Geri Dön

Tasavvuf şiirinde sembol: İbnü'l-Fârız örneği

الرَّمْــزُ فِي الشِّــعْرِ الصُّــوفِيّ ابْنُ الفَارِضِ نَمُوذَجَاً

  1. Tez No: 837525
  2. Yazar: AHMAD ALHWSEN
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. YAŞAR ACAT
  4. Tez Türü: Doktora
  5. Konular: Doğu Dilleri ve Edebiyatı, Eastern Linguistics and Literature
  6. Anahtar Kelimeler: Tasavvuf, Sufî Şiir, İbnu'l-Fâriz, Sembol, Güzellik, Sevgi, İçki, Sarhoşluk, Sufism, Sufi poetry, Ibn al-Farid, symbol, beauty, love, wine, drunkenness
  7. Yıl: 2022
  8. Dil: Arapça
  9. Üniversite: Şırnak Üniversitesi
  10. Enstitü: Lisansüstü Eğitim Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Temel İslam Bilimleri Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Temel İslam Bilimleri Bilim Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 359

Özet

İnsanları züht ve ibadete çağıran tasavvuf, hicrî üçüncü asırda dini bir hareket olarak İslam âleminde yayılmaya başladı. Söz konusu asır sufîlerinin çoğu takva ve züht konusunda sahabe ve tabiûnun sîreti üzerindeydi. Neticede zâhit ve âbitler nezdinde sufî şiir ortaya çıkarak âlimler, fakihler ve muhaddisler arasında takva ve ihlas yaygınlaşınca etkileri belirgin hâle gelmeye başladı. Sufî şiir Celaluddin er-Rûmî ile Fârisî şiirde, İbnu'l-Fâriz ve İbnu'l'Arabî ile de Arap şiirinde zirveyi yakaladı. Sufîler kendilerini ifade etmede vicdanlarını yansıtırken sembole başvurmuşlardır. Bunda aktarılacak birikimin çokluğu, farklı anlamlara yorumlanma imkanı ile Allah ile olan alakalarının niteliği hususundaki düşüncelerini yansıtılma arzusunun etkili olduğu söylenebilir. Sufîler maksat ve hedeflerine söz konusu semboller vasıtasıyla ulaşabilmişlerdir. Dolayısıyla sufî sembolün bâtinî bir tecrübeye dayandığı ifade edilebilir. İlahi aşkın son imamı Sufî şair İbnu'l-Fâriz şiirde küçük bir divan bırakmıştır. Bu divanda öncelikle sufî bir miras söz konusu olmakla birlikte şiir divanları arasında en değerlisidir. Kadın ve sarhoşluk, zaman ve mekân ile diğer tabiat figürleri gibi sembolleri en etkili şekilde kullandığı görülmektedir. İbnu'l-Fâriz'in şiir divanından yola çıkarak sufî geleneğe kattığı ve lafızların manâ boyutlarını güçlendiren yüzden fazla terimden söz edilebilir. İbnu'l-Fâriz'in kadın güzeliğini mutlak ilahî güzelliğe giden bir yol ve yöntem olarak kullandığı görülmektedir. Zira kâinatın bütün tezahürlerinin sadece ilahî zatın tecellisi mahiyetinde olduğuna inanmaktadır. Her şeyde Allah'ın azamet ve büyüklüğü görülmektedir. Bütün nesne ve manâlarda gerçek mahbubuna şâhit olmaktadır. Onun şiirsel tecrübesi ruhsal eğitiminden doğmuştur. Duyu organlarından ve akıldan hareket etmeyen yöntemi de ilham kaynaklıdır. Sufîler içki/sarhoşluk unsurunu ilahî sevgi için bir sembol hâline getirmişlerdir. Onu vicdanlarını sesi yaparak irfanî maksatlarına işaret kılmışlardır. Bu akımı en güzel temsil eden İbnu'l-Fâriz'in tâiyye ve mimiyye şiirlerinde bunun örneklerini görmek mümkündür. Ancak şu da bir gerçektir ki İbn Fâriz söz konusu şiirlerde sevgi dışında bir şeye yer vermemesi ona göre Allah'ı tanımanın ilk aşamasının sarhoşlukla sembolize edilen sevgi olduğu gibi ruhanî keşfe yönelik kalp hâlinin temeli de odur. Derin şiirsel tecrübesinin ortaya çıkması için sarhoşluğun aklı giderici niteliğini dikkate alarak içki unsuruna sığınmayı tercih etmiştir. Dolayısıyla sarhoşluk kendini kaybetmekten ziyade başka bir âleme göç etmektir. O da ruhun mahbupla birleşmesini sağlayan manevi bir sarhoşluktur. Böylece İbnu'l-Fâriz'in şiirlerinde sembollerden, işaret ve imalardan oluşan sufî bir âlem sunduğu görülmektedir.

