Bridging the GAP between product and user: A design framework to establish a free relationship with tehnology
Ürün ile kullanıcı arasında köprü kurmak: Teknoloji ile özgür bir ilişki kurabilmek için bir tasarım çerçevesi
- Tez No: 843322
- Danışmanlar: PROF. DR. GÜLNAME TURAN
- Tez Türü: Doktora
- Konular: Endüstri Ürünleri Tasarımı, Industrial Design
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2023
- Dil: İngilizce
- Üniversite: İstanbul Teknik Üniversitesi
- Enstitü: Lisansüstü Eğitim Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Endüstriyel Tasarım Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Endüstriyel Tasarım Bilim Dalı
- Sayfa Sayısı: 302
Özet
Teknolojinin hakimiyet sürdüğü günümüz dünyasında, ürünler ve yapılı çevre ile etkileşim şeklimiz yaşam tarzımızı, ruh sağlığımızı, sosyal etkileşimlerimizi ve daha temelde doğa ile olan ilişkimizi önemli ölçüde etkilemektedir.“Ürün ve Kullanıcı Arasında Köprü Kurma: Teknoloji ile Özgür Bir İlişki Kurmak İçin Bir Tasarım Çerçevesi”başlıklı tez, bu etkiyi kabul eder ve ürün ile kullanıcı arasındaki köprü kurmanın yollarını önererek insan yaşamının kalitesini artırmayı hedefler. Bu çalışmanın temel varsayımı, tasarımın davranışlarımızı, alışkanlıklarımızı ve toplumumuzun dokusunu etkileyebileceğidir. Bir ürün dikkatlice tasarlandığında, sadece işlevsel bir amaca hizmet etmekle kalmaz, aynı zamanda daha erdemli bir yaşamın yolunu açar. Bu, refahı teşvik eden, anlamlı ilişkileri kolaylaştıran, sürdürülebilir uygulamaları açığa çıkaran ve doğanın armağanlarına karşı minnettarlığı teşvik eden tasarımları içerir. Tezin temel argümanına göre teknoloji anlayışımızda ve onunla kurduğumuz etkileşimde bir dönüşümün gerekmektedir. Bu dönüşüm için teknolojiyi araçsal niteliklerin ötesine geçerek,“techne-logos”, yani yapım-bilgisi olarak ele almanın gerekliliği açığa çıkarılmaktadır. Budoğrultuda, teknoloji ile daha organik, bütüncül ve birbirine bağlı bir etkileşimi besleyen, böylece böylece ürün ve kullanıcı arasında köprü kurmayı hedefleyen bir tasarım çerçevesi önerilmektedir. Bu kayma, Teknolojinin artık bir lüks veya araç olmadığı, günlük yaşamımızın ayrılmaz bir parçası olduğu, iletişimden ve çalışma hayatına ve eğitim hayatına, eğlenceden ve sağlık hizmetlerine kadar varlığımızın her yönüne nüfuz ettiği bir dönemdeki önemine dikkat çekilmektedir. Teknolojiyi“techne-logos”olarak görmek, onu sadece bir alet olarak değil, sanat, zanaat ve bilmenin bütüncül bir kombinasyonu olarak düşünmeye davet eder. Bu, teknolojiyi insan yaratıcılığı ve rasyonalitesinin bir tezahürü olarak ve hayatlarımızla iç içe olan ontolojik bir olgu olarak tanımakla ilgilidir. Bu perspektiften bakıldığında teknoloji, insan niyetinin bir uzantısı, insanın kapasitesini artıran uyumlu bir etkileşim, insan değerlerini ve hedeflerini ifade etmek için bir yola dönüşür. Bu anlayış, büyümeyi, anlayışı ve daha yüksek bir yaşam kalitesini teşvik eden bir döngüde teknolojiyi şekillendirdiğimiz ve teknolojinin bizi şekillendirdiği simbiyotik bir ilişkiye izin verir. Bu tez bağlamında önerilen bu dönüştürücü bakış açısı, teknoloji ve doğa ile olan ilişkimizi yeniden gözden geçirmeye teşvik ederek daha entegre ve insancıl bir teknolojik gelecek hayali kurar. Doğanın sunduklarını tanımak ve bunlara saygı duymak, erdemli bir yaşam sürmenin