Afetlerde psikososyal destek hizmetlerinin afetzedelerin travma sonrası stres bozukluğu ve dayanıklılık düzeylerine etkisinin değerlendirilmesi: Sinop Ayancık örneği
Evaluation of the effect of psychosocial support services in disasters on post-traumatic stress disorder and resilience levels of disaster survivors: The case of Sinop Ayancik
- Tez No: 835072
- Danışmanlar: PROF. DR. EMİNE ÖZMETE
- Tez Türü: Doktora
- Konular: Sosyal Hizmet, Social Work
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2023
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Ankara Üniversitesi
- Enstitü: Sağlık Bilimleri Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Sosyal Hizmet Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Sosyal Hizmet Bilim Dalı
- Sayfa Sayısı: 423
Özet
Dünya genelinde ve ülkemizde afetlerin sayısı, sıklığı ve insan yaşamı üzerindeki etkileri artmaktadır. Afetler insan yaşamını sekteye uğratan ve işlevselliği bozan olaylar olarak bireyler, aileler ve topluluklar üzerinde kısa ve uzun vadede yayılan etkiler göstermektedir. Bu etkilerin başında psikososyal işlevsellik gelmekte ve bu doğrultuda son yıllarda psikososyal destek hizmetlerinin geliştirilmesi için afetlere yönelik politikaların ve akademik çalışmaların yoğunlaştığı görülmektedir. Psikososyal alanda kırılganlık kavramından dayanıklılık kavramına doğru bir paradigma değişiminin yaşandığı gözlenmekte ve dayanıklılık kavramı çeşitli çalışmalarda farklı düzeylerde ele alınmaktadır. Bu tez çalışmasında afetlerde psikososyal alanda ön saflarda görev alan sosyal hizmet disiplinin genelci, bütüncül ve güçlendirme odaklı yaklaşımları temel alınarak birey, aile ve toplum düzeylerinde dayanıklılık kavramları afetlerde psikososyal işlevselliğin en belirgin göstergesi olan travmatik stresle birlikte ele alınmıştır. Bu çalışmada ikinci bir boyut olarak afet sonrası sunulan hizmetler afetzedeler ve personel tarafından ikili bakış açısıyla değerlendirilmiştir. Bu bağlamda bu araştırma Sinop- Ayancık sel afetine maruz kalan yetişkin bireylerin travmatik stres ve dayanıklılık düzeylerinin, travmatik stresle ilişkili faktörlerin ve psikososyal işlevsellikleri ve dayanıklılıklarına ilişkin değerlendirmelerin belirlenmesi ve sel afeti sonrası sunulan hizmetlere yönelik afetzedelerin ve personelin değerlendirmelerinin incelenmesi amacıyla gerçekleştirilmiştir. Bu çalışmada karma araştırma yöntemleri arasında yer alan, yakınsayan paralel yaklaşım kullanılmıştır. Bu yaklaşımda nicel ve nitel veriler eş zamanlı olarak toplanarak paralel bağlamlar incelemektedir. Araştırma yöntemiyle tutarlı olarak paralel karma örneklem yöntemi kullanılmıştır. Bu doğrultuda nicel araştırmada örneklemin evreni temsil gücünü arttırmak için küme örneklem ve nitel araştırmada çalışmanın amaçları doğrultusunda katkı sağlayabilecek ve gönüllü olan katılımcılara ulaşmak için amaçlı örneklem kullanılmıştır. Tez çalışmasının nicel araştırma örneklemi n= 240 afetzede, nitel araştırma çalışma grupları ise n= 24 afetzede ve n= 13 personel olarak belirlenmiştir. Araştırmanın verileri Ayancık sel afetinden yaklaşık bir yıl sonra 05.09.2022-16.09.2022 tarihleri arasında toplanmıştır. Afetzedelerle görüşmeler Ayancık Aile Sağlığı Merkezi'nde ve personel görüşmeleri Sinop İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü'nde (AFAD) yapılmıştır. Veri toplama yöntemleri olarak nicel araştırmada anket yöntemi ve nitel araştırmada yarı yapılandırılmış derinlemesine görüşme yöntemi uygulanmıştır. Veri toplama araçları olarak nicel araştırmada; Nicel Görüşme Formu, Olayların Etkisi Ölçeği, Kısa Psikolojik Sağlamlık Ölçeği, Ailede Koruyucu Etkenler Ölçeği, Kolektif Dayanıklılık Ölçeği kullanılmıştır. Nitel araştırmada ise araştırmacı tarafından hazırlanan açık uçlu sorulardan oluşan yarı yapılandırılmış afetzedeler ve personel nitel görüşme formları uygulanmıştır. Bu tez çalışmasından elde edilen bulgulara göre Ayancık sel afetine maruz kalan yetişkin bireylerin %30,3"ü selden yaklaşık bir yıl sonra düşük düzeyde travmatik stres sergilemektedir. Travmatik stres semptomları arasında yeniden yaşama semptomları en yüksek puanları gösterirken, aşırı uyarılma semptomları daha yaygın olarak belirlenmiştir. Bu çalışmada afet öncesinde kırsal bölgede yaşayan, fiziksel hastalığı olan; afet sırasında yoğun hasar alan bölgede yaşayan, bir yakını vefat eden, yaşadığı ev büyük ve/veya küçük oranda zarar gören, yüksek düzeyde korku deneyimleyen ve acil müdahale hizmetlerine erişimde sorun yaşayan; afet sonrası bir sosyal yardım kullanan, barınakta kalan, karşılanan, hijyen ve temizlik ihtiyaçları karşılanmayan, iletişim sorunu yaşayan, güvenlik sorunu yaşayan ve resmi destek algısı olumsuz olan kişilerin travmatik stres açısından daha yüksek risk altında oldukları belirlenmiştir. Afetzedelerin bireysel dayanıklılıkları ile aile dayanıklılıkları arasında anlamlı korelasyon ilişkileri değerlendirilmiştir. Bu çalışmada regresyon analizleri sonucunda bireysel dayanıklılığın ve aile dayanıklılığı ve alt boyutlarının düşük düzeyde travmatik stresin yordayıcıları olduğu belirlenmiştir. Öte yandan toplam toplumsal dayanıklılık puanının travmatik stres üzerinde bir etkisi bulunmazken, toplumsal bağlılık/bakım, afet yönetimi ve bilgi iletişim alt boyutlarının düşük düzeyde travmatik stresin yordayıcıları olduğu değerlendirilmiştir. Araştırmanın nitel bulguları afetzedelerin kriz durumunda psikolojik deneyimlerini, somut ve soyut kayıplarını, toplumsal çözülmeleri, uzun süreli travma deneyimlerini ve çeşitli düzeylerde dayanıklılık ve güçlerine ilişkin deneyimlerini göstermiştir. Afet sonrası hizmetlere yönelik değerlendirmelerde afetzedeler ve personel farklı temalar altında afet öncesi hazırlık ve risk azaltma çalışmalarının yetersizliğini vurgulamışlardır. Adil ve ihtiyaç odaklı olmayan sosyal yardımlar, israf, erişebilirlik gibi ortak sorunlar değerlendirilmiştir. Öte yandan afetzedeler yeniden inşa çalışmalarının yavaşlığını ve fikirlerinin alınmamasını eleştirirken, personel halkın yardım arama tutum ve davranışları ile ilgili sorunları ve çeşitlenen ihtiyaçlarını ifade etmişlerdir. Bu çalışmadan elde edilen bulgular temel alınarak afet sonrası müdahaleler ve psikososyal destek çalışmaları şekillendirilebilir, mevcut hizmetler iyileştirilebilir ve afetzedelerin travmatik stres geliştirmesi önlenebilir. Afetten etkilenen bireyler, aileler ve toplulukların güçlü yönleri ve onları dayanıklı kılan unsurlar, riskli durumlar ve gruplar temel alınarak afet öncesi, sırası ve sonrasında mikro, mezzo ve makro düzey sosyal hizmet uygulamaları gerçekleştirilebilir.
Özet (Çeviri)
The number and frequency of disasters and their effects on human life are increasing worldwide and in our country. Disasters, as events that disrupt human life and disrupt functioning, show short and long-term effects on individuals, families and communities. At the forefront of these effects is psychosocial functioning, and in this direction, it is seen that policies and academic studies for disasters have intensified in recent years in order to develop psychosocial support services. It is observed that there is a paradigm shift from the concept of vulnerability to the resilience in the psychosocial field, and the concept of resilience is discussed at different levels in various studies. In this thesis, based on the generalist, holistic and empowerment-oriented approaches of the social work discipline, which is at the forefront of the psychosocial field in disasters, resilience at the individual, family and community levels are discussed together with traumatic stress, which is the most prominent indicator of psychosocial functioning in disasters. In this study, as a second dimension, the services provided after the disaster were evaluated from a dual perspective by the disaster victims and the personnel. In this context, this research was carried out to determine the traumatic stress and resilience levels, traumatic stress-related factors, psychosocial functioning and resilience of adult individuals exposed to the Sinop-Ayancık flood, and to examine the evaluations of the victims and staff regarding the services provided after the flood. In this study, the convergent parallel approach, which is among the mixed research methods, was used. In this approach, quantitative and qualitative data are collected simultaneously to examine parallel contexts. Consistent with the research method, the parallel mixed sampling method was used. In this direction, cluster sampling was used to increase the representative power of the sample in the quantitative research, and purposeful sampling was used in qualitative research to reach the volunteers who could contribute in line with the aims of the study. The quantitative research sample of the thesis study was determined as n= 240 disaster victims, and the qualitative research study groups were determined as n= 24 victims and n= 13 personnel. The data of the study were collected between 05.09.2022 and 16.09.2022, approximately one year after the Ayancık flood disaster. Interviews with disaster victims were held at Ayancık Family Health Center and personnel interviews were held at Sinop Provincial Directorate of Disaster and Emergency (AFAD). Questionnaire method in quantitative research and semi-structured in-depth interview method in qualitative research were used as data collection methods. In quantitative research as data collection tools; Quantitative Interview Form, Impact of Events Scale, Brief Resilience Scale, Inventory of Family Protective Factors, and Collective Resilience Scale were used. In the qualitative research, semi-structured victim and personnel qualitative interview forms consisting of open-ended questions prepared by the researcher were applied. According to the findings obtained from this thesis study, 30.3% of adult individuals exposed to the Ayancık flood exhibit low level of traumatic stress approximately one year after the flood. Among the traumatic stress symptoms, re-experiencing symptoms showed the highest scores, while hyperarousal symptoms were more common. In this study, it has been determined that before the disaster, people those lived in the rural area, those had a physical illness; during the disaster people those living in an area that was heavily damaged, whose relative passed away, whose house was severely and/or minorly damaged, those experiencing high levels of fear and those having problems in accessing emergency services; after the disaster people those benefited from a post-disaster social assistance, whose shelter needs were met, whose hygiene and cleaning needs were not met, who had communication problems, who had security problems and who had a negative perception of formal support, were at higher risk for traumatic stress. Significant correlations were evaluated between the individual resilience of the victims and their family resilience. In this study, as a result of regression analysis, it was found that individual resilience and family resilience and its sub-dimensions were predictors of low-level traumatic stress. On the other hand, while the total community resilience score did not have an effect on traumatic stress, connection/caring, disaster management and information and communication sub-dimensions were predictors of low-level traumatic stress. The qualitative findings of the study showed the disaster victims' psychological experiences in crisis situations, tangible and intangible losses, social disintegration, long-term trauma experiences, and various levels of resilience and strengths. In the evaluations of post-disaster services, disaster victims and personnel emphasized the inadequacy of pre-disaster preparedness and risk reduction studies under different themes. Common problems such as equitable and non-need-oriented social assistance, waste, and accessibility were evaluated. On the other hand, while the victims criticized the slowness of the reconstruction studies and the lack of their opinions, the personnel identified the problems regarding help-seeking attitudes and behaviors of public and diversified needs of themselves. Based on the findings obtained from this study, post-disaster interventions and psychosocial support services can be shaped, existing services can be improved, and traumatic stress progress can be prevented. Micro, mezzo and macro level social work practices can be carried out before, during and after the disaster, based on the strengths of the individuals, families and communities affected by the disaster and the factors that make them resilient, risky situations and groups.
Benzer Tezler
- Afet alanında çalışan personellerde psikososyal destek müdahale ilkeleri, empati ve liderlik ilişkisi; Türk Kızılay örneği
Psychosocial support intervention principles of disaster personnels relationship, between empathy and leadership; the example of Turkish Red Crescent
ADEM DEMİR
Yüksek Lisans
Türkçe
2020
Kamu YönetimiGümüşhane ÜniversitesiAfet Yönetimi Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ NURÇİN KÜÇÜK KENT
- Afetlerde psikososyal destek hizmetlerinin AFAD'da çalışan sosyal çalışmacılar tarafından değerlendirilmesi
Evaluation of psychosocial support services in disasters by social workers working in AFAD
GÜLŞAH ALAKARA ÖZCAN
Yüksek Lisans
Türkçe
2018
Sosyal HizmetlerHacettepe ÜniversitesiSosyal Hizmet Ana Bilim Dalı
PROF. DR. İBRAHİM CILGA
- Afetlerde krize müdahale: Kahramanmaraş Depremi'nde Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının çalışmaları
Crisis intervention in disasters: activities of the Ministry of Family and Social Services in the Kahramanmaraş Earthquake
MURAT ŞAHİN
Yüksek Lisans
Türkçe
2024
Sosyal HizmetSakarya ÜniversitesiSosyal Hizmetler Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. HASAN HÜSEYİN TAYLAN
- Bireylerin afet sonrasındaki psikososyal destek ihtiyaçlarına ilişkin psikolojik danışmanların görüşleri
Opinions of psychological counselors on the psychosocial support needs of individuals after disaster
GÜLÇİMEN ALKAN
Yüksek Lisans
Türkçe
2024
Eğitim ve ÖğretimAmasya ÜniversitesiEğitim Bilimleri Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ADEM BAYAR
- Afetlerde derneklerin psikososyal destek çalışmalarında sürdürülebilir kapasitelerinin geliştirilmesi
Developing sustainable capacity of associations in psychosocial support studies in disasters
ŞAZİYE MELİKE ORAL
Yüksek Lisans
Türkçe
2023
Sosyal HizmetAnkara Sosyal Bilimler ÜniversitesiAfet ve İnsani Yardım Yönetimi Ana Bilim Dalı
PROF. DR. AKİF ARGUN AKDOĞAN