Geri Dön

Coil embolizasyon uygulanan hastalarda serebraloksijenizasyonun vazospazm ile ilişkisi

The relation between cerebral oxygenation and vasospasm in patients undergoing coil embolization

  1. Tez No: 793216
  2. Yazar: BENGÜNUR ÖZDEMİR
  3. Danışmanlar: PROF. DR. MÜGE KOŞUCU
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Anestezi ve Reanimasyon, Anesthesiology and Reanimation
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2023
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Karadeniz Teknik Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Anesteziyoloji ve Reanimasyon Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 61

Özet

Amaç: Yapılan bu çalışmada coil embolizasyon uygulanan anevrizmatik subaraknoid kanamalı hastalarda intraoperatif serebral oksijenizasyonun ölçülmesiyle postoperatif dönemde gelişebilecek vazospazmın önceden tahmin edilmesi amaçlandı. Gereç ve Yöntem: Yapılan bu çalışma ASA I-IV sınıflamasına dahil olan, 18-70 yaş aralığında, coil embolizasyon uygulanan anevrizmatik subaraknoid kanamalı 40 hastada prospektif randomize olarak gerçekleştirildi. Hastalar operasyon odasına alındıktan sonra standart monitörizasyon (kalp hızı, sistolik arter basıncı, diastolik arter basıncı, ortalama arter basıncı, end tidal karbondioksit değerleri, periferik oksijen satürasyonu), bispektral index (BIS) ve serebral oksijen satürasyon monitörizasyonu (Near İnfrared Spektroskopi: NIRS) uygulandı. Hastaların anestezi indüksiyonu benzer anestezi ajanlarıyla yapıldıktan sonra anestezi idamesi klinisyen tercihine göre sevofluran ve remifentanyl ile veya sevofluran ve propofolle sağlandı. Değerler bazal, anestezi indüksiyonu sonrası, operasyonun 5., 10., 15., 30., 60., 90. dakikalarında, cerrahi sonunda ve anestezi sonunda kayıt altına alındı. İntraoperatif takip esnasında NIRS değerinde bazale göre %25'lik düşme olması vazospazm olarak değerlendirildi. Anjiyografik olarak ise intrakraniyal arterlerin lümeninin segmental veya yaygın daralması vazospazm olarak değerlendirildi. Postoperatif dönemde klinik takip parametresi olarak en az 2 saat süren; kafa karışıklığı, yönelim bozukluğu, fokal motor/duyu kaybı, konuşma bozukluğu, pupiller refleks değişikliği vazospazm olarak kabul edildi. Bulgular: Hastalar arasında demografik veriler açısından anlamlı bir fark bulunmadı. NIRS skorundaki anlamlı düşme durumuna göre indüksiyon sonrasında sistolik, diastolik, ortalama arter basınçlarının grup içi karşılaştırılmalarında istatistiksel olarak anlamlı farklılık saptandı. Postoperatif vazospazm görülen hastaların %55.5'inin intraoperatif NIRS skorunda anlamlı düşme görüldü (p=0,007). Postoperatif vazospazm durumuna göre sistolik, diastolik ve ortalama arter basınçlarının grup içi karşılaştırılmalarında; bazal ölçümleri daha düşük olan hastalarda postoperatif dönemde vazospazm görülme sıklığı istatistiksel olarak anlamlı derecede yüksek bulundu (p

Özet (Çeviri)

Aim: In this study, it was aimed to predict vasospasm that may develop in the postoperative period by measuring intraoperative cerebral oxygenation in patients with aneurysmatic subarachnoid hemorrhage who underwent coil embolization. Materials and Methods: This study was performed in a prospective randomized manner in 40 patients with aneurysmatic subarachnoid hemorrhage who underwent coil embolization, aged 18-70 years, included in the ASA I-IV classification. After the patients were taken to the operating room, standard monitoring (heart rate, systolic arterial pressure, diastolic arterial pressure, mean arterial pressure, end tidal carbon dioxide values, peripheral oxygen saturation), BIS (bispectral index) and cerebral oxygen saturation monitoring (Near infrared spectroscopy: NIRS) were applied. After anesthesia induction of the patients was performed with similar anesthetic agents, anesthesia maintenance was provided with sevoflurane and remifentanyl or with sevoflurane and propofol, depending on the clinician's preference. Values were recorded at baseline, after anesthesia induction, at the 5th, 10th, 15th, 30th, 60th, 90th minutes of the operation, at the end of surgery and at the end of anesthesia. A 25% decrease in NIRS value compared to baseline during the intraoperative follow-up was considered as vasospasm. Angiographically, segmental or diffuse narrowing of the lumen of the intracranial arteries was evaluated as vasospasm. Lasting at least 2 hours as a clinical follow-up parameter in the postoperative period; Confusion, disorientation, focal motor/sensory loss, speech disorder, pupillary reflex change were considered as vasospasm. Results: There was no significant difference between the patients in terms of demographic data. A statistically significant difference was found after induction in the intra-group comparisons of systolic, diastolic and mean arterial pressures according to the significant decrease in the NIRS score. A significant decrease was observed in the intraoperative NIRS score of 55.5% of the patients with postoperative vasospasm (p=0.007). In intra-group comparisons of systolic, diastolic and mean arterial pressures according to postoperative vasospasm status; the incidence of vasospasm in the postoperative period was statistically significantly higher in patients with lower baseline measurements (p

Benzer Tezler

  1. Anevrizmatik subaraknoid kanama geçirmiş hastalarda coil embolizasyon uygulaması sonrasında vazospazm gelişen ve gelişmeyen olguların glaskow koma skoru, optik sinir kılıf çapı ve hemodinamik özelliklerinin değerlendirilmesi

    Evaluation of glasgow coma score, optic nerve sheath diameter and hemodynamic properties of patients who developed and did not develop vasospasm after coil embolization treatment in patients with aneurysmatic subarachnoid hemorrhage

    TUĞÇE KARAKOÇ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    Anestezi ve ReanimasyonKaradeniz Teknik Üniversitesi

    Anesteziyoloji ve Reanimasyon Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. MÜGE KOŞUCU

  2. Pelvik venöz yetmezlik tedavisinde vasküler plak ve koil ile embolizasyonun etkinliği

    Efficiency of embolization with vascular plug and coils in pelvic venous insufficiency treatment

    ÇİĞDEM YALÇIN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2015

    Radyoloji ve Nükleer TıpÇukurova Üniversitesi

    Radyoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. EROL AKSUNGUR

  3. Geniş boyunlu intrakraniyal bifürkasyon anevrizmalarının tedavisinde stent ve balon destekli koil embolizasyonun etkinliği: 2 yıllık sonuçlarımız

    The efficacy of stent plus balloon assisted coil embolization in the treatment of wide-necked intracranial bifurcation aneurysms: Our 2-year results

    AHMET GÜNKAN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    Radyoloji ve Nükleer TıpSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Radyoloji Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. YILMAZ ÖNAL

  4. Gastrointestinal sistem kanamalarında transarteriyel embolizasyon tedavisinin güvenilirliği ve etkinliği

    Safety and efficacy of transarterial embolization therapy in gastrointestinal system bleeding

    MAYA GASIMOVA

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    Radyoloji ve Nükleer TıpÇukurova Üniversitesi

    Radyoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. MEHMET EMİN İNAL

  5. Karotikokavernöz fistül tanılı hastalarımızda farklı endovasküler metot ve materyallerin retrospektif analizi

    Retrospective analysis of endovascular methods and materials in patients with caroticocavernous fistula

    UĞUR KEMAL GÜNDÜZ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    NöroşirürjiSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Beyin ve Sinir Cerrahisi Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ERGÜN DAĞLIOĞLU

    DR. MUSA ONUR ÖZBAKIR