ayrılmaz bir parçasını oluşturur. Bizim buradaki konumumuz, tasarımı salt materyalist hedeflerin ötesine taşımak ve doğa ile olan ilişkimizin daha derin, fenomenolojik bir anlayışını somutlaştırarak tasarım sürecinin ontolojisine derinlemesine nüfuz etmektir. Bu tez,“dünyada-olma”nın önemini ve çevremize bağlılığımızı vurgulamaktadır. Varlığımızın doğadan ayrı olmadığını, onun içinde kök saldığını fark etmenin, doğayı anlamamıza ve tasarım sürecimize entegre etmemize yardımcı olduğunu savunuyoruz. Bunun tasarım faaliyetini doğanın ritmini yansıtan, doğanın verimliliğinden, dayanıklılığından ve birbirine bağlılığından öğrenen, doğayı yalnızca tüketilecek bir hammadde kaynağı olarak değil, birlikte varolunabilecek bir ortak olarak gören yansıtıcı sürece dönüştürebileceğini umuyoruz. Bu bağlamda, tezde sunulan tasarım çerçevesi, teknoloji ve doğa ile daha bütünsel, simbiyotik ve empatik bir ilişki geliştirerek ürünler ve kullanıcılar arasında köprü kurmayı amaçlamaktadır. Bu doğrultuda önerilen tasarım çerçevesi, çeşitli tasarım yaklaşımları ve metodolojik araçlar dahil olmak üzere, insan onuruna, doğanın cömertliğine ve daha geniş ekolojik sisteme saygı duyan, bu amaca yönelik çeşitli çağdaş girişimleri bünyesinde barındırır. Bu tasarım çerçevesi ile önerilen tasarım faaliyetinin amacı sadece işlevsel ve verimli ürünler tasarlamak ve üretmek değil, aynı zamanda kullanıcılar, ürünler ve doğa arasında uyumlu bir ilişki sağlamaktır. Tezin birinci bölümünde çalışmanın amacı, önemi, kapsamı ve sınırlamaları sunularak bu zorlu girişim için zemin hazırlığı yapılmaktadır. Tez, ürünler ve kullanıcılar arasındaki mevcut ilişkiyi anlama ve daha simbiyotik bir bağlantıyı teşvik eden bütüncül bir çerçeve geliştirme gerekliliğinden hareket etmektedir. Bu bölümde araştırma tasarımı, çalışmanın yörüngesini aydınlatmak için ana hatlarıyla belirtilmiş, araştırmanın hedefleri ve araştırma soruları, ürün ve kullanıcı arasındaki GAP'ı keşfetmeye, anlamaya ve nasıl köprüleneceğine işaret edecek şekilde belirlenmiştir. İkinci bölümde,“GAP”kavramını açığa çıkarmak için kapsamlı bir literatür araştırması sunulmaktadır. Bu bölümde, bilişsel, davranışsal ve somutlaştırılmış yaklaşımlar tartışılarak, ürün-kullanıcı ilişkilerinin çeşitli yönleri araştırılmaktadır. Bu bölüm, GAP'ın Kartezyen ikiliklerin, teknolojinin araçsallaştırılmasının ve doğrusal inovasyon modellerinin karmaşık bir ürünü olduğunu tartışmakta ve bunların ürünlerin ilkel çağlardan günümüz dijital ürünler çağına evriminde rol oynayan temel faktörler olduğuna vurgu yapılmaktadır. Ayrıca, bitmiş ürünlerin 'kara kutu' doğasının ve endüstriyel tasarım süreçlerinde faydalanılan pasif kullanıcı profillerinin GAP'a nasıl katkıda bulunduğuna ışık tutarak, ürün ve kullanıcının kavramsal konumlandırılması sunulmaktadır. Ayrıca bu bölümde piyasa, ürün ve kullanıcı arasında cereyan eden karmaşık ilişkiler ağının pervasız bir düzenleyicisi olarak kavramsallaştırılmakta ve GAP'in giderek derinleşmesindeki rolü tartışılmaktadır. İkinci bölümün ilerleyen kesitlerinde ürün ile kullanıcı arasındaki GAP'in nasıl köprüleneceğine yönelik stratejiler ve yaklaşımlar ele alınmaktadır. Kapsayıcı ve kullanıcı merkezli tasarım, sürdürülebilir ve etik tasarım ve yenilikçi tasarım stratejileri gibi çağdaş tasarım yaklaşımlarının