Geri Dön

Dub techno as orphic experience: Auditory aesthetics, spatiality, and sound

Dub techno müziğin orfik deneyim olarak irdelenmesi: Sessel estetik, mekânsallık ve sound

  1. Tez No: 839066
  2. Yazar: BAHADIRHAN KOÇER
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. OZAN BAYSAL
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Müzik, Music
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2023
  8. Dil: İngilizce
  9. Üniversite: İstanbul Teknik Üniversitesi
  10. Enstitü: Lisansüstü Eğitim Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Müzikoloji ve Müzik Teorisi Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Müzikoloji Bilim Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 302

Özet

Bu tez, dub techno müzikte orfik deneyimi ve bu deneyimin dinleyiciler arasında türün tercihlerini ve algılarını nasıl şekillendirdiğini irdelemektedir. 1990'ların başında Almanya'da ortaya çıkmış bir techno alt-türü olan dub techno, başta echo ve reverberation olmak üzere, dub müzik prodüksiyon tekniklerini estetiğinde barındırmaktadır. Dub techno, estetik, politik, tarihsel, teknik ve müziksel alanlarda çetrefilli bir doygunluğa sahip olmasına rağmen, akademik sahada neredeyse hiç irdelenmemiş bir araştırma öznesidir. Bu tez orfik medya ile ilişkisi üzerinden dub techno'yu, estetik, politik, tarihsel, teknik ve müziksel yönlerden inceleyerek, literatürdeki bu boşluğu doldurmayı amaçlamaktadır. Orfik deneyim, bireyin kendisini sessel çevresinden soyutlaması edimiyle başlar. Her ne kadar bu konuda tartışmalar olsa da, kişisel teknolojik donanımlar yoluyla sessel öz-kontrolünü sağlayan bireyin bir bakıma özgürleştiği ileri sürülebilir. Orfik deneyim kavramı, bireyi kendi refahından sorumlu gören neoliberal özne anlayışı ile yakından ilişkilidir. Müzik tüketimi bağlamında, orfik deneyim, kişisel dinleme cihazları, aktif gürültü önleyici kulaklıklar ve ev sinema sistemleri gibi çeşitli teknolojiler aracılığıyla bireylerin kendi ses ortamlarını oluşturmalarına izin veren çeşitli teknolojiler tarafından mümkün kılınmakta ve kolaylaştırılmaktadır. Orfik deneyim, müziği sosyal ve kültürel bir olgu olarak anlama biçimimize ilişkin olarak da önemlidir. Çünkü orfik deneyim, komünal ve bireysel dinleme fikirleri arasındaki gerilime ve teknolojik gelişmelerle birlikte, müzikle olan ilişkimizin nasıl yeniden şekillenmekte olduğuna dikkat çekmektedir. Bu çalışmada dub techno, müzikolojik bir perspektiften, bireysel müzik tüketiminin orfik deneyimini incelemek adına elverişli bir örnek olarak görülmüştür. Bu araştırmada, öncelikle orfik deneyim tanımlanmıştır. Ardından dub ve techno müziğin tarihsel ve müziksel yönleri irdelenmiş; en önemlisi, dub ve techno müziğinin birleşiminden doğan dub techno'nun karakteristikleri üzerinden orfik deneyiminin nasıl gerçekleştiği aydınlatılmaya çalışılmıştır. Araştırma boyunca, derleme, müziksel analiz, anket ve röportaj olmak üzere, dört temel veri toplama aracı kullanılmıştır. Derleme yöntemi, bu araştırmanın temelini oluşturmak için önem taşımıştır. Orfik medya kavramının çerçevesi içinde orfik deneyimin tanımlanması, dub, techno ve dub techno türlerinin tarihsel ve estetik yönlerine dair yaklaşımların geliştirilmesi ve bu olguların hem komünal hem de bireysel dinleme deneyimleri için taşıdığı çeşitli ipuçlarının ortaya çıkartılması, derleme yöntemiyle mümkün olmuştur. Ayrıca, dub techno'yu sınırlı internet içeriğinin ve akademik yazınsalın ötesinde, daha objektif bir şekilde tanımlayabilmek için, elektronik müzik yapımcıları, icracıları ve dinleyicilerinden oluşan 41 katılımcıyla kısa röportajlar yapılmıştır. Yedi farklı sorudan oluşan röportaj süreci, bir yandan dub techno'nun tanımlanmasını sağlarken, diğer yandan dans kültürü, prodüksiyon uygulamaları ve dans pistindeki sosyal, kültürel ve politik alanların keşfi konusunda yardımcı olmuştur. Röportajlarda toplanan öznel sözlü veriler, bilimsel objektifliği sağlamak adına araştırmanın anlatısına dahil edilmiştir. Bu veriler, bu araştırmanın ilgili bölümünde dub techno'yu tanımlamak için kullanılmış ve sahaya dair daha tutarlı bir izlenimin yaratılmasına da olanak sağlamıştır. Bu araştırma, müziğin form ve işlev bakımından bir orfik deneyime dönüşme sürecinde, dub techno'nun ipuçları sağlayıp sağlamadığı sorusuyla başlatılmıştır. Bu fikri incelemek için, röportajlara ek olrak, elektronik müzik yapımcıları, icracıları ve dinleyicilerinden oluşan 41 katılımcıyla bir anket yapılmıştır. Katılımcılara dub techno kategorisinden sekiz parça çalınmış ve bu parçaların kulaklıklarla mı yoksa dans pistinde mi dinlenmek için daha uygun oldukları sorulmuştur. Katılımcılara bu sorunun cevapsız bırakılması seçeneği de sağlanmıştır. Katılımcıların yanıtları, çalınan parçalarda hem kulaklıkta hem de dans pistinde hakim olan bir eğilime işaret etmiştir. Bu durum, orfik deneyim bağlamında ele alınabilecek komünal ve bireysel dinleme eylemlerinin özelliklerini tartışmak için bir fırsat yaratmıştır. Bu sebeple anket yöntemi de bu araştırmada önemli bir rol oynamıştır. Zira anket yönteminin kullanılması, tartışmayı analitik zemine oturtarak analiz sürecini tetiklemiş ve dub techno ile orfik deneyim arasındaki bağlantıyı aydınlatmaya yardımcı olmuştur. Ayrıca, bu araştırma için kısmen özelleştirilmiş bir müziksel analiz yöntemi sayesinde, her birinden ikişer örnekle, Detroit techno, acid techno ve minimal techno türlerindeki erken techno müziğinin baskın estetik unsurları incelenmiştir. Yanısıra, altı farklı dub techno parçasının incelenmesi için de aynı müziksel analiz yöntemine başvurulmuştur. Müzik analizi süreci, bir spektrum görüntüsünün oluşturulması, yapısal bir diyagramın çıkarılması, ana armonik ve melodik sekansların transkripsiyonu, temel rifflerin belirlenmesi, hem sequencer hem de notasyon görselleri kullanılarak davul desenlerinin görselleştirilmesi ve parçaların her birinde gerçekleşen yapısal olayların yazılı anlatımını içermektedir. Yukarıda tartışılan tüm yöntemler, bilimsel titizlik sınırları içinde araştırılan problemi ele almak ve çözmek için geniş bir perspektif oluşturmada önemli bir rol oynamıştır. Anket verilerinin ve görüşmelerin analizi, birkaç önemli bulguyu ortaya çıkartmıştır. İlk olarak, katılımcıların gözettiği bireysel ve komünal tüketim kriterlerinin müziksel özelliklerle, estetik niteliklerle ve mekânsal duyumla yakından ilişkisi aydınlatılmıştır. Katılımcıların yüksek çoğunluğu Basic Channel'ın Phylyps Trak'i, Overcast Sound'un Listing, Sinking'i ve Substance & Vainqueur'un Resonance'ı gibi güçlü ve stiff kick sesine, yüksek dinamik aralığa ve mid, high-mid ve high frekans yönünden baskınlığa, değişkenlik içeren bir aranjmana ve belirgin perküsif duyuma sahip olan parçaları dans pistinde dinlemek için; Rhythm & Sound'un Aerial'ı, Yagya'nın The Salt On Her Cheeks'i ve Topdown Dialectic'in B4'u gibi daha pürüzsüz bir ses paletine ve daha düşük bir dinamik aralığa, daha hafif bir kick sesine ve baskın atmosferik unsurlara sahip parçaları ise kulaklıkların bireyselliğine ve orfik deneyime uygun bulmuştur. Bu tercihler, katılımcıların salt müziğin duyumuna odaklanarak, orfik deneyimi öncelemeleri ve öncelememeleri davranışını doğuran estetik unsurların keşfine yol göstermiştir. Çalışmanın sonucunda, orfik deneyimle ilişkilendirilen dub techno parçalarının genellikle daha yavaş tempolu, ritmik baskınlıktan ziyade dokulara odaklanan, seyrek aranjmana sahip olan, echo ve reverb efektlerini baskın belirgin bir şekilde kullanan, düşük frekanslı sesleri ve tonaliteye göre hafif farklılıklar gösteren, sönük ancak belirgin bir timbral paleti olan parçalar olduğu ortaya çıkmıştır. Bu özellikler dub techno'daki orfik deneyimin, sıklıkla bireysel deneyimi ve iç gözlemi teşvik eden belirgin bir ses atmosferi ile kolaylaştırıldığını düşündürmektedir. Sonuçta orfik