balıkesir gibi Anadolu kentlerinden ve kasabalarından İstanbula gelen Roman müzisyenlerin yerel pratikler ile İstanbul'da bulunan kozmopolit stilleri harmanlayarak“plak tarzı”denilen bir stil inşa ettikleri görülür. Her ne kadar bu tarzın tüm yanları ile analiz edilebilmesi mümkün olmasa da, farklı bölgelerden gelenlerin müzikal eğilimleri ve bunun grup icrasına eklemlenen unsurları ele alınmıştır. Ayrıca tarihsel açıdan önem arz eden stilistik bir silsilenin kurgusu, Haydar Tatlıyay ve Mustafa Sayan'ın icra analizleri üzerinden açıklanmaya çalışılmıştır. Sonuç olarak, Türkiye müzik endüstrisinde hizmet veren yaylı gruplarının, kuruldukları 1960'ların sonlarından günümüze kadar varlıklarını sürdürdükleri ve etkinliklerini arttırdıkları görülmektedir. Yaylı grubunda çalan müzisyenlerin hem bireysel olarak hem de oluşturdukları topluluklarla piyasa içerisindeki her türlü ihtiyaca cevap verdikleri; ayrıca üretim süreçlerine aktif katılımları ile müziği şekillendiren önemli aktörler oldukları söylenebilir.

Özet (Çeviri)

The thesis entitled“Play It All!: String Ensembles in the Turkish Music Industry”issues certain topics related with the phenomenon of string ensembles which have been one of significant elements in the Turkish music industry since the late 1960s. The research is a product of an ethnographic inquiry. Apart from participant observations and interviews, ethnomusicological literature and commercial recordings from the recording history of Turkish music sourced the investigation. The string ensemble in Turkish Music Industry is a product of modernization trials performed by significant actors from diverse backgrounds during the foundation of the musical genre called arabesk music. The works and efforts of significant actors of arabesk music were examined to set a ground for the foundation of the string ensembles. One of the findings of the thesis is the fact that arabesk music and string ensemble as its trademark were cultivated by diverse backgrounded musicians from the musical scene. However, some of them, such as Suat Sayın, Orhan Gencebay, Vedat Yıldırımbora, and Mustafa Sayan came forward as the most influential modernizers who impacted the music industry and followed by others. The very existence of the string ensemble shifted the musical style of the popular makam musics in terms of sonic range, timbre, melodic structures, form, and polyphony; which were elaborated in several sections of the text. Certain issues related with local and global styles, Arab influence, and social organization of arabesk musicians were addressed in the thesis. String ensembles have been dominated with Romani musicians since their foundation. The issues focusing on the social organization of the string ensembles with a special attention on the flexibility and networking of the string musicians in the marketplace promises a sublime data for the reader. In chapter 3, the findings from the field about performer profiles and cultivation processes of the Romani families and individuals as well as institutionalization processes which led to competition among the string ensembles were narrated. Performers of the string ensembles developed their musical tradition throughout history. As they provide service for the music industry, they adapted to changes in stylistic and aesthetic tendencies, economic fluctuations, and technological developments. In order to sustain their status in the marketplace they cultivated a musicianship which enabled them to perform any musical demand of actors who shape the musical scene. Meanwhile, their active participation in the productions transcend their significance towards active individuals and communities who shape the music.

Benzer Tezler

  1. Türk musikisinde keman eğitimi için bir metod arştırması

    Başlık çevirisi yok

    ZEYNEP BARUT

    Sanatta Yeterlik

    Türkçe

    Türkçe

    1995

    Eğitim ve Öğretimİstanbul Teknik Üniversitesi

    DOÇ. MUTLU TORUN

  2. Girişimcilik temelinde alternatif bir finansman modeli olan kitle fonlaması ve Türkiye'deki yatırımcılarına yönelik bir araştırma

    Crowdfunding as an alternative financial model based on entrepreneurship and an investigation for investors in Turkey

    FARUK ŞAHAP

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    İşletmeGalatasaray Üniversitesi

    İşletme Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. BANU DİNCER

  3. Makro ihtiyati politika ve finansal istikrar ilişkisi: Türkiye'de konut sektörüne yönelik araçların etkinliği

    The relationship between macro prudential policy and financial stability: Effectiveness of tools for the housing sector in Turkey

    MURAT SARI

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    EkonomiGalatasaray Üniversitesi

    İktisat Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ ZEHRA YEŞİM GÜRBÜZ

  4. Hızlı moda sektöründe makine öğrenmesi yöntemleri ile satış miktarlarının tahmin edilmesi

    Forecasting of sales quantities by machine learning methods in fast fashion sector

    SİNEM ÖZTÜRK

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    Endüstri ve Endüstri Mühendisliğiİstanbul Teknik Üniversitesi

    Endüstri Mühendisliği Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. SEDA UĞURLU

  5. Keman çalışma sürecinde ısınma-soğuma egzersizleri

    Warm up-cool down exercises in violin practiceprocess

    TUĞBA TUĞÇE TOPDEMİR

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    Eğitim ve ÖğretimKocaeli Üniversitesi

    Müzikoloji Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ HAKAN BAĞCI