yanısıra, Prosumer/Prosumption stratejisi, sosyal inovasyon ve sorumlu inovasyon gibi kullanıcı odaklı inovasyon ve geliştirme stratejilerini derinlemesine incelenmektedir. Bu bölüm aynı zamanda dijital vatandaşlığı ve yaşam boyu öğrenmeyi teşvik etme, topluluk odaklı kalkınma, sürdürülebilir kalkınma için politika ve düzenleme ve sürdürülebilirlik için disiplinler arası işbirliği gibi eğitim ve güçlendirme stratejileri hakkında bir tartışma içerir. Bölüm, Heidegger'in felsefesi ve bunun tasarım üzerindeki etkileri üzerine bir tartışma ve Heidegger'in felsefesinin bu tezde önerilen HOOME tasarım çerçevesinin bel kemiğini oluşturduğunu vurgulayarak sonlanmaktadır. Üçüncü bölümde çalışmanın araştırma yöntemi sunulmaktadır.“Ontolojiden Metodolojiye Bütünsel Kapsayıcı Tasarım Çerçevesi – HOOME”başlıklı tasarım çerçevesinin tezin en önemli çıktısını oluşturmaktadır. Bu bölümde bu tasarım çerçvesinin nasıl oluşturulduğu, katmanlı yapısı ve boyutları, Ontolojik (Var-olma ve Anlama) ve Metodolojik (Yapma ve Sürdürme) Katmanları, alt kırılımları dahil olmak üzere ayrıntılı olarak açıklanmaktadır. HOOME Tasarım Çerçevesi, geleneksel endüstriyel yöntemlerin kısıtlamalarından bağımsız olarak teknoloji ile özgür bir ilişkiyi kolaylaştırmayı ve alternatif teknolojik olasılıkların gerçekleştirilmesine olanak sağlamayı amaçlar. Bu çerçevenin işlevselliği çeşitli endüstriyel tasarım stüdyosu projeleri ile test edilmiştir. Bu bölümde her projenin tasarım süreci ve sonuçları analiz edilerek çerçevenin uygulanmasına ilişkin pratik bilgiler sağlanmıştır. Önerilen çerçevenin işlevselliğinin değerlendirilmesi, çalışmanın bütünlüğü açısından büyük önem taşımaktadır. Bu değerlendirme için hem ikili hem de Likert ölçeği değerlendirmelerinin uygulandığı, iki aşamalı bir uzman değerlendirme süreci gerekleştirilmiştir. Dördüncü bölümde, proje sürecinin sonunda ortaya çıkan bireysel projeler, hem de genel tasarım süreci ve HOOME Tasarım Çerçevesi'nin değerlendirilmebilmesi için yürütülen iki aşamalı uzman değerlendirmesinin sonuçlarının kapsamlı bir dökümünü paylaşılmaktadır. Uzman değerlendirmesinin ortaya koyduğu zengin veri seti, HOOME Tasarım Çerçevesinin işlevselliğini ortaya koyma ve bu çerçeve etrafında planlanan tasarım faaliyetinin ürün ve kullanıcı arasındaki GAP'i köprüleme potansiyelini açığa çıkarmıştır. Beşinci bölüm, araştırma yolculuğunu özetleyen ve çalışmanın çıkarımlarının altını çizen sonuç bölümüdür. Çalışma bağlamında geliştirilen HOOME Tasarım Çerçevesi'nin mevcut tasarım bilgisine katkıda bulunmada, ürünler ve kullanıcılar arasındaki GAP'a ışık tutmada ve bu GAP'i köpürülemedeki işlevselliği gösterilmektedir. HOOME çerçevesinin, özünde, daha kullanıcı merkezli, etik, sürdürülebilir ve sorumlu ürün tasarımı ve kullanımı için bir temel oluşturarak, kullanıcı-ürün ilişkisini yeniden tanımladığı ileri sürülmektedir. Bu uzun yolculuk boyunca tez, ürün tasarımına ve kullanıcı etkileşimine yönelik bakış açımızın sürekli olarak yeniden yönlendirilmesini gerektirmiştir. Geliştirilen bütüncül ve kapsayıcı tasarım çerçevesi ürün ve kullanıcılar arasındaki GAP'i köprülemek ve teknoloji ile özgür bir ilişki kurmak için sağlam bir zemin sağlayarak, günlük hayatımızda teknolojiyi algılama ve onunla etkileşim kurma şeklimizi temelden değiştirecek bir yaklaşım önerisinde bulunulmuştur.
Özet (Çeviri)
In a world dominated by technology, the way we interact with products and built environment has a significant impact on our lifestyle, mental health, social interactions, and more fundamentally our relationship with nature. The thesis“Bridging the GAP Between Product and User: A Design Framework to Establish a Free Relationship with Technology”acknowledges this impact and seeks to enhance the quality of human life by suggesting ways of bridging the GAP between product and user. A fundamental assumption in this work is that design can influence our behavior, our habits, and the very fabric of our society. When a product is designed thoughtfully, it not only serves a functional purpose but also cultivates a more virtuous life. This involves designs that promote wellbeing, facilitate meaningful relationships, encourage sustainable practices, and foster gratitude towards nature's gifts. The core argument of the thesis calls for a transformation in our understanding and interaction with technology, shifting from an instrumental view towards acknowledging it as“techne-logos”. The essence of this argument is the necessity for a design framework that nurtures a more organic, holistic, and interconnected interaction with technology, thereby bridging the GAP between users and products. This shift is paramount in an era where technology is an integral part of our daily lives and not merely a luxury or a tool. It permeates every facet of our existence, from communication and work to education, entertainment, and healthcare. Seeing technology as“techne-logos”invites us to consider it not merely as an instrument, but as a combination of art, craft, and understanding. It is about recognizing technology as an embodiment of human creativity and rationality that intertwines with our lives. In this perspective, technology becomes an extension of human intent, a harmonious interaction that enhances human capacities, and an avenue for expressing human values and aspirations. It allows for a symbiotic relationship where we shape technology, and technology shapes us, in a cycle that promotes growth, understanding, and a higher quality of life. This transformative view of technology, as proposed in this thesis, encourages us to reconsider our relationship with technology and nature, thus opening new pathways for a more integrated and humane technological future. Recognizing and respecting nature's offerings forms an integral part of leading a virtuous life. Our position here is to elevate design beyond mere materialistic goals – utilizing sustainable materials or reducing waste – and deeply permeating in the very ontology of the design process, embodying a more profound, phenomenological understanding of our relationship with nature. This thesis emphasizes the importance of 'being-in-the-world' and our interconnectedness with our environment. We argue that recognizing our existence is not separate from nature, but deeply rooted within it, helps us understanding and integrating nature into our design process. This may transform design into a reflective process where the design itself mirrors the rhythm of nature, where design learns from nature's efficiency, resilience, and interconnectedness, where encourages us to empathetically understand nature, not as an object to be used, but as a partner to co-exist with. In this regard, the design framework presented in the thesis seeks to bridge the GAP between products and users. It aims to foster a more holistic, symbiotic, and empathetic relationship with technology and nature. It incorporates various contemporary initiations towards this end which respect human dignity, nature's bounty, and the wider ecological system including design approaches and methodological tools. The objective is not just to create functional and efficient products, but to enable a harmonious relationship between users, products, and nature. Chapter 1 sets the stage by presenting the purpose, significance, scope, and limitations of the study. The thesis is driven by the necessity to comprehend the current relationship between products and users and to develop a holistic framework that encourages a more symbiotic connection. The research design is outlined to elucidate the study's trajectory, and the research objectives and questions emphasize on exploring, understanding, and bridging the GAP between product and user. In Chapter 2, a comprehensive literature research is presented to explore the concept of the“GAP”. By discussing cognitive, behavioral, and embodied approaches, the study investigates various aspects of product-user relations. This chapter reveals that this GAP is a complex product of Cartesian dichotomies, instrumentalization of technology, and linear models of innovation, all of which have influenced the evolution of products from hand-crafted items to the current era of digital products. It also explores the conceptual positioning of the product and user, shedding light on how the 'blackbox' nature of finished products and the passive persona of users contribute to the GAP. Furthermore, the chapter scrutinizes the role of the market as a reckless organizer of complex networks of relations, leading to a widening of this GAP. The chapter then moves towards strategies and approaches for bridging the GAP. It explores contemporary design approaches like inclusive and user-centered design, sustainable and ethical design, and innovative design strategies. Further, it delves into user-driven innovation and development strategies such as the Prosumer/Prosumption strategy, social innovation, and responsible innovation. This segment also includes a discussion on education and empowerment strategies like promoting digital citizenship and lifelong learning, community-driven development, policy and regulation for sustainable development, and interdisciplinary collaboration for sustainability. The chapter concludes with a discussion on Heidegger's philosophy and its implications for design emphasizing that Heidegger's philosophy forms the backbone of the HOOME design framework proposed in this thesis. Chapter 3 presents the research methodology of the study. The strategy of the study is outlined, along with the theory construction method. The crux of the thesis, a new design framework titled“Holistic Overarching Design Framework from Ontology to Methodology – HOOME”is introduced. Its layered structure and dimensions are explained in detail, including its ontological layers (Being and Understanding) and methodological layers (Constructing and Sustaining). HOOME Design Framework aims to facilitate a free relationship with technology, free from the constraints of traditional industrial methods, and to allow the realization of alternative technological possibilities. This is demonstrated through its application in several industrial design studio projects. Each project's design process and outcomes are analyzed, providing practical insight into the implementation of the framework. The evaluation of the proposed framework's effectiveness forms a crucial part of the study. This was achieved through a two-stage expert evaluation process, applying both binary and Likert scale evaluations. Chapter 4 presents results and discusses the expert evaluation of the HOOME framework and its applications in the design projects, providing a thorough breakdown of the results from two stages of expert evaluation, both for individual projects and for the overall design process and framework. The rich dataset revelaed by the expert evaluation validates the effectiveness of the HOOME Design Framework and demonstrates its potential in addressing the GAP between product and user in design. Chapter 5 concludes the thesis, encapsulating the research journey and underlining the implications of the study. How the study contributes to current design knowledge, shedding light on the existing GAP between products and users and proposing a novel, holistic, overarching design framework to bridge this GAP is presented. The HOOME framework, in essence, is argued to redefine the user-product relationship, laying a foundation for more user-centric, ethical, sustainable, and responsible product design and use. Through this comprehensive journey, the thesis calls for a reorientation of our perspective towards product design and user interaction. By developing a holistic framework, it provides a robust platform to bridge the GAP between users and technology, fundamentally shifting the way we interact with and perceive technology in our everyday lives.
Benzer Tezler
- Towards a model for analyzing the cognitive gap in user-product interaction throughout the technological evolution
Kullanıcı-ürün etkileşiminde bilişsel boşluk: Teknolojik evrim açısından bir analiz modeli
BEYZA DOĞAN
Doktora
İngilizce
2024
Endüstri Ürünleri Tasarımıİstanbul Teknik ÜniversitesiEndüstriyel Tasarım Ana Bilim Dalı
PROF. DR. HATİCE HÜMANUR BAĞLI
- Experience reflection modelling (ERM) as a generative research method and student engagement in product design at undergraduate level
Lisans düzeyinde ürün tasarımında bir yaratıcı tasarım araştırması yöntemi olarak deneyim yansıtma modellemesi (DYM) ve öğrenci katılımı
SENEM TURHAN
Doktora
İngilizce
2013
Endüstri Ürünleri TasarımıOrta Doğu Teknik ÜniversitesiEndüstri Ürünleri Tasarımı Bölümü
YRD. DOÇ. DR. ÇAĞLA DOĞAN
- Dönel simetrik elemanların modüler tasarımı CAM-CNC integrasyonu ve simülasyonu
Modular design, CAM-CNC integration and simulation of rotational parts
HAKAN MESTÇİ
- Ruling IM/Material uncertainties: Visual rules in digital fabrication processes
Dijital üretim süreçlerinin görsel şemaları
ZEYNEP AKKÜÇÜK KIRIM
Yüksek Lisans
İngilizce
2014
Mimarlıkİstanbul Teknik ÜniversitesiBilişim Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. MİNE ÖZKAR KABAKÇIOĞLU