Geri Dön

Erken dönem modern devlet kuramının inşasında Romalı kökenler: Vırtus ve fortuna kavramları üzerinden bir değerlendirme

The Roman influence on the construction of early modern theory of the state: An examination through the concepts of virtus and fortuna

  1. Tez No: 812466
  2. Yazar: ELİF BAŞAK KARTLI
  3. Danışmanlar: DR. ÖĞR. ÜYESİ GÜLDEN ÇAMURCUOĞLU
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Eski Çağ Dilleri ve Kültürleri, Hukuk, Ancient Linguistics and Cultures, Law
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2023
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi
  10. Enstitü: Lisansüstü Eğitim Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Kamu Hukuku Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Kamu Hukuku Bilim Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 141

Özet

Bir kent devleti (civitas) olarak kurulan Roma, zamanın akışı içerisinde giderek büyümüş, yayılmış ve içinde bulunduğu çağın merkezi haline gelmiştir. Romalıların hayatla kurdukları bağ genellikle pragmatik olarak tanımlanır. Gerçekten de onların sosyal hayatlarını şekillendiren önemli bir olgu olan dinlerinin doğası dahi pragmatik bir karaktere sahiptir. Bu sayede rasyonaliteye ve esnekliğe dayanan bir hukuk sistemini ve bürokrasiyi inşa edebilmiş olan Romalılar, bu özellikleri ile henüz en başından itibaren modern devlet için kullanışlı araçlara sahiptiler. Ancak bunun da ötesinde dünya üzerinde iki bin yılı aşkın süre boyunca varlık gösteren Roma Devleti, kurumsal varlığı Batı'da sona erdikten sonra ardında kültürel, tarihi ve siyasi açılardan oldukça görkemli bir mirası Orta Çağ'ın krallıklarına bırakmıştır. Nitekim bu miras Orta Çağ Avrupası'nda özellikle Katolik Kilisesi'nin ve Doğu Roma İmparatorluğu'nun etkisiyle canlı tutulmuştur. 14. Yüzyıla gelindiğinde ise Rönesans hareketi ile bu mirasın özellikle İtalya'da yeni bir dünya görüşünün inşasına kaynaklık ettiği görülür. Bu yeni bakışın temsilcileri olan hümanist düşünürler, insanın kader karşısındaki konumunu yeniden ele alırken yüzlerini doğrudan Antik Roma'ya çevirmişlerdir ve Romalıların bu konuda kullandığı diyalektiği, virtus ve fortuna kavramlarını modern insanın özgür iradeye çıkan basamakları haline getirmişlerdir. Bu yeni dünya görüşünün bir parçası olan modern devlet de kuramsal olarak ortaya çıkışında bu mirastan kaçınılmaz olarak üzerine düşeni almıştır. İki kavram, Erken Modern Dönem'de öncelikle Niccolò Machiavelli'nin düşünceleri ile siyaset kuramına taşınmıştır. Daha sonra ondan daha farklı bir mahiyette Thomas Hobbes'un devlet kuramında da karşımıza çıkmaktadır.

Özet (Çeviri)

Rome was founded as a city-state (civitas), then gradually expanded, extended its influence and eventually became the center of its time. The Romans' relationship with life is often described as pragmatic. Indeed, even the nature of their religion, which was a significant determinant in shaping their social life, possessed a pragmatic character. Consequently, the Romans were able to construct a legal system and bureaucracy based on rationality and flexibility, equipping them with useful instruments for the modern state right from the very beginning. However, beyond this, the Roman state, which existed for over two millennia, left behind an immensely splendid legacy in cultural, historical, and political aspects after its institutional presence came to an end in the West. As a result, this legacy was vividly kept alive during the Middle Ages in Europe, particularly through the influence of the Catholic Church and the Eastern Roman Empire. By the 14th century, with the Renaissance movement, this legacy served as a source for constructing a new worldview, particularly in Italy. Humanist thinkers, the representatives of this new perspective, turned their attention directly to Ancient Rome in reconsidering the position of man in the face of fate. They turned the dialectic of virtus and fortuna used by the Romans into instruments that symbolize the free will of modern people. As an integral part of this new worldview, the modern state, inevitably drew from this legacy during its theoretical emergence. These two concepts were first brought into the realm of political theory during the Early Modern Period, primarily through the ideas of Niccolò Machiavelli. Subsequently, they resurfaced in a different form in Thomas Hobbes' theory of the state.

Benzer Tezler

  1. Humanitarian assistance policies of the European Union towards syrian refugees in Turkey

    Avrupa Birliği'nin Türkiye'deki Suriyeli mültecilere yönelik insani yardım politikaları

    CANSU ÇELİKER

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2018

    Siyasal BilimlerOrta Doğu Teknik Üniversitesi

    Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. BAŞAK KALE LACK

  2. Assessment of urbanization history of Addis Ababa city, Ethiopia

    Addıs Ababa cıty, Ethıopıa'nın kentleşme tarihinin değerlendirilmesi

    ABDURAHMAN HUSSEN YIMER

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2023

    Şehircilik ve Bölge PlanlamaMersin Üniversitesi

    Şehir ve Bölge Planlama Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. ALİ CENAP YOLOĞLU

  3. Educational reforms in Ethiopia: From the imperial era to the present

    Etiyopya'da eğitim reformları: Emperyal dönemden günümüze

    SALİH AHMED MAHAMMODA

    Doktora

    İngilizce

    İngilizce

    2022

    Eğitim ve ÖğretimNecmettin Erbakan Üniversitesi

    Eğitim Bilimleri Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. İSA KORKMAZ

  4. Adalet ve Kalkınma Partisinin milli kimlik tahayyülündeki tarih tasavvuru

    Justice and Development Party's history concept on the imagination of national identity

    AYŞE NUR SAN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    Siyasal BilimlerBilecik Şeyh Edebali Üniversitesi

    Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ ÇAĞDAŞ ZARPLI

  5. Yukarı Mezopotamya'da - başlangıcından 3. b.nyıla kadarki süreçte ortaya çıkan- devletin temelleri ve inşası

    The foundation and the construction of the early state in Upper Mesopotamia - from the beginning to the 3rd. millenium b.c.-

    MEHMET ALTUN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2010

    Tarihİstanbul Üniversitesi

    Tarih Bölümü

    PROF. DR. MUSTAFA H. SAYAR