deneyimde bulunan dinleyicinin müziğin dokusunu, ses tasarımı ve aranjman süreçlerinde müziğin formuna ve işitselliğine yüklenen küçük detayları ve müziğin atmosferik unsurlarını daha yakın bir dinlemeyle keşfetme fikri taşıdığı söylenebilir. Bu çalışma ayrıca dub techno ve hem iç hem de dış mekansallık arasındaki ilişkiye de odaklanmıştır. Verilerin analizi, dub techno dinleyicilerinin müziğin affect altında deneyimlenmesi sürecinde, genellikle içe dönük bir farkındalığa alan yaratan cinsten bir iç mekansallıkla karşılaştığını göstermiştir. Ayrıca, bu çalışmada, dub techno'nun dış mekansallığının bağlamı olan gece kulüplerinin iç ve dış mimarîsi, DJ ve dinleyiciyi fiziksel olarak konumlandırma şekli, akustiği ve konforu gibi unsurların komünal müzik dinleme deneyimlerini şekillendirmede önemli bir rol oynadığı da ortaya konup tartışılmıştır. Her ne kadar techno müzik şemsiyesinin altında yer alan ve esas bağlamı dans ve dans pisti olan birden çok müzik türü komünal dinleme olgusu ile ilişkilendirilegelmiş olsa da, bu çalışma, dub technonun kimi taraflarıyla bu çerçevenin dışına çıktığını, bireysel ve kişisel bir deneyime dönük bir estetik taşıdığını göstermiştir. Bu araştırma, orfik deneyimin sadece dub techno ile sınırlı olmadığını, aynı zamanda diğer techno alt türleriyle de ilişkilendirilebileceğini ve bireysel müzik tüketimiyle olan ilişkilerinin araştırılabileceğini önermektedir. Nitekim, dub techno örneğinde görüldüğü üzere, orfik deneyimin dönüştürücü gücü, bir müzik türünün estetik paradigmasını kaydırabilir ve sesini değiştirebilir. Bu araştırma, yukarda bahsedilmiş olan nitelikleriyle orfik deneyimin techno müzik sahasındaki dönüştürücü gücünü inceleyerek alana katkı sağlamaktadır. Ancak araştırmanın, ilgili alanda yapılan çalışmaların azlığı, analiz edilen parça sayısının düşüklüğü, anket ve mülakat katılımcılarının sayısının 41 ile sınırlı olması, orfik deneyimin bireyler üzerindeki doğrudan etkilerine yönelik katılımcı veya gözlemci saha araştırmasının yokluğu gibi sınırlamaları bulunmaktadır. Bu nedenle, bu çalışmanın sağladığı görüşlerin genişletilmesine ve bu sınırlamaları aşacak gelecekteki araştırmalara ihtiyaç olduğu kabul edilmelidir. Gelecekteki araştırmalar, techno müziğin diğer alt türlerinin ve onların orfik deneyimle ilişkisini, ayrıca müzik tüketiminin bireyselleştirilmesinde diğer teknolojik cihazların ve medya bağlamlarının rolünü keşfedebilir. Bu araştırmalarla, orfik deneyimde komünal ve bireysel dinleme uygulamalarının rolü daha derinden irdelenebilir; bu deneyimlerin ayrıştığı noktalar daha farklı alanlarda da görünür kılınabilir. Dahası, görme ve dokunma gibi diğer duyular tarafından orfik deneyime nasıl aracılık edildiği ve dinleyicinin fiziksel çevresinin bu deneyime etkileri gibi meseleler de ileri araştırmalara konu edilebilir. Sonuç olarak, bu tez, orfik deneyimin dub techno üzerinden, techno müzik sahasındaki dönüştürücü gücünün anlaşılmasına katkı sağlamaktadır. Araştırma, orfik deneyimin bireysel müzik tüketimindeki etkisini incelemek için dub techno'nun bir örnek olarak kullanılabileceğini göstermiştir. Orfik deneyimin kolaylaştırılmasında yavaş tempoların, seyrek aranjmanların, echo ve reverb efektlerinin belirgin kullanımının ve dengeli bir timbral paletin önemini vurgulamaktadır. Bulgular ayrıca, techno'nun genellikle komünal dinleme ile ilişkilendirildiği halde, estetik unsurların altere edilmesi yoluyla bireysel bir deneyime de özne olabileceğini göstermiştir. Bu durum, müzik tüketimi ve üretimi için gelecekteki önerileri de beraberinde getirmektedir. Ayrıca bu tezin sınırlılıkları, bahsi geçen kısıtlamaları aşmak ve bu çalışmanın kapsamını genişletmek için ileri araştırmalara ihtiyaç duyulduğunu göstermektedir. Bununla birlikte, bu araştırma müziksel manzarayı şekillendirme noktasında orfik deneyimin dönüştürücü potansiyelini inceleyen ileri araştırmaların yolunu açmaktadır.

Özet (Çeviri)

Techno music has experienced significant transformations in stylistic, practical, social, political, and cultural aspects over the past 40 years. One example of this transformation is dub techno, which has broken free from the paradigms and stylistic hegemony of sub-genres, representing a multifaceted transformation that extends beyond a mere musical shift. Dub techno sets itself apart from the context in which techno music is consumed and utilized more broadly. Orphic media is a new form of media consumption that allows individuals to isolate themselves from the sonic environment and achieve sonic self-control, based on the neoliberal self. The concept of orphic remediation occurs through two modes: intramodal remediation and crossmodal remediation. Dub techno can be used as a musical example to examine the orphic experience of individual music consumption from a musicological perspective. The aim of this thesis is to explore the transformation and evolution of techno music since its inception, particularly with regard to the individualization of music consumption across genres, using dub techno as a case study. The research consists of four fundamental themes: orphic experience, dub music, techno music, and dub techno music. All of these debates have been conducted to illuminate the communal experience of the relevant music genres. Dub music's default context was large, handmade sound systems, which caused the collision of sub-frequencies with the individual's body on the dance floor and internalization of physical activity. Dub and techno music both use amplification devices to increase the volume of music. Performance techniques in both genres transform sound engineers into artists and DJs into modern shamans. Dub techno, however, has shown a breakaway movement from this origin, testing the idea of orphic experience with technological devices and changing media characteristics. This research provides a unique contribution to the field by examining the transformative force of the orphic experience on dub techno and the techno music landscape. The analysis of dub techno tracks revealed that those associated with the orphic experience tended to have slower tempos, sparse arrangements with emphasis on rhythmic textures, prominent use of reverb and delay effects, and a subdued but distinct timbral palette featuring low-frequency sounds and subtle variations in tonality. These characteristics suggest that the orphic experience in dub techno is often facilitated by a distinct sonic atmosphere that encourages individual contemplation and introspection. The study conducted a survey and interviews with electronic music producers, performers, listeners, and dub techno enthusiasts to gain insight into their producing listening habits and experiences. The findings of the study indicate that while dub techno is often associated with communal listening in club settings, it can also be enjoyed as an individual, personal experience. The transformative power of the orphic experience can change the aesthetic paradigm and sound of a genre, as evidenced by dub techno. The research also delved into the relationship between dub techno and spatiality, both inner and outer. Future research could explore other sub-genres of techno music and their relationship with the orphic experience, as well as the role of other technological devices and media contexts in the individualization of music consumption. Future research could also examine the role of communal versus individual listening practices in the orphic experience. However, this research is limited by the scarcity of studies conducted in the relevant field, the low number of pieces analyzed, the restriction of the number of survey and interview participants to 41, the absence of a field research on the direct effects of orphic experience on individuals, and the weak a posteriori data. It is hoped that this research will inspire enthusiastic scholars to remedy the deficiencies in the literature by conducting further research.

Benzer Tezler

  1. Cüneyd Orhon'un kemençe icrasının özellikleri

    Kemence performance characteristics of Cuneyd Orhon

    SERCAN HALİLİ

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2011

    MüzikHaliç Üniversitesi

    Türk Müziği Ana Sanat Dalı

    YRD. DOÇ. DR. GÖZDE ÇOLAKOĞLU

  2. Erken Cumhuriyet Dönemi Anadolu kentinde bir modernleşme aracı olarak 'İstasyon Caddesi'nin incelenmesi: Ankara örneği

    Studying the 'İstasyon Street' by means of modernization the Anatolian city in Early Republican Period: Ankara case

    MELTEM ÖZTEN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2001

    MimarlıkYıldız Teknik Üniversitesi

    Mimarlık Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. BÜLENT TARIM

  3. İlköğretim 6. sınıf sosyal bilgiler dersi Osmanlı Devletinin kuruluşu ünitesinde öğrenme stratejilerini öğrenmenin öğrenci erişisine etkisi

    The Effects of learning, learning strategies on student acquisition in 6th grade primary school, social studies lesson, the foundation of the Ottoman Empire unit

    MEHMET ÜLGER

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2003

    Eğitim ve ÖğretimGazi Üniversitesi

    İlköğretim Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. HAMZA KELEŞ

    YRD. DOÇ. DR. SELMA YEL

  4. Futbolcularda yokuş aşağı yapılan yön değiştirmeli, hızlanma-yavaşlamalı ve doğrusal sprint antrenmanlarının sürat ve çeviklik performansı üzerine etkileri

    The effects of downhill shifting, acceleration-deceleration and linear sprint training on speed and agility performance in footballers

    DAVUT BAŞER

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    SporAfyon Kocatepe Üniversitesi

    Beden Eğitimi ve Spor Ana Bilim Dalı

    DOÇ. MEHMET YILDIZ