Özet (Çeviri)

Sufism spread throughout the Islamic world in the third century AH as a religious movement calling for asceticism and worship, and most of the Sufis of this century were following the Companions and Followers for their religiousness, piety and asceticism. However, Sufi poetry appeared among the hermits and ascetics, and its characteristics emerged when piety and religiousness spread among the Faqihs, Scholars and Narrators. With Jalal al-Din al-Rumi in Persian poetry and Ibn al-Farid and Ibn al-Arabi in Arabic poetry, Sufi poetry achieved its pinnacle. For their expression and ecstasy, the Sufis resorted to the Symbolism due to the intensity of their heritage and the multiplicity of its interpretation, and to convey their perceptions and define the relationship between them and God Almighty. As the Sufi symbol is based on a mystical experience, the Sufis found their purpose in the symbolism for their experiences, desires and intentions to be inferred. Ibn al-Farid, the mystical poet to whom the imamate of divine love ended, left a small divan poetry with a first-degree spiritual heritage. This divan has the most delicate and valuable poetry, as well as the symbolism of remarkable ingenuity, such as the symbol of woman, symbol of wine, place and time expressions, symbols derived from the nature, and other symbols. It is worth noting that Ibn Al-Farid in his divan poetry originated and produced over a hundred complex Sufi terms, which lends the phrase and meaning stronger connotations. Ibn al-Farid considered feminine beauty as a way to absolute divine beauty and believed that all the manifestations of the universe are nothing more than manifestations of the Divine Essence, in which he saw God's majesty present in everything. His poetic experience arose from the spiritual exercise and his approach which was based on inspiration rather than the senses and mind. Wine was regarded as a symbol of divine love by the Sufis, and it was associated with their spiritual intentions. Ibn al-Farid, whose poems (Ta'iyah and Mimeyah) contained various intoxicated undertones due to their psychological meanings and emotional states, is an outstanding exemplar of this current. But the truth is that Ibn al-Farid in the mentioned poems spoke only about love but through the symbol of wine. Love, for him, is the first-degree divine understanding and the basis of the heart and spiritual state. He preferred to resort to the wine dictionary to build his poetic experience due to the absence of the mind that is characterized by drunkenness, for drunkenness is not trance but rather absence, and it is a spiritual wine that restores the soul to union with the Beloved. Ibn al-Farid introduced in his poems a coherent Sufi world of symbols, connotations, and signs.

Benzer Tezler

  1. كتاب الزُّجاجة البِلَّوريَّة شرحُ قصيدة الخَمريَّةلمُحَمَّد زين العابدين بن مُحَمَّـد الغَـمْريِّ سِبْـطِ المَرصَفِيِّ(ت: 966هـ)[دراسةً وتحقيقاً]

    Muhammed Zeynü'l-Âbidîn bin Muhammed el Gamrî Sıbtı'l-Marsafî'nin (Ö.H. 966) 'Kitabu'z-Züccaceti bi'l-Levriyye Şerhu Kasidetü'l-Hamriyye' adlı eseri [Araştırma ve tahkik]

    INAS ABDULWAHHAB AHMED AL-ANI

    Yüksek Lisans

    Arapça

    Arapça

    2023

    DinÇankırı Karatekin Üniversitesi

    Temel İslam Bilimleri Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ KUTAİBA FARHAT

  2. Tasavvuf şiirinde ayna sembolü

    Mirror symbol in Sufi poetry

    ZUHAL ÖZTÜRK

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    DinÜsküdar Üniversitesi

    Tasavvuf Kültürü ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. EMİNE YENİTERZİ

  3. Halk şiirinde tabiat

    Nature in folk poetry

    ADEM YILDIZ

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2002

    Türk Dili ve EdebiyatıÇanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi

    Halk Edebiyatı Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. HAMDİ GÜLEÇ

  4. Klasik Türk şiirinde cennet ve cehennem

    Paradise and hell in classical Turkish poetry

    SITKI NAZİK

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2015

    Türk Dili ve EdebiyatıFırat Üniversitesi

    Türk Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. SEVİM BİRİCİ

  5. Cumhuriyet Dönemi Türk şiirinde gül imgesi

    The image of the rose in Turkish poems in the Republic Period

    MELEK ÇETİN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2013

    Türk Dili ve EdebiyatıFatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi

    Türk Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. HASAN